Haberler

AK Parti Gençlik Kolları Ankara İl Başkanlığı Danışma Meclisi Toplantısı

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, "Biz Türkiye'yi İnsan Haklarına, Özgürlüklere Saygı Duyulan Bir Ülke Yapmanın Derdindeyiz" Dedi.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, "Biz Türkiye'yi insan haklarına, özgürlüklere saygı duyulan bir ülke yapmanın derdindeyiz" dedi.

Ali Babacan, mesleki eğitim ve üniversitelerde reformun mutlaka gerektiğini söyledi. Bakan Babacan, Halil İbrahim Sofrası'nda gerçekleştirilen AK Parti Gençlik Kolları Ankara İl Başkanlığı Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Babacan, son dönemde AB'ye ihtiyaç olunmadığı ve yabancı sermaye istenmediği ifadelerinin duyulduğunu belirterek "Biz eğer bu dört yıl içinde AB perspektifimizi korumasaydık, dışa açılma politikalarımızı kararlılıkla uygulamasaydık, elde ettiğimiz başarıların yüzde 1'ini bile elde etmemiz mümkün değildi" dedi.

Türkiye içinde AB konusunun olumsuz işlendiğine dikkat çeken Babacan, şöyle konuştu: "AB'nin yaptığı herşey doğru mu? Değil. AB hatalı davranışlar içerisine giriyor mu? Giriyor. Bizimle ilgili son zamanlarda verdikleri karar adaletsiz mi? Adaletsiz. Ama Türkiye'nin şunu da unutmaması gerekir şu an 27 üye ülke var. Bunların her birisi ayrı telden çalıyor olabilir. Oysa biz AB üyeliği sıfatına ihtiyacı olmayan bir ülkeyiz aynı zamanda. Yani illa bir sıfat eklenmesinin peşinde de değiliz. Biz Türkiye'yi daha demokratik yapmanın, Türkiye'yi daha insan haklarına, özgürlüklere saygı duyulan bir ülke yapmanın derdindeyiz. Hukukun üstünlüğü ilkesinin gerçek anlamda uygulanıyor olmasının derdindeyiz. İşte bütün bunlar içinde AB üyeliği hedefi, Türkiye'nin oraya doğru yürüyor olması, bizim lehimize ve bundan da çok istifade ediyoruz. Bundan sonra da istifade etmeye devam edeceğiz"

Halka yararlı olduğu sürece bu yönde çalışacaklarını belirten Babacan, "Kim ne derse desin bu konularda açılımlardan da asla fedakarlık yapmayız. Pek çok konuda Türkiye'nin standartları yükseliyor. Bundan sonra da o standartlar yükselmeye devam edecek" ifadelerini kullandı.

Seçim yılı olan 2007'de ekonomiyle ilgili gelişmelerde bardağın boş tarafının çok vurgulanacağını, olumsuzlukların büyütülüp şişirilip sanki herşey kötüye gidiyormuş gibi anlatılacağını belirten Babacan, "Oysa Türkiye'nin bu son 4 yılda ekonomide elde ettiği başarı sadece bizim değil bütün dünyanın takdir ettiği bir başarı. Bugün Türkiye yılda 20 milyar dolarlık doğrudan sermaye çeken bir ülke haline geldiyse; Türk Lirası sadece Türkiye'de değil bütün dünyada değer saklama aracı haline geldiyse; bugün sadece hisse senedi ve bono piyasasında 66 milyar dolarlık bir yatırımı dünyadaki iş adamları Türk Lirası'na çevirip YTL bazında değerlendiriyorsa; demek ki Türk ekonomisi çok farklı bir duruma gelmiş"

YTL'nin aşırı değerlenmesinden yakınanlar olduğunu ancak YTL'nin değeriyle gurur duymak gerektiğini ifade eden Babacan, 5 yıl önceki paranın pul olduğu dönemlerin unutulmaması gerektiğini söyledi.

Siyasette, ülke yönetiminde kısa vadeyle uzun vade arasında hep bir ikilem söz konusu olduğunu ifade eden Babacan, yapılan bazı işlerin ve alınan bazı kararların bugün için çok rahatlatıcı ancak geleceği tehlikeye sokucu olabildiğini; ya da bugün bazı sıkıntılar çekmeyi gerektiren kararlardan 5-10 sene sonra istifade edilebildiğini anlattı. Babacan, şimdiye kadar yaptıkları bütün uygulamaların günü kurtarma politikası asla olmadığını söyledi.

"Belki bugün biraz sıkıntı çekmemizi gerektiren ancak gençlerimizin, çocuklarımızın, torunlarımızın çok daha müreffeh bir Türkiye'de yaşamasını gerektiren politikalar oldu" diyen Babacan, ekonomik alanda geçici rahatlamalar sağlamanın çok kolay olduğunu dile getirdi. Babacan, eğer hesabı, kitabı iyi yapmazsak Türkiye'nin uzun vadede geleceğini önemsemezsek, işte o zaman seçimden sonra öyle bir kriz vurur ki memleketi Allah Korusun, bundan ileride sizler bizden hesap sorarsınız" diye konuştu.

Türkiye'de enflasyonun bir türlü düşmemesinin arkasında Merkez Bankası'nın karşılıksız para basması olduğunu belirten Babacan, sözlerine şöyle devam etti: "Biz asla aldatan olmadık, bundan sonra da olmayacağız. Devletin kaynakları ne ise giderleri onunla orantılı olacak. Ancak bu şekilde enflasyonla mücadele edebiliriz. Ancak bu şekilde enflasyonu tarih kitaplarına yazabiliriz"

ÜNİVERSİTE REFORMU ŞART

Bakan Babacan, eğitimdeki sorunlara da değindi. Dünyanın ve şartların sürekli değiştiğine işaret eden Babacan, özellikle gençlerin iyi iş imkanları bulabilmeleri için çok daha farklı niteliklere sahip olmaları gerektiğini söyledi. Diploma ve bilgisayarın artık yeterli olmadığını belirten Babacan, değişen sektörlerin çok daha farklı nitelikte insanlar aradıklarını ve Türkiye'deki işsizlerin vasıfları ile ihtiyaç duyulan insan kaynağı arasında ciddi uyumsuzluk olduğunu anlattı. Babacan, üniversite sisteminin hayatın gerçeklerinden kopuk olması, üniversitelerle iş dünyasının birbirinden kopuk olması ve siyaset kurumu ile üniversitenin birbirinden kopuk olmasının Türkiye'de eğitim sisteminin en ciddi problemleri olduğunu söyledi. Üniversite reformunu konuşmak istediklerinde, 'Bunların zaten niyeti bozuk, 5 sene önce söylemiştik. Akıllarında ne varsa onları yapmaya çalışacaklar' denildiğini belirten Babacan, bütün gençlerin üniversite mezunu olarak hayata atılamayacağını, talepler nedeniyle gençlerin bir kısmının lise mezunu olarak hayata atılacaklarını bildirdi.

Babacan, bunun içinde mesleki eğitimin önemine işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti: "Mesleki eğitim ve üniversite sisteminde çok köklü, gerçekçi reformlar yapılmadığı sürece Türkiye'de işsizlik sorunuyla mücadele etmemizin güç olduğunu düaün Türkiye yılda 20 milyar şünüyorum"

Babacan, 10 yıllarda birikmiş sorunların 4-5 yılda tamamen çözülmesinin de mümkün olmadığını belirterek, bunun için AK Parti'nin ikinci ve üçüncü 5 yıllık dönemlere mutlaka başarılı bir şekilde imzasını atması gerektiğini söyledi. Babacan, tek başına iktidar olmasının da çok önemli olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Ancak güçlü iktidarla güçlü politikalar uygulanabilir. Zayıf iktidarlarla, koalisyonlarla Türkiye'nin ihtiyacı olan o radikal, devrim niteliğindeki değişiklikleri yapmak mümkün değil. Slogan atmak kolay, maliyeti de yok. Bunları da görüyoruz. Çıkıyorlar, şöyle böyle.Ya sen ortaya ne koymuşsun? Bağırıp çağıranların çoğu daha önceki dönemlerde hükümetlere ortak olmuşlar. Kendi dönemlerinde ne yapmışlar?"

(MÜG-MAY-HO-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title