Aile ve Sosyal Hizmetler ile Milli Eğitim bakanlıklarının 2026 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulu'nda

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

TBMM Genel Kurulu'nda CHP'li milletvekilleri, aile ve eğitim sorunlarına dikkat çekerek, ekonomik zorlukların çocuk sahibi olmayı nasıl etkilediğini ve eğitim sistemindeki eşitsizlikleri eleştirdi.

TBMM Genel Kurulu'nda, Aile ve Sosyal Hizmetler ve Milli Eğitim bakanlıklarının 2026 yılı bütçeleri üzerinde CHP'li milletvekilleri söz aldı.

CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, kürsüye, üzerinde "Yeni doğan bebeğin aylık maliyeti 15 bin lira. Cesaretin var mı doğurmaya?" asılı bir afişin yer aldığı bebek arabasıyla çıktı.

Türkiye'de çocuk sahibi olmanın, AK Parti iktidarlarında yürütülen "yanlış ekonomi ve sosyal politikalar" nedeniyle, önce kadınların, sonra da tüm ailenin omuzlarında ağır bir ekonomik ve duygusal yük getirdiğini belirten Dinçer, şöyle konuştu:

"Eskiler, 'çocuklar bereketiyle gelir' derlerdi. Sayenizde bu söz de tarih oldu. Artık çocuk bereketiyle değil, borcuyla beraber geliyor. Faiz lobilerine teslim ettiğiniz, Türkiye'de her doğan çocuk en az 150 bin lira borçla doğuyor. Gözünü açar açmaz borçla tanışıyor. Bu ülkede bir çocuk doğduğunda ona sunduğunuz ilk şey güvenceli bir gelecek değil, nitelikli bir eğitim değil, güçlü bir sosyal devlet hiç değil. Borçlu bir hayat, yüksek kira, vergilerle boğuşan bir mülkiyetsiz yurttaş."

CHP Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf, boşanmaların temel nedenlerinin ilk sırasında "ekonomi"nin olduğunu öne sürdü.

Türkiye'de ev kurmanın maliyetinin bir asgari ücretlinin en az 5 yıllık geliriyle bile karşılanamayacağını savunan Kavaf, "Ortalama kiralar birçok şehirde asgari ücreti aşmıştır. Böyle bir ekonomik tabloya rağmen 'aile birliğini koruyoruz' demek, gerçeklerle bağdaşmayan bir söylemdir." sözlerini sarf etti.

Kavaf, ülkede istihdama katılan yaşlı nüfusun "geçinme zorunluluğu" nedeniyle çalıştığını dile getirerek, "Aktif yaşlanma pazarda, tarlada ya da güvenlik kulübesinde çalışmak değildir. Aktif yaşlanma sosyal hayata katılım, sağlık, bakım hizmeti, güvenli yaşam ve onurlu bir emekliliktir." değerlendirmesinde bulundu.

"Özel okullar bir tercih değil, zorunluluk"

CHP Isparta Milletvekili Hikmet Yalım Halıcı, Türkiye'de Milli Eğitim sisteminin uzun süredir derin bir "yapısal kriz" içinden geçtiğini ileri sürdü.

Eğitimin bir kamusal hak olmaktan çıkarıldığını, piyasalaştırıldığını savunan Halıcı, "Devlet okulları sistemli bir biçimde nitelik kaybederken, özel okullar bir tercih değil, zorunluluk haline getirilmiştir. Fırsat eşitliği, yerini gelir düzeyine bağlı bir eğitim düzenine bırakmıştır. Bir diğer temel sorun ise istikrarsızlıktır. Eğitim, uzun vadeli bir devlet politikası olması gerekirken, günlük siyasi tercihlere göre yönetilen bir alana dönüşmüştür." ifadelerini kullandı.

"Bugün Türkiye'de acı bir tabloyla karşı karşıyayız. Ayrıcalıklı çevrelerin çocukları en iyi okullarda nitelikli eğitim alırken, yoksulun çocuğu devlet okulunda bırakın kaliteli eğitimi, bir öğün yemek bulamıyor, okulda sabun olmadığı için elini dahi yıkayamıyor." diyen Halıcı, Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) projelerini eleştirdi.

CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) bütçesinin yalnızca rakamlarla değil, çocukların yaşam hakkı, eşit eğitim hakkı, laik ve kamusal eğitimin geleceği açısından belirleyici bir belge olduğunu söyledi.

MEB'in uzun süredir "eğitimi yönetemediği" eleştirisinde bulunan Durmaz, "Ortada vizyondan, istikrardan, güvenden yoksun, her yıl değişen müfredatlar, sürekli oynanan sınav sistemleri, liyakat yerine sadakatin esas alındığı kadrolar, eğitim sistemini bir belirsizlik alanına dönüştürmüştür." dedi.

Durmaz, öğretmeni geçim derdiyle baş başa bırakan bir sistemin, nitelikli bir eğitim üretemeyeceğini belirterek, "Bugün milyonlarca veli, devletin vermesi gereken eğitimi özel dersle, kursla, borçla tamamlamaya çalışmaktadır." diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, genç beyinlere bir zamanlar ışık tutan üniversite geleneğinin, "derin bir siyasi kayırmacılığa" ve "kayyum uygulamalarına" itildiği bir duraklama devrine geldiğini savundu.

CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın, tutuklanmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesi sürecindeki tutumları nedeniyle YÖK'ü ve İstanbul Üniversitesi'ni kınadı.

Taşkın, İmamoğlu'nun diplomasına ilişkin kararın iptal edilmesini istedi.

Haberler.com
500

Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

title