Haberler

Darbe Girişiminde Kartal Köprüsü ve Samandıra Gişelerindeki Olaylara İlişkin Dava

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Kartal Köprüsü ve Samandıra gişelerinin kontrol altına alınmaya çalışılması ve 11 kişinin yaralanmasına ilişkin 50'si tutuklu 116 askerin yargılandığı davada, 4 tutuklu sanığın savunması alındı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Kartal Köprüsü ve Samandıra gişelerinin kontrol altına alınmaya çalışılması ve 11 kişinin yaralanmasına ilişkin 50'si tutuklu 116 askerin yargılandığı davada, 4 tutuklu sanığın savunması alındı.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada görülen ve elektrik kesintisinden sonra devam eden duruşmada, sanık Yakup Harun Sarıkaya savunmasını tamamladı.

Tutuklu sanık Serkan Kocapınar savunmasında, 20 yıl Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üniformasını taşıdığını belirterek, hakkındaki mesnetsiz iddiaları kabul etmediğini söyledi.

Kocapınar, 2014'te girdiği Kara Harp Akademileri'nden 15 Temmuz'dan 2 hafta sonra mezun olacağını anlatarak, 15 Temmuz'da planlı derslerine girdiklerini, Albay Ahmet Zeki Gerehan'ın talimatıyla amfide toplandıklarını, Binbaşı Zafer Özleblebici'nin gelerek 23. Motorlu Piyade Alayı'na gidileceğini söylediğini kaydetti. Törene katıldıktan sonra evine gittiğini, hasta olduğunu aktaran Kocapınar, şunları anlattı:

"21.30 sıralarında lojman bahçesinde toplandık. Çıkış yaptıktan sonra hastalığım sebebiyle yolculuğu uyuyarak geçirdim. Radyodan köprünün kapatıldığını duydum, terör algımız pekişti. 23.15'te alaya vardık. Alay Komutanı Ömer Faruk Özköse, terör eylemlerinin beklendiğini, destek olmak için gidebileceğimizi söyledi. Ben, Serdar Erdoğan, Suat Can ve Şenol Deveci, Samandıra Gişeleri'ne gönderildik. Trafiğin kontrollü kapatıldığını gördük. Bir üsteğmene durumu sordum. Bana emniyet için bekletildiğimizi söyledi. Rahatsızlığım devam ediyordu. Lavaboya yakın yerde bekliyordum. Bir ara ateş sesi duyduk. 01.50 sıralarında bir grup köprüde toplanmaya başladı. Cep telefonumdan internete baktım. Köprünün kapatıldığına, sıkıyönetimin ilan edildiğine dair haberler vardı. Neler yaşadığımıza dair bir kanıya varamadım."

"Kışlaya dönünce olayın vahametini anladım"

Ortada bilgi kirliliği olduğunu, neler olduğunu anlamaya çalışırken duran şüpheli bir araçtan kirli sakallı birinin inerek kendilerine hakaret ettiğini dile getiren sanık Kocapınar, bu kişinin uyuşturucu almış gibi davrandığını, elini beline koyduğunu, bu sırada kendisinin de silahını çektiğini, tehlike arz etmeyi bıraktığında bu kişinin silahını indirdiğini kaydetti.

Sanık Kocapınar, "Bir sorun yaşanmadı. Binbaşı 'araca bin' emri verdi. Biz de geri döndük. Kışlaya dönünce olayın vahametini anladım. Darbe teşebbüsünü yapmaya çalışan hainler tarafından kullanılmaya çalıştım. Olayın asıl mağduru biziz. Hain terör örgütüyle hiçbir bağım yoktur." dedi.

Mahkeme Başkanı Ali Öztürk'ün, "Daha köprüye varmadan, 9 kere eşini aramışsın. Herkes açıklama yapıyor televizyonda. Mesajlaşmalarınız var. Eşin sana hiç söylemedi mi bu durumu?" sorusu üzerine Kocapınar, "Eşim televizyon izlemez. Ne zaman geleceğimi sordu, yatacağını söyledi. Endişelenmesin diye göreve gideceğimi söylemedim." dedi.

Bir diğer tutuklu sanık Mehmet Ertaş da savunmasında, Genelkurmay'dan emir gelmesi üzerine yola çıktıklarını ve 23.08'de alaya girdiklerini belirterek, Alay Komutanı Ömer Faruk Özköse'nin terör olayları nedeniyle birlikleri görevlendirdiğini, kendisine ve bazı arkadaşlarına görev verilmediğini ve bahçede oturduklarını söyledi.

Ailesinin kendisini aradığını, telefonundan internete girdiği zaman olayları öğrendiğini anlatan sanık Ertaş, bir süre sonra arkadaşlarının kışlaya döndüğünü, akademiye dönme kararı aldıklarını, halk kışlanın girişini kapattığı için çıkamadıklarını aktardı.

Mahkeme Başkanı Öztürk'ün, "Ülkede saat 22.00'de bu işin silahlı darbe teşebbüsü olduğu haberleri geçmeye başladı. Bu durumu ailen, akrabaların, askeri personelden biri sana söylemedi mi?" sorusuna sanık Eltaş, "Doğru düzgün görüşemedim. Ailemin merakını gidermek için yapılan görüşmelerdi." yanıtını verdi.

Tutuklu sanık Ahmet Serdar Topalca da savunmasında, akademide öğretim elemanlığı yaptığını belirterek, FETÖ ve illegal yapılanmalarla bir ilgisinin bulunmadığı, hiçbir planlı toplantıya katılmadığını, 15 Temmuz'da askeri hiyerarşi, usuller, mevzuat, emir ve talimatlara şüpheye düşünceye kadar mutlak itaat ettiğini söyledi.

"13 yaşındaki maceraların iddianame konusu değil"

Başkan Öztürk, sanık Topalca'yı, Pakistan'daki görevleri, derslerde anlattığı konuları ve öz geçmişini anlatması üzerine, "13 yaşındaki maceraların iddianame konusu değil. Silahlı darbe teşebbüsüyle ilgili isnat edilen suçlamalara cevap ver. İddianame kapsamında konu. İddianamenin dışına çıkılmasına izin vermem. Afganistan'ın, Pakistan'ın kültürel yapısından bahsediyorsun. Konuya dön." sözleriyle uyardı.

Bunun üzerine sanık Topalca, 15 Temmuz'un askeri hayatın olağan akışında geçtiğini, derslere girdiğini, Albay Ahmet Zeki Gerehan'ın emir talimat verdiğini, terör tehdidine yönelik bir grup öğrencinin görevlendirildiğini, kendisinin de subaylarla gitmesi gerektiği şeklinde plan yapıldığını, herhangi bir toplantıya katılmadığını söyledi.

Olay günü kışlada alay komutanına kendisini tanıttığını, şüphelendiği bir durumun olmadığını, terör şüphesinin olduğunu, alay karargahında kıyafetlerini değiştirdiğini dile getiren Topalca, "Gelişigüzel görevlendirme yapıldı. Benim görevlendirme yapmam imkansız. Alay komutanı var çünkü. Tek yetkili şahıs o. Ömer Faruk Özköse, 8 arkadaşımızı alıp gitti. Bana kısa bir bilgilendirme dışında bir şey söylemedi. Biz alayda kaldık, oturup konuştuk. Polisler bizi alana kadar kışla dışına çıkmadım. Durumu arkadaşlara ulaşarak anlamaya çalıştık." şeklinde konuştu.

Duruşma yarına ertelendi.

Kaynak: AA / Güncel

Ahmet Zeki Samandıra Kocapınar Kartal Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title