Haberler

Kasaba Doktorluğu Hayalinden YÖK'ün Mimarlığına

Birinci Dünya Savaşı'nda Erbil'de Dünyaya Geldi, Çocukluğunda Kasaba Doktoru Olmak İstiyordu Ama Tüm Hayallerini Aşarak Türkiye'ye Çocuk Doktorluğunu Kurdu. Doğramacı, Hacettepe ve Bilkent Gibi Dünya Standartlarında İki Üniversitenin Temelini Attı. Türkiye'nin Sancılı Yıllarında YÖK Sistemini Tasarlayıp Uyguladı.

Türk yükseköğretimine damgasını vuran Prof.Dr. İhsan Doğramacı 93 yıllık hayatı boyunca bilimsel çalışmalarının yanı sıra üniversitelerdeki uygulamalarıyla da sürekli gündemde kaldı. 1938 yılında Manisa'da genç bir doktor olarak göreve başlayan ve idealini "kasaba doktorluğu" olarak açıklayan Doğramacı, Hacettepe'nin kuruluşunda yer aldı, Bilkent Üniversitesini bizzat kurdu. Doğramacı, dönemin Dışişleri Bakanı olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önerisi üzerine TBMM Onur Ödülüyle ödüllendirildi.

-AKADEMİK KARİYERİ-

Prof.Dr.Doğramacı, 3 Nisan 1915 tarihinde Erbil'de Kale Mahallesi'nde dünyaya geldi. İlk öğrenimini Erbil İbtidaiyyesi'nde, orta öğrenimini Beyrut'ta Beyrut Amerikan Üniversitesi'ne bağlı International College'de(1932) tamamladı. İhsan Doğramacı üç yıl Bağdat Tıp Fakültesine devam ederek öğrenimini daha sonra İstanbul Tıp Fakültesinde tamamladı ve 1938'de tıp doktoru olarak mezun oldu.

İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Manisa'da genç bir hekim olarak göreve başladı. 2. Dünya Savaşı sırasında Türkiye'de görev yapan Musevi kökenli bilim adamlarından olan çocuk doktoru Prof. Dr. Albert Eckstein ile Manisa'da karşılaşan Doğramacı'nın yaşam çizgisi de değişti. Prof. Dr. Albert Eckstein, Manisa Valisi Dr. Lütfü Kırdar'ın verdiği yemekte, aynı zamanda Vali Kırdar'ın yeğeni olan Doğramacı'ya ihtisas yapıp yapmayacağını sordu.

-"KASABA DOKTORU OLMAK İSTİYORUM..."-

Doğramacı'nın yanıtı "Benim aklımda böyle bir şey yok, bir kasabaya yerleşip orada doktorluk yapmak istiyorum" oldu. Ancak, Prof. Dr. Albert Eckstein, Doğramacı'yı ikna etti ve yanına alarak köy köy Anadolu çocuklarının sağlık sorunlarına ilişkin raporunun yazımına yardımcı olmasını sağladı.

Prof. Dr. Albert Eckstein'ın da görev yaptığı Ankara Numune Hastanesi'nde, çocuk hastalıkları üzerine ihtisasa başlayan Doğramacı, ölene kadar çalışma odasında Prof. Dr. Albert Eckstein'ın büyük boy resmini taşıdı. (Prof. Dr. Nejat Ölçer "Prof. Dr. Albert Eckstein: Anadolu'da Bir Çocuk Doktoru kitabı)

Doğramacı Ankara Numune Hastanesi'nde başlayan ihtisasını Harvard Üniversitesi'ne bağlı Boston Children's Hospital ve Washington Üniversitesi'ne bağlı St. Louis Children's Hospital'da sürdürdü.

İhsan Doğramacı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 1949 yılında doçent, 1954 yılında da profesör oldu. Çocuk Sağlığı Enstitüsü'nün, Hacettepe Tıp ve Sağlık Bilimleri Fakültesi'nin ve Hacettepe Üniversitesi'nin kurulmasında büyük hizmeti geçti. Bu eğitim kuruluşlarında entegre tıp eğitimi sistemini ve öğretim üyelerinin tam gün çalışma düzenini gerçekleştirdi.

Ankara Üniversitesi Rektörlüğü (1963-1965), ODTÜ Mütevelli Heyet Başkanlığı (1965-1967), Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü (1967-1975) görevlerinde bulunan Doğramacı, bundan sonra Paris Üniversitesi'nde öğretim üyeliğine atandı.

1964-1973 yılları arasında Avrupa Rektörler Konferansı (Standing Conference of Rectors, Presidents and Vice-Chancellors of the European Universities - CRE) yönetim kurulu üyeliği, 1981'den bugüne kadar Uluslararası Yükseköğretim Konferansı'nda (International Conference on Higher Education - I. C. H. E. ) yönetim kurulu üyeliği, başkanlık ve onursal başkanlık görevlerinde bulunan Doğramacı, bu suretle çeşitli ülkelerin yükseköğretim yönetim sistemlerini yakından inceleme olanağı buldu.

Ayrıca Doğramacı Dünya Sağlık Örgütü tarafından Kamerun - Yaounde, Nijerya-İfe, Brezilya-Brasilia ve Kanada-Sherbrooke'da tıp fakültelerinin kurulması ve eğitim programlarının düzenlenmesinde danışmanlık görevlerini yaptı.

-İNTİHAL SUÇLAMASINDAN AKLANDI-

Akademik kariyerinde adı intihal suçlamasına da karışan Prof. Dr. Doğramacı, uzun yıllar intihal iddialarıyla uğraştıktan sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun son sözü ile aklandı. İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Yazıcı, Prof. Dr. İhsan Doğramacı'nın, "Annenin El Kitabı" isimli kitabında "intihal" (aşırma) yaptığı iddiasında bulundu. Bu çerçevede başlayan hukuk savaşına Yargıtay Hukuk Genel Kurulu son noktayı koydu ve 8'e karşı 39 oyla intihal yok kararı verildi. Prof. Dr. Doğramacı'nın, "Annenin El Kitabı" adlı çalışmasında Amerikalı bilim adamı Benjamin Spock'un kitabından intihal yaptığı iddiasını, ilk kez Uğur Mumcu gündeme getirmişti.

-YÖK BAŞKANLIĞI-

Prof. Dr. Doğramacı'nın en tartışmalı dönemi ise YÖK başkanlığı sırasında oldu. 12 Eylül sonrası Milli Güvenlik Konseyi kabul edilen bir kararla 10 Aralık 1981'de kurulan YÖK'ün ilk kurucu başkanı oldu. YÖK'ün başkanlığını 10 Temmuz 1992 tarihine kadar sürdürdü. YÖK Başkanlığı dönemindeki uygulamaları ile şimşekleri üzerine çekti. YÖK'ün kurulmasıyla birlikte üniversitelerin idari özerkliğinin kaldırılması, rektör seçimine ilişkin yeni düzenleme ile öğretim üyeleri arasındaki rotasyon üniversitelerde büyük tepki gördü. Ankara Üniversitesi'nden 901 öğretim üyesi bir bildiri ile bu uygulamaya tepki gösterdi. İlerleyen süre içerisinde yüzlerce öğretim üyesinin ya işine son verildi ya da istifa etmek zorunda bırakıldı. İşine son verilen veya istifa etmek zorunda kalan öğretim üyelerinin arasında Prof. Rona Aybay, Prof. Aydın Aybay, Prof. Tunca Sarıca, Prof. Nuri Karacan, Prof. Burhan Cahit Ünal, Prof. Emre Kongar, Prof. Yakup Kepenek, Doç. Alpaslan Işıklı, Doç. Haluk Gerger, Doç. Cem Eroğlu, Doç. Yılmaz Akyüz ile Doç. Yalçın Küçük, gibi tanınmış bilim adamları da yer aldı.

-BİLKENT İLE BİR DEV YARATTI-

Prof. Dr. Doğramacı, YÖK Başkanlığı'ndan sonra 1993 yılında Bilkent Üniversitesi'ni kurdu. Bilkent Üniversitesi ve kampüsü ile içinde konut, işyeri ve müzik gösteri merkezi ile dev bir kent yaratan Prof. Dr. Doğramacı, Bilkent Üniversitesi'nin de Mütevelli Heyet Başkanlığını son ana değin sürdürdü.

Bu arada, Prof. Dr. İhsan Doğramacı, 2008 yılında Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Doğramacı ile "İhsan Doğramacı Barış Vakfı" adıyla bir vakıf kurdu.

Klasik müziğe düşkünlüğüyle bilinen Doğramacı, kişisel imkanlarıyla Türkiye'ye asla gelmeyeceği düşünülen büyük müzisyenlerin Ankara'da konser vermesini sağladı.

Doğramacı ayrıca kendi özel bütçesinden 800 yoksul çocuğa burs veriyordu.

-SON ÖDÜLÜ TBMM'DEN ALDI-

Yaptığı bilimsel çalışmalar nedeniyle bir çok ödül alan Prof. Dr. İhsan Doğramacı'nın son ödülü de "TBMM Onur Ödülü" olmuştu. Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün önerisi üzerine TBMM tarafından Prof. Dr. İhsan Doğramacı "TBMM Onur Ödülü"ne layık görüldü. Prof. Dr. Doğramacı, ödülü, dönemin TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın elinden aldı.(ANKA)

(HF/ÖMR)

Kaynak: ANKA / Güncel

Haberler

Ulaştırma Bakanı Uraloğlu: Reisi'nin düşen helikopterinin sinyal sistemi kapalıydı

Ulaştırma Bakanı Uraloğlu: Reisi'nin düşen helikopterinin sinyal sistemi kapalıydı

Erdoğan'dan İmamoğlu'na gönderme: Belediyelerin görevi gazetecileri şarap festivaline götürmek değil

Erdoğan'dan İmamoğlu'na gönderme: Belediyelerin görevi gazetecileri şarap festivaline götürmek değil

Kocaeli'de genç kızın ölümüyle mide bulandıran gerçek emniyette gün yüzüne çıktı

Kocaeli'de genç kızın ölümüyle mide bulandıran gerçek emniyette gün yüzüne çıktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İran'daki helikopter kazası nedeniyle 1 günlük milli yas ilan ediyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İran'daki helikopter kazası nedeniyle 1 günlük milli yas ilan ediyoruz

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title