Türkiye'nin En Genç Örnek Sendikacısı

Türkiye'nin 31 yaşındaki en genç profesyonel sendikacısı Levent Kuruoğlu, Samsun'da birçok öğretmenin sorunlarını çözerken, Asarcık İlçesi'nin köyünde öğretmenlik yapan eşinin merkeze alınması için herhangi bir girişimde bulunmadı.

Sendikacılığın rant için yapılmadığını göstermek üzere hesaplarını internet üzerinden her ay kamuoyuna açıklayarak örnek davranış sergileyen Türkiye Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-Sen Samsun 1 No'lu Şube Başkanı Levent Kuruoğlu, torpil konusunda sergilediği davranışla da örnek olduğunu gösterdi. Fırat Üniversitesi'nde yüksek lisansını yapan, doktora için Karadeniz Teknik Üniversitesi'ne başvuran evli ve 1 çocuk babası öğretmen Levent Kuruoğlu, sendikacılığa yeni bir bakış açısı getirdi. Genç öğretmenleri sendikaya üye yapıp ülkenin sorunlarına ortak olmalarının mücadelesini veren Kuruoğlu, en çok sendikaların alın teri savunuculuğu yapma özelliğinin geri plana itilip, herhangi bir partiyle bağdaştırılmasına üzüldüğüne dikkat çekti.

Kendisi için önemli olanın doğruyu da yanlışı da söylemek olduğuna değinen Kuruoğlu, "Her şeyden önce başkası söz konusu olduğunda 'yanlış', kişinin kendisi söz konusu olduğunda 'doğru' olan yaklaşımların karşısındayım. Doğru her zaman doğrudur. Örneğin; görevlendirme konusu. Bir köyde öğretmene ihtiyaç var, öğretmen merkeze gelmek istiyor. Bunun için başta sağlıkla ilgili sorunu olmalı. Aksi halde görevlendirme yanlıştır. Bu herkes için yanlıştır. Benim eşim Güneş hanım 2004'ten beri Asarcık İlçesi Aydın Köyü Teknecik İlköğretim Okulu'nda sınıf öğretmenliği yapıyor. Üstelik 3.5 yaşında bir çocuğumuz var. Her sabah 05.30'da kalkıyor, 06.30'da servise biniyor. 1 saat 15 dakikalık minibüs yolculuğundan sonra okulunda derse giriyor. Öğleden sonra 15.00'te dersten çıkıp, aynı mesafeyi katederek akşam 17.30'da evine geliyor. Bana bir kez 'Beni Samsun'a aldır' demedi, ben de aldırmak için parmağımı bile oynatmadım. Çünkü Aydın Köyü'nde öğretmene ihtiyaç var" dedi.

"TOPRAĞIN ALTINDA HESABIMI VEREBİLMELİYİM"

Eşinin arkadaşlarının, "Senin beyin sendikacı, görevlendirmeni yaptırabilir" dediğini ancak ne eşi ne de kendisinin bu yönde görüş ve tavırları olmadığını vurgulayan Levent Kuruoğlu, şunları söyledi:

"Kadrosu Asarcık'a bağlı köylerde bulunan ve servislerle gidiş-geliş yapan 60-70 öğretmen var. Şimdi benim eşim görevlendirmeyle merkeze alınsa bu ne kadar doğru olur? Diğer öğretmenler, 'Torpil yapıyorlar' demezler mi? Psikolojileri bozulmaz mı? Hangi psikolojiyle köylere gidip, okulun kapısından girip öğrencilere faydalı olurlar? Şimdi ise, 'Bakın adalet var. Sendika başkanlarının eşleri bile köylere gidiş-geliş yapıyor' diyorlar. Ne kendim, ne de üyelerim için sosyal düzeni bozmam. Bozanların da her zaman karşısında olacağım. Ben toprağın altına girdiğimde yaptığım işlerin hesabını verebilmeliyim. Ama bir öğretmen arkadaşımızın eşi vefat etti. Eşi ölünce psikolojisi bozuldu. Çarşamba'nın bir köyüne gidiş-geliş yapıyordu. Onun görevlendirme yoluyla merkeze alınması için önayak oldum ve görevlendirme yapıldı. Burada insan sağlığı söz konusu."

Şu anda Samsun'da eğitim konusunda torpil olmadığını, torpilin karşısında inisiyatif kullanan Vali Hasan Basri Güzeloğlu ile Milli Eğitim Müdürü Nevzat İspirli'nin tavrının sevindirici olduğunu dile getiren Kuruoğlu, "Önceki dönemlerde öğretmenlerin idari atamaları iyi değildi. Yöneticiler takdir haklarını kullanıyordu. Öğretmen adamını bulup tayin oluyordu. Şimdi bakanlık öğretmen atamalarını puan esasına göre yapıyor. Takdir puanı kaldırıldı. En önemli meselelerden biri de görevlendirme konusuydu. Bu yetki valilerde. Samsun'da bu alanda sorun yok. Çünkü görevlendirmelerde Vali Hasan Basri Güzeloğlu öncelikle öğretmenin sağlık durumu ve eğitimdeki özverisine bakıyor. Bunun dışında çok ihtiyaç yoksa görevlendirme yapmıyor. Doğrusu da bu. Her adamını bulan merkeze gelirse Asarcık, Ayvacık, Alaçam'da kim öğretmenlik yapacak? Eğitimin sürekliliği nasıl sağlanacak? Bu nokta çok önemli. Bugün Samsun'da öğretmenlerin psikolojisi düzgün. Eğitimde gerginlik yok. Öğretmenlerin motivasyonu, dolayısıyla eğitimdeki kalite artmaya başladı" diye konuştu.

Kuruoğlu, başarılı idarecilerin her zaman desteklenmesi gerektiğini kaydederken, şöyle devam etti:

"Herhangi bir kurumun müdürü çalışıyor, çabalıyor, kurumunu en üst seviyeye getiriyor. Tek bir hata veya yanlışlık yaptığında, o yanlışlık kendisinden değil de alt kademedeki bir memurundan kaynaklansa bile yerden yere vuruluyor. Bunlar son derece yanlış. Bu müdür, 'Bu memlekete hizmet edilmez' demez mi? İnsanlara böyle düşündürten ve daha sonra yapacağı hizmetlerini engelleyen kişi ve kuruluşlar varsa bu ülkeye zarar veriyor. Bu ülkede hiç mi güzel işler olmuyor? Hiç mi örnek davranışlar sergilenmiyor? Bu kadar mı kötüyüz? Toplum olarak doğru davranışları görmek istiyoruz. Kişisel menfaatlerinden kurtulan, ülkemizin ve insanımızın hangi partiden, hangi sendikadan olursa olsun birlik ve beraberliği için çaba harcayan, doğruyu doğru, yanlışı yanlış olarak gösteren düşüncelere ihtiyacımız var. Torpili her alanda Türkiye'nin gündeminden çıkarmalıyız. Hepimiz, torpilin, rüşvetin, kayırmacılığın karşısına geçmeliyiz. Bunların karşısında olan atanmış ve seçilmişleri de sırf ideolojik yaklaşımlarla yıpratmamalıyız. Ülkemize, milletimize, vicdanımıza ayıp etmemeliyiz."

(AG-ÖZ-ÖZ-Y)

Haberler