Kayso Başkanı Boydak'ın Faiz İndirimleri Açıklaması

Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Boydak, Merkez Bankası Başkanı'na yapılan baskıları doğru ve saygın bulmadığını söyledi.

Merkez Bankası'nın 16 Ekim Salı günü yapacağı faiz toplantısı ile ilgili açıklama yapan KAYSO Başkanı Mustafa Boydak, Türkiye'de de dünyanın gelişmiş ülkelerindeki gibi gelişmiş reel faizlerin olmasını gönülden istediklerini ancak Türkiye'nin sorunlarını çözmüş güllük gülistanlık bir ülke olmadığını belirtti. KAYSO Başkanı Boydak, "Türkiye'de bağımsız bir Merkez Bankası var ve bizim piyasalarda bilmediğimiz parametreler de Merkez Bankası'nın elinde. Türikye bir taraftan enflasyonla mücadele eden, bir

taraftan da borçlu olduğu kesimlere 'Ben buradayım' demek mecburiyetinde olan bir ülkedir. Bu açıdan ben Merkez Bankası'nın bu konuda çok acil hareket etmekten ziyade planlı, programlı hareket ederek faizleri makul bir seviyeye çekeceğine inanıyorum. Bugün acele bir şekilde faizlerde indirim yapılmasını ben bir oda başkanı olarak isterim ama bu Türkiye şartlarında uygun olmayabilir. Daha tedbirli hareket edilirse Türkiye'ye yararlı olacağını zaten gördük. Merkez Bankası'nın mantıklı politikalarla hareket

etmesi gerekiyor. Tabii ki ülkedeki reel faizler dünyadaki en yüksek reel faizlerden biri ama Merkez Bankası da elini kuvvetlendirecek enstrümanlar alacak ve üretime endeksli politikalarda öncü olacaktır" dedi.

2008 yılında Türkiye'nin büyümeye devam edeceğini belirten Boydak, "Faizlerin bir miktar daha aşağı seviyelere geliyor olması da Türkiye'nin büyümesine ciddi bir katkı sağlayacaktır. Ben inanıyorum ki enflasyon oranının bir katı daha fazla reel faiz, bu dönem için Türkiye'ye makul bir oran olacaktır" şeklinde konuştu.

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'a yönelik "faiz indir" şeklinde hükümet ve piyasalardan gelen baskıları doğru bulmadığını belirten Başkan Boydak, "Durmuş Yılmaz, bağımsız bir kuruluşun başkanıdır. Tabii burada işin ilginç ve üzüntü verici tarafı, ihracatçıların hepsi bu işlerin sorumlusu Merkez Bankası Başkanı'ymış gibi yüklenmeye çalıştı. Bu tartışmayı çok doğru ve saygın bulmuyorum. Neticede bağımsız bir kuruluşun başkanıdır ve bildikleri vardır. Bu konulara sadece Durmuş Yılmaz karar vermiyor.

Kamuoyu önünde yıpratıcı, seviyeyi aşağı düşürücü tartışmadan kaçınmak lazım. İhracatçılarımızın da biraz daha sabırlı olması gerekiyor. Sadece Durmuş Yılmaz üzerinden yıpratma politikalarıyla bir yere varılmaz ve bu Türkiye'ye fayda sağlamaz. Herkes meselenin peşinde, herkes vatanını sever, herkes reel sektörünü düşünmek durumunda. Bu anlamda bizim Merkez Bankamız'la ağız tadı içerisinde bu işleri götürüyor olmamız gerekir. Tabii ki yüksek faiz zararlı. Üretimi, hizmet sektörünü ve büyümeyi engelleyen bir

faktör ama bizim bilmediğimiz parametreler var, ülkemizin geçmekte olduğu riskler var. Günümüzde görüyoruz, gelişmekte olan ülkelerde birkaç hafta içerisinde krizler kendini gösteriyor. Bunları hepimizin görmesi gerekir" dedi.

IMF ile yolun sonuna doğru yaklaşıldığını, artık resmi bir programdan ziyade kurumsal bir ilişki içerisinde olunmasını gerektiğini söyleyen KAYSO Başkanı Boydak, "IMF ile ekip çalışmasını sürdürmek gerekir. Faiz dışı fazla konusunda bu sene Türkiye olarak bir problemimiz görünmeyecek çünkü artık rahat bir şekilde 6.5 rakamını, hatta ileride bir miktar fazlasını Türkiye olarak sallayacak güç ve kudretteyiz. IMF'yi göz ardı etmemek lazım. Artık bu kurum bize hiçbir şekilde lazım değil deyip de onlarla

diyaloğu kesmemek lazım. Çünkü, IMF bizim de ortak olduğumuz bir kuruluştur. Dolayısıyla dönem dönem kurumsal olarak işbirliği içerisinde olmamız gerektiği inancındayım" dedi.

Büyümenin sağlanması için de sadece faizlerin düşmesinin yetmediğini söyleyen Boydak, "Ülkedeki imkanların, özellikle üretim artışlarının büyümesine yönelik politikalar üretilmesi gerekir. Biz hükümetimizden yapılan açıklamalar ile ilgili aksiyonlar bekliyoruz. Tek partili ve rahat çalışan bir iktidar var. Tabii ki biz de haklı olarak icraatları peşi peşine bekliyoruz. Bunların olması halinde de Türkiye'nin her yıl minimum yüzde 7 büyümesi gerçekten imkan dahilinde. Türkiye'nin tamamen performans

kriterlerine dayalı bir ekonomi yönetimi, reel sektörün sorunlarına hızlı el atabilen bir hükümet beklentisi içerisindeyiz. Bu hükümetin bunu yapacak güç ve kudret içerisinde olduğunu biliyoruz" şeklinde ifade etti.

(SE-GS-E)

Haberler