Haberler

Ankara: AK Parti'den "AB" Atağı

AK Parti, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) Üyelik Sürecinde Oluşan Soru İşaretlerini Yok Etmek ve Toplumu Bilinçlendirmek İçin Harekete Geçti. Bu Doğrultuda Bir Kitapçık Hazırlayan Parti, Türkiye'nin Kırmızı Çizgilerini Hatırlatarak, İmtiyazlı Ortaklık Statüsünü Kesinlikle Kabul Etmeyeceğini Kitapçıkta Vurguladı.

AK Parti, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik sürecinde oluşan soru işaretlerini yok etmek ve toplumu bilinçlendirmek için harekete geçti. Bu doğrultuda bir kitapçık hazırlayan parti, Türkiye'nin kırmızı çizgilerini hatırlatarak, imtiyazlı ortaklık statüsünü kesinlikle kabul etmeyeceğini kitapçıkta vurguladı.

AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı tarafından AB süreciyle ilgili kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla "100 Soruda AB" kitapçığı hazırlandı. Partinin tüm teşkilatlarına da gönderilen ve tabana anlatılması istenilen kitapçıkta AB'nin tarihçesi, kurumları, Birliğin işleyişi, amaçları, AB'ye adaylık ve müzakere süreçleri ve Türkiye-AB ilişkileri konusunda kamuoyunun merak ettiği sorular ve cevapları yer alıyor.

Kitapçığın önsözünü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yazdı. Erdoğan, dünyanın medeniyetler ekseninde birbirine karşı kamplara bölünmeye çalışıldığı, terörün giderek daha yıkıcı ve acımasız bir hale geldiği bu dönemde Türkiye'nin birleştirici kimliğinin önemli bir değer olarak ortaya çıktığını vurguladı. Türkiye'nin, AB üyeliği hedefinin, Atatürk'ün muasır medeniyetler seviyesine ulaşma projesinin önemli bir parçası olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, 45 yıllık bu süreçte Türkiye'nin perspektifinin her zaman "tam üyelik" istikametinde olduğunu vurguladı.

AK Parti Dış İlişkiler Başkanlığı tarafından hazırlanan kitapçıkta ayrıca, "Türkiye'nin adaylık süreci nasıl başlamıştır", "TBMM'de kabul edilen uyum paketleri ne tür düzenlemeleri içermektedir?", "AK Parti'nin Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine katkısı ne olmuştur?", "Ekim ayında başlayan tarama süreci nedir? Bu süreç Türkiye için ne kadar sürecektir?", "AB üyeliği ulusal egemenlik haklarımızın Brüksel'e devredilmesi anlamına mı gelmektedir?", "AB, Türkiye'nin üniter yapısına yönelik bir tehdit olarak algılanabilir mi?", "Son gelişmelerle birlikte Kıbrıs'ın durumu nedir?", "Türk vatandaşları tam üye olur olmaz diğer AB ülkelerinde çalışmaya başlayabilecek mi?", "Türkiye imtiyazlı ortaklık gibi bir statüyü kabul eder mi?" ve "Türkiye'nin AB sürecindeki kırmızı çizgileri nelerdir?" gibi sorulara yer veriliyor.

Kitapçıkta Türkiye'nin AB sürecindeki kırmızı çizgileri şöyle açıklandı:

"Türkiye, Kıbrıs Rum Yönetimi'ni bu haliyle 'Kıbrıs Cumhuriyeti' adı altında tanıyamaz, siyasi tanıma ancak soruna kapsamlı, adil ve kalıcı bir çözüm bulunması halinde olur. Onay aşamasında 'Sözde Ermeni Soykırımını' kabul etme asla bir önkoşul olamaz. Lozan Anlaşması ile sağlanan dengelerden ve toprak bütünlüğünden asla taviz verilemez."

Kitapçıkta, Türkiye'nin imtiyazlı ortaklık statüsünü asla kabul etmeyeceğine de vurgu yapılıyor. Türkiye'nin AB'ye ilk olarak 1959 yılında tam üye olmak üzere başvuran bir ülke olduğuna dikkat çekilen kitapçıkta, bu sürecin son evresi olan müzakereler aşamasına gelindiğinde "imtiyazlı ortaklık" gibi bir kavramla karşı karşıya kalan Türkiye için böyle bir statüyü kabul etmenin mümkün olmadığı kaydedildi.

Türkiye'nin şu anda aday ülke statüsünü de aştığı, müzakere eden ülke statüsüne geçtiği hatırlatılan kitapçıkta, "Dolayısıyla imtiyazlı ortaklık yaklaşımının anılması bile artık anlamsızdır" denildi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title