Haberler

Tüsiad: "Baraj Yüzde 4-5 Sevyelerine Düşürülmeli"

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin (Tüsiad) Güncellediği 'Türkiye'de Demokratikleştirme Perspektifleri' Raporunda, Seçim Sisteminde Ülke Barajının Yüzde 4-5 Seviyelerine Düşürülmesi Önerisi Yer Aldı.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin (TÜSİAD) güncellediği ''Türkiye'de Demokratikleştirme Perspektifleri'' raporunda, seçim sisteminde ülke barajının yüzde 4-5 seviyelerine düşürülmesi önerisi yer aldı.

''Türk Demokrasisinde 130 Yıl (1876-2006): Prof. Dr. Bülent Tanör'ün Anısına Türkiye'de Demokratikleşme Perspektifleri 10. Yıl Güncellemesi'' raporunda, siyasi parti özgürlüğü ile parti yasakları arasında demokratik bir denge kuran, bunu siyasal partilerin kendilerini düzenleme alanına çok fazla müdahalede bulunmadan gerçekleştiren, seçim harcamalarına tavan ve denetim getiren bir siyasal partiler kanununa ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

Yasamaya ilişkin, bugün ülke gündemini en çok meşgul eden konulardan birinin dokunulmazlıklar olduğuna dikkat çekilen raporda, şöyle denildi:

''Anayasanın yasama sorumsuzluğu ve dokunulmazlığı ile ilgili 83'üncü maddesinde, toplumun neredeyse bütününün yapılmasını istediği değişiklik gerçekleştirilememiştir. Bu çerçevede, milletvekili seçilmeye engel suçlar, dokunulmazlık kapsamından çıkarılmalıdır. Ayrıca TBMM Araştırma Komisyonlarının daha etkin çalışabilmelerini sağlamak için kişilere bu komisyonlara bilgi verme zorunluluğu getirilmeli ve kişiler komisyonda söyledikleri sözlerden sorumlu tutulmamalıdır.''

Raporda cumhurbaşkanının yetkileri ile ilgili de şu görüşlere yer verildi:

''1982 anayasası, askeri dönemin devlet başkanının kullandığı yetkilerin önemli bir bölümünü Cumhurbaşkanının görevleri arasına aktardığından, klasik parlamenter sistemin sembolik yetkilerle donatılmış devlet başkanından uzaklaştırmıştır. Parlamenter sistemin gereği olarak cumhurbaşkanının yaptığı işlemlerden sorumlu değildir. Ancak gerçek yetkilerle donatılmış bir cumhurbaşkanının, yaptığı işlemlerden sorumlu tutulamaması sistemin mantığıyla bağdaşmamaktadır. Bu nedenle, cumhurbaşkanının görevlerinin ilgili olanları yasama, yürütme ve yargı organına devredilmelidir.''

Raporda, ayrıca yürütmenin üzerinde siyasal baskı yaratma potansiyeline sahip olan Devlet Denetleme Kurulunu düzenleyen Anayasa'nın 108. maddesinin de yürürlükten kaldırılması istendi.

''Savunma'' görevinin Milli Savunma Bakanlığına ve onun içinde silahlı kuvvetlere, ''iç güvenlik'' görevinin ise İçişleri Bakanlığına ve onun içinde güvenlik güçlerine (polis-jandarma) bırakıldığı, Anayasada yer alan ''milli güvenlik'' ibarelerinin ''milli savunma'' olarak değiştirildiği bir düzenleme yapılması gerektiğine işaret edilen raporda, ''Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığına bağlanmalı. Milli Güvenlik Kurulunun anayasal bir kurum olması demokratik yönetim anlayışına uygun olmadığından, bu kurum yasa ile düzenlenmelidir. Kriz yönetimini sivilleştirmek üzere 'Kriz Yönetim Merkezi Yönetmeliği' yürürlükten kaldırılmalı, 'Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Sekreterliği' kurulmalıdır'' denildi.

Raporda "Dinsel özgürlüklere ilişkin olarak, nüfus kütüğü ve buna bağlı kimlik belgesindeki 'din' hanesi çıkarılmalıdır. Din dersi zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır.İmam Hatip Liseleri, meslek lisesi olarak, ülkenin imam-hatip ihtiyacını karşılayacak biçimde yeniden düzenlenmeli ve bu okullara kız öğrenci alınmasına son verilmelidir'' denildi.

Raporun Kürt Sorunu (Güneydoğu Sorunu) başlıklı bölümünde de halen, siyasi partiler mevzuatında kültürel talepleri ve faaliyetleri, radyo ve televizyonlarda Türkçeden başka dillerde yapılan yayınları kısıtlayan hükümler mevcut olduğu, yerleşim yerlerinin adları ile ilgili sorunların devam ettiği, Türk vatandaşlarının Türkçe dışındaki anadillerinin en azından okullarda seçimlik ders olarak okutulması görüşü yer aldı.

Kaynak: AA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title