CHP Genel Başkan Yardımcısı Karabat: Baskı Ancak Bizi Çoğaltır Baskı Ancak İrademizi Daha Çelik Hale Getirir

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, "AKP iktidara geldiğinde dünyadaki zenginlikten Türkiye'nin aldığı pay yüzde birdi. Bugün kaç alıyor? Yine yüzde bir alıyor. 23 yıl geçmiş yine dünyadaki zenginlikten yüzde bir pay alıyor. Dolayısıyla bu düzen böyle devam etmez. Bu düzeni değiştirmek gerekir. Bu anlamda Cumhuriyet Halk Partisi tarihsel olarak üzerine düşen devrimci görevi yapmaya yeni programıyla hazırdır. Bu konuda bu konuda bizlerin geri adım atmamızı bekleyenler varsa yanılıyorlar" dedi.

(İSTANBUL) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, "AKP iktidara geldiğinde dünyadaki zenginlikten Türkiye'nin aldığı pay yüzde birdi. Bugün kaç alıyor? Yine yüzde bir alıyor. 23 yıl geçmiş yine dünyadaki zenginlikten yüzde bir pay alıyor. Dolayısıyla bu düzen böyle devam etmez. Bu düzeni değiştirmek gerekir. Bu anlamda Cumhuriyet Halk Partisi tarihsel olarak üzerine düşen devrimci görevi yapmaya yeni programıyla hazırdır. Bu konuda bu konuda bizlerin geri adım atmamızı bekleyenler varsa yanılıyorlar" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, CHP Başakşehir İlçe Başkanlığı'nı ziyaret etti. Karabat, İlçe başkanı Beyzade Kayabaşı ve partililer tarafından karşılandı. Karabat, burada  yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Ülkenin CHP iktidarına ihtiyacı olduğunu görüyorum. Büyük bir ekonomik kriz yaşıyoruz. Marketler de insanlar onu alayım bunu alayım poşete atayım diyemiyor. Herkes etiket kontrolü ile dakikalarca zaman geçiriyor. Çocuklarımız sabah okula giderken ne yazık ki aç gidiyor. Okullarda beslenemiyor, gençlerimizin büyük çoğunluğu beslenme sorunu yaşıyor. Bütün bunların hepsini çözecek partide CHP. Yine şunu söylemem gerekir ki, biz Türkiye'nin demokrasisi, adaleti konusunda çok önemli bir nokta buluyoruz ve Türkiye bugün demokrasi ve adalet kavramını sadece bir bireysel hak kavramı olarak değil aynı zamanda mücadele ettiğimiz ekmek ve AŞ kavramıyla denk bir kavram olarak duruyor. Eğer Türkiye bugün demokrasi ve hukuku sağlayamazsa şunu net bir şekilde söyleyeyim ki ekmek de yok AŞ da yok.

"Gelir dağılımı adaletini sağlarsanız çark dönmeye başlar"

Türkiye'de yatırımcılar Türkiye'ye gelmiyor şikayetini yapardık. Eskiden şimdi yatırımcılarımızda kaçıyor. Burada girişimci arkadaşlarımız var. Bin bir güçlüklerle işletmeleri ayakta tutmaya çalıştıklarını biliyorum. Ama Türkiye'deki işletmelerin şirketlerin önemli bir bölümünün Mısır gibi ülkelere gittiğini görmek bizi kahrediyor. Bu ülkenin cumhuriyetten bugüne kadarki sermaye birikimlerinin ne yazık ki yabancı ülkelere gittiğini görüyoruz. Türki Cumhuriyetlere, Balkanlara, Mısıra gidiyor ve Mısır'ın ihracat şampiyonu ne yazık ki Türk firmaları oluyor. ve yeniden Türkiye'de hukukun önemli olduğu işte bu noktada. Yeniden bir güven tesis edebilmek için bir CHP iktidarına ihtiyaç var. Yeniden kurucu ayarlara dönmeye ihtiyaç var. Yeniden üreten ekonomi modeline ihtiyaç var. Yeniden devleti tanımlamak, devletin ekonomideki stratejik pozisyonunu ortaya koymak, devletin yeri geldiğinde stratejik olarak risk alan girişimde bulunan bir devlet olması gereğine ihtiyacımız var. ve tabii ki büyük bir ülkeyiz. Ben bunu her yere söylüyorum. Türkiye çok büyük bir ülke. Çok da daha zengin bir ülke. Ama temel problemlerimizden bir tanesi. Bu zenginliği eşit paylaşamamak. Şöyle düşünelim. Burada fabrikatör arkadaşlarımız var. Bir televizyon fabrikası düşünün. Televizyon üretiyor. Bir ayakkabı fabrikası düşünün. Ayakkabı üretiyor. Ama insanlar ayakkabı alamıyor. İnsanlar televizyon alamıyor. Dolayısıyla değerli arkadaşlar, insanların ayakkabı alamadığı, insanların televizyon alamadığı bir yerde binlerce üretim, devamı yok. Dolayısıyla esas olan gelir dağılımı adaleti. Gelir dağılımı adaletini sağlarsanız çark dönmeye başlar.

"Baskı ancak irademizi daha çelik hale getirir"

Ama Türkiye'de bugün ne yazık ki nüfusun yüzde 20'si gelirin yaklaşık yüzde 50'sini alıyor. Böyle bir durumda yaşıyoruz. ve bize bunu güzel bir ekonomi diye anlatıyorlar. Bunu söylediğimizde büyüyoruz diyorlar. Peki büyüyor muyuz gerçekte? O da bir hikaye. Bakın onların rakamlarıyla söyleyeyim. Şöyle bir durumla karşı karşıyayız. AKP iktidara geldiğinde dünyadaki zenginlikten Türkiye'nin aldığı pay yüzde birdi. Bugün kaç alıyor? Yine yüzde bir alıyor. 23 yıl geçmiş yine dünyadaki zenginlikten yüzde bir pay alıyor. Dolayısıyla bu düzen böyle devam etmez. Bu düzeni değiştirmek gerekir. Bu anlamda Cumhuriyet Halk Partisi tarihsel olarak üzerine düşen devrimci görevi yapmaya yeni programıyla hazırdır. Bu düzeni değiştireceğiz değerli kardeşlerim. Bu konuda bu konuda bizlerin geri adım atmamızı bekleyenler varsa yanılıyorlar. Bunları biz gözaltına alırız biraz korkarlar. Mitinglere gelmezler geliyorlar mı? Geliyorlar. İlk gün neyse şimdi o. 'Bunları biz hapislere atarız. Bunların önde gidenlerinin kafasına kafasını kırarız, geriden gelmezler.' Oysa şunu düşünmüyorlar. Bu ilçede onlarca Beyzade var. Yüzlerce Özgür Karabat var. Yüzlerce Ekrem İmamoğlu var ve bizi baskıyla yıldıramazlar. Baskı ancak bizi çoğaltır değerli kardeşlerim. Baskı ancak irademizi daha çelik hale getirir.

"Elbette AKP'ye sert eleştirilerimiz var. Elbette onun iktidarın kötü sonuçlarını biliyoruz"

İftiralar diz boyu şimdi teker teker çıkıyor. Yaptıkları işlerin anlattıkları hikayelerin gerçek olmadığını kendileri de gördüler iddianamelere koyamıyorlar. Bazen birimizi bazen partimizi iftiralarla yıpratıyorlar. Bazen içimizden birisini en önde giden alıyorlar, bazen en masumu alıyorlar. Ama bu yolun sonunda göreceksiniz kazanan Cumhuriyet Halk Partisi olacak. Çünkü verdiğimiz mücadelenin, kişisel mücadele olmadığını hepimiz biliyoruz. Bir bedel ödemek gerekirse de o bedeli en önde ödemeye hazır olduğumuzu da bütün örgütümüz bilsin. Bugün şöyle diyorlar. CHP yönetiminin yarısı MYK'sının yarısının dokunulmazlığı yokmuş. E olmasın. Ne yapacaksınız yani? Kaç sene içeride tutacaksınız? Bir, iki, üç. Ama zaten sizin üç yıl ömrünüz yok. Zaten sizin o kadar ömrünüz yok onu bir onu görmüyorlar. ve dolayısıyla bizim mücadelemiz bir ülke mücadelesi. Biz şunu da biliyoruz. Bu arkadaşlar gelin iktidarı size teslim edeceğiz demeyeceklerini biliyoruz. Dolayısıyla değerli kardeşlerim biz hem mücadele azmi olarak hazırız. Bugün açıkladığımız gibi programımıza da hazırız. Elbette AKP'ye sert eleştirilerimiz var. Elbette onun iktidarın kötü sonuçlarını biliyoruz. Ama zaten bunu millet de biliyor. ya buna tercüman olmak önemli ama millet artık bunu biliyor. Millet artık bir de bizden şunu bekliyor. Nasıl çözeceksiniz? Ne yapacaksınız? İşte şimdi biz bu programla beraber cuma günü program kurultayımızı yapacağız. Sonra genel başkan sonra parti meclis seçimi. Bu programı Türkiye'nin bütün her tarafında anlatacağız. ve Türkiye'yi nasıl büyüteceğimizi, bu ülkeyi nasıl zenginleştireceğimizi, sonra nasıl bunu eşit paylaşacağımızı ve Türkiye'yi gerçekten dünyanın lider ülkelerinden birisi nasıl yapacağımızı her yerde, herkese anlatacağız.

"Ve göreceksiniz kazanan da biz olacağız"

Bakın ben dün bir rakamı tesadüfen gördüm. Belki sizler gördünüz bilmiyorum, büyük şehirden Nuri Bey açıkladı. 2018'deki borç rakamı ile bugün gelinen borç rakamı bakın kaç yıldır iktidarda 7. Aynı rakam yani dolar bazında İBB borçlanmamış. Üstelik ne zaman bunu yapmış? Türkiye'de AKP borçları yüzde 20 arttırırken İBB bütün bu baskılara rağmen bütün engellemelere, bütün silkelemelere rağmen dolar bazında borcunu aynı seviyede tutmuş. Niye? Çünkü milletin kaynaklarını millet için kullanmayı ilke edinmişiz. Bunun çok önemli ve kıymetli olduğunu düşünüyorum. Yerel yönetimler baskı, baskı, sıradan bir iş değil. Çünkü biz orada aslında iktidara geldiğimizde neyi nasıl yaparız gösterdik. İktidara geldiğimizde biz beş yaşındaki çocukların süt ihtiyacını karşılarız. İktidara geldiğimizde biz annelerin sosyal hayata, iş hayatına katılması için çocuklara kreş buluruz. İktidara geldiğimizde biz Anadolu'dan bu kente gelen yoksul çocuklara yurt sağlarız. İktidara geldiğimizde biz hafta sonu herkesin bu kentte rahat gezeceği meydanlar olsun isteriz ve meydanları düzenleriz. ve biz iktidara geldiğimizde modern ulaşımı, toplu ulaşımı, ana ilke edinir her yere karış karış metro yaparız. Bütün bunların hepsini gösterdiğimiz içinde bu baskılarla karşı karşıyayız. Sonuç itibariyle şunu söyleyelim. Değerli arkadaşlar, biz hazırız. ve göreceksiniz kazanan da biz olacağız.

"Bu ülkeyi büyük ve bağımsız bir ülke yapmak için hep birlikte mücadele edeceğiz"

Bir ülke düşünün. Elbette gecesi şu anda uzun. Yolumuzda uzun gençliğimiz var. Bizi yorgun düşürmüş sanabilirler. Ama şöyle bir gençliğimiz var. Biz nöbetleşmeyi, görevi devir teslim etmesini ve sıradan hep beraber mücadele etmesini bilen insanlarız. Böyle bir tarihimiz var. Biz şu andaki koşulların kurtuluş savaşı koşullarından daha zor olmadığını biliyoruz. İnsanlar yemeye ekmek bulamazken dünyanın en büyük ordularıyla çarpışarak bu ülkeyi bu vatanı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bize emanet ettiler. Sorumluluğumuz büyük Cumhuriyetin ikinci yüzyılında yeniden bu ülkeyi büyük ve bağımsız bir ülke yapmak için hep birlikte mücadele edeceğiz. Bir kıvılcımın yeteceğini biliyoruz. ve o bir o kıvılcım bizim omzumuzda bizim içimizde, bizim yüreğimizde göreceksiniz. Diyorlar ki CHP iktidara gelse ne olur diyor. Ben onlara hep şunu söylüyorum. O gün gelsin de gör hele diyorum o gün gelsin de görelim ve o gün gelecek. Çok değil uzak değil yakında değerli kardeşlerim. Hepinize çok teşekkür ediyorum."

CHP Başakşehir İlçe Başkanı Beyzade Kayabaşı da "Cumhuriyet Halk Partisi olarak Türkiye'de iktidar olma sürecinde bütün örgütümüzün birlik ve beraberlik içerisinde bir iradeyi ortaya koyması bizim için İstanbul örgütümüz için ve Türkiye için çok önemli ve değerliydi. Bunu gösterdiğiniz için tekrar bir kez daha yürekten teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Kaynak: ANKA / Güncel
title