Haberler

21.yüzyılın ölümcül hastalığı: Hareketsizlik

Zekeriya Kalkan

Zekeriya Kalkan

Uzman Fizyoterapist ve Kayropraktik Uzmanı
16.01.2021 04:40

Teknolojinin gelişmediği eski çağlarda insanlar tüm işlerini kendi bedenlerini kullanarak yapmaktaydı. Genel üretimde ki insanın fiziksel aktivitesi 19. Yüzyılda %92 iken günümüzde bu oran %28 'in altına düşmüştür. Yaşamış olduğumuz 21.yy da teknolojinin insana sunmuş olduğu olanaklarla birlikte, insanoğlu hareketliliğini her geçen gün biraz daha kaybetmekte ve bu hareketsizliğe bağlı olarak ciddi sağlık sorunları baş göstermektedir. Dünyada her yıl 33.5 milyon insan hareketsizlik sebebiyle yaşamını yitirmektedir. 2010 yılında yayımlanan araştırmalardan birinde günde 6 saatten fazla hareketsiz kalanların ölüm riskinin, günde 3 saatten az hareketsiz kalanlardan yüzde 20 daha yüksek olduğunu gösterdi. Evden işe-işten eve monotonluğu içinde sıkışıp kalan kent insanı birçok olumsuz çevresel etkenin tesiri altında kalmaktadır. İş yaşamı dışında televizyon ve bilgisayar karşısında geçen uzun zamanlar özellikle çocuk ve gençlerde bir bağımlılık haline gelerek hareketsiz yaşam kültürünün başlıca unsurları haline gelmiştir. Fiziksel hareketsizlik, dünyada ölüme neden olan risk faktörleri sıralamasında dördüncü sırada yer almaktadır (dünya genelindeki ölümlerin % 6'sı). Düzenli fiziksel aktivite? yüksek tansiyon gibi kardiyovasküler hastalık, diyabet, meme ve kolon kanseri ve depresyon riskini azaltmaktadır. Meme ve kolon kanserlerinin yaklaşık % 21-25'inin, diyabetin % 27'sinin ve iskemik kalp hastalığının %30'unun ana nedeninin fiziksel aktivite yetersizliği olduğu tahmin edilmektedir.

Peki, hareketsizliğin vücuda verdiği zararlar nelerdir?

  • Hareketsizlik omurganın esnekliğini azaltır, omurgada fıtık ve disk hasarı gibi problemler görülmeye başlar.
  • Hareketsizlik sonucunda kemik yapısındaki organik ve inorganik maddelerin azalmasına bağlı olarak kemik zayıflar ve kemik erimesi riski artar. Bu durumda kemiğin esnekliği ve dayanıklılığı azalır, kırılganlığı artar.
  • Hareketsiz bir yaşam ile kişinin kas gücü azalmaya başlar ve bu azalmaya bağlı olarak kişinin dayanıklılığı da azalır. Ayrıca hareketsizliğin süresine bağlı olarak kişide kas kaybı da meydana gelir. Özellikle karın kasları zayıflar ve bel kasları gerilir. Bu da belin çukurluğunun artmasını, kalçanın geriye gitmesini, başın öne çıkmasını, kürek kemiklerinin kanatlaşmasını ve kamburluğun artmasına ve dolayısıyla bozuk bir duruşa neden olur.
  • Eklemlerde hareketsizlikten dolayı kireçlenmeler ve sertleşmeler görülür. Hareketsizliğin süresine ve niteliğine göre bu sertleşmeler kemikleşme şeklinde geri dönüşü olmayan bir hale gelebilir.
  • Hareketsizlikten dolayı vücudun enerji ihtiyacı ve oksijen tüketimi de azalır. Bunun sonucunda ise kalp atım sayısı düşer. Kalbin daha yavaş atması kalp kasının gücünü azaltır. Vücutta kan akışının yavaşlamasıyla birlikte kalp ve damarlarda yağ asitleri birikerek tıkanıklıklara ve kolesterole sebep olur. Ayrıca enerji ihtiyacı düşük olduğundan, sindirilen besinlerin fazlası yağa dönüşerek obezite riskini arttırır.
  • Hareketsizlik sonucunda solunum ve dolaşım kapasitesinin ve gücünün azalmasına bağlı olarak dolaşım sistemi rahatsızlıkları, özellikle de kalp krizi riski oldukça yükselir.
  • Uzun süreli hareketsizlik kan basıncı dengesini bozarak yüksek tansiyona sebep olur. Toplardamarlardaki pompalama gücünün azalmasıyla birlikte, özellikle bacaklardan yukarıya kan yeterince pompalanamaz ve damarlarda biriken kan ayaklarda ve bileklerde şişliklere ve varislere sebep olur.
  • Hareketsiz yaşam solunum kapasitesini de düşürür. Buna bağlı olarak vücuttan mukus atılması azaldığı için solunum sisteminde mukus birikir ve öksürük mekanizması bozulur. Bu şekilde kişinin solunum yolu enfeksiyonları geçirme riski oldukça artar.
  • Hareketsizlikle beraber sindirim sistemindeki besinlerin ve dışkının ilerleme hızı da azalır. Buna bağlı olarak sindirimin salgılanma mekanizmasında da problemler yaşanır. Ayrıca bağırsakların daha az çalışmasına bağlı olarak kişide kabızlık görülür.
  • Hareketsizlikten dolayı pankreasın aşırı çalışmasına bağlı olarak diyabet hastalığı ortaya çıkabilir.
  • Hareketsizlik meme, kolon ve endometrium kanserlerinin görülme riskini artırır.
  • Yavaş kan akışı beyine daha az kan gitmesine sebep olur ve bu şekilde beyin fonksiyonları da yavaşlar ve kişinin ruh hali kötüleşir.
  • Hareketsizlikle birlikte vücutta biriken enerji dışarı atılamaz ve bu da kişinin stresli olmasına yol açar.

Hareketsizliğe bağlı oluşan bu ciddi problemlere engel olmak için yapılacak en önemli aktivite düzenli ve dengeli egzersiz yapmak ve bunu hayatın vazgeçilmez bir parçası olarak görmektir.

Sonuç olarak, daha az oturma süreleri, daha fazla hareket ve yeterli egzersiz ile kendinize aktif yaşam fırsatları oluşturarak obezite, kalp, şeker hastalıkları ve kanser riskinin azalmasına katkıda bulunarak daha sağlıklı bir yaşam için adım atmış olursunuz.

Sağlıklı günler için "hareketle kalın".

title