Haberler

'Adım Çapkın Mankene Çıktı'

2003 Miss Turkey İkincisi Özge Ulusoy, Adının Çapkına Çıkmasından Dert Yandı.

2003 MİSS TURKEY İKİNCİSİ ÖZGE ULUSOY, ADININ ÇAPKINA ÇIKMASINDAN DERT YANDI.

2001 Elite Model Look üçüncüsü, 2003 Miss Turkey ikincisi Özge Ulusoy, adının çapkına çıkmasından dert yandı: 'Birlikte olduğum hiçbir insanın arkasından konuşmuyorum ama bu isimler basına yansıyınca adım 'çapkın manken'e çıktı. Zamanla anladım ki, modellik yapıyorsanız göz önünde olmayı seçmişsinizdir.'

Modellik hikayesi sizin için nasıl başladı?

- Baleden gelen Selin (Toktay) ve ben varım. Ablam Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde okurken yarışmalara katılmamı çok istiyordu. Ben Ankara'da yaşıyordum. Sürekli beni arayıp kaydımı yaptırdığını söylerdi. Sonunda 2001 yılında 18 yaşındayken Elit Model'e girdim ve üçüncülük aldım. Beklemediğim bir şeydi çünkü resmen Anadolu'dan bavulumu toplayıp yarışmaya girmiştim. Gaye Sökmen ajansla çalışmaya başladım. Bu sırada üniversite devam ediyordu ve hiç iş yapmadım. 2003 yılında Miss Turkey'e girip Uğurkan Erez ile tanışana kadar bu durum devam etti. İkinci olduktan bir gün sonra Cengiz Abazoğlu defilesine çıktım.

Bale mezunuyken mankenliğe başlamak içinizi acıtmadı mı?

- O sırada eğitimim devam ediyordu. Konservatuvarı bitirdiğim sene diz kapağımdan sakatlandım. Bu durum baleyi bırakma sebebim oldu. Sakatlıktan sonra bir yıl sadece modellik yaptım. Sonra tekrar ÖSS'ye girip bir üniversite daha okuma kararı aldım. Madem gelecekte bale yapmayacağım, mankenlik de ömrünüzün sonuna kadar yapabileceğiz bir iş olmadığından Yeditepe Üniversitesi Sanat Yönetimi bölümüne kaydımı yaptırdım. İki sene önce o da bitti. Tamamen küratörlük ve sanat işletmeciliği üzerine eğitim aldım. Hayatım boyunca sanatla iç içe olduğum için bölüm bana çok şey kattı. İleride meslek olarak da seçmeyi düşünüyorum. İnşallah küratör olarak da beni göreceksiniz.

Sizce modellik nasıl bir iş? Manken ve model arasında fark var mı?

- Modellik ile mankenlik arasında aslında bir fark yok. Ama ben ve benim gibi arkadaşlarım kendimize model demeyi tercih ediyoruz. Çünkü manken daha klişe bir şekilde kullanılmaya başlandı. Biz işimizi yapan grubuz.

Manken olarak anılanlar sizin meslek anlayışınızı etkiliyor mu?

- Hayır, özel hayatını kendi içinde yaşayıp da bu işi yapmak daha zor. İnsanlar da medyatik olanlarla olmayanları ayırt etmeye başladılar. Eskiden medyatik olana yöneliyorlardı, şimdi firmalar medyatik olmayanları tercih etmeye başladı.

Bu durum da sizin yaşantınızı kısıtlıyor...

- Son iki senedir bu konuda özen gösteriyorum. Bazı özel ilişkilerimden dolayı daha da çok dikkat etmem gerekti. Her genç kız gibi yaşıyorum aslında ama ilk modelliğe başladığım zaman bir kulübün kapısından çıkarken etrafa bile bakmıyordum. Şimdi kapıda biri var mı diye düşünüyorum.

NE İÇ ÇAMAŞIRI NE TESETTÜR GİYERİM

Daha önce birçok isimle anıldınız ama son olarak Serdar Ortaç'la olduğunuz söyleniyordu.

- Ben de haberi okudum. Serdar Ortaç daha önceden tanıdığım biri. Bir defile için Çeşme'deydim ve eğlenmeye Villa Sunset'e gittik kalabalık bir ekiple. Orada Serdar ile karşılaştık o da bizi buyur etti ve sohbet ettik. Tabii orada iki medyatik isim biz olduğumuz için ister istemez yakıştırıldık. Kucağıma yattığı falan söyleniyor ama sadece tanıdığım bir isim daha fazlası yok. Hatta Serdar bazen DJ kabinine gidip şarkı çalıp, İzmir'deki manken arkadaşlaramızın adını da haykırıyordu. Tek kız da ben değildim hani. Kabak benim başıma patladı. Eskiden bu tip haberlere çok üzülüyordum iki gün ağlıyordum, evden çıkmıyordum. Zamanla şunu anladım ki eğer modellik yapıyorsanız, göz önünde olmayı seçmişsinizdir. Bunun da tabii ki eksileri ve artıları var. Artılarını çok yaşıyorum tabii ki eksileri de olacaktır.

Normalde haber asılsızsa hemen tekzip edilir ya da dava açılır ama sanırım siz bunu tercih etmiyorsunuz.

- Hayır, magazin muhabirleri de kendi işlerini yapıyorlar. Ama bazen beklemediğniz şeyler oluyor. Birlikte olduğum hiçbir insanın arkasından konuşmuyorum ama bu isimler basına yansıyıp sıralanınca adım 'Çapkın manken'e çıkıyor.

İşinizi sessiz sedasız yapıyordunuz ama Longtable için yapılan çiğ etli çekimlerle tekrar hatırlandınız. Bu çekimin işlerinize bir katkısı oldu mu?

- Bu yaz için bir dönüm noktası oldu aslında. İyi ve kötü eleştiriler de aldım. Ben o resimlerin gerçekten güzel olduğuna inanıyorum. İzzet Çapa benim arkadaşım ve rica üzerine yaptım bu işi. Tekrar gündeme gelmemi ve daha popüler olmamı tabii ki sağladı. Ben zaten vardım ama insanlar her defilede kimlerin olduğunu bilmiyor. Beni bilenler sektör içindeki insanlar. Bu çekimlerle diğer insanların önüne de geldim.

Kimlerin defilesinde olmazsanız olmaz?

- Can dostum Hakan Yıldırım sonra Cengiz Abazoğlu, Yıldırım Mayruk, Ezra- Tuğba. Yeni tasarımcılardan da Elif Cığızoğlu, Özgür Mansur, Hakan Oktaş çok başarılı insanlar.

Neler giymeyi tercih etmiyorsunuz?

- İç çamaşırı ve tesettür giymiyorum. İki uca da dokunmak istemiyorum. Bana transparan da denk düşmedi.

Kate Moss'un tahtına oynayan Agyness Deyn'e benzetiliyorsunuz. Bu durumdan memnun musunuz?

- Saçlarımı biraz da ondan feyz alarak kestirdim. Kendine has tarzı olan hoş bir model. Dünyanın önemli şirketleriyle çalışıyor. Aslında saçımız dışında hiç benzemiyoruz çünkü o sarışın, renkli gözlü, ben ise daha Türk tipi, esmer, kara kaşlı, kara gözlüyüm. Tarz olarak benziyoruz herhalde.

İki üniversite bitirdim diğer mankenlere benzemem

Badem grubunun iki klibinde yer aldınız. Oyunculuk bu kadarla sınırlı mı kalacak?

- Bundan sonra güzel bir proje olursa değerlendirmeyi düşünüyorum. İlla da oyuncu olayım diye bir ısrarım yok. İki üniversite bitirdim ve ileride başka bir iş yapabilirim. Benim gibi işini düzgün yapan ve iyi eğitimli insan az var, diğer mankenler gibi değilim diyebilirim.

Kaynak: Gecce / Magazin

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title