Haberler

Dha yurt bülteni - 3

Kanas, uluslararası uyuşturucu kaçakçılığına darbe vurduMersin'in narkotik dedektör köpeği Kanas ile yapılan aramada KKTC'ne götürülmek istenen 3.5 kilo eroin ele geçirilirken olayla ilgili 1 kişi tutuklandı.

Kanas, uluslararası uyuşturucu kaçakçılığına darbe vurdu

Mersin'in narkotik dedektör köpeği Kanas ile yapılan aramada KKTC'ne götürülmek istenen 3.5 kilo eroin ele geçirilirken olayla ilgili 1 kişi tutuklandı.
Mersin Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, ekipleri doğu illerinden getirilen uyuşturucunun yurt dışına çıkarılacağı bilgisini aldı. Bunun üzerine harekete geçen ekipler yaptıkları çalışmada zanlının kimliğini belirledi. Zanlıyı takibe alan ekipler, Erdemli ilçesinden Silifke ilçesine kadar takip etti. Takip sonucunda uyuşturucuyu Kıbrıs'a götürecek olan zanlının bulunduğu özel otomobil, Silifke Liman girişinde durdurularak arandı, Ekiplerin yaptığı el aramanın ardından narkotik dedektör kepeği Kanas bağaja tepki verdi.. Yapılan aramada bagajın gizli bölümlerinde 4 poşet içerisinde 1.5 kilo eroin ele geçirdi. Gözaltına alınan zanlı H.İ.'nin Erdemli ilçesindeki evinde de yapılan aramada da yine valiz içinde gizlenmiş olarak 2 kilo eroin ele geçirildi.
Uyuşturucu kaçakçısı H.İ.,  sorgusunun ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Görüntü Dökümü
------------------------
Köpeğin araç çevresinde gezmesi
Köpeğin bagajda yaptığı kontrol
Köpeğin valize tepki vermesi
Bagajdaki valizin çıkıralması, açılması
Valizde yapılan arama, bulunan paket
Paketin içeriğinin gösterilmesi
Evdeki valizin araması
Genel ve detay
Polisin valizi açması ve araması
Valizde uyuşturucunun bulunması
Uyuşturucunun sergilenmesi

SÜRE: 04,14"    BOYUT: 333 MB

Haber-Kamera: MERSİN,

=====================

2 bin yıllık 'Kibele' heykeli Ordu'nun yeni markası olacak

Ordu'nun Altınordu ilçesinde 6'ncı Mithridates dönemine ait 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde yürütülen kazılarda bulunan Ana Tanrıçı Kibele heykeli marka yapılarak, yörenin başlıca tarım ürünü olan fındık ve fındık mamülleri üretilecek. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler, "Ana Tanrıca Kibele heykeli adıyla fındığın yanı sıra üretimi yapılan çikolata gibi bazı ürünlerde yeni markalar oluşturacağız" dedi.
Ordu'nun Altınordu ilçesinde 6'ncı Mithridates dönemine ait 2 bin 300 yıllık Kurul Kalesi'nde, 9 yıldır yürütülen kazılarda, Ana Tanrıçı Kibele heykeli ve 3 büyük heykel ile yaklaşık 2 bin parça tarihi esere ulaşıldı. Ordu Müze Müdürlüğü ile Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü ve Kazı Başkanı Prof.Dr. Süleyman Yücel Şenyurt ve ekibi tarafından 1'inci derece arkeolojik ve doğal sit alanı olan kalede yürütülen kazılarda ayrıca, 300 basamaklı merdiven ile milattan önceki dönemlere ait olduğu değerlendirilen, pişmiş topraktan çatı kiremitleri, duvar örgüsü seramik parçaları ile, ok uçlarına rastlanıldı. Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından, 'Kibele' heykeli bulunduktan sonra ziyaretçi akınına uğrayan Kurul Kalesi'nin, UNESCO Dünya Geçici Miras Listesi'ne alınması için başvuruda bulunuldu. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler, 'Ana Tanrıca Kibele' heykelinin turizme kazandırılması için bir dizi proje hazırladı. Proje kapsamında Ana Tanrıçı Kibele heykeli markası adıyla yörenin başlıca tarım ürünü olan fındık ve fındık mamülleri üretilecek.
'12 AY BOYUNCA KAZIYI DEVAM ETTİRECEĞİZ'
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler, Kurul'da devam eden arkeolojik kazıların yazları yapıldığını, sonbahar gelince sona erdiğini, gerekli izinleri aldıktan sonra 12 ayı boyunca kazı çalışması yapılacağını söyledi. Güler, "Kurul Kalesi bizim için son derece önemli. Ordu pek çok medeniyetin buluştuğu yer, bunu bir çok kişi bilmiyordu. Karadeniz'de, Ordu'da da medeniyetler var. Buradaki kazılarda güzel sürprizlerle karşılaşıyoruz. Bunlardan bir tanesi 'Kibele' heykelinin bulunuşu. Büyükşehir Belediyesi olarak bunların, kazı çalışmalarının finansmanını sağlıyoruz. Kazılar belli mevsimlerde oluyor. Sonbahardan itibaren hava yağışlı oluyor, kazılar sonlandırılıyor. Buranın üzerini örtüp 12 ay boyunca kazıyı devam ettireceğiz. Böylelikle 4 yıllık çalışmayı 1 yılda tamamlamayı hedefliyoruz. Gerekli izinleri aldıktan sonra burada 12 ay kazı yapılıp, daha güzel sonuçlara ulaşmayı istiyoruzö dedi.
'KİBELE' MARKA BAŞVURUSU YAPTIK'
'Kibele' ismini markalaştırıp fındık ve çikolata sektöründe kullanacaklarını, marka başvurusunu da yaptıklarını anlatan Hilmi Güler, "Fındıktan çikolataya marka olarak 'Kibele'ye geçmek istiyoruz. Hem tarihi bir zenginliğin ismini Ordu ile bütünleşmiş bir entegrasyona girmiş ismi değerlendirmek istiyoruz. Hemde kazıları 12 ay yapıp daha süratli sonuçlara ulaşmak istiyoruz. Bunu titizlikle yapacağız. Bunu yaparken en önemli şey, işi aceleye getirmek değil, ama süratli çalışmak. Bunun dışında da yeni zenginliklerimizin üzerine gitmek istiyoruz. Ünye, Fatsa ve diğer ilçelerimizde de önemli kaleler var. Buraları da turizme kazandırıp, Kurul gibi buralara da turist çekmeye çalışacağızö şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü
------------
-Kurul kalesi yerleşmesinden görüntü (drone)
-Arkeolojik kazı çalışmalarından görüntü
-Kibele heykeli fotoğrafları
-Hilmi Güler ile röportaj

Süre: 4.48 DK Boyut: 714 MB

Haber-Kamera: Nedim KOVAN-ORDU,

===================

Yaylacılar dönüş yolunda

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde, ilkbahar aylarında, hayvanlarıyla yaylalara göç eden yaylacılar, sonbaharın gelmesiyle dönüş yolculuğu başladı. Bölgedeki 'yayla göçü', renkli görüntüler de oluşturdu.
Doğu Karadeniz Bölgesi'nde, asırlardır gelenek olarak yaşatılan yaylacılık, mayıs ayı ortalarında başlıyor. Hayvanlarıyla yaylalara göç edenler, yılın 4 ya da 5 ayını buralarda geçiriyor. Özellikle hayvanlarını otlatmak amacıyla yaylalara çıkanlar, buralarda kaldıkları süre içerisinde hem kış aylarında tüketecekleri süt ürünlerini elde ediyor hem de hayvanlarının tüketeceği otları biçiyor. Yaylada, ineklerin sütünden tereyağı ve peynir çeşitleri hazırlayanların kimi ürününü satarak, geçimine katkı sağlarken kimi de ailesinin kış mevsimindeki yiyeceğini elde ediyor.
DÖNÜŞ YOLCULUĞU BAŞLADI
Karadeniz'in doğal güzelliklerini barındıran Trabzon'un Tonya ilçesindeki yaylalarda\ sonbaharla birlikte dönüşe geçen yaylacılar, hayvanlarıyla yaklaşık 6-7 saatlik yolculuk yapıyor. Yol boyunca su başlarında mola vererek, ihtiyaçlarını gideren yaylacılar, uzun süren yolculuğun ardından akşam saatlerinde köylerine ulaşıyor. Kimi yaylacılar ise hayvanlarını ve eşyalarını kamyonete yükleyerek köyüne dönüyor.
KAR DÜŞTÜ, DÖNÜŞ YOLU GÖRÜNDÜ
Hava sıcaklıklarının iyice azaldığını belirten yaylacılar, kış mevsimin yaklaştığını ve yüksek bölgelerde kar yağışının etkili olmasıyla dönüş yolunun kendilerine gözüktüğünü söyledi. Tonya ilçesine bağlı Kumanandoz Yaylası'nda yaylacılık yapan Nazire Köse, "Eskiden yaşlılarımız yürüme gelirdi yaylaya. Kelekler, çıngıraklar takılır, inekler süslenip çıkılırdı yola. Yollarda mola verilip yemekler yenirdi. Şimdi herkes biniyor arabalara, bir saatte çıkıyorlar yaylaya. Ben de böyle yürüme göç etmeyi seviyorum, onun için köye yürüyerek göç ediyorumö dedi.
'HAYVANLARI SÜSLEYİP YOLA ÇIKIYORUZ'
Süsledikleri hayvanlarıyla sabahın erken saatinde yola çıktıklarını anlatan yaylacı Fatma Beşel de, "Sabah saat sekiz gibi çıktık yola, hava güzeldir, yollardan hevesliğimizi alalım diye yürüme gidiyoruz. İneklerimizin püsküllerini takıyoruz, süslüyoruz, sonra da yola çıkıyoruz. Bu bir gelenek, bizler de bu geleneği elimizden geldiğince sürdürüyoruzö diye konuştu.

Görüntü Dökümü
------------
-Yaylacılardan görüntüler
-Süslü hayvanlardan görüntüler
-Geri dönüş göçü yolcuğu
-Röpler ve detaylar

Haber-Kamera: İnan KALYONCU/TRABZON,

=========================

Küre Dağları Milli Parkı'nda sonbahar güzelliği

Bartın ile Kastamonu sınırları içerisinde yer alan Küre Dağları Milli Parkı, sonbaharın güzelliklerini yansıtmaya başlarken, doğa tutkunları ormanda yürüyüşe çıkarak zaman geçiriyor. Milli park, foto safari için yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası haline geldi.
Küre Dağları Milli Parkı her mevsim doğal güzellikleriyle ilgi görüyor. 2000 yılında milli park ilan edilen 37 bin 753 hektar alana sahip Küre Dağları Milli Parkı, 2012'de 'Korunan Alanlar Ağı Parkları (PAN Parks) sertifikasına sahip milli park olarak ilan edilerek, Avrupa'nın çok özel 13 noktasından biri seçildi. Geçen mayıs ayında merkezi Avusturya'da olan 'European Wilderness Society' tarafından 'Platin Yabanıl' sertifikasına layık görüldü. Özellikle sonbaharda ayrı bir güzelliğe bürünen milli park, doğaseverleri büyülüyor. Sarı ve yeşilin her tonunu içinde barındıran milli park, sonbaharda özellikle fotoğraf tutkunlarının akınına uğruyor. Doğa tutkunları, Küre Dağları'nda yürüyüşe çıkarak doğanın keyfini çıkarıyor. Sonbaharın en güzel renklerini milli parkın Zoni Yaylası ve Karadere çayırları ile Büyük ve Küçük Küre geçişleri, Kerpiçli, Göksu köyleri, Drahna Vadisi, Armutlu çayırı ve Kemerli mağarasındaki manzaralar herkesi mest ediyor. Özellikle hafta sonları çok sayıda doğasever foto safari için milli parka gelerek, eşsiz doğanın güzelliklerini ölümsüzleştiriyor.
Küre Dağları Milli Parkı Müdürü Ali Bozkurt, Küre Dağları Milli Parkı'nı ziyaret etmeye gelen yerli ve yabancı turistler için gerekli çalışmaları yaptıklarını belirterek, "Küre Dağları Milli Parkımız son yıllarda çok fazla turist çekiyor. Bu sayının daha da artmasını bekliyoruz. Ayrıca milli parkımızda sonbahar aylarında doğada oluşan o değişim renklerini görebilmek için bölgeye çok sayıda safari, traking ile fotoğraf meraklıları geliyor. Kendilerine gereken yardımı gösteriyoruzö dedi.

Görüntü Dökümü
------------
-Milli Parktan sonbahar detay görüntüleri

Haber-Kamera: Ayhan ACAR/BARTIN,

=================

Kuşadası plajları sonbaharda da dolu

Aydın'ın Kuşadası ilçesinde, sonbahardaki güzel havayı fırsat bilenler plajlara akın etti. Plajlarda yaz aylarını aratmayan görüntüler oluştu.
Mevsim normallerinin üzerinde bir güzel havanın yaşandığı Kuşadası'nda, hava sıcaklığı 29 dereceye kadar ulaştı. Açık alanda hava sıcaklığı daha da fazla hissedildi. Kentteki yerli ve yabancı turistler, güzel havayı fırsat bilip, başta ünlü Kadınlar Denizi Plajı başta olmak üzere, plajları doldurdu. Yüzenler ve güneşlenenler, ekim ayında yazdan kalma günün keyfini sürdü.
Turizm işletmecisi Bülent İlbahar, Kuşadası'nda hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üstünde seyretmesi sebebiyle yabancı turist gruplarının ekim ayı ortalarına kadar gelmesinin beklendiğini belirtti. İlbahar, "Kuşadası'nda otellerimiz ekim sonuna doğru sezonu kapatıyor. 2019 sezonunun son günlerinde ortaya çıkan tur operatörü Thomas Cook'un iflas etmesi krizine kadar güzel bir sezon geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Hava sıcaklıklarının da bir süre daha bu seviyelerde seyredecek olması, ilçemiz açısından olumlu bir durum" dedi.

Görüntü Dökümü
------------
Plajlardan görüntü
Genel ve detay görüntü

Haber- Kamera: Eşber OKAYER / KUŞADASI (Aydın),

===================================

Deniz kaplumbağasını su altında görüntüledi

Muğla'nın Datça ilçesinde dalış yapan 73 yaşındaki Muzaffer Mut, rastgeldiği bir deniz kaplumbağasının su altındaki hareketlerini görüntüledi. Mut, "Mutluluğumu tarif edemem. İlk karşılaştığımızda hayvan biraz ürkekti. Bir iki dalış sonrası birbirimize alıştık" dedi.
Çanakkale'de yaşayan emekli ziraat mühendisi Muzaffer Mut, 'Deniz kabuklarından figürler ve sualtı fotoğrafları' adlı sergisi için Datça'ya geldi. Sergi öncesi Datça'nın mavi sularında dalış yapan Mut, sadece balık ve ahtapotları değil, bir de deniz kaplumbağasını görüntüleme şansına ulaştı. Denizin 10 metre derinliğinde serbest dalış yaparken karşılaştığı deniz kaplumbağasıyla suya girip çıkarak yaklaşık 30 dakika yüzen Kut, o anları kamerasıyla görüntüledi. Mut, "Mutluluğumu tarif edemem. İlk karşılaştığımızda hayvan biraz ürkekti. Bir iki dalış sonrası birbirimize alıştık. Her 10-15 dakikada bir suyun üstüne çıkmak zorunda olduğunu biliyorum. ve onun yüzeye çıkışlarını, inişlerini kameraya kaydettim. Datça'nın bu güzelliklerinin hayranıyım" dedi.
'DATÇA DENİZİ BİR HARİKA'
Datça'da 40 yıl önce ilçe tarım müdürü olarak görev yaptığını belirten Mut, "Datça'nın güzelliğini 40 yıldır hiç unutmadım. Her fırsatta buraya geldim. Karamanlıyım ve denizi ilk kez Datça'da tanıdım. Deniz benim tutkum oldu. Nereye gidersem gideyim, Datça'nın denizini ararım. Yılda bir kez de olsa, Datça'nın denizine dalmadan yapamam. Datça, benim cennetlerimden biri oldu. Datça'nın deniz güzelliğini, dünyanın hiçbir yerinde göremiyorum. Çok doğal, çok temiz bir denizi var. Datça'nın akvaryumu andıran denizinin korunması gerek. Dalışta deniz dibinde birçok canlı türüyle karşılaşmak mümkün. Kızıldeniz'i hatta Maldivleri bile aratmıyor. Datça'nın akvaryum gibi koylarının hiç bozulmadan korunması için başta belediye başkanı ve kamu görevlileri olmak üzere doğayı seven 7'den 70'e herkese görev düşüyor" dedi.
Öte yandan Muzaffer Mut'un 'Deniz kabuklarından figürler ve sualtı fotoğrafları' sergisi, Datça Belediyesi Çatal Mağara Sanat Galerisi'nde açıldı. Deniz kabuklarından yaptığı yüzlerce biblo ve su altı fotoğrafları beğeniye sunuldu. Serginin 6 Ekim Pazar günü akşamına kadar açık kalacağı belirtildi.

Görüntü Dökümü
------------
Muzaffer Mut ile röp.
Datça sahilinden görüntü
Muzaffer Mut'un kamerasından deniz kaplumbağasının dansı
Muzaffer Mut'un sergisinde deniz kabuklarından yapılan biblolardan görüntü

Haber- Kamera: Mehmet ÇİL / DATÇA (Muğla),

======================

700 yıllık ceviz ağacı koruma altına alınacak

KARAMAN'da bir kişinin bahçesinde bulunan 7 metre çapındaki 700 yıllık olduğu değerlendirilen ceviz ağacı, Ermenek Belediyesi tarafından koruma altına alınacak.
Ermenek'te bölgedeki ceviz ağaçlarının değerlendirilmesi için düzenlenen çalıştaya katılan heyet, kentteki ceviz ağaçlarını incelemede bulundu. Ermenek Belediye Başkanı Atila Zorlu'nun eşliğinde yapılan incelemede Osman Mazlum'un bahçesindeki yaklaşık 7 metre çapındaki ağaç dikkat çekti. Heyet. bu ağacın yaklaşık 700 yıllık olduğunu belirtti. Bunun üzerine ağacın Ermenek Belediyesi tarafından koruma altına alınmasına karar verildi. Heyette bulunan  Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Turan Karadeniz, yurdun dört bir köşesinde ceviz ağaçlarına rastladıklarını belirterek Anadolu'nun bir ceviz bahçesi olduğunu belirtti. Ermenek'teki ceviz ağacının da yaklaşık 700 yıllık olduğunu ifade eden Karadeniz,  "Giresun'un Şebinkarahisar ilçesinde de 600-700 yıllık ceviz ağacı var. Valilik o ağaçları koruma altına aldı. Gelecek nesillere buralarda ceviz ağacı ormanlarının olduğunu söylemek adına bunlar çok önemli. Çünkü yapılan kazı çalışmalarda Kuzey Anadolu'nun tamamında 15 milyon yıl öncesinde ceviz ağaçlarının olduğunu belirlendi. Tabi birçok doğal afetler, yangınlar ve savaşla bu değerli varlıkları zamanla yok etti. Ama ayakta kalan böyle güzel örnekler var. Bu ceviz ağacı en az 700 yaşında. Bunu gelecek nesillere aktarmak için  koruma altına almamız gerekiyor. Ermenek Belediyemizde bunu koruma altına alacağını belirtti. "diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-----------
Ağaçtan detay
Agaçta inceleme yapılması
Prof. Dr. Karadeniz açıklama

Haber- kamera: Ali Rıza ETCİ ERMENEK KARAMAN DHA))

=====================

Alanya merkezli dövme stüdyosu, 7 ülkede 7 şube açtı

Antalya'nın Alanya ilçesinde 5 yıldır faaliyet gösteren Cleopatra Ink Dövme Stüdyosu, dünya çapında aldığı ödüllerle kısa sürede dünyada en çok bilinen stüdyo haline geldi. Bu yıl franchising sistemine geçerek Türkiye'de 18, yurt dışında 7 işletmeye isim hakkı veren şirket, 2020 yılında Türkiye ve dünyada 100 şube hedefi koydu.
Alanya'da 2014 yılında kurulan Cleopatra Ink Dövme Stüdyosu, 5 yıl içerisinde katılım sağladığı yarışmalarda dünya çapında 56 ödül aldı. Bünyesinde bulunan dövme sanatçılarının ödüller almasının ardından özellikle Avrupa'dan yoğun ilgiyle karşılaşan stüdyo, müşterilerini Alanya'ya çekmek için 2016 yılında dövme turizmi projesi başlattı. Turistlere ülkelerindeki dövme maliyetine Alanya'da konaklamalı tatil ve dövme hizmeti sunan şirket kısa sürede dünyada en çok bilinen stüdyo haline geldi. Türkiye'den ünlülerin de yoğun ilgisiyle karşılaşan şirket, hedef büyüterek daha çok alanda hizmet vermeye karar verdi.
HEDEF 100 ŞUBE
Bu yönde gelişmek için düğmeye basan Cleopatra Ink Dövme Stüdyosu, 2019 yılı başında büyük işletmelerin isim ve marka imtiyazlarını kullandırdığı franchising sistemine geçti. Kısa sürede talep alan şirket Alanya başta olmak üzere Türkiye'nin çeşitli illerinde 18 şube açtı. Franchising verdiğini duyurmasının ardından dünyanın farklı ülkelerinden de talep alan şirket Norveç, Finlandiya, Yunanistan, Almanya, Hollanda, İngiltere, Güney Afrika'da 7 şube daha açtı. Şirketin hedefi ise 2020 yılında 100 şubeye ulaşmak.
MİLYON DOLARLIK YATIRIMLAR
Şirketin tahminlerinden hızlı büyüdüğünü belirten Cleopatra Ink Genel Müdürü Sönmez Aybaz, daha çok müşteriye ulaşmak için başlattıkları projenin şu an milyon dolarlık yatırımlara dönüştüğünü belirtti. Aybaz, "Biz 5 yıl önce Alanya'da hizmete tek işletmeyle başladık. Daha sonra Avrupa'da dövme yarışmalarına katıldık. Katıldığımız yarışmalarda dövme sanatçılarımız başarı elde etti. Yarışmalarda 1'inci, 2'nci ve 3'üncülük derecesinde ödüller aldık. Sonra bu iş daha da gelişmeye başladı. Şirketimizin turizm cenneti Antalya'da olmasından dolayı Avrupa'da hızla tanınmamıza sebep oldu" dedi.
DÜNYADA TEK
Son bir yıldır ise özellikle Orta Avrupa ülkelerinde rezervasyon almaya başladıklarını anlatan Aybaz, "Dövme turizmi hareketimiz yayılmaya başladı. İnsanlar farklı ülkelerden dövme yaptırmak için geliyor, aynı zamanda tatilini de yapıyor. Bilinirliliğimizin artmasıyla Türkiye ve Avrupa'dan yoğun taleplerle karşılaştık. Biz başta kendi açtığımız şubelerle taleplere yetişmeye çalıştık ama hem Türkiye'den hem de diğer ülkelerden gelen talepler bizim franchise kurmamıza neden oldu. Bu dövmecilik anlamında Türkiye ve dünyada tek. Araştırdık franchise veren dünyada başka dövme firması yok. Biz bu projeyle markamızı dünyaya duyururken, hem de bir Türk firmasının dünyada öncü bir projeyi hayata geçirmesinden dolayı onur duyduk" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-------------
-Dövme stüdyoları ve dövmecilerden genel ve detay görüntü
-Sönmez Aybaz röportajı

Haber-Kamera: Engin ANAK/ALANYA (Antalya),

=====================

Hurda malzemelerle bu kez yarım tonluk at heykeli yaptı

Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde, mozaik ve hurda sanatçısı Mervan Altınorak, tam yarım ton ağırlığında hurda malzeme ile at heykeli yaptı.
Reyhanlı'daki  atölyesinde çalışmalarını sürdüren Merdan Altınorak, hurda metal atıkları ile daha önce yatığı at heykelinden daha farklısını yaptı. Altınorak, 3 ayda tamamladığı at heykeli için yine hurda malzeme kullandığını ve malzemeler arasında vida, zincir, saat, buji gibi farklı atıklar olduğunu söyledi. Altınorak, at heykelinin 2 metre 70 santimetre yüksekliğinde olduğunu ve 500 kilo ağırlığında olduğunu belirtti.
Heykelin Mardin'in Midyat ilçesinde açılacak olan Avrupa'nın en büyük geri  dönüşüm müzesinde sergileneceğini kaydaden Altınorak, "Sıfır atık mücadelesi projesini yürüten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın desteklediği, ilerleyen günlerde açılışını yapacağı geri dönüşüm müzesinde sergilenecek. Ben de yatığım heykellerle projeyi destekliyorum. Bu arada tonlarca hurda malzeme temin etmemde bana büyük destek veren Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın vefat eden halasının oğlu Mehmet Maraşlıoğlu'nu da rahmetle anıyorum"dedi.
Altınorak, ayrıca, müzede sergilenmek üzere at heykeli dışında, plastik atıklardan  3 metre balık, elektronik devre ile balık, kartal, flamingo, ve geri dönüşümü temsil eden el üzerinde bir dünya heykeli yapacağını da söyledi.

Görüntü Dökümü
---------
At heykeli
Heykelden detay görüntüler
Yoldan geçenler heykele merakla bakması
Resim çekenler
Mervan'ın açıklaması

SÜRE: 5'24"    BOYUT: 604 MB

Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI (HATAY),

====================



Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Datça Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title