Bakan Uraloğlu, Acil Müdahale Römorkörleri ve Kılavuzluk Hizmet Botları Teslim Töreni'nde konuştu Açıklaması
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye'nin stratejik konumu, büyüyen filosu, gelişen liman ve tersane altyapısıyla denizcilikte dünyada etkisi artan önemli ülkeler arasına girdiğini belirterek, "Dünyanın en önemli boğazları olan İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nın...
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye'nin stratejik konumu, büyüyen filosu, gelişen liman ve tersane altyapısıyla denizcilikte dünyada etkisi artan önemli ülkeler arasına girdiğini belirterek, "Dünyanın en önemli boğazları olan İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nın kontrolünü elinde tutan ülkemiz, Akdeniz ve Karadeniz havzasındaki ülkelerin deniz ulaşımı ve uluslararası ticaret faaliyetleri açısından anahtar konumdadır." dedi.
Uraloğlu, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nde düzenlenen Acil Müdahale Römorkörleri ve Kılavuzluk Hizmet Botları Teslim Töreni'nde, 2025'in son günlerini idrak ederken, 2 acil müdahale römorkörü ile 6 kılavuzluk hizmet botunu Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün güçlü filosuna katmanın gururunu ve heyecanını yaşadıklarını dile getirdi.
Türkiye'nin, gerek coğrafyanın gerek dünya deniz ticaretinin geleceğini inşa etmek noktasında çok ciddi bir mesafe kaydettiğini belirten Uraloğlu, Bakanlık olarak hayata geçirdikleri tüm proje ve çalışmalarla Türkiye'nin uluslararası denizcilik arenasındaki yerini ön sıralara taşıyarak gurur verici başarılara yelken açtıklarını söyledi.
2025'in Türk denizciliğinin altın yılı olarak tarihe geçtiğini belirten Uraloğlu, şöyle devam etti:
"2002'de 8,9 milyon detveyt tonla 17. sırada yer alan Türk Deniz Ticaret Filomuzu Sayın Cumhurbaşkanı'mızın vizyonu doğrultusunda 2 bin 203 gemiyle 53,1 milyon detveyt tona ulaştırarak dünya sıralamasında ilk 10'a gelmiştir. Elbette bunu yeterli görmeyeceğiz, daha üst sıralara inşallah denizcilik sektörümüzle beraber gayret edeceğiz. 550 bin detveytton olan tersane kapasitemizi 4,79 milyon detveyttona, 37 olan tersane sayımızı ise 85'e, balıkçı barınağı sayımızı 178'den 400'ün üzerine, 152 olan liman tesis sayımızı 217'ye, 8 bin 500 olan yat bağlama kapasitemizi yaklaşık 26 bine çıkardık.
Dünyanın en fazla konteyner elleçleyen ilk 100 limanı arasına Aliağa Limanı'mızı da bu yıl eklemiş olduk. Böylece 5 limanımız ilk 100 konteyner limanı arasına girmiş oldu. Ayrıca yine bu yıl Antalya Demre Yat Limanı ile Gazipaşa Yat Limanı'nı da hizmete aldık, denizcilik sektörümüzün hizmetine sunduk. Denizcilik alanında karar verici ülkeler arasında saygın bir konuma yükselttiğimiz ülkemizin, uluslararası denizcilik arenasındaki yerini ön sıralara taşıyarak gurur verici başarılara da imza atmaya beraberce devam ediyoruz."
"Türkiye, denizcilikte bölgesel bir güç olmanın ötesine geçerek küresel ölçekte iddiasını büyütüyor"
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, Türkiye'nin en son Londra'da düzenlenen Uluslararası Denizcilik Örgütü 34. Genel Kurulunda IMO Konsey üyeliğine 139 ülkenin desteğiyle üst üste 14'üncü kez seçildiğini söyledi.
Uraloğlu, Türkiye'nin 65'inci denizcilik anlaşmasını Umman Sultanlığı ile bu yıl içinde imzalayarak hayata geçirdiğini, gelinen noktada Türkiye'nin denizcilik sektöründe bölgesel bir güç olmanın ötesine geçerek küresel ölçekte iddiasını büyüten bir aktör konumuna kararlı adımlarla devam ettiğini belirtti.
Türkiye'nin stratejik konumu, büyüyen filosu, gelişen liman ve tersane altyapısıyla denizcilikte dünyada etkisi artan önemli ülkeler arasına girdiğine işaret eden Uraloğlu, "Tüm bu başarılarla birlikte denizlerimizde seyir, can, mal ve çevre emniyetine de büyük önem veriyoruz. Çünkü biliyoruz ki dünyanın en önemli boğazları olan İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nın kontrolünü elinde tutan ülkemiz, Akdeniz ve Karadeniz havzasındaki ülkelerin deniz ulaşımı ve uluslararası ticaret faaliyetleri açısından anahtar konumdadır." diye konuştu.
Uraloğlu, Türk Boğazları'nın Karadeniz ve Akdeniz ekonomik havzaları başta olmak üzere tüm dünya için önemli bir su yolu ve enerji geçiş koridorlarından olduğunu dile getirdi.
Türk Boğazları'nda ne kadar yoğun bir gemi trafiği olduğunun daha iyi anlaşılması amacıyla bazı istatistik bilgileri paylaşan Uraloğlu, "2025 yılı kasım ayı sonuna kadar İstanbul Boğazı'ndan 36 bin 978, Çanakkale Boğazı'ndan ise 40 bin 874 olmak üzere toplam 77 bin 852 gemi hareketi, gemi geçişi gerçekleşmiştir. 11 ayda bu gemilerle 401 milyon tonu petrol gibi tehlikeli yük olmak üzere toplam 911 milyon ton yük taşınmıştır. İstanbul Boğazı'ndan geçiş yapan 36 bin 978 geminin yüzde 61'ine, Çanakkale Boğazı'nda ise geçiş yapan 40 bin 874 geminin yüzde 54'üne yani toplam 44 bin 601 gemiye Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'müz eliyle kılavuzluk hizmeti verdik." dedi.
"11 ayda 193 can kurtarma operasyonuyla 611 kişinin hayatını kurtardık"
Abdulkadir Uraloğlu, 2025'in 11 ayında 193 can kurtarma operasyonuyla 611 kişinin hayata bağlanmasına vesile olunduğunu, yine bu yıl 25 gemi kurtarma operasyonunu başarıyla icra ettiklerini söyledi.
Uraloğlu, bu başarılı operasyonlardan birinin 28 Kasım'da Mısır'dan Rusya'ya seyir halindeyken Karadeniz açıklarında saldırıya uğrayan "KAIROS" isimli tankere gerçekleştirilen kurtarma operasyonu olduğunu dile getirerek şunları ifade etti:
"Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'müze bağlı ekiplerimiz, Sahil Güvenlik Komutanlığı'mız ile tam bir koordinasyon içinde, büyük bir özveri ve profesyonellikle hareket ederek gemide mahsur kalan 25 mürettebatı, burnu kanamadan sağ salim karaya çıkarmayı başarmışlardır. Türkiye deniz emniyeti konusundaki üstün standartlarını, kriz yönetimindeki yetkinliğini ve uluslararası sulardaki sorumluluk bilincini tüm dünyaya bir kez daha güçlü bir şekilde bu olayla da ilan etmiştir. İşte bu, yalnızca ulusal sınırlarımızla sınırlı kalmayan, uluslararası denizcilik camiasında da yankı bulan, takdir edilen ve örnek gösterilen büyük bir başarı ve önemli operasyonun ta kendisidir."
Uraloğlu, bu sayede "mavi vatan"ın güvenliğini sağlama konusundaki sarsılmaz kararlılığın, teknik kapasiteyi ve insani değerleri en güzel şekilde ortaya koyduğunu belirtti.
"Ülkemiz, denizcilik sektöründe uluslararası arenada daha fazla söz sahibi olmayı hedeflemekte"
Uraloğlu, denizlerde tehlike arz eden durumlara karşı Bakanlık olarak denizlerde seyir emniyetini, can, mal ve çevre güvenliğini artırmaya yönelik yatırımları hızla sürdürdüklerini söyledi.
Gemi Trafik Hizmetleri Merkezlerini ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünü geliştirecek ve güçlendirecek yatırımları daha da artırdıklarını belirten Uraloğlu, "Çünkü ülkemizin deniz ticaretindeki büyüme stratejisi, denizcilik sektöründe uluslararası arenada daha fazla söz sahibi olmayı hedeflemektedir. Sadece ticari anlamda büyümeyi değil, aynı zamanda denizlerimizin güvenliğini, seyir emniyetini ve çevre koruma standartlarını da en üst seviyede tutmaya gayret ediyoruz. Bu kapsamda Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'müz, görev ve sorumluluklarını en üst düzeyde yerine getirmek için sürekli olarak gelişen teknolojiye ayak uydurmakta ve filosunu her geçen gün güçlendirmektedir. Bunu teminen Türk tersanelerinde inşa edilen 2 acil müdahale römorkörü ile 6 kılavuzluk hizmet botunu bugün hizmete alıyoruz." diye konuştu.
Uraloğlu, böylece filodaki gemi sayısını 109'a çıkardıklarına dikkati çekerek, acil müdahale ve kurtarma operasyon kabiliyetlerinin artmasında etkin bir rol oynayacak bu yeni römorkörlerin ve kılavuzluk hizmet botlarının Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün deniz güvenliği ve çevre koruma çabalarına önemli katkı sağlayacağını kaydetti.
"Son 23 yılda Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne yaklaşık 506 milyon dolar yatırım yaptık"
Bakan Uraloğlu, son 23 yılda Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne yaklaşık 506 milyon dolar yatırım yaptıklarını, bu yatırımın deniz araçlarına yönelik kısmının yaklaşık 392 milyon dolar olduğunu bildirdi.
Uraloğlu, bu yatırımlara karşılık sadece römorkörlerle 2025'te yaklaşık 152 milyon dolarlık gelir elde ettiklerini dile getirerek, "Yani yaptığımız yatırımı 2-2,5 yıl gibi bir süre içinde geri kazandırıyoruz. Sektörümüzün değerli temsilcileri burada, herhalde bundan daha karlı bir yatırım olmaz. Onun için biz bu yatırımlara devam edeceğiz. Yerli römorkörlerimizin yanı sıra teknolojik yatırımlarımız da hız kesmeden devam ediyor. Yerli römorkörlerimizin yanı sıra teknolojik yatırımlarımız da hız kesmeden devam ediyor. Hem filomuzu hem de teknolojimizi millileştiriyoruz. Gemi trafiğinden kaynaklı risklerin minimize edilmesi için Akıntı Ölçüm Sistemi'mizi, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ile birlikte 2017'de İstanbul Boğazı'nda, 2024'te de Çanakkale Boğazı'nda hayata geçirdik." dedi.
Bugün kullanılmakta olan Gemi Trafik Sistem Radarlarının 3'ünü geçen yıllarda millileştirerek faaliyete aldıklarını kaydeden Uraloğlu, 8'ini de gelecek yıllarda ASELSAN tarafından geliştirilen radarlarla millileştireceklerini ifade etti.
Uraloğlu, "Yine, kıyılarımızda deniz güvenliğini artırmak adına ülkemizin dört bir yanında denizcilerimize yol gösterip ışık tutan 42'si tarihi olmak üzere 488 deniz fenerimizi bir program dahilinde restore etmeye devam ediyoruz. 'Türkiye Yüzyılı' vizyonumuz doğrultusunda, Mavi Vatan'ımızın her köşesinde yerli ve milli hamlelerimiz artarak devam edecek." dedi.
Bakan Uraloğlu, daha sonra teslim edilen gemilere ilişkin bilgi aldı, telsizden gemi personeliyle görüştü.






















