Haberler

Serdar Denktaş: Talat, Anayasal Yetkilerini Aştı

KKTC'deki Demokrat Parti (Dp) Genel Başkanı Serdar Denktaş, Lokmacı Köprüsü'nün Yıkılmasıyla İlgili Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın Anayasal Yetkilerini Aştığını İleri Sürdü.

KKTC'deki Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş, Lokmacı Köprüsü'nün yıkılmasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın anayasal yetkilerini aştığını ileri sürdü. Talat'ın muhalefet ve kendi partisini arkasına alarak hareket etmediğini savunan Denktaş, konunun Türkiye gündeminde gereğinden fazla tartışıldığını belirterek, ''Yapılan bu hatalarla Papadopulus'un eline koz verilmiş oldu. Papadopulus şimdi bu kozu kullanıyor. Yeniden Lefkoşa'nın askersizleştirilmesini gündeme getiriyor, yeniden yıllardan beri istikrarı sağlayan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne 'işgal kuvveti' olarak saldırıyor ve propagandasını yapıyor'' dedi.

Hafta sonu tatilini geçirmek üzere dün kızı Güler Denktaş ile Palandöken Dedeman Otel'e gelerek yerleşen DP lideri Serdar Denktaş, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Tasos Papadopulus'un basında yer alan açıklamalarına tepki gösterdi. Papadopulus'un Türk Silahlı Kuvvetleri'ni 'işgal ordusu' olarak nitelemesini ''Geçmişten beri savunduğu görüş'' diye yorumlayan Denktaş, Rum liderin isteğinin bütün kapıların kapatılması olduğunu öne sürerek şöyle konuştu:

''Papadopulus'un duvarın yıkılıp, köprünün yapıldığı zaman ortaya koyduğu itiraz, bu köprünün ara bölgedeki kendi sınırları içerisine yapıldığı doğrultusundaydı. Bilahare, köprüyü 'yine biz yıkarız' gibi bir tavıra girmişti. Başlangıçta, bunun üzerine geliştirdi koşullarını. Askerin oradan çekilmesi, bayrakların oradan kaldırılması, gümrük kontrolünün yapılmaması gibi kabul edilemeyecek öneriler ortaya getirdi. Esas itibariyle Papadopulus'un istediği açık olan bütün kapıların kapatılması. Açık olması işine gelmiyor, siyaseten kabul etmiyor. Çünkü kendi insanları Kuzey'i ziyaret etikçe, yıllarca Rum liderlerinin kendilerine yalan söylediğini farkediyorlar. Kıbrıslı Türkler'in fakirlik içinde yaşamadığını, köylerine girip çıkarken kendilerine söylendiği gibi askerden izin alınması gerekmediğini görüyorlar. Bu da işine gelmiyor Papadopulus'un.''

'GERİ ADIMDIR'

Köprünün yapıldığı 2005 yılında KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın bu köprüyü, bizim siyasal duruşumuzun, iki kesimli siyasal eşitliğe dayalı, kendi topraklarımızda egemenliğimizin olduğunu gösteren bir simge haline gelmesini sağladığını vurgulayan Denktaş, aradan geçen süre içinde Rum tarafının duruşunda en ufak değişlik olmadığını belirtti. Köprüyle ilgili kendileriyle görüşülmediğini, diyalog kurulmadığını ve hükümette konunun tartışılmadığını ifade eden Denktaş, şunları söyledi:

''Sayın Talat, anayasal yetkilerini de aşarak böyle bir kararı aniden basına duyurdu. Biz de basından duyduk. Halkın bütününü temsil eden muhalefet partilerini ve kendi partisini arkasına alarak hareket etmiş olsaydı, bu tartışma bu kadar abartılmazdı. Türkiye'de biraz gereğinden fazla tartışıldı, onu da söyleyebilirim. Ama günün sonunda Papadopulus'un eline bir koz vermiş oldu. Gereksiz bir karardı. Siyaseten Rum'un kararlı duruşu karşısında bir geri adımdır. Bunu halen daha savunuyorum ancak, neticede yıkılmıştır, bu köprü. Yaşanan onca çirkinlikten sonra yıkmak zorundaydık. Artık başka çaresi yoktu, yıktık. Ümit ediyorum orada güvenlik sorunu yaşanmaz ileride. Çünkü yaşanırsa, yapılması gereken tek şey kendi elimizle yıktığımız köprüyü oraya yeniden yapmak olacaktır. Ben Papadopulus'un söylediklerine çok değer vermiyorum açıkcası. Yıllardan beri aynı nakaratı tekrarlamaktadır. Bu gidişten bizim daha öncede söylediğimiz 2008 yılında seçimleri var. Bu seçimlerde aynı mantalite Papadopulus ile değil, aynı mantalite ile iktidara gelirse ki gelecek, bizim artık ne kendi zamanımızı, ne dünyanın zamanını böyle boşa harcama lüksümüz olamaz. Bir anlamda Rum ile bir müşterek çözüme ulaşılamayacağını açıkça ifade ederek, kendi yolumuzu çizmek durumunda kalacağız ve olması gereken de artık bu.''

AB'NİN TAVRI 'AFERİN ÇOK İYİ YAPTINIZ'DAN ÖTEYE GİTMEYECEK"

Lokmacı Köprüsü'nün yıkılmasıyla ilgili Avrupa Birliği'nin (AB) KKTC'ye olan bakış açısının değişmeyeceğini de dile getiren Denktaş, AB'nin tavrının 'aferin çok iyi yaptınız'dan öteye gitmeyeceğini vurguladı. Denktaş, Kıbrıs Türkleri olarak AB ile ilişkilerinin de oldukça ilginç olduğunu söyledi. Denktaş, AB'nin adanın bütününü AB sınırları içerisinde kabul ettiğini, ama üstünde yaşayan insanları Avrupalı olarak kabul etmediğini belirtti. Avrupa ilkelerinin adanın bir bölümünde uygulanmadığını dile getiren Denktaş şöyle devam etti:

''Esasen o 25 üye içerisinde Kıbrıs, işgal altındaki Kıbrıs Cumhuriyeti tekil bir durum yansıtıyor. Çünkü iç sorununu, sınır problemini çözmeyen tek üye ülke Kıbrıs Cumhuriyeti denilen Rum tarafı. Bizim açımızdan dolayısıyla bu köprünün yıkılması 'aferin çok iyi yaptınız'dan öte bir yere gitmeyecek. Dış siyasette söylediğim noktaya gelinmesi halinde Türkiye'ye nasıl yansır, Türkiye'nin AB'ye giriş sürecine nasıl yansır? Orada da artık herhalde, biraz daha gerçekçi konuşmak lazım. AB'nin Türkiye'yi tam üye olarak, şu anki tam üyeler gibi içine alma niyeti pek yok. Ama şunu da söyleyelim, dışlama gibi bir lüksü de hiç yok.''

'AB, TÜRKİYE'NİN PEŞİNDEN KOŞACAK'

''AB'nin en fazla işine gelen konumu nedir, diye sorarsanız bugünkü konumudur. Misafir odasında hazırlık sürecinde bekleyen bir Türkiye bunu mümkün olduğu kadar uzatacaklar ve sonuçta Türkiye AB'ye tam üye olarak kabul etmeyecekleri noktaya ulaşınca artık gerekeni söyleyecekler'' diyen Denktaş şunları söledi:

''Onun için Türkiye'yi yönetenler bunu bilerek kendi alternatif duruşlarını da bir anlamda çizmeli. İlla AB'ye girmek isteniyorsa, AB'nin bütün kurallarına uymak zorunda olduğu bilinmeli. Kıbrıs sorununu çözmek her ne kadar ne Kopenhag kriterleri ve Maastricht kriterleri içerisinde yoksa da, üyelik vasfını kazanmış Yunanistan ve Kıbrıs Rum tarafı Kıbrıs sorunun sürekli Türkiye'nin önüne getirecek. 'Aman üye olabilir miyim?' Kıbrıs'tan kurtulma yöntemini tercih eden bir hükümet, Türkiye'de mümkün değil. Çünkü halkın büyük bir tepkisi var, ama öyle bir noktaya gidilmesi halinde bilinecek ki, diğer sorunlarda Ege olsun, Ermeni sorunu olsun, diğer bütün sorunları da Türkiye'nin Kıbrıs yöntemiyle çözümlenecek. Bunu bilerek hareket edersek ve Türkiye'nin AB içinde büyük bir pazar olduğu bilinciyle hareket edip, belli bir noktaya gelindiğinde artık, 'tamam kardeşim, siz bizi hazmetmeye hazır değilsiniz, biz bu süreci askıya alıyoruz' deme noktasına Türkiye bir gün mutlaka gelecek. Ben buna inanarak bakıyorum, bunu yaptığı taktirde de AB dönüp, Türkiye'nin peşinden koşacaktır.''

DENKTAŞ, PALANDÖKEN'DE KAYARKEN DUSTU

KKTC DP Genel başkanı Serdar Denktaş, kızı Güler'le birlikte geldiği Palandöken Kayak Merkezı'nde renkli bir hafta sonu geçirdi. Kar motosikleti ile Palandöken'in pistlerini dolaşan Denktaş, Milli kayakçı Fatih Demir'in refakatinde kayak yaptı. Kızı Güler snowboard yaparken, kayakta hız ve denge sorununu çözemeyen Denktaş, Ejder Tepesi'nin altındaki pistte büyük bir kaza atlattı. Birden havalanan Denktaş, karlar arasında neredeyse kayboldu. Malzemeleri çevreye yayılan Serdar Denktaş'ın imdadına Milli Kayakçı Fatih demir yetişti. Çevredekilerin 'geçmiş olsun' dediği Denktaş, düşerken DHA muhabirinin objektifine yakalandı. Düştüğü yerden ağır ağır kalkan Denktaş, ''Şükür bir şeyim yok. Ama küçük bir kaza değildi'' dedi. Kayak yaparken bu tür kazalarla karşılaşmanın doğal olduğuna işaret eden Denktaş, daha sonra kayarak aşağıya indi ve kaldığı Dedeman Oteli'ne döndü.

Onur SAĞSÖZ/ERZURUM, (DHA)

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title