Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, Kocaeli'de Açıklaması

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, "Türkiye artık orta ve uzun vadeli hedef belirleyen ve politika geliştiren ülke haline geldi" dedi.

Kartepe ilçesindeki Köseköy Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Genel Kurulu'nda konuşan Ergün, Kocaeli'nin, bölgenin en küçük yüzölçümüne sahip illerinden biri olmasına rağmen, imalat sanayisinde Türkiye'nin en çok üretim yapan 2. kenti olduğunu söyledi.

Kentin bu başarısında kentte kurulu bulunan büyük fabrikaların yanı sıra küçük ve orta boylu işletmelerin de katkısının büyük olduğunu ifade eden Ergün, bazı sanayi kuruluşlarında 5 bin, bazılarında 30-50 kişinin çalıştığını, bunun da çok ciddi bir istihdamı meydana getirildiğini belirtti.

Küçük sanayi sitelerinden çıkıp ürününü 15-20 ülkeye ihracat yapan KOBİ'lerin olduğunu anımsatan Bakan Ergün, bunun Kocaeli'nin ve Türkiye'nin üretimine KOBİ'lerin ne kadar büyük katkı yaptığının göstergesi olduğunu vurguladı.

Kocaeli'ne yapılan yatırımlardan dolayı sanayi esnafına teşekkür eden Ergün, şöyle devam etti:

"Her ekonomide büyük firmalar elbette olacak. Bizim ülkemizde de bunlar var. Bunların artmasını istiyoruz. Ekonominin başarısının esas başarısındaki gösterge, küçük ve orta boy işletmelerin durumu nedir, bunların yaptığı üretim, istihdam ve ihracat ne? Ekonominin başarısını daha çok tabanda olan firmaların başarısıyla ölçmek mümkündür. Bu nedenle küçük veya büyük olsun, Doğu'da veya Batı'da olsun, nerede kurulursa kurulsun biz işletmelerin tamamını rekabetçi işletmeler haline getirmek, onun için uygun ve ekonomik ile sosyal ortamın yanı sıra siyasi ortamı hazırlamak mecburiyetindeyiz. Rekabetçi olmak, ortam müsaitse olabiliyorsunuz. Ortam ve şartlar müsait değilse rekabetçi olamazsınız. Ekonomik şartların buna elverişli hale getirilmesi lazım. "

Nihat Ergün, Türkiye'nin istikrarsızlık dönemlerinde, KOBİ'lerin güçlenmesi, ekonomik şartlarının iyileşmesi ve rekabet gücü kazanması için ortamın elverişli hale getirilemediğini söyledi.

1970-1990'lı yılların istikrarsızlık dönemi olduğu için iyi bir altyapının oluşturulmadığına dikkati çeken Ergün, şunları söyledi:

"Siyasi alt yapı kurulamadığı için küçük orta boy işletmelerin güçlenmesi, rekabet gücü kazanması için fırsatlar da oluşturulamadı. İstikrarsızlık dönemlerinde sürekli popülist politikalar söylendi. Bu da bütçe açıklarına neden oldu. Kamu açıkları da başımıza dert oldu. Kamu açıklarını kapatmak için ne yaptı hükümetler? Borçlandılar, içerden... İçeride küçük orta boy işletmelere lazım olan krediyi devlet tüketti. Çünkü çok bütçe açığı verildi. Piyasadaki parayı yüksek faizlerle devlet topladı. KOBİ'lere ne kaldı? Hiç, kırıntılar kaldı. Çok yüksek faizli, çok küçük miktarlarda kısa vadeli paralar kaldı. Eski hükümetler döneminde IMF'den borç alındı ve şartlar ağır oldu. Aldın mı IMF'den borcu, yanında talimatlar da geliyordu. Atalarımızın dediği gibi oluyor, 'Borç alan emir alır. ' IMF'den aldığın borcun yanında reçetesi hazır. Bazen yanında parayı nasıl kullandığını kontrol ediyorlardı. Böyle yıllarda kamu açıklarını kapatmak için gerçekten çok zorlanıldı, para basıldı, borç alındı. Bunun neticesinde de yüksek enflasyon ve faizi ortaya çıktı. Onun için istikrarlı dönemler, rekabet gücü kazanmak açısından firmalar için son derece önemli zamanlardır. "

-KOBİ'LERE VERİLEN DESTEK-

Hedeflerinin faizleri daha aşağılara çekmek olduğunu ve bunun için de çok çalıştıklarını anlatan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu nedenle son 8, 5 yıl içerisinde kredi kullanan esnaf sayısı tam 4 kat arttı. İktidara geldiğimizde kredi kullanan esnaf sayısı 65 bindi. Bugün 260 bine yakın esnaf ve sanatkarımız Halk Bankası'ndan kredi kullandı. Kredi kullanan esnaf ve sanatkarımızda 4-5 kat artış oldu. Kredi miktarında da 27 kat artış oldu. Neye dayanarak söylüyorum? 154 milyon lira kredi kullanabiliyordu esnaf ve sanatkarımız. Bugün ise Halk Bankası'nın esnaf ve sanatkarın üzerinde 4 milyar kredisi var. Esnafımızın kullanmış olduğu kredilerdeki iyileşme, aslında Türkiye'nin ekonomik anlamda nereden nereye geldiğini gösteren bir tablodur. "

-TÜRKİYE'NİN ETKİNLİĞİ-

17 Ağustos 1999'da Kocaeli, Yalova, Adapazarı ve Düzce'deki depremi anımsatan Bakan Ergün, "O yıllarda devlet buralara ulaşamadı. Ne olduğunu anlayamadılar. Ama şimdi, Libya'da problem çıkıyor; devletimiz orada bulunan vatandaşlarımızı ve yabancıları, 2-3 gün içerisinde, 25 bin kendi vatandaşını ve başka devletlerin vatandaşlarını tereyağından kıl çeker gibi tahliye ediyor geliyor. Demek ki ülkemiz nereden nereye gelmiş, operasyon gücü kabiliyeti açasından... " diye konuştu.

Nihat Ergün, Esnaf ve Sanatkar Stratejik Belgesini hazırladıklarını ve esnafın çağa uygun bir dönüşüm yaşaması için gerekli tedbirleri belirlediklerini ve uygulamaya başladıklarını söyledi.

"Kısa vadeli, günü birlik politikaların Türkiye'de bittiğini" vurgulayan Ergün, "Türkiye artık orta ve uzun vadeli hedef belirleyen ve politika geliştiren ülke haline geldi" dedi.

-KOSGEB DESTEKLERİ-

Nihat Ergün, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı'na (KOSGEB) 2002 yılında 4 bin işletmenin kayıtlı olduğunu ifade etti.

Bugün bu rakamın bu yılın mart ayı sonu itibariyle 518 bine ulaştığını belirten Bakan Ergün, şunları kaydetti:

"KOSGEB çok yoğun bir atak yaptı. Bizden önceki 12 yıl boyunca KOSGEB'e 14 milyon 500 bin destek verilmiş. Ama bizim dönemimizde doğrudan ek olarak 275 milyon liraya çıkardık destekleri. Bu daha da artacak. Bu 275 milyonla ne oldu biliyor musunuz? Çok önemli bir tablo oluştu. 187 bin işletme 10, 5 milyar kredi kullandı. Bu kredilerin faizinin yüzde 75'ini biz karşılamışız. Halk Bankası desteklerinin dışında KOSGEB destekleriyle. Bunu önümüzdeki dönem daha da yaygınlaştıracağız. Bütün işletmelerimize KOBİ uzmanları vasıtasıyla sadece kredi destekleri değil başka uzmanlık destekleri de vereceğiz. Aile hekimi gibi esnafımızı yönlendiren birtakım işler yapacağız. "

Bakan Ergün, işletmelerin ömrünün uzatılması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"İşletmelerin ömrü ülkemizde kısa, ama bazı işletmelerimiz öyle çabuk ölüyorlar. Doğar doğmaz ölüyorlar. Bu da işletmenin ortalama ömrünü Türkiye'de düşürüyor. Bebek ölümleri gibi yani. Anne ölümleri gibi, küçük hastalıklardan ölen sıtmadan ölen insanlar gibi düşünelim. Şimdi işletmelerin de bebek ölümlerini ortadan kaldırmamız lazım. Ortaklıklar çok çabuk dağılıyor, bunları azaltmamız lazım. KOBİ uzmanları vasıtasıyla işletmelerimizin bebek ölümlerini ortadan kaldıracağız. Anne ölümlerini yani ortaklıkların dağılmasını ortadan kaldırmış olacağız. Küçük hastalıklardan işletmelerin ölmesinin önünün kapanmasını böylece azaltmış olacağız ki işletme ömrünü uzatalım. "

Bir gazetecinin "MHP'deki kaset iddiaları ve istifalar" için görüşünüz nedir sorusuna Bakan Ergün, "Bu konuyu daha önce değerlendirdik" yanıtını verdi.

- KOCAELİ

Yerel Haberler