Psikologlar Meslek Yasasını Bekliyor

Bugün 10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü. Türkiye'de çalışan yüzlerce psikolog meslekle ilgili yasanın çıkmasını bekliyor. Farklı lisans eğitimlerini bitirdikten sonra yaptıkları yüksek lisansla psikoloji alanında hizmet vermeye çalışanların son dönemde arttığına dikkat çeken
Psikolojik Eğitim Danışmanlığı ve Empati Derneği'nden (PEDED) Uzman Psikolog Abidin Balkan, "Son yıllarda özellikle Türkiye'de ciddi anlamda bir gerilim var, bu toplumsal bir strese de yol açıyor. Bundan kaynaklı ne yazık ki, insanlar da çok gergin ve en ufak bir kıvılcım ciddi patlamalara yol açabiliyor. Böyle gerilimli bir atmosferde de daha fazla sorumluluk ve daha fazla görev düşüyor psikologlara. Bu anlamda psikologların aslında öneminin fark edilmesi açısından bugün önemli. Mesleki anlamda temel problemler nedir diye düşünecek olursak 2 problem var. Birincisi, psikologların bir meslek yasası henüz çıkmadı, bununla ilgili yıllardır çok fazla çalışma var ama ne yazık ki, meclise gelip komisyona girmeden geri dönüyor. Meslek yasası ile ne olacak; psikologlar en azından meslek odası sahibi olacak. Şu an siz de farkındasınız, psikolog olmayıp onlar gibi çalışan çok fazla kişi var. Bunun yanı sıra psikolog diploması olup da henüz tam mesleki yetkinliğe sahip olmamış arkadaşlarımız alanda kendilerini aşan konularda çalışmaya başlıyor. Bu da ciddi bir kargaşa çıkarıyor, bu nedenler bir an önce psikologların meslek yasasının çıkması gerekiyor" dedi.

BARIŞIN DİLİNİ KULLANAN PSİKOLOGLAR
Toplumda kutuplaşmanın ve çatışmanın giderek arttığını belirten Balkan, psikologların belli bir kesime hizmet eden bireyler olarak gösterilmesinin çok yanlış olduğunu savundu. Barışın dilini kullanan psikologlara ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Balkan, "İkinci olarak da kamuda çalışan psikolog konusu, kamuda çok fazla psikolog kadrosu açılmıyor o yüzden son yıllarda bahsettiğim gerilimden kaynaklı kamusal alanda da çok fazla psikologa ihtiyaç var ama kamuda açılan kadrolara baktığımızda çok yetersiz olduğunu görüyoruz. Üniversiteler bu alanda çok fazla mezun vermesine rağmen işsiz sayısı giderek artıyor. Bu doğal olarak psikologları da geriyor. Bunların dışında, özellikle son yıllarda bir problem var, savaşın değil barışın psikologlarıyız diye… Psikologların mesleki etik anlamında da ırk, dil, din, cinsiyet ayrımı yapmaksızın bütün insanlara, insan olmalarından kaynaklı eşit davranmaları gerekir. Bu bilinçle bütün psikolog arkadaşların hareket edip herhangi bir siyasi amaç gütmeden, özellikle son yıllarda Türkiye'de yaşanan kutuplaşmaya dâhil olmadan özgürce çalışmalarını yürütmeleri gerekiyor. Bu bağlamda şunu söyleyebiliyoruz; geçen günlerde barış için akademisyenler imza kampanyası vardı, akademisyen psikolog arkadaş bundan kaynaklı mağdur oldu. Kısa bir süre cezaevinde kalmak zorunda kaldı. Barışı dillendiren psikologların bir sınıfa, gruba ve zümreye aitmiş gibi gösterilmeleri de ne yazık ki yanlış. Barışı bütün psikologların sahiplenmesi gerekiyor çünkü en fazla buna ihtiyacımız var. Bu aslen bizim mesleki etiğimiz, görüşlerine bakmadan insan odaklı çalışıyoruz biz" ifadelerini kullandı.(KAYNAK GAZETEİPEKYOL)

Şanlıurfa Yerel Sağlık Yaşam Güncel Güncel Haberler