TÜM KATEGORİLER
Türkiye'de Devlet Yapısını Bozdular"
ZEKERİYA GÜNEŞ/RECEP ÇELİK - Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) ilişkin, "Türkiye'de devlet yapısını bozdular.
ZEKERİYA GÜNEŞ/RECEP ÇELİK - Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) ilişkin, " Türkiye'de devlet yapısını bozdular. Devletin tüm istihbaratını kendi ellerine geçirip, devletten çok kendilerine çalışır hale getirdiler. Bunların hepsi onların bıraktığı kötü mirasın eserleridir. Devlet halen bunların enkazını kaldırmaya çalışıyor." dedi.
Siirt Valiliğince bu yıl 3'üncüsü düzenlenen Kitap Fuarı'nda imza gününe katılan Avcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, FETÖ/PDY'nin 2013 yılına kadar bölgede hakim olduğunu, bugün yaşanan olayların temelinin o dönem atıldığını savundu.
"Burada yürütülen barış sürecini baltalamayı denediler. Bunu engellemek için her şeyi yaptılar. Birtakım tutuklamalarla hükümetin politikasını boşa çıkarmayı denediler. Şimdi de aynı şeyi yapıyorlar. PKK'nın elindeki silahlar eskiden de vardı. Yanlış hareketler yaparak, bölge insanını küstürdüler, dışladılar, devletin şefkatinden mahrum bıraktılar." diyen Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"1984-1992 yılları arasında bölgede görev yaptım. O dönemde de PKK'nın elinde aynı silahlar vardı. Örgütün herhangi özel bir yığınak yapmasına gerek yoktu. Bunu başka yere bağlamanın da manası yok. Bölgede sadece polisler değil, öğretmeninden diğer tüm görevlilere kadar onlar tarafından atanmış, onların güdümünde gelişen insanlardı. Bugünkü birtakım olayın temelini o gün attılar."
Avcı, terör olaylarına "Paralel Yapı"nın direkt olmasa da bölgedeki faaliyetleriyle zemin hazırladığını belirterek, "Paralel Yapı, bölgedeki terör, istihbarat ve kaçakçılık birimlerini kendilerine bağladı. Türkiye'de devlet yapısını bozdular. Devletin tüm istihbaratını kendi ellerine geçirip, devletten çok kendilerine çalışır hale getirdiler. Şimdi bu konuda oldukça zahmetli ve sıkıntılı bir süreç yaşanıyor. Bunların hepsi onların bıraktığı kötü mirasın eserleridir. Devlet halen bunların enkazını kaldırmaya çalışıyor." diye konuştu.
"Cemaat devletin en kritik organlarına yerleşti"
"Bu 'cemaat' denilen olay en çok askerde, poliste ve yargıda devletin en kritik organlarına yerleşti ve orada kök saldı. Silahlı Kuvvetler içerisinde bulunan cemaat yapılarının da ayıklanması ve yargı önüne çıkarılması gerekiyor." ifadesini kullanan Avcı, beklentilerinin bu olduğunu aktardı.
Avcı, şunları kaydetti:
"Silahlı Kuvvetler içerisinde belli güç olduklarını biliyoruz. Daha önce yapılan operasyonlara ilişkin sızan belgelerden bunu biliyoruz. Bunlarla iş birliği yaptıklarını biliyoruz. Komplo operasyonların bir kısmında bunlardan destek aldıklarını biliyoruz. Bunlar aydınlatılmadığı ve buradaki unsurlar ortaya çıkarılmadığı müddetçe oradaki yapı her zaman harekete girişebilir."
"Tayin ile sonunu çözmek mümkün değil"
Avcı, yargıda da "Paralel Yapı"nın varlığını sürdürdüğünü, bu yargı mensuplarının bölgeye atandığını ileri sürdü.
Bunun kabul edilemez olduğunu anlatan Avcı, şöyle konuştu:
"Bugün yargının içinde bir kısım savcı ve hakimden tutun da Yargıtay'a kadar cemaat varlığı var. Verdikleri kararlar ve kurdukları komplolarla bunu gösterdiler. Evet ciddi bir çalışma var, bunların ayıklanması konusunda ama biz daha büyük bir gayret bekliyoruz. Tayin ile sonunu çözmek mümkün değil. Yargı içerisindeki cemaat unsurlarının özelikle militanlaşmış olanlarının mutlaka ayıklanması gerekiyor. En azından bir süre olaylar soruşturulana kadar bu şüphe altında olanların aktif yargı hizmeti dışında tutulması gerekiyor. Yargının ne yapacağını, kime haksızlık yapacağını bilmiyoruz. Hangi komplo teorisini ortaya atacaklarını da bilmiyoruz."
Avcı, yargıya güvenmenin önemine değinerek, "Şu an bazı fedakar savcılar işi yürütmeye çalışıyor ama buralarda ciddi bir güç var ve ciddi sayıda cemaat mensubu var. Yargıya karşı açık ve net olmamız gerekiyor. 'Hakim bana hakkımı teslim eder mi?' kaygısı olmaması lazım. Kişiye komplo da kurulup işlemediği suçlardan cezası istenebilir. 'İşlemediğim her şeyden cezalandırılabilirim' duygusu yaşanmamalı." şeklinde konuştu.
