Haberler

Mülk Suresi okunuşu ve yazılışı! Tebareke (Mülk) Suresi tefsiri nedir, ayet ayet anlamı nedir?

Güncelleme:

Hergün okunması tavsiye edilen surelerin başında Mülk suresi geliyor. Mülk Suresinin diğer bir adı Tebareke olarak geçmektedir. Mülk (Tebareke) suresi hakkında birçok hadisi şerif vardır. Kabir azabından korunmak için okunacak çok önemli sure Mülk Suresi'dir. Ölülerimizin, ölmüşlerimizin arkasından genellikle Yasin, Tebareke ve Amme surelerini okuruz. Bu üçleme surelerden birisi de Mülk (Tebareke) suresidir. Mülk Suresi Arapça okunuşu, yazılışı ve Türkçe anlamı nedir? Mülk Suresi okunuşu!

Halk arasında "Tebareke" diye bilinen Mülk Suresi'ni okumak çok faziletli ve sevaptır. Hadisi şeriflerde kabir azabından korunmak için en faziletli surenin Mülk Suresi olduğu beyan edilmektedir. Mülk Suresi 2.5 sayfadır. Peki Mülk Suresi okunuşu ve meali nedir? Mülk Suresi'nin Arapça yazılışı ve Türkçe anlamına haberimizden ulaşabilirsiniz... Mülk Suresi okunuşu ve yazılışı! Tebareke (Mülk) Suresi tefsiri nedir, ayet ayet anlamı nedir? İşte detaylar haberimizde...

MÜLK (TEBAREKE) SURESİ HAKKINDA BİLGİLER

Mülk Suresi Kur'an-ı Kerim'in 67. suresidir. Sure toplamda 30 ayetten oluşmaktadır. Sure ismini 1. ayette geçen "el-Mülk" kelimesinden almıştır. Bir diğer adı Tebareke Suresi olarak da geçmektedir. Daha doğrusu sure "Tebarekellezi" ile başladığı için halk arasında "Tebareke" olarak da geçiyor. Mülk Suresi'nde başlıca, Allah'ın azameti, Allah'ın birliğinin delilleri ve öldükten sonra dirilmeyi inkâr edenlerin akıbetleri konu edilmektedir.

MÜLK SURESİ KONUSU NEDİR?

Mülk Sûresi genel olarak Allah Teâlâ'nın varlığı ve birliğini, azametini, evrendeki hükümranlığını, tek tanrı ve tek yaratıcı olduğunu, hayatın ve ölümün var ediliş amacını ve öldükten sonra dirilmeyi konu edinmektedir. Sûrede ayrıca insanlığın ilâhî vahyin uyarıcılığına muhtaç olduğuna işaret edilmekte, bunu kabul etmeyenlerin karşılaşacakları kötü sonuçla ilgili uyarılar yapılmaktadır

MÜLK SURESİ FAZİLETİ NEDİR?

Hz. Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) , Mülk sûresinin onu okuyanları kabir azabından koruyacağını ifade buyurmuşlar (Tirmizî, "Fezâilü'l-Kur'ân", 9; Şevkânî, V, 296), bu sebeple cenazelerin ardından bu sûrenin okunması âdet olmuş, yaygınlık kazanmıştır. Bu hadisi, "sûreyi okuyup amel edenlerin, kabir azabını gerektiren günahlardan uzak duracağı ve böylece azaptan kurtulacağı" şeklinde anlamak da mümkündür.

MÜLK SURESİ'NE NEDEN TEBAREKE DENİLİYOR?

Normalde Kur'an-da surenin ismi Mülk olarak geçmektedir. Fakat ilk ayeti "Tebarekellezi" ile başladığından dolayı halk arasında Mülk Suresi = Tebareke Suresi olarak biliniyor. Fakat dediğimiz gibi ikisi de aynı manaya gelmektedir. Gerçek surenin adı Mülk'tür. Lakin tebareke olarak da telaffuz edilmektedir.

Genelde Mülk suresi neresi diye sorduğumuzda bilen fazla çıkmaz. Ama tebareke suresini biliyor musun denildiğinde epey kişi çıkar. Yine de surenin doğrusunu bilmemiz gerekir.

MÜLK (TEBAREKE) SURESİ ARAPÇA YAZILIŞI

Mülk Suresi okunuşu ve yazılışı! Tebareke (Mülk) Suresi tefsiri nedir, ayet ayet anlamı nedir?Mülk Suresi 1. sayfa

Mülk Suresi okunuşu ve yazılışı! Tebareke (Mülk) Suresi tefsiri nedir, ayet ayet anlamı nedir?Mülk Suresi 2. sayfa

Mülk Suresi okunuşu ve yazılışı! Tebareke (Mülk) Suresi tefsiri nedir, ayet ayet anlamı nedir?Mülk Suresi 3. sayfa

MÜLK (TEBAREKE) SURESİ OKUNUŞU

1. Ayetin Okunuşu : Tebârakellezî bi yedihil mulku ve huve alâ kulli şey'in kadîr(kadîrun).

2. Ayetin Okunuşu : Ellezî halagal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâ(amelen), ve huvel azîzul ğafûr(ğafûru).

3. Ayetin Okunuşu : Ellezî halaga seb'a semâvâtin tibâkâ(tibâkan), mâ terâ fî halkır rahmâni min tefâvut(tefâvutin), ferciıl basara hel terâ min futûr(futûrin).

4. Ayetin Okunuşu : Summerciıl basara kerrateyni yenkalib lieykel basaru hâsien ve huve hasîr(hasîrun).

5. Ayetin Okunuşu : Ve lekad zeyyennâs semâed dunyâ bi mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş şeyâtîni ve a'tednâ lehum azâbes saîr(saîri).

6. Ayetin Okunuşu : Ve lillezîne keferû bi rabbihim azâbu cehennem(cehenneme), ve bi'sel masîr(masîru).

7. Ayetin Okunuşu : İzâ ulkû fîhâ semiû lehâ şehîkan ve hiye tefûr(tefûru).

8. Ayetin Okunuşu : Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye'tikum nezîr(nezîrun).

9. Ayetin Okunuşu : Gâlû belâ gad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin).

10. Ayetin Okunuşu : Ve gâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri).

11. Ayetin Okunuşu : Fa'terefû bi zenbihim, fe suhkan li ashâbis saîr(saîri).

12. Ayetin Okunuşu : İnnellezîne yahşevne rabbehum bil gaybi lehum magfiratun ve ecrun kebîr(kebîrun).

13. Ayetin Okunuşu : Ve esirrû kavlekum evicherû bihî, innehu alîmun bi zâtis sudûr(sudûri).

14. Ayetin Okunuşu : E lâ ya'lemu men halag, ve huvel latîful habîr(habîru).

15. Ayetin Okunuşu : Huvellezî ceale lekumul arda zelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû min rızkıhî, ve ileyhin nuşûr(nuşûru).

16. Ayetin Okunuşu : E emintum men fîs semâi en yahsife bikumul arda fe izâ hiye temûr(temûru).

17. Ayetin Okunuşu : Em emintum men fîs semâi en yursile aleykum hâsıbâ(hâsiben) fe se ta'lemûne keyfe nezîr(nezîri).

18. Ayetin Okunuşu : Ve legad kezzebellezîne min kablihim fe keyfe kâne nekîr(nekîri).

19. Ayetin Okunuşu : E ve lem yerav ilât tayri fevkahum sâffâtin ve yakbıdne, mâ yumsikuhunne illâr rahmân(rahmânu), innehu bi kulli şey'in basîr(basîrun).

20. Ayetin Okunuşu : Em men hâzâllezî huve cundun lekum yansurukum min dûnir rahmân(rahmâni), inil kâfirûne illâ fî gurûr(gurûrın).

21. Ayetin Okunuşu : Em men hâzâllezî yerzukukum in emseke rızkahu, bel leccû fî utuvvin ve nufûr(nufûrın).

22. Ayetin Okunuşu : E fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ em men yemşî seviyyen alâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

23. Ayetin Okunuşu : Gul huvellezî enşeekum ve ceale lekumus sem'a vel ebsâra vel ef'idete, kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne).

24. Ayetin Okunuşu : Gul huvellezî zeraekum fîl ardı ve ileyhi tuhşerûn(tuhşerûne).

25. Ayetin Okunuşu : Ve yegûlûne metâ hâzâl va'du in kuntum sâdikîn(sâdikîne).

26. Ayetin Okunuşu : Gul innemâl ilmu indallâhi ve innemâ ene nezîrun mubîn(mubînun).

27. Ayetin Okunuşu : Fe lemmâ raevhu zulfeten sîet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzâllezî kuntum bihî teddeûn(teddeûne).

28. Ayetin Okunuşu : Gul e raeytum in ehlekeniyallâhu ve men maıye ev rahımenâ fe men yucîrul kâfirîne min azâbin elîm(elîmin).

29. Ayetin Okunuşu : Gul huver rahmânu âmennâ bihî ve aleyhi tevekkelnâ, fe se ta'lemûne men huve fî dalâlin mubîn(mubînin).

30. Ayetin Okunuşu : Gul e raeytum in asbaha mâukum gavran fe men ye'tîkum bi mâin maîn(maînin).

NOT : Mülk Suresini tecvid ve talim kurallarına göre okumak için lütfen Arapça halinden okumaya çalışınız. Arapça bilmiyorsanız sesli şekilde dinleyebilir ve takip edebilirsiniz. Allah razı olsun...

MÜLK (TEBAREKE) SURESİ'Nİ SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ...

MÜLK (TEBAREKE) SURESİ TÜRKÇE MEALİ

1. Ayetin Meali : Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.

2. Ayetin Meali : O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.

3. Ayetin Meali : O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Haberler.com son dakika haberler, gündem haberler ve tarafsız haberler için okumaya devam edin.

4. Ayetin Meali : Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.

5. Ayetin Meali : Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık.

6. Ayetin Meali : Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası!

7. Ayetin Meali : Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu işitirler.

8. Ayetin Meali : Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye sorarlar.

9. Ayetin Meali : Onlar da şöyle derler: "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve 'Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' demiştik."

10. Ayetin Meali : Yine şöyle derler: "Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık."

11. Ayetin Meali : İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah'ın rahmetinden uzak olsun!

12. Ayetin Meali : Görmedikleri halde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.

13. Ayetin Meali : Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; (fark etmez). Şüphesiz Allah, sinelerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir.

14. Ayetin Meali : Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.

15. Ayetin Meali : O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah'ın rızkından yiyin. Dönüş ancak onadır.

16. Ayetin Meali : Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? (O zaman) bir de bakarsınız yer yüzü şiddetle çalkalanıyor.

17. Ayetin Meali : Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgar göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz!

18. Ayetin Meali : Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkar etmenin sonucu nasıl oldu!?

19. Ayetin Meali : Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O her şeyi hakkıyla görendir.

20. Ayetin Meali : Yahut Rahmân'dan başka size yardım edecek şu ordunuz (taraftarlarınız) kimlerdir? İnkarcılar ancak bir aldanış içindedirler.

21. Ayetin Meali : Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve nefretle direnip durdular.

22. Ayetin Meali : Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi?

23. Ayetin Meali : De ki: "O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!"

24. Ayetin Meali : De ki: "O, Sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltandır. Ancak onun huzurunda toplanacaksınız."

25. Ayetin Meali :"Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?" diyorlar.

26. Ayetin Meali : De ki: "O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım."

27. Ayetin Meali : Onu (azabı) yakından gördükleri zaman inkar edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, "İşte bu, (alaylı bir biçimde) isteyip durduğunuz şeydir" denir.

28. Ayetin Meali : De ki: "Söyleyin bakalım: Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekileri helak etti, yahut bize acıdı. Peki, ya inkarcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?"

29. Ayetin Meali : De ki: "O, Rahmân'dır. O'na iman ettik, yalnızca ona tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!"

30. Ayetin Meali : De ki: "Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?"

Mülk (Tebareke) Suresi okunuşu ve anlamı nedir? Mülk Suresi Arapça yazılışı ve Türkçe meali - Mülk Suresi sesli dinle

MÜLK (TEBAREKE) SURESİ TEFSİRİ NEDİR?

Mülk Suresi 1. ve 5. Ayetler Arası Tefsiri:

Sûrenin özeti mahiyetinde olan bu âyetlerin ilkinde Allah'ın yüceliği, kudreti, evrendeki hükümranlığı ve her şeyin kendisinin kudret elinde olduğu, evrende istediği gibi tasarrufta bulunabileceği ifade edilmiş, sonraki âyetlerde ise O'nun kudretinin eserlerinden örnekler verilmiştir (1. âyette "aşkındır, cömerttir" diye çevirdiğimiz tebâreke fiilinin diğer anlamları hakkında bilgi için bk. Furkån 25/1). 2. âyet yüce Allah'ın kudret ve tasarrufunu en açık bir şekilde gösteren delilleri içermekte; Allah'ın, dünyada insanların güzel işler yapma hususunda birbirleriyle rekabet etmelerini sağlamak, kimlerin kendi emir ve yasaklarına uyarak daha güzel işler yapacağını ortaya çıkarmak için hayatı ve ölümü yarattığını bildirmektedir. Aynı âyette önce ölüm, sonra hayat geçtiği için burada "ölüm" kavramıyla, hayattan önceki cansızlık halinin mi yoksa dünya hayatının sona ermesi ve âhiret hayatına geçiş halinin mi kastedildiği hususunda farklı görüşler vardır. Bir kısım müfessirler âyetteki sıralamayı dikkate alarak ölümden maksadın dünya hayatından âhiret hayatına geçiş hali, hayattan maksadın ise âhiret hayatı olduğunu söylemişlerdir (Râzî, XXX, 55; Elmalılı, VII, 5159). İkinci grup ise ölümle dünya hayatından âhiret hayatına geçiş halinin, hayatla da dünya hayatının kastedildiği kanaatindedir (Zemahşerî, IV, 134); bizim tercihimiz de budur. Zira hayat da ölüm de imtihan için yaratılmıştır; imtihan yeri ise âhiret değil dünyadır. Her ikisinin de bu dünyada olması amaca daha uygun görünmektedir. Hayat ölümden önce olduğu halde âyette sonra gelmesi ise çeşitli şekillerde yorumlanmıştır (bk. Râzî, XXX, 55; Ateş, IX, 526-527). Dikkat çekici bir yoruma göre eşyada aslolan yokluk olduğu, varlık ve hayat sonradan verildiği için âyette ölüm önce gelmiştir (Şevkânî, V, 297). Bizce de isabetli olan diğer bir yoruma göre ölüm insanlara hayatın sorumluluğunu hatırlattığı, onları iyi işler yapmaya teşvik ettiği ve bir uyarıcı olduğu, nihayet insanda "imtihan" sorumluluğunu daha canlı tuttuğu için âyette ölüm önce zikredilmiştir. Nitekim hayat bir hayırlı faaliyetler alanı, ölüm ise bu faaliyetlerin karşılığının verileceği ebedî varlık sahnesine geçişi sağlayan dönüm noktası, Hz. Peygamber'in de belirttiği gibi bir uyarıcıdır (bk. Râzî, XXX, 55). İfadenin akışına ve lafız güzelliğine daha uygun olduğu için "mevt" (ölüm) kelimesinin önce geldiği de düşünülebilir.

3-4. âyetlerde evrenin eksiksiz-kusursuz yaratılışına, mükemmel işleyişine ve düzenine dikkat çekilmekte, böylece bu muhteşem varlık düzeninin bir tesadüfle meydana gelmiş olamayacağı ve devam edemeyeceği; bunun ancak üstün bir ilim, irade ve kudret sahibinin yaratması ve yönetmesiyle mümkün olduğu belirtilmektedir (yedi göğün anlamı hakkında bk. Bakara 2/29).

Meâlde "Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak" diye tercüme ettiğimiz cümlenin lafzî karşılığı, "Sonra gözünü iki kez daha çevir de bak" şeklindedir. Ancak bu ibare çokluktan kinaye olup sayı olarak iki defayı değil, defalarca bakmayı ifade eder (bk. İbn Âşûr, XXIX, 19-20).

Yıldızlarla donatılmış gibi bir görüntü verdiği için gökyüzünün kandillerle süslenmesinden söz edilmiş, yıldızlar geceleyin kandil gibi ışık saçtıklarından onlara mecaz olarak "kandiller" (mesâbîh, tekili: misbâh) denilmiştir (Taberî, XXIX, 3). Yıldızlarla şeytanların taşlanmasından maksat ise göklerdeki meleklerin konuşmalarını dinleyip onlardan bilgi sızdırmak için kulak hırsızlığı yapmak isteyen şeytanların bu yıldızlardan çıkan parlak ışıklarla, bir tür ateş toplarıyla engellenmesidir. Bu ve benzeri âyetlerle ilgili olarak klasik tefsirlerde ayrıntılı yorumlar bulunmakla birlikte müteşâbihattan olan bu tür âyetlerin anlamları hakkında zamana, şartlara, bilimsel verilere göre farklı görüşler ileri sürmek mümkündür. Ayrıca gayb konularına giren âyetlerin yorumunda iddialı olmamak gerekir. Çünkü gayb âleminin mahiyetini Allah'tan başka kimse bilemez; biz gayb bilgilerine sadece inanırız (gökyüzünün yıldızlarla süslenmesi ve bunlarla şeytanların taşlanması konusunda bilgi için bk. Hicr 15/16-18; Sâffât 37/6-10). "Taşlanma" şeklinde çevirdiğimiz rücûm kelimesi "sağlam bir bilgiye dayanmadan konuşmak, kafadan atmak" mânasına da geldiği için âyete, "insan ve cin şeytanlarının yıldızlara bakarak aslı faslı olmayan şeyler söylemeleri" mânası da verilmiştir (Şevkânî, V, 299).

Mülk Suresi 6. ve 11. Ayetler Arası Tefsiri:

Bazı âhiret sahnelerini tasvir eden bu âyetler, kimlerin daha güzel davranacağını sınamak için ölümün ve hayatın yaratıldığını ifade eden 2. âyetle irtibatı olup, bu dünyada Allah'a isyan edenlerin öte dünyada çekecekleri cezayı, O'na karşı saygılı olup günah işlemekten korunanların elde edecekleri ödülleri açıklamaktadır. 6-8. âyetlerdeki tasvirler cezanın ne derece şiddetli olduğunu daha iyi hissettirme amacına yöneliktir. 8. âyette "uyarıcı" diye çevirdiğimiz nezîrden maksat peygamberdir (İbn Âşûr, XXIX, 25). Âyette dünyada peygamberin çağrısına ve uyarılarına kulak tıkayıp inkâr ve isyanlarını sürdürmekte direnenlere, yarın kıyamet gününde, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye sorulacağını bildiren ifade aslında yaşayanlar için bir uyarıdır. 9-11. âyetler o gün iş işten geçtikten sonra değil, fakat bugün fırsat eldeyken o uyarıya kulak vermek, yani peygamberi tanımak, ayrıca Allah'ın insanlığa büyük lutfu olan aklı ve diğer bilgi imkânlarını da kullanarak hak ve hidayet yolunu bulmak gerektiğine, ebedî kurtuluşun ancak bu sayede kazanılabileceğine işaret etmektedir. 12. âyet ise müminlerin nâil olacağı uhrevî mutluluğun veciz bir özetidir.

Mülk Suresi 13. ve 14. Ayetler Arası Tefsiri:

Bu dünyada günah işleyenler, ya kendilerini görüp gözeten Allah'ın varlığına inanmıyor veya inanmakla birlikte dünyevî hırs ve menfaatleri, nefsânî arzuları yüzünden gaflete dalıp sorumluluklarını unutuyorlar. İşte bu âyetlerde inkârcılara ve gafillere Allah'ın gizlisiyle açığıyla her şeyi kuşatan ilmi hatırlatılmakta, kendilerinden hayatlarını buna göre düzenlemeleri istenmektedir.

Mülk Suresi 15. Ayet Tefsiri:

Cenâb-ı Allah, kendisinin güç ve kudretini gösteren delilleri bir defa daha gözler önüne sermekte; yerkürenin yaratılması, her türlü nimet ve imkânlarla donatılarak üzerinde yaşanılır hale getirilmesinin, sonsuz bir gücün varlığını ve birliğini gösterdiğine dikkat çekmektedir. "Üzeri" diye çevirdiğimiz menâkibihâ tamlamasındaki menâkib kelimesi, "omuz" anlamına gelen menkibin çoğulu olup mecaz olarak yeryüzündeki yolları, köşe bucak ve dağları ifade eder (Şevkânî, V, 301-302). Yüce Allah, bu nimetleri kulları için yarattığını bildirerek onlara yeryüzünde dolaşmalarını, yarattığı rızıklardan yiyip içmelerini istemiş; arkasından "Dönüş yalnız Allah'adır" buyurmak suretiyle insanların dünya nimetleri ve zevklerine dalarak kendi varlığını, sonsuz kudretini ve âhiret hayatını unutmamaları gerektiği, zira her nimetin bir sorumluluğu olduğu mesajını vermiştir.

Mülk Suresi 16. ve 18. Ayetler Arası Tefsiri:

Müfessirler "gökte olan"dan maksadın kim veya ne olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir: 1. Bundan maksat Allah'tır; ancak bu mecazi bir anlatım olup maksat O'nun yüceliğini ve gücünün sonsuzluğunu vurgulamaktır. Allah mutlak mânada yücedir, sonsuz ve sınırsızdır, zamanda ve mekânda olanlar ise sınırlıdır ve Allah bu sınırlamalardan münezzehtir. 2. Maksat gökteki meleklerdir. Onlar Allah'ın emriyle yeryüzüne inerek kendilerine verilen görevleri yerine getirirler. 3. Maksat, Allah'ın gökten inen azabıdır. Allah'ın rahmeti ve nimeti nasıl gökten iniyorsa O'nun azabı da inkârcı ve isyankârların başına gökten iner (daha geniş bilgi için bk. Râzî, XXX, 69-70; Elmalılı, VII, 5232 vd.; İbn Âşûr, XXIX, 33). Bize göre burada geçen "gök" kelimesiyle, fizikî evrenin gökleri değil, madde ötesi, yüce olan varlık düzeyi kastedilmiş olmalıdır.

15. âyette belirtilen imkânların iyi değerlendirilmesi gerektiği yönünde ikazlar içeren bu âyetlerde insanların, yeryüzündeki nimetlerden yararlanırken azgınlık ve taşkınlık göstermemeleri gerektiğine, aksi takdirde yeryüzünde şiddetli felâketlerin, yıkımların vuku bulacağına, böylece Allah'ın gönderdiği uyarıcıyı (peygamber), onun uyarılarını önemsemeyenlerin şiddetle cezalandırılacaklarına dikkat çekilmektedir. Nitekim 18. âyette de geçmişte gerçekleri yalan sayanların bu şekilde cezalandırıldığı hatırlatılmaktadır (krş. Kasas 28/81; Hâkka 69/6-8).

Mülk Suresi 19. ve 21. Ayetler Arası Tefsiri:

Yüce Allah'ın başka bir eseri olan kuşların uçma yeteneğine işaret edilerek Allah'ın kudretinin bir işareti daha gözler önüne serilmektedir. Yer çekimine rağmen kuşların gökyüzünde kanat çırparak uçması ve süzülmesi, her gün gördüğümüz için önemini gözden kaçırdığımız, gerçekte ise Allah'ın sanat ve kudretini gösteren hârika olaylardandır. Kuşlara bu yeteneği veren Allah'tır. Burada Allah'ın merhametini yansıtan rahmân isminin kullanılmış olması, O'nun mahlûkata merhametle muamele ettiğini, varlık düzeninin O'nun rahmetinden bir yansıma olduğunu ima eder. 21. âyetlerde rızık olarak anılan nimetler de rahmân isminin sürekli tecellisi olup bu tecelli bir an kesilecek olsa hayatın bütünüyle yok olacağına dikkat çekilmektedir.

Mülk Suresi 22. Ayet Tefsiri:

Şeytanlara uyarak, mânevî körlük içinde bâtıl yollarda giden inkârcı nankör ile hak yolda yürüyen mümin temsilî olarak karşılaştırılmakta, bunlardan hangisinin hedefine daha güvenli olarak ve şaşmadan ulaşacağı soru-cevap yöntemiyle anlatılmaktadır.

Mülk Suresi 23. ve 24. Ayetler Arası Tefsiri: Haberler.com kısaca bilgiler sizlerle. Aşağıdan haberimizi okumaya devam edebilirsiniz.

Doğduğunda hiçbir bilgiye sahip olmayan insana bilgi vasıtalarından kulaklar, gözler ve kalpler (akıllar) verildiğinin hatırlatılması, insanın en değerli ve ayırıcı niteliğinin gözlem ve düşünme kapasitesi olduğuna ve bu nimetleri verene şükretmek gerektiğine işaret eder. Bu nimetler aynı zamanda Allah'ın eşsiz sanatını ve sonsuz kudretini göstermesi bakımından da önemlidir. Muhatabın sağduyusuna hitap edilerek onun yanlış inanç ve tutumlardan kurtulması, Allah'ın varlığına ve birliğine iman etmesi istenmektedir. Allah Teâlâ'nın sonsuz kudretini gösteren delillerden biri de insanoğlunun yeryüzünde yaratılması, türetilmesi ve çoğaltılmasıdır. Onları bu şekilde türetip yeryüzüne yayma gücüne sahip olan Allah, öldükten sonra dirilterek huzurunda toplamaya da kadirdir. Nitekim 24. âyetin son cümlesinde, "Sadece O'nun huzurunda gelip toplanacaksınız" ifadesiyle buna işaret edilmiştir (bu âyetlerin tefsiri için ayrıca bk. Nahil 16/78; Mü'minûn 23/78-79).

Mülk Suresi 25. ve 27. Ayetler Arası Tefsiri:

Bir önceki âyette insanların kıyamet gününde Allah'ın huzurunda toplanacakları haber verilince inkârcılar öğrenmek için değil, Hz. Peygamber'le alay etmek maksadıyla bu olayın ne zaman gerçekleşeceğini sormuşlardı. Devamındaki âyette bu soruya Hz. Peygamber'in nasıl cevap vermesi gerektiği bildirilmektedir. 27. âyette de inkârcıların âhirette azabı gördüklerindeki halleri anlatılmakta, inanmadıkları âhiret azabını ve kıyametin korkunç olaylarını yakından gördükleri zaman yüzlerinde meydana gelen üzüntü belirtileri ve psikolojik çöküntü tasvir edilmekte veya –bizim tercih ettiğimiz meâle göre– inkârcıların yüzlerinin kara çıkacağı ve mahcup olacakları bildirilmektedir. İşte inkârcılar, dünyada inkâr ettikleri ve alay ederek gelmesini istedikleri azabın bu azap olduğunu ya kendi aralarında konuşurlar veya melekler tarafından onlara söylenir.

Mülk Suresi 28. ve 29. Ayetler Arası Tefsiri:

Müşrikler Hz. Peygamber'in ölümünü istiyor ve bunu açık bir şekilde dile getirmekten de çekinmiyorlardı (bk. Tûr 52/30-31). Hatta onu öldürmek için tuzak kuruyor (bk. Enfâl 8/30), böylece ondan ve getirdiği dinden kurtulacaklarını sanıyorlardı. İşte bu âyetler onların niyet ve beklentilerine bir cevap olmak üzere inmiştir (bk. Râzî, XXX, 76). 28. âyette Hz. Peygamber'in varlığına son verilmesinin veya ölümünün ertelenmesinin müşrikler için herhangi bir fayda sağlamayacağı, kendilerine verilecek elem verici cezayı önleyecek bir gücün de asla bulunmadığı ifade edilmiştir. Âyette ayrıca hayatın ilâhî bir rahmet olduğuna, Hz. Peygamber'in de eceli geldiğinde öleceğine işaret edilmektedir (İbn Âşûr, XXIX, 51-52). 29. âyette ise müminlerin inandıkları ve güvendikleri Tanrı'nın esasen müşriklerce de bilinen ve rahmân ismiyle anılan yüce Allah olduğu belirtilmiş, bu gerçeğin kendilerine tebliğ edilmesi Hz. Peygamber'e emredilmiştir.

Mülk Suresi 30. Ayet Tefsiri:

Allah'ın kudretini, lutufkârlığını yeniden hatırlatan bu âyet 15 ve 21. âyetlerle bağlantılı olup kuvvetli ihtimalle Hz. Peygamber ile müşrikler arasında geçen bir tartışmanın sonucu olarak onlara yöneltilmiş eleştiri ve uyarı amaçlı bir sorudur. 15. âyette Allah'ın yeryüzünü kullanışlı hale getirdiği ifade edildikten sonra insanlardan O'nun yarattığı rızıklardan yararlanmaları istenmiş; 21. âyette de rızkın Allah'a ait olduğu, O verdiği rızkı kestiği takdirde rızık verecek birinin asla bulunmayacağı bildirilmişti. Burada da rızıkların en önemlisi ve hayatın ana unsuru olan suyun yerin derinliklerine çekilmesi halinde Allah'tan başka yeryüzünde su yaratacak bir gücün bulunmadığına işaret edilerek, böylesine eşsiz kudretin sahibi yüce Allah'ı bırakıp da bâtıl tanrılara tapanlar, ne kadar yanlış bir yolda oldukları üzerinde düşünmeye çağrılmaktadır.

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Dini Gündem Güncel Haberler

Helikopterin enkazını bulan Akıncı, İran'da paniğe neden oldu: Füzelerimizin yeri ifşa oldu

Helikopterin enkazını bulan Akıncı, İran'da paniğe neden oldu: Füzelerimizin yeri ifşa oldu

Reisi'nin can verdiği helikopterin yanına giden Fulya Öztürk, enkazın başındaki ekiplere yardım teklif etti

Reisi'nin can verdiği helikopterin yanına giden Fulya Öztürk, enkazın başındaki ekiplere yardım teklif etti

İbrahim Reisi öldü, peki bundan sonra ne olacak? İran'da seçim için takvim belirlendi

İbrahim Reisi öldü, peki bundan sonra ne olacak? İran'da seçim için takvim belirlendi

Haydar Dümen'in eşi tefeci kurbanı! 30 milyonluk taşınmazını elinden aldılar, yetmedi buluşmaya çağırıp gasp ettiler

Haydar Dümen'in eşi tefeci kurbanı! 30 milyonluk taşınmazını elinden aldılar, yetmedi buluşmaya çağırıp gasp ettiler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title