Haberler

AK Parti TBMM Grup Toplantısı

AK Parti Genel Başkan Vekili ve Başbakan Binali Yıldırım, Türk Silahlı Kuvvetlerinin İdlib'teki görevlerini Astana sürecindeki garantör ülkelerce mutabakata varılan angajman kuralları çerçevesinde yürüteceğini vurgulayarak, "Herkes rahat olsun.

AK Parti Genel Başkan Vekili ve Başbakan Binali Yıldırım, Türk Silahlı Kuvvetlerinin İdlib'teki görevlerini Astana sürecindeki garantör ülkelerce mutabakata varılan angajman kuralları çerçevesinde yürüteceğini vurgulayarak, "Herkes rahat olsun. Ne yaptığımızı bilerek, titizlikle emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz. Sivillerin ve masumların haklarını en üst düzeyde gözetmeyi hedefliyoruz." dedi.

Yıldırım, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Suriye'de yaşayan göçmenlerin normalleşme ve hayata tutunma çabalarının devam ettiğini söyledi.

Bölgede yaşayanların evlerine geri dönmeleri için Azez-Cerablus arasındaki hayat şartlarını iyileştirmek adına gerekenin yapılmaya çalışıldığını ifade eden Yıldırım, geçtiğimiz yılın sonunda ülke genelinde ilan edilen ateşkes sayesinde Suriye'deki çatışmaların büyük ölçüde kontrol altına alındığını ifade etti.

Astana süreci doğrultusunda ateşkesi tahkim edecek adımların da atıldığını vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:

"14-15 Eylül'de düzenlenen son toplantıda İdlib ve çevresinde gerginliği azaltma ve çatışmaları önleme prensibi doğrultusunda bölgede bir güvenlik kuşağı oluşturulması kararı verildi. Halep'te geçtiğimiz yıl yaşanan olaylar sonrası sivil halkın akın akın İdlib'e gelmesi neticesinde insanlar bu bölgede çok ağır şartlar içerisinde yaşıyor ve o insanlar arasına sızan terör unsurları da var. Bu sebeple alınan karar çerçevesinde 3 garantör ülke tarafından İdlib çepeçevre bir güvenlik çemberine alınacak ve buradaki terör faaliyetleri önlenecek. Diğer yandan da olası iç karışıklıkta ülkemize yeni büyük bir göç dalgasının önüne geçilmiş olacak."

"Herkes rahat olsun"

Yıldırım, bölgede yaşananlara ilişkin Özgür Suriye Ordusu unsurlarının önden intikallerini yaptığını, gerekli hazırlıklarının tamamlandığını, 8 Ekim itibarıyla da Türk Silahlı Kuvvetlerine ait askerlerin bölgede keşif faaliyetlerine başladığını aktardı.

Bu durumun Fırat Kalkanı Harekatı'ndan sonra Suriye'de gerçekleştirilen ikinci sınır ötesi faaliyet olduğunun altını çizen Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bu faaliyetlerin amacı çok açık ve nettir. Birincisi ayrıştırmak, ikincisi zemin hazırlamak, üçüncüsü ise ülkemize muhtemel göç dalgasının önünü almak, gerginliği azaltarak çatışmaları ortadan kaldırmak. Ayrıştırmadan muradımız birçok yerde iç içe geçmiş sivil halkla ılımlı muhalefetle, dost kuvvetlerle teröristleri birbirinden ayrıştırmaktır. Bu konuda titiz olmak zorundayız. Zemin hazırlamaktan muradımız ise kontrol noktaları oluşturmak, gelecek kuvvetlere hazırlık sağlamak. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bölgedeki görevlerini Astana sürecindeki garantör ülkelerce mutabakata varılan angajman kuralları çerçevesinde yürütecektir. Herkes rahat olsun. Ne yaptığımızı bilerek, titizlikle emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz. Sivillerin ve masumların haklarını en üst düzeyde gözetmeyi hedefliyoruz. Barışa, bölgede istikrara katkı sağlamak için gerekli sorumluluğu alıyoruz. Bütün bu çabalarımızın BM arabuluculuğunda Cenevre'de başlatılmış olan siyasi sürecin yani Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunarak oradaki tüm etnik grupların içine dahil edileceği kalıcı ve sürekli bir barışın tesisi çalışmalarına önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz."

IKBY'nin gayrimeşru referandumu

Başbakan Binali Yıldırım, IKBY tarafından bir süre önce gayrimeşru bir referandumun gerçekleştirildiğine dikkati çekti.

Süreci Türkiye olarak dikkatle izlediklerini anlatan Yıldırım, "Bütün dünyanın karşı çıkmasına rağmen maalesef hukuki dayanağı olmayan bu referandum gerçekleştirildi. Irak halkı ve hükümeti DEAŞ musibetiyle uğraşırken Kuzey Irak Yönetimi bunu fırsat bilip kendi boş hayallerinin peşinde koştu. Tek taraflı girişim Irak anayasasının açık ihlalidir, hukuksuzdur ve yok hükmündedir. Türkiye'nin Irak Merkezi Hükümeti Yönetimi ve İran'ın dostluğunu da kaybeden Kuzey Irak Yönetimi'nin düze çıkmasına imkan yoktur. Bu gidişat onları hayra götürmez, o nedenle yol yakınken bu vahim yanlıştan dönmelerini tavsiye ederiz." çağrısında bulundu.

"Bizim derdimiz sorumsuzca davranan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'dir"

Yıldırım, artık Türkiye'nin Irak'taki tek muhatabının yanlız ve yanlız Irak Merkezi Hükümeti olduğunun altını çizdi.

Kuzey Irak yönetiminin attığı referandum adımı karşısında Irak Hükümeti ve İran ile koordinasyon halinde bazı tedbirlerin hayata geçirilmesine başlandığına dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:

"Kuzey Irak Yönetimi Temsilcilerini ülkemizden gönderdik. Peşmergeye vermekte olduğumuz eğitime son verdik. Erbil ve Süleymaniye'ye uçuşları durdurduk. Ülkemizin bazı illerini kendi haritaları içerisinde gösteren televizyonları uydu yayınından çıkardık. Irak Merkezi Hükümeti unsurlarının da katılımıyla sınırlarımızda Habur Kapısı civarında askeri tatbikatlara başladık.

Kuzey Irak yönetimine karşı aldığımız tedbirler kati suretle Irak'taki Kürt, Arap, Türkmen, Asuri, Ezidi gibi unsurları, oradaki kardeşlerimizi hedef almamaktadır. Bizim derdimiz sorumsuzca davranan ve Kürt halkının bugüne kadar ki kazanımlarını yok etmeye yönelik Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'dir. Bilsinler ki orada oldu ve bittilere asla müsamaha gösterilmeyecektir. Bölgede yaşayan bütün etnik grupların, bütün kardeşlerimizin bugüne kadar hayatını kolaylaştırmak için, daha iyi şartlarda yaşamaları için gereken her şeyi yaptığımız gibi bundan sonrada aynı şekilde yapmaya devam edeceğiz."

"İran, Irak, Türkiye atılacak adımları kararlaştıracak"

Yıldırım, tedbirlerinin bunlarla sınırlı olmadığını, yakın zamanda Irak, İran ve Türkiye'nin bir araya gelerek, atılacak adımları kararlaştıracağını ifade etti.

Bölgedeki zorluklara rağmen Türkiye'nin istikrarını koruduğunu, olaylar karşısında büyüme ve gelişmeyi sürdürdüğünü dile getiren Yıldırım, Türk ekonomisinin satın alma gücü paritesine göre, dünyanın 13'üncü, Avrupa'nın ise, İspanya'yı geride bırakarak, 5'inci ülkesi haline geldiğine işaret etti.

Hedefin, 2020'de üst gelir grubundaki ülkeler arasına girmek olduğunu belirten Yıldırım, gücü ve sağlamlığı defalarca test edilmiş bir ekomik büyüme çizgisinde ilerlediklerini vurguladı.

Yıldırım, 2003-2016 yıllarında ortalama büyümenin yüzde 5,6, bu yılın ilk çeyreğinde ise büyümenin 5,1, ikinci çeyrekte de 5,2 olarak gerçekleştiğini anlatttı.

15 yılda milli gelirin 3 kat arttığını, öncü göstergelerin önümüzdeki süreçte de bu artışın devam edeceğini gösterdiğini aktaran Yıldırım, ihracat, satın alma ve sanayi üretiminde yükselen bir ivmeyle yollarına devam edeceklerini dile getirdi.

Reel sektör güveninin de her geçen gün arttığını ve vatandaşın geleceğe güvenle baktığını belirten Yıldırım, içeri ve dışarıdaki tüm sıkıntılara rağmen daha güçlü bir ülke yolunda çalışmaların aralıksız sürdürüldüğünü söyledi.

"Nihai hedefimiz, ülkemizi terörden tümüyle arındırmak"

Ekonominin daha da büyütüleceğini, kalkınmanın artırılacağını belirten Yıldırım, "Türkiye'nin büyümesini, güçlenmesini, istikrarını istemeyenlere karşı mücadelemizi de karalılıkla devam ettireceğiz. Nihai hedefimiz, ülkemizi terörden tümüyle arındırmak ve her bakımdan güçlü bir hale gelmektir." diye konuştu.

Kalkınmanın, en önemli bileşenenin yatırım olduğunu dile getiren Yıldırım, Türkiye'nin gelecek 15 yıllık öngörüsünün de buna göre şekillendirildiğini aktardı.

Önümüzdeki 10 yılda, altyapı, ulaştırma, sağlık teknolojileri alanında 100 milyar doların üzerinde yatırım hedeflediklerini ifade eden Yıldırım, sağlıkta dönüşüm kapsamında da yeni yatırım planları olduğunu, aynı şekilde bilgi ve iletişim teknolojileri alanlarında da ciddi yatırımlar, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini gerçekleştireceklerini kaydetti.

"Türkiye şimdi daha güçlü..."

Türkiye'nin güvenli liman olmaya devam edeceğini bildiren Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'ye yönelik her saldırı, önümüze çıkarılan her engel bizim gücümüzü de kararlığımızı da sorumluluğumuzu da daha da artırıyor. Bu sebeple birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi düne göre, bugün, yarın çok daha kuvvetlendirmemiz gerekiyor. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, birlikte Türkiye olacağız. Bugün geçmişten aldığımız güçle, geleceğe daha emin adımlarla yürüyoruz. Türkiye şimdi daha güçlü, millet daha güçlü, ekonomimiz daha güçlü, gençlerimiz, kadınlarımız daha da umutlu. Hedefimiz daha büyük, geleceğimiz evelallah dünden daha aydınlık."

2023 hedefleri, 2053 ve 2071 vizyonlarına emin adımlarla ilerlemek için önlerinin daha açık olduğunu söyleyen Yıldırım, hedefe ulaşmak için daha çok çalışacaklarını belirtti.

Yıldırım, Genel Kurulda geçen hafta görüşülmeye başlanan "İş Mahkemeleri Kanunu"na ilişkin tasarının da bu hafta tamamlanmasını beklediklerini kaydetti. İş kanunlarının yanlış yorumlanması ve içtihatlar dolayısıyla işçi ve işverenlerin mağduriyet yaşadığına işaret eden Yıldırım, tasarıdaki arabuluculuk kurumuyla zaman kaybetmeden sorunun iş başında çözüleceğini ve mahkemelerin yükünün azalacağını belirtti.

Başbakan Yıldırım'ın konuşmasının ardından kapalı grup toplantısına geçildi. AK Parti Adıyaman Milletvekili ve Grup Denetçisi Salih Fırat, AK Parti'nin 26'ıncı dönem 2'nci yasama yılı grup hesaplarını okudu.

(Bitti)

Kaynak: AA / Politika

Binali Yıldırım Ak Parti Astana Irak Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title