Pera Film'de Latin Amerika Rüzgarı

Pera Film, 7-9 Ekim tarihleri arasında düzenlediği Videoarde: Latin Amerika ve Karayipler'den Eleştirel Video Sanatı programı ardından 16 – 21 Ekim tarihleri arasında İstanbul Cervantes Enstitüsü ve Ekvator Büyükelçiliği işbirliğiyle Ekvator'un son onbeş yılın en çok ilgi gören filmlerini "Ekvator Sineması: Bir Seçki / Cine de Ecuador" programıyla sunuyor. 5 bağımsız filmden oluşan bu program Ekvator'un tanınmış ve genç yönetmenlerin kurmaca filmlerinden oluşuyor.

1999 yapımı, Kemirgenler filmi Ekvatorlu yönetmen Sebastian Cordero'nun Quito, Ekvator'da yoksul kenar mahallelerinde geçen bir aile dramını konu eder. Filmde, Salvado, yakın arkadaşı Marlon ile birlikte, otomobil tekerleği kapağı çalmak gibi ufak tefek suçlar işleyerek kendilerine uğraş yaratırlar. Salvado, dul babası ve bunak büyükannesi ile birlikte yaşayan bakir bir gençtir ve çok zengin bir ailenin kızı olan Carolina'dan hoşlanır. Salvado'nun hayatındaki her şey, azılı bir suçlu olan firari kuzeni Angel'in gelmesiyle alt üst olur.

Tania Hermida'nın 2006 yapımlı yol filmi olan Daha Ne Kadar, Esperanza ve Tristeza'nın Cuenca'ya gitmeye çalışmalarını anlatır. Fakat yolda ikilinin de şansı yaver gitmez ve yeni başlayan işçi grevi yüzünden otobüsleri geç kalır. Otobüs ile hiçbir yere varamayacaklarına karar veren ikili, Cuenca'ya kadar otostop çekmeye karar verirler. İkili, yol boyunca birçok ilginç karakterle tanışır ve tüm bu karşılaştıkları insanlar bu yolculuğun esas amacını tekrar düşünmelerine sebep olur.

Marx ve Çıplak Bir Kadın Arasında filmi, 1995'te yönetmen Camilo Luzuriaga'nın 60'lı yıllarda gençlerin dünyayı değiştirebileceklerine inanmalarını konu eder. Ancak filmin geçtiği Quito, Ekvator'da durum tam olarak böyle değildi. Dört karakter, Galo Gálvez, onun nişanlısı, Yazar ve Rosana, seks ve politika konuları üzerine bir kavga içindedirler ve bir türlü anlaşamamaktadırlar..

2009 yapımlı Ayak Takımı filminde, Ekvator'un gelecek vaat eden dört genç yönetmeninin (Jorge Fegan, Nataly Valencia, Ana Cristina Franco, Diego Coral) üç farklı hikayesinde bir takım dışlanmış karakterler ve onların zorlu ilişkilerine odaklanıyor. Hepimiz Helena'yı Çok Seviyoruz, kendine güvensiz genç Helena'dan bahseder. Helena kendini çok çirkin bulmaktadır ve bu sebeple Diego'nun kendisinden hoşlanmasının imkansız olduğunu düşünür. Fakat Diego, Helena'nın erkek arkadaşı olunca olaylar gelişir. Hayatın Darbeleri de dertli bir ilişki hakkındadır. Daniel, rinkte olmayı çok seven bir boksördür, fakat karısı Sofia, Daniel ve henüz doğmamış bebekleri için sürekli endişelenmektedir. Senin Buldukların ise üç farklı karakterin hikayesi: Eve dönüp ailevi bir sorunla yüzleşmemek için şehirde öylesine dolanan bir adam, bir otobüs durağında insanların veda edişlerini seyreden bir güvenlik memuru ve tekrar Helena.

Camilo Luzuriaga'nın programda yer alan ikinci filmi Cara ya da Cruz erken yaşta yurt dışına gönderilen Virginia'nın yirmi beş yıl sonra doğduğu şehre, Quito'ya geri dönmesini anlatır. En sonunda dul babası ve ikiz kız kardeşi Manuela ile bir araya gelmiştir. Kız kardeşi, kocası ve iki oğlu ile aile evinde yaşarken, dul babası huzur evinde kalmaktadır. Virginia kız kardeşine içini dökmeye başlar ve New York'ta yaşamanın ve ailesinden uzakta olmanın onu sorunlu aşk ilişkilerine ittiğini anlatır. Fakat Manuela'nın da kendine has sırları vardır.

Kültür Sanat Haberler