Haberler

Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi

Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil: "Biz 2008 krizinden problemsiz geçtiysek bunda, buradaki finans sektörünün kuvvetli olmasının payı olduğunu düşünüyorum"

Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, Türkiye'de bankacılık sektörünün bir ivme yakaladığına işaret ederek, "Bir ülkenin bankası ne kadar güçlüyse kredi verme kapasitesi o kadar artıyor. Biz 2008 krizinden problemsiz geçtiysek bunda, buradaki finans sektörünün kuvvetli olmasının payı olduğunu düşünüyorum" dedi.

Binbaşgil, Sabancı Center'da düzenlenen Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi'nin "Finans Sektöründe Kurumsal Yönetimin Önemi" konulu panelinde, kurumsal yönetimin finans şirketlerine sunduğu faydalarla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Bankacılıkta kurumsallaşmanın önemine işaret eden nBinbaşgil, mevduat toplama işinin bankalara ek sorumluluk getirdiğini anlattı.

Binbaşgil, şöyle devam etti:

"Paranın hepsi bizim değil. Başkalarının birikimleri üzerinden faaliyette bulunduğumuz için her sektörde önemli olan kurumsal yönetimin bankacılıkta biraz daha önemli olduğunu söyleyebiliriz. 2008 krizinin detayında kurumsal yönetimdeki eksikliklerin belli ölçülerde yer aldığını söyleyebiliriz. Bizi Türk Ticaret Kanunu etkiliyor. Pek çoğumuz halka açığız ve SPK'nın bir takım yasalarından etkileniyoruz. BDDK'nın da halka açık olmasak bile önemli yaptırımları olabiliyor. Bunun da temel nedeni 2001 yılındaki önemli bankacılık sektörü krizidir. Şu an çok sağlıklı bir sektör var. Bu kurumsal yapıyı bankamız çok uzun senelerdir benimsedi."

Yatırımcının geçmişi değil geleceği bilmek istediğine dikkati çeken Binbaşgil, "Dünyadaki raporlama standartları da değişiyor. Geçen yıl kendimize standart getirdik. Her yıl gelecek 3 yıllık stratejik hedeflerimizi açıklayacaktık. Burada şeffaf ve dürüst olmak önemli, bunu bekliyorlar. İkinci konu da sürdürülebilirlik. Bizim sektörde bazı yanlış aksiyonların sonuçları kısa vadede ortaya çıkmayabilir. Dolayısıyla sürdürülebilirlik konusu özellikle bizim sektörde çok önemli" dedi.

Binbaşgil, bankacılık sektörünün kurumsal yönetim açısından iyi bir noktada olduğunu belirterek, şeffaf oldukça yönetimin üzerindeki daha iyi olma dürtüsünün giderek arttığını söyledi.

Bankacılık sektöründe iyileşebilecek alanların da var olduğuna dikkati çeken Binbaşgil, özeleştiri yapıldığında sektör olarak karlılık konularında kendilerini daha iyi anlatmaları gerektiğini dile getirdi.

Binbaşgil, Türkiye'nin hayalleri olduğunu, büyümesi ve dünyada ilk 10'a girmesi gerektiğini anlatarak, "Bunu yapabilmek için Türkiye'nin kredi bulması lazım. Bir ülkenin bankası ne kadar güçlüyse kredi verme kapasitesi o kadar artıyor. Öz kaynak verimliliği denilen konu, ülkenin geleceği için çok önemli konulardan birisi, sektörün karlılık içerisinde hayatına devam edebilmesi. Biz 2008 krizinden problemsiz geçtiysek, bunda buradaki finans sektörünün kuvvetli olmasının payı olduğunu düşünüyorum" değerlendirmesini yaptı.

-"Kurumsal yönetim, krizlerde ağır bedeller ödeyerek öğrenildi"

Yapı Kredi Üst Yöneticisi (CEO) Faik Açıkalın ise, kurumsal yönetimin 4 faktörüne ek olarak performansın da ele alınması gerektiğini dile getirerek, orta ve uzun vadede performansın olmadığı kurumsal yönetim modelinin akademik kalmaya mahkum olduğunu söyledi.

Kurumsal yönetime olan saygının performansla desteklenmesi gerektiğini ifade eden Açıkalın, şöyle devam etti:

"İnsanlar kurumsal yönetimi, krizlerde çok ağır bedeller ödeyerek, hiç ummadığınız kurumların bir hafta içinde batmasıyla öğrendi. Dolayısıyla, bu kurumsal yönetimin kurallar setinden ziyade hayata geçirilmesi, özümsenmesi gerekiyor. Bankacılık denilen şey güven meselesi. Güvenin gelişimi incelendiğinde, güven süreçte oluşuyor ve yapılan yanlışlarla bir anda kaybolabiliyor."

Açıkalın, Avrupa'da hatta dünyada 2008 krizinin sebebinin, kural eksikliği değil, kuralların uygulanmasındaki hassasiyet ve şeffaflığa kadar giden bir hikaye olduğunu belirtti.

Kurumsal yönetimi öngörülebilirliği sağlayan ve sürprizlerle karşılaşılmasını engelleyen sistemler bütünü olarak tanımlayan Açıkalın, bunun hakkıyla uygulanmasıyla dışsal koşullara uygun senaryolara sahip olunduğunu, buradan ders çıkartan bir yapıya gidildiğini ve kurumsal yönetimin kişileri daha öngörülebilir kıldığını anlattı.

"Bankacılık sektörü olarak aramızdaki rekabeti kurumsal yönetime daha uygun hale getirmeliyiz" diyen Açıkalın, sektör olarak alınması gereken dersler bulunduğuna dikkati çekti.

Açıkalın, düzenleyici, denetleyici ve değerlendiricilerin, kurumsal yönetimi özümsemiş şirketlere pozitif ayrımcılıkla yaklaşması gerektiğini sözlerine ekledi.

"JP Morgan, şeffaflığı korumamasının bedelini 13 milyar dolarla ödedi"

Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş de uluslararası çalışmalardan alıntı yaparak Türk finans sektörünün önemli bir mesafe kat ettiğini anlattı. Türkiye'de 49 bankanın yönetim kurulu ve CEO'sunun farklı kişiler olduğuna dikkati çeken Ateş, bu sektörlerin birçok Avrupa ülkesine göre ileri durumda olduğunu söyledi.

Ateş, şeffaflık konusunda da gereken adımların atılması gerektiğinin altını çizerek, "P Morgan, şeffaflığı korumamasının bedelini 13 milyar dolarla ödedi" dedi. Türk bankacılık sektörünün kurumsallık açısından çok başarılı olduğunu belirten Ateş, hissedar ailelerin banka yönetim kurulunda bulunmamasının, yönetimde kurumsallığı arttırdığına işaret etti.

Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin de, kurumsal yönetim felsefesinin kökenlerinden geldiğini dile getirerek, Şekerbank'ın binlerce pancar kooperatifinin bir araya gelerek kurulduğunu anlattı.

Borsa İstanbul'a kote olan ilk bankalardan olduklarını belirten Uluşahin, süreçlerinin her parçasına kurumsallaşmayı yerleştirdiklerini ifade etti. Kuralı çıkarmaktan ziyade bunu içselleştirmenin önemli olduğunu vurgulayan Uluşahin, " Türkiye'deki bankacılık sektörünün çok ileri düzeyde olduğunu düşünüyorum" dedi.

"Kurumsal yönetim Türk şirketlerini kayıtdışı tuzağından kurtarabilir"

OECD S¸irket I·s¸leri Bölümü Bas¸kanı Mats Isaksson da zirvede yaptığı konuşmada, Türkiye'nin küçük ve orta ölçekli işletmelerinin sermaye piyasalarına yönelmesiyle finansman, şeffaflık ve sürdürülebilirlik konularında mesafe alacağını kaydetti.

Isaksson, "Türkiye yaptığı çalışmalarla kurumsal yönetimde bir referans noktası olarak konumlanmış durumda. Türkiye her şekilde, özellikle KOBİ'leriyle bir girişimciler ülkesidir" dedi.

Birçok gelişmekte olan ülke ekonomisini tehdit eden kayıtdışılık tuzağının kurumsal yönetimle aşılabileceğini aktaran Isaksson, "Kurumsal yönetim Türk şirketlerini kayıtdışı tuzağından kurtarabilir" ifadesini kullandı. - İstanbul

Kaynak: AA / Ekonomi

Hakan Binbaşgil Hakan Ateş Türkiye Akbank Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title