Sezer: "İrtica Etkinliğini Artırarak Sürdüren Bir Tehlike"
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, İrticanın, "Türkiye'nin İç Güvenliğine Yönelik Bir Tehdit Olduğunu ve Cumhuriyet'in Kuruluşundan Bu Yana Etkinliğini Artırarak Sürdüren Bir Tehlike" Olduğunu İfade Ederek, "Türkiye'de İrticai Tehdidi Yeterince Algılamayanların Özellikle Son 20 Yılda Yaşanan Olayları Üst Üste Koyup Birlikte Değerlendirmesi, Türkiye'deki Toplumsal ve Bireysel Yaşamın Nereden Nereye Geldiğini İyi Çözümlemesi Gerekmektedir" Dedi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, irticanın, ''Türkiye'nin iç güvenliğine yönelik bir tehdit olduğunu ve Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana etkinliğini artırarak sürdüren bir tehlike'' olduğunu ifade ederek, ''Türkiye'de irticai tehdidi yeterince algılamayanların özellikle son 20 yılda yaşanan olayları üst üste koyup birlikte değerlendirmesi, Türkiye'deki toplumsal ve bireysel yaşamın nereden nereye geldiğini iyi çözümlemesi gerekmektedir'' dedi.
22. Dönem 5. Yasama Yılı açış konuşmasını yapan Sezer, ''Türkiye, ülke bütünlüğüne, ulusal birliğe ve siyasal rejime yönelik çok boyutlu ve giderek artan iç ve dış tehdit ve risklerle karşı karşıyadır'' diyerek, bu risk ve tehditlerin kaynağını, bölücü ve irticai etkinlikler, uluslararası terörizm, kitle imha silahlarının yayılması ve bölgesel sorunların oluşturduğunu kaydetti.
Karşılaşılan bu güvenlik sorunlarına karşın Türkiye'nin, istikrarını ve gönencini korumada başarılı olduğunu ifade eden Sezer, ''Bunda en önemli etkenler, sağlam temeller üzerine kurulmuş laik ve demokratik devlet yapısı ile her türlü etnik ve dinsel ayrımcılığı reddeden, hoşgörü, dayanışma, birlik ve beraberliği öngören toplumsal tavrımızdır'' dedi.
Türkiye'nin, terörden en çok zarar gören ülkelerden biri olarak, terörle küresel savaşımı tüm gücüyle desteklediğini ifade eden Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ancak, Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısını değiştirmek ve ülkeyi parçalamak amacıyla giderek artan eylemler gerçekleştiren terör örgütüne karşı savaşımında Türkiye'ye, dost, komşu ve bağlaşıklarınca yeterince yardım ve destek verilmemektedir.
Irak'ın kuzeyinden kaynaklanan bölücü teröre karşı, ayrım yapmaksızın ortak bir karşı duruş ve güçlü bir eylemsel işbirliği tek çözüm yolu olarak görülmektedir.''
Ulusal güvenlik açısından Silahlı Kuvvetler'in güçlü tutulmasının, Türkiye'nin geçmişten günümüze en önemli temel önceliği olduğunu belirten Sezer, ülke ve siyasal rejimin varlığının ve sürekliliğinin güvencesi olan TSK'nın Anayasa'da ve yasalarda belirlenmiş görev ve sorumluluklarını yerine getirecek biçimde güçlü olmasına, Cumhuriyet hükümetleri ve Parlamento'nun büyük önem verdiğini ve özen gösterdiğini kaydetti. Sezer, ''Ulusunun büyük güven ve sevgisine erişmiş olan ordumuzun saygınlığının korunmasını ve siyaset üstü tutulmasını, temel bir görev ve sorumluluk olarak algılamalıyız'' dedi.
Konuşmasını bitirirken Yeni Yasama Yılı'nı kutlayan Sezer, ''Meclisimizin, varlığımızı güçlendiren, geleceğimizi aydınlatan, toplumumuza umut veren çalışmalarını, sorumlu ve duyarlı yaklaşımlarını, geçmişte olduğu gibi, bugün ve gelecekte de aynı bilinç ve kararlılıkla sürdüreceğine inanıyor, Yüce Meclis'e saygılar sunuyorum'' dedi.