Faruk Çelik Dünya Ehl-İ Beyt Vakfının İftar Programına Katıldı

*"Ne Çorum, ne Maraş, ne Gazi Mahallesi, ne de Sivas olayları bir mezhep çatışması olarak sunulamaz, bu şekilde değerlendirilemez. Tüm bu olaylardaki kirli ellerin, karanlık ve fesat odakların rolü bugün tek tek ortaya çıkmaktadır."

*"Madımak Oteli'ni 23 Kasımda kamulaştırdık, bu gün itibariyle tabelasını indirildi, tarihe karıştı."

*"Pazartesi günü Alevi kardeşlerimizle son kez bir araya geliyorum. Din Kültürü müfredatının son şeklini vererek, 2011-2012 yılında okutulabilmesi için son aşamaya geliyoruz."

Dünya Ehl-i Beyt Vakfınca, Feshane Uluslararası Fuar Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Muharrem Ayı İftar Programı"da konuşan Devlet Bakanı Faruk Çelik, Muharrem ayının İslam dini açısından önemli bir ay olduğunu ifade ederk "Ne Çorum, ne

Maraş, ne Gazi Mahallesi, ne de Sivas olayları bir mezhep çatışması olarak sunulamaz, bu şekilde değerlendirilemez" dedi.

Muharrem ayının, ortak tarihimizin en acı olaylarından biri olan Kerbela olayının da yaşandığı ay olduğu için ayrı bir anlamda olduğunun altını çizen Çelik, "Kardeşlik, muhabbet, dayanışma ve bağışlama üzerine inşa edilmek istenen dünya, ne yazık ki Kerbela'da büyük bir zulümle sarsılmış, çok büyük bir yara almıştır. Bu ne büyük bir acıdır ki aradan geçen 1330 seneye rağmen bir nebze olsun bu acı

dinmemiş, aksine her geçen gün katlanarak artmıştır" diye konuştu.

Çelik, "Ne Çorum, ne Maraş, ne Gazi Mahallesi, ne de Sivas olayları bir mezhep çatışması olarak sunulamaz, bu şekilde değerlendirilemez. Tüm bu olaylardaki kirli ellerin, karanlık ve fesat odakların rolü bugün tek tek ortaya çıkmaktadır. Biz tarih boyunca hep bir olduk ve beraber olduk. Tarihi birlikte yazdık. Bu topraklarda ortak bir kaderi de birlikte paylaştık. Bu topraklarda bir

geleceği de hep beraber kuracağız" diye konuştu.

"TAŞIN ALTINA ELİMİZİ DEĞİL, GÖVDEMİZİ KOYDUK"

Alevi vatandaşların sorunları ve taleplerinin yıllardır ötelendiğini kaydeden Çelik, "Sadece Alevilerin değil, dezavantajlı kesimlerin de ciddi sorunları bulunmakta. Hükümet olarak hiç çekinmeden, hiçbir beklentiye ve oy kaygısına girmeden, sorun alanlarının içine girdik ve taşın altına elimizi değil, gövdemizi koyduk. İnançlarla ilgili sorunlar, bu çağda, 2010 yılında, Türkiye'ye yakışmıyor" dedi.

Yedi çalıştay yaptıklarını, ciltlerce kitap oluşturduklarını ifade eden Çelik, sözlerine söyle devam etti. "Toplumun tüm kesimleriyle bilim çevreleriyle alevilerle sünnilerle, ilahiyatçılarla, sanatçı ve yazarlarla günlerce bir araya geldik. Bu görüşmeler, sorunları bilmediğimiz için yaptığımız görüşmeler değildi. Sorunların bilincindeydik. Ama sorun toplumsal sorun, 73 milyonun sorunu. Toplum tarafından algılanıp, çözümünün sağlanması için bu diyalog ortamını sağlanması gerekiyor. Ön yargılar, güvensizlikler almış başını gitmiş durumda. İşte bu güveni tesis edip, samimi ve dürüstçe oturup sorunları bu çalıştaylarda tespit ettik." MADIMAK OTELİNİN TABELASI KALDIRILDI

Sorunlarla ilgili çözüm için ilk olarak Sivas'taki Madımak Oteli'nin kamulaştırılması kararını aldıklarını kaydeden Çelik, "Bu menfur olayların bütün insanlığın ortak acısı olduğunu her fırsatta bütün Türkiye'ye haykırdık. Madımak Oteli'ni 23 Kasımda kamulaştırdık, bu gün itibariyle tabelasını indirildi, tarihe karıştı. Bundan sonra Madımak Oteli'nin, yeni bir çatışma alanı olmayacak ve bu acıları da unutturmayacak şekilde yeniden dizaynını da çok kısa sürede bitireceğiz" diye konuştu.

ZORUNLU DİN DERSİ AÇIKLAMASI

Bazı çevrelerin, Alevilerin yaşadıkları sorunların çözümü için zorunlu din dersinin kaldırılması gerektiğini söylediklerini ifade eden Çelik,

"Çocuklarımızın din kültürü ile ilgili öğretim alarak, Yahudilik, Musevilik, Hristiyanlık, İslam, Alevilik, Caferilik, Nusayrilik ve mezhepler gibi kavramları bir kültür olarak bilmesi, kamuoyu, medya, toplumsal ve bireysel ilişkilerde minimum hata yapmasını sağlar" şeklinde konuştu. Türkiye'nin bulunduğu bölgede inançların yoğun bir şekilde tartışıldığını kaydeden Çelik, şöyle devam etti: "İçinde yaşadığımız coğrafyada çocuklarımızın kültürel anlamdaki eksikliği başka sorunları da önümüze getirir. Bunun için aslolan din kültürünü

bir eğitim olarak vermektir. Teorik olarak Din Kültürünün zorunlu olması ve öğretim olarak verilmesi ülkemiz ve bölge için son derece önemlidir. Pazartesi günü Alevi kardeşlerimizle son kez bir araya geliyorum. Din Kültürü müfredatının son şeklini vererek, 2011-2012 yılında okutulabilmesi için son aşamaya geliyoruz."

CEM EVLERİ KONUSUNDA

Cemevlerinin statüsünün verilmesi konusunda da ilgili taraflar arasında görüş birliği olduğunu ifade eden Çelik, "Cemevlerinin statüsünün nasıl olacağı konusunda bir hukuk devletinde çözüm yolunun arayışı içindeyiz. Konuyla ilgili oluşturduğumuz komisyonların belirlediği alternatif yollar vardır" dedi. Çelik, sorunların çözümünde attıkları bu üç adımın olumlu gelişmeler sağlayacağını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: "Genel itibarıyla yapılması gereken düzenlemeler tamamlanıyor. Ama kafaları değiştirmedikten sonra yasaların tümünü değiştirseniz de fazla bir şey ifade etmez. İnsanımızın, insanımıza, ülkemize ve dünya insanına bakışı son

derece önemlidir. Savaşlardan, haksızlıklardan, yanlışlıklardan ülkemizi ve dünyayı kurtarmak istiyorsak, diyalog ortamını ve bu toplantıları sıklaştırarak, birbirimizi daha iyi anlamamız ve yalan yanlış şekilde aramıza sokulan, bizi birbirimizden uzaklaştırmaya dönük bu art niyetli girişimleri de bertaraf edecek şekilde çalışmamız gerekiyor. Ülke insanımızın farklı düşünenleri de olsa birçok

ortak yönü var. Bu ortak yönleri değerlendirdiğimizde ülke barışının tesisinde kesinlikle hiçbir sorun olmayacaktır."

BAKAN YAZICI: İNSANIN İNSANA ZULMÜNÜN SON BULMASINI İSTİYORLAR Bakan Yazıcı da, bundan 1370 yıl önce insanlık tarihini en acı olayının yaşandığının altını çizerek " Peygamber Efendimizin torunu Hz. Hüseyin ve ehlibeytten bir çok kişi önce aç bırakıldı sonra katledildiler şehit oldular. Alevi kardeşlerimiz tarihin bu en vahim olayına vurgu yapmak üzere matem havasında oruç tutmak suretiyle bunu canlı tutmaya çalışıyorlar. Bu bir oruç ama orucun ötesinde çok daha derin ve farklı bir anlam içeriyor. Alevi kardeşlerimiz İnsanın insana zulmünün son bulmasını için ahkaki ve insani değerlerin insanın beynine kalbine nakşedilmesi için bir duruş setrediyorlar" dedi. İftar programına, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bahattin Cebeci, bazı siyasi partilerin temsilcileri, iş ve sanat dünyasından çok sayıda davetli katıldı.

Haberler