Haberler

Reel Sektörün Döviz Borcu, Kaldırılamayacak Bir Borç Değil"

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, reel sektörün yaklaşık 220-230 milyar dolar arasında bir döviz borcuna sahip olduğunu belirterek, "Bu borç aslında Türkiye ekonomisi için kaldırılamayacak bir borç değil.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, reel sektörün yaklaşık 220-230 milyar dolar arasında bir döviz borcuna sahip olduğunu belirterek, "Bu borç aslında Türkiye ekonomisi için kaldırılamayacak bir borç değil. Bugün dünyaya baktığınız zaman hala daha Türkiye'nin borç oranları dünyadaki örneklerinin çoğunun altında." dedi.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, AA Finans Masası'nın konuğu oldu.

Döviz kurlarında yaşanan artışın ve daha sonraki azalışın sektöre etkisini değerlendiren Bahçıvan, Türkiye'de eski dönemlerdeki döviz sorunlarının şimdikine göre farklı olduğunu dile getirdi.

Geçmiş döviz sıkıntılarından bugünkü döviz sıkıntılarını ayrıştıran en önemli faktörün reel sektörün üzerindeki çok ciddi döviz yükümlüğü olduğunu aktaran Bahçıvan, "Ve bunların her biri de Türk şirketlerinin bilançolarında maalesef bu dövizle oynama olduğu zaman ciddi bir tahribat oluşturuyor." dedi.

-"Krediye dönük kaynakları çok daha dikkatli kullanmalıyız"

Reel sektörün üzerine böyle bir yük geldiği zaman bunun o reel sektörün bağlı olduğu bankacılık sektörünün de riski olarak gözüktüğünü ve bunun da bankaların dışarıdan fon almasını olumsuz etkilediğini belirten Bahçıvan, şunları söyledi:

"Demek ki geçmişten ders çıkarmamız gerekiyormuş. Her şirketi bu kadar kolay dövizle borçlandırmamız gerekiyormuş. Bunun da altını burada çizmek istiyorum. Hatta gelecekle ilgili belki de çıkarmamız gereken en önemli hassas ders şudur. Türkiye'de döviz kredisi kullanmak bir teşvik enstrümanı olmalı. Belli temel sektörler, cari açığa katkı sağlayacak konular, stratejik önemi olan yatırımlar dışında her yatırımcının bankaya gidip rahatlıkla dövizle borçlanmasının bize çok uygun olmayan bir yöntem olduğu, bu kadar serbestlik biraz finansal açıdan kendi tasarruflarımızın dışında bir tasarrufu kullanan bir ülke ekonomisi için bol olduğunu bu süreç içeresinde gördük. Bankalar maalesef kendini bu konuda yeteri kadar disipline edememiş, bunu da üzülerek söylemek istiyorum. Reel sektörümüz de kendini yeteri kadar disipline edememiş. Demek ki bazı konuları tedbirli ve disipline yapıda götürmek gerekiyor."

Bahçıvan, reel sektörün şu anda net 220-230 milyar dolar arasında bir döviz borcuna sahip olduğunu belirterek, "Bu borç aslında Türkiye ekonomisi için kaldırılamayacak bir borç değil. Bugün dünyaya baktığınız zaman hala daha Türkiye'nin borç oranları dünyadaki örneklerinin çoğunun altında. Ama bizim temel problemimiz şu; ne yazık ki biz kendi tasarruflarımızla borçlanmıyoruz. Bizim Türkiye'de ne yazık ki tasarruf oluşturma noktasında geçmişten gelen o sorunumuz Türkiye'nin istediği büyümenin kökündeki finansal kaynağı oluşturabilecek boyutta değil. ve öyle olunca da tabii yurt dışındaki dostların tasarrufuna ihtiyacınız var. Bu nedenle özel sektörün borç yükünün ötesinde bu borcun kaynağının yabancı finansman olması sorunu Türkiye'nin temel problemi. Biz elimizdeki krediye dönük kaynakları çok daha dikkatli çok daha stratejik kullanmalıyız." ifadelerini kullandı.

-"Türkiye'nin çok rahatlıkla bu borçların çevirebileceğini düşünüyorum"

Ancak Türkiye'nin bu borcun rahatlıkla çevirebileceğini vurgulayan Erdal Bahçıvan, şöyle devam etti:

"Ben Türkiye'de dengelenme ve güven ortamı oluştuğu zaman Türkiye'nin çok rahatlıkla bu borçların çevirebileceğini, bu borçları döndürebileceğini ve üstüne borç alabileceğini düşünüyorum. Çünkü dünyada Türkiye kadar borcuna sadık, Türkiye kadar kaliteli bir borç ilişkisi oluşturan fazla da bir toplum yok. Türkiye tarihinde biz ne moratoryum ilan etmişiz, ne borçlarımızı silmişiz. Osmanlı gibi bir geçmişimizin borcuna dahi sahip çıkmış olan bir sicilimiz var bizim. En zor dönemlerdeki borçlarımızı ödemişiz. Bütün mesele bu borcu nitelikli bir fiyatla nitelikli bir stratejiyle yönetilmesi."

Sanayiciler KDV uygulamasında yeni düzenleme istiyor

Erdal Bahçıvan, KDV reformuna ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"KDV hayatımıza 1980'li yıllarda girdi. Yıllar itibariyle KDV'de oranlar değişti. Üretimin üzerindeki finansman yükünün mümkün olduğu kadar azaltılması, makule getirilmesi, hatta kökünden kaldırılması gerek. Bugüne bakıldığında tüketim vergisi diye hayatımıza giren KDV, tüketim vergisi olmaktan çıkmış sanayicilerin üzerinde muazzam bir finansman yükü haline gelmiş. Bunun muhtelif nedenleri var. Sanayici üretim yapıyor, arsa satın alıyor, yatırım yapıyor KDV hep üzerinde kalıyor. Geçen yılın en büyük 500 sanayi şirketinin 7-8 milyar lira seviyesinde KDV yükü var. Reel sektör üzerinde tahminimiz 70-80 milyar liralık KDV yükü var. O günün şartlarında KDV uygulamasını dışarıdan bir model olarak aldık. Şu anda KDV'nin yüzünden birçok olumsuzluklar da var. Haksız rekabet, kayıt dışının en temel nedenlerinden birisi KDV. Birçok sektör yüzde 18'lik KDV'den dolayı KDV'siz, faturasız satış yapıyor. Naylon fatura gibi hayatımızdan bir problemin kökünde KDV üzerinden rant elde etmek isteyenler var. Devlete yapılan işlerde ciddi anlamda istihdam ve vakit kaybettiren konuların içinde KDV ile uğraşmak var. Maliyede bürokrasinin önemli iş yükünde KDV ile uğraşmak var. 30 küsur senelik bir uygulamanın artık rehabiliteye girmesi, "check-up'a yatırılması gerekir. Bu konuyu bakanlığımızla görüşüyoruz. Her ülkenin kendine özgü vergi modeli olması lazım. Bu haliyle KDV'nin Türkiye'nin menfaatlerine ve gerçek anlamda girişimciliğine fayda mı zarar mı getirdiği konusunda şüphelerim var. Bunun masaya yatırılması lazım."

KDV'de yapılabilecek düzenlemelere dair sanayicilerin de önerileri olduğunu anlatan Bahçıvan, "Biz şu andaki KDV ile devletimize vergi kazancı sağlıyoruz. Diğer taraftan da yüzde 30'la kredi kullanıp, sıfır faizle sonsuz vadeli devlete KDV borcu vereceksiniz. Bu adil mi? Bu para şirketin içinde kalsa iş, yatırım ve üretim olarak ekonomiye yönelse daha mı fazla değerli olur. Bunu da bakmak lazım." dedi.

Bahçıvan, enflasyon dönemlerinden kalan bir uygulama olan geçici vergi konusunun da bugün sorgulanması gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye'nin gerçeklerine uygun bir modelin çalışılması gerektiğini söyleyen Bahçıvan, şunları kaydetti:

"Bir AB modelini alıp birebir Türkiye'ye uygulamak. Görüyoruz ki yürümüyor. Devletin de vergi kaybına uğramayacağı bir model üzerinde çalışılması gerekli. Teklifimiz bu yönde. KDV ile ilgili bir önerimiz daha var. Reel sektörün devletten yüklü miktarda KDV alacağı var. Kısa vadede bunu nakit olarak ödenmesi çok kolay değil. Bunun belli bir vadeye ya da hazine bonosuna dönüştürülmesi düşüncesi var. Bu tutar teminata bağlı bir kağıtla ilgili firmalara verilsin. Bugün ne yazık ki, teminat limitleri düşmüş olan firmalara taş gibi bir teminat kağıdı olsun. Buna 'KDV Garanti Fonu' ya da 'KDV Birikim Fonu' mu denir bilemiyorum. Bunu bir model dönüştürüp, firmalar bu kağıdı bankalara götürüp teminat alabilir. Burada kazan-kazan durumu söz konusu. Bu KDV iadesi zaten devletin ödeyeceği bir borcu. Bu boşa verilmiş olan bir para değil. Bu konu da ilgi görmüş durumda. İnanıyoruz ki, gelecek dönemde bununla ilgili güzel haberler alacağız."

-"Konkordatonun suistimal edildiği tartışmaları haksız değil"

Bahçıvan, son dönemde birçok şirketin yapılandırma yapmasına ve konkordato ilan etmesine ilişkin de görüşlerini paylaştı.

Konkordatonun suistimal edildiği tartışmalarının haksız olmadığını dile getiren Bahçıvan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Konkordato dünya alacak sisteminde yer etmiş bir uygulama. Doğru uygulanırsa belli bir nefes almak isteyen firmalar için bir fırsat ama bunu aşırı derecede suistimal edersek ifrat ile tefrit arasında bir karışma oluyor. Bunun spekülasyona dönüşmesi bile yanlış. Son zamanlardaki konkordato taleplerinin daha sıkı kontrol edildiğini memnuniyetle görüyoruz. Biz konkordato komple kökten kalksın diye bir düşüncenin asla içinde değiliz ama ölçüsü kaçan uygulamalar noktasında haklı konkordato taleplerinin bir süre sonra değerini kaybedeceği endişesi içindeyiz."

Kaynak: AA / Ekonomi

Türkiye Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

Kapıcılar Kralı konusu ne, oyuncuları kimler? Kapıcılar Kralı filmi nerede çekildi, kaç yılında çekildi? Kapıcılar Kralı ne zaman nerede çekildi? Kapıcılar Kralı konusu nedir, oyuncuları kimlerdir? Atla Gel Şaban konusu ne, oyuncuları kimler, film nerede çekildi? Atla Gel Şaban filmi hangi il ve ilçede çekildi, hangi yıl yapımı? Hipodrom nerede? Atla Gel Şaban filmi nasıl bitiyor? Atla Gel Şaban final sahnesi İZLE! Atla Gel Şaban sonunda ne oluyor? Teşkilat CANLI İZLE! Teşkilat 105.bölüm izle! Teşkilat yeni bölüm izleme linki! Teşkilat dizisi yeni bölüm FULL HD İZLE! 28 Nisan 2024 Resmi Gazete ATAMA KARARLARI! Bugünün kararları neler? 28 Nisan Resmi Gazete yayımlandı! 32266 sayılı Resmi Gazete atamalar listesi! Son Depremler! Bugün İstanbul'da deprem mi oldu? 28 Nisan AFAD ve Kandilli deprem listesi! 28 Nisan Ankara'da, İzmir'de deprem mi oldu? İYİ PARTİ'NİN YENİ GENEL BAŞKANI KİM OLDU? Meral Akşener'in yerine kim geçti? Eski Fenerbahçe yıldızı Papiss Cisse kaç TL'ye futbol oynuyor? Beşiktaş neden kırmızı kart yedi? #9917 Beşiktaş sahada neden 10 kişi? Fenerbahçeli İsmail Yüksek neden oyuna devam edemedi? İsmail Yüksek'e ne oldu? İYİ Parti Genel Başkan seçimi üçüncü tura mı kaldı? İYİ Parti'de seçim ne oldu, sonuç ne? GÜNAY KODAZ KİMDİR? İYİ Parti Genel Başkan adayı Günay Kodaz nereli, kaç yaşında? MEHMET TOLGA AKALIN KİMDİR? İYİ Parti Genel Başkan adayı Mehmet Tolga Akalın nereli, kaç yaşında? MÜSAVAT DERVİŞOĞLU KİMDİR? İYİ Parti Genel Başkan adayı Müsavat Dervişoğlu nereli, kaç yaşında?
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title