Son dakika haberi: "Güvenli bağlanması" olanlar pandemi sürecini daha kaygısız atlatıyor
Gelen son dakika haberlerine göre Sakarya Üniversitesi (SAÜ) akademisyenleri tarafından yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hastaları üzerinde yapılan araştırma, "güvenli bağlanması" olanların pandemi sürecini daha kaygısız atlattığını ortaya çıkardı.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) akademisyenleri tarafından yeni tip koronavirüs (Kovid-19) hastaları üzerinde yapılan araştırma, "güvenli bağlanması" olanların pandemi sürecini daha kaygısız atlattığını ortaya çıkardı.
SAÜ Tıp Fakültesi akademisyenleri, kentte Kovid-19 tedavisi gören kişilerin hastalık süreci ve sonrasında ruh sağlığı profilini değerlendiren çalışma yaptı.
"Pandemi insanların bedensel sağlığının yanı sıra ruh sağlığını da etkiliyor"
Araştırma ekibinde bulunan SAÜ Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Yazıcı, AA muhabirine, pandeminin, insanların bedensel sağlığını olduğu gibi ruh sağlığını da etkilediğini söyledi.
Sakarya'da Kovid-19 servislerinde tedavi görenlerin hastalık süreci ve sonrasındaki takiplerinde ruh sağlığı profillerini değerlendirdiklerini belirten Yazıcı, ruh sağlığı profillerinin birtakım kan parametreleriyle de ilişkisini gözden geçirdiklerini anlattı.
Yazıcı, sonuçların dünyadaki literatürle benzer olduğunu dile getirerek, "Birtakım kan parametreleriyle de daha önce ruhsal hastalık geçirmiş olmanın ilişkili olduğunu gördük. Bulduğumuz ilginç bir bulgu da bağlanmayla ilgili. Güvenli bağlanması olmayan, güvensiz bağlanması olan bireylerde koronavirüs dönemi kaygı anlamında daha zor atlatılıyor. Haliyle 0-3 yaşta anneyle kurduğumuz ilişki, bugün koronavirüsle kurduğumuz ilişkiyi, mücadeleyi ve mücadeledeki kaygı düzeyimizi belirliyor." diye konuştu.
Koronavirüsü atlatmış ve hastalığı devam eden kişilerle çalışma yaptıklarını dile getiren Yazıcı, "Sonuç olarak gördük ki her beş hastadan birinde, eşlik eden psikiyatrik belirtiler de var. En çok depresyon, kaygı ve uyku bozukluğu şeklinde ilave psikiyatrik sorunlar da yaşıyorlar." dedi.
Yazıcı, tedaviye güvenin uyku kalitesini artırdığına işaret ederek, "Hastalarımız bulundukları ortamda tedaviye ve hekimlerine güveniyorlarsa daha sağlıklı ve konforlu uyuyorlar. Aslında beklediğimiz bir sonuç ama bunun bilimsel olarak dokümantasyonu da önemliydi." ifadelerini kullandı.
"Uygulanan tedaviye güven oranı yüzde 90"
Uygulanan tedaviye güven oranının yüzde 90'larda çıktığını aktaran Yazıcı, bu güvenin daha iyi uyku kalitesiyle ilişkili olduğunu söyledi.
Sadece ümidin yeterli olmadığını, güven ve tedbirin sürece büyük katkısının bulunduğuna dikkati çeken Yazıcı, doğru bilgi paylaşımının güveni tesis ettiğini anlattı.
Yazıcı, hastaların yakınlarıyla ilgili kaygılandığına çok şahit olduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Hastanın yakınında koronavirüs şüphesi varsa ya da hastalık geçirmekteyse bu grubun belirtileri ağırlaşıyor. Durumunda kötüleşme olduğunu, iyileştiğini söyleyenler de oldu. 'Koronavirüs ön plana çıktı ben kendi psikiyatrik belirtilerimle ilgili kaygılanmıyorum.' diyenler de oldu ama genele baktığımız zaman her 4 kişiden birinin var olan psikiyatrik belirtilerinin de kötüleştiğini gördük."
Tedbirin önemli olduğunu vurgulayan Yazıcı, kaygıyla başa çıkmada en güzel durumun sorunu gerçekçi bir şekilde tespit etmek ve tedbir almak olduğunun altını çizdi.
Hastalarda görünen psikiyatrik bulgulara değinen Yazıcı, şöyle devam etti:
"Daha çok kaygı, depresyon ve uyku bozuklukları ön planda. Tabii ki ciddi bir ümitsizlik girebiliyor devreye. Yani kötü bir gelecekten korkuyorlar, geçmişle ilgili kötü anılar akıllarına geliyor. Biraz daha kaygılı olan grupta daha felaket senaryoları oluşuyor ve çocuklarını, yakınlarını kaybedeceklerini düşünüyorlar. Bedensel olarak hastalanıp iyileşememekten ya da ciddi sekel (bir hastalıktan kalan doku bozukluğu) kalmaktan korkabiliyorlar. Var olan psikiyatrik hastalıkları da derinleşebiliyor."
"Çevrimiçi de olsa sevdikleriyle mutlaka iletişimde kalmaları gerekiyor"
Yazıcı, semptomların hastalık mı yoksa uyum sürecinin belirtisi mi olduğunun ayırt edilmesi gerektiğini dile getirerek, "Hepsinin psikiyatrik tedaviye ihtiyacı olmadı. Bazılarına bazen ilaç, bazen destek tedavisi başlandı. Psikososyal destek birimleri kuruldu ve hastalarımızla görüşmeler yapıldı, yataklı servisteki tedavilerimiz devam etti. Bu dönemde uyku düzeninin sağlanması, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının yerleştirilmesi ve geliştirilmesi ile egzersiz yapılması çok önemli." değerlendirmesinde bulundu.
Kovid-19 geçirmiş ruhsal problemi bulunan hastaların tedavilerini sürdürmeleri gerektiğine işaret eden Yazıcı, insanların çevrimiçi de olsa sevdikleriyle mutlaka iletişimde kalmaları gerektiğini sözlerine ekledi.