Haberler

Ankara: Kıbrıs Barış Harekatı'nın 32. Yıldönümü

Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, 1974 yılından 2004 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri'nin, Kıbrıs sorununun kalıcı çözüme ulaştırılmasında uluslararası baskılara göğüs gerdiğini, ancak AK Parti Hükümeti'nin göreve gelmesiyle AB'ye hoş görünme serüveni çerçevesinde yönlendirdiği kampanyalar sonucunda koşulları Türkiye aleyhine çevirdiğini iddia etti.

Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, 1974 yılından 2004 yılına kadar Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri'nin, Kıbrıs sorununun kalıcı çözüme ulaştırılmasında uluslararası baskılara göğüs gerdiğini, ancak AK Parti Hükümeti'nin göreve gelmesiyle AB'ye hoş görünme serüveni çerçevesinde yönlendirdiği kampanyalar sonucunda koşulları Türkiye aleyhine çevirdiğini iddia etti.

Kıbrıs Barış Harekatı'nın 32. yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yapan Ağar, Türkiye'nin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan haklarını kullanmasıyla gerçekleştirdiği harekatla Rum saldırıları ve baskılarına son vererek insanların can ve mal güvenliğini teminat altına aldığını, aynı zamanda Kıbrıs sorununun siyasi eşitlik ve egemen ortaklık temelinde adil ve kapsamlı bir çözüme kavuşturulmasına zemin hazırlayan süreci başlattığını kaydetti. 1974 yılından 2004 yılına kadar görevde bulunan Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri'nin Kıbrıs sorununu kalıcı bir çözüme kavuşturmak için milli dava olarak gördüklerini ifade eden Ağar, Kıbrıs Türkleri'nin ve Türkiye'nin ulusal ve stratejik çıkarlarından taviz verilmediğini belirtti. Aynı zamanda Londra ve Zürih Antlaşmaları'nın göz ardı edilmemesine azami özen gösterildiğini söyleyen Ağar, "Ancak AK Parti Hükümeti'nin göreve gelmesinin hemen ardından 'çözümsüzlük çözüm değildir' ve 'bir adım önde' gibi sloganlarla başlattığı kendine özgü yeni dış politika anlayışı ve AB'ye hoş görünme serüveni çerçevesinde yönlendirdiği kampanyalar sonucunda koşullar bu defa tamamen aleyhimize dönüşmüştür" dedi.

Rum Yönetimi'nin ön koşulsuz 1 Mayıs 2004 tarihinde Londra ve Zürih Antlaşmaları hilafına AB'ye tam üye olarak kabul edilmesinin ardından ek protokol imzalanmasının bardağı taşırdığını, bu gelişmenin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Kıbrıs'ın tümünü temsil eden Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınmasını ve KKTC'nin tamamen ortadan kalkması tehlikesini doğurduğunu iddia eden Ağar, "Bu anlamlı günde beklentimiz, beraberinde 6 bakan ve çok sayıda milletvekiliyle Ada'da AK Parti gövde gösterisi yapan Başbakan'ın bu güne değin sahibi oldukları yanlışlıkları bir ölçüde olsa onarması, Kıbrıs konusunun halen BM zemininde ve gözetiminde yürütüldüğünü, bu itibarla AB-Türkiye ilişkileri bağlamında çözümlenmesine Türkiye'nin asla rıza göstermeyeceğini, bu defa KKTC kamuoyu önünde tüm dünyaya açık ve kesin bir dille ilan etmesidir" dedi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title