Haberler

Alman Federal Milletvekili Keskin Baskılara Meydan Okudu

Alman Sol Parti Federal Milletvekili Hakkı Keskin, Ermeni Diasporasının 'Hedef Tahtası' Haline Geldiğini Söyledi.

Alman Sol Parti Federal Milletvekili Hakkı Keskin, Ermeni diasporasının 'hedef tahtası' haline geldiğini söyledi.

Ermeni diasporası tarafından sıkı markaja alınan ve sözde soykırımı kabul etmediği için bazı kesimler tarafından istifası istenen Sol Parti Federal Milletvekili Keskin, konuyla ilgili sessizliğini bozarak, hedef tahtasına oturtulmasını anlamsız bulduğunu ifade etti. Keskin, "Gördüğüm kadarıyla Almanya'da belli bir strateji uygulanıyor. Bu strateji, sadece Almanya'daki Türklerin değil aynı zamanda tüm Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde yaşayan Türklerin siyasi geleceğini hedef alıyor. Bildiğiniz gibi Hollanda'da, Belçika'da Almanya'da siyasete soyunan ve milletvekili adayı olan kişilere karşı sanki onların aday olabilmelerinin önkoşulu olarak sözde Ermeni soykırımını kabul etmeleri ısrarla istendi. Bu politika belli bir süredir Avrupa'daki ülkelerin Ermeni lobisi ve Ermeni diasporası ve onların destekleyicileri tarafından ısrarla ve önemle gündeme taşınıyor. Ben bunu milletvekili olarak adayı olarak gündeme geldiğinde adaylığımın oylanması sırasında bizzat yaşadım. Daha o gün bütün delegelerin masalarına Berlin'deki Ermeni derneği tarafından bildiriler dağıtılmış parti yetkililerine mektuplar yazılmış ve benim Ermeni soykırımını kabul etmediğim Türk milliyetçisi olduğum, dolayısıyla asla seçilmemem doğrultusunda müthiş bir baskı yapılmıştı. Bunda başarılı olunamadı" dedi.

Kendilerine gözdağı verilmeye çalışıldığını ifade eden Keskin, "Eğer bu gözdağı Hakkı Keskin örneğinde başarılı olursa, gelecekteki tüm olaylarda gelecekteki adaylarda ve belki sadece siyasete soyunan kişilerde değil yarın bir gün bilim adamı olmak isteyen, kürsü sahibi olmak isteyenlere benzer tavırlar sergilenebilir. Bu olayın ciddiye alınması gerekiyor. Bu olay sadece Hakkı Keskin olayı değildir. Hakkı Keskin'e karşı müthiş bir kampanyaya girişilmiştir. Onlarca mail faksla grup başkanlarım parti yöneticileri, milletvekillerine benim istifamı zorlayacak kadar ileri giden tavırlar sergilemişlerdir. Almanya'da çok sayıda Türk yaşamaktadır. Türk toplumu bu olaylar karşısında suskun ve tavırsız kalmamalıdır. Gayet demokratik yoldan sessini duyurmalı" şeklinde konuştu.

Keskin, "Almanya Türk Toplumu Başkanı olarak 2001 tarihinde bir Avrupa Milletvekili benden Hamburg'daki Ermeni derneğinin bu konuyla ilgili görüş istemişti. Ben bu tür olayları ciddiye alan birisiyimdir. Konunun uzmanı değilim. Tabi3 ki bu konuda bazı kaynakları araştırdım ve kendilerine detaylı yanıt verdim. Bu olayların tek yönlü değerlendirmelerle yapılamayacağını, olaylara objektif davranılması gerektiğini söyledim. O zaman somut bir öneride bulundum. Önerim şuydu; madem böyle bir iddia var, karşılıklı olarak tarafla bir araya gelip konuşmalı arşivler açılmalı. Bu konu zoraki göçten ibarettir. Bu konuyu araştırmak uzmanların işidir. Ben bu konuda uzman değilim konuyu dile getirenler de uzman değil. Diyorum ki uzmanlar komisyonu kurulsun ve bu konu bir an önce çözüme götürülsün. Bu da BM şemsiyesi altında yürütülsün. Bütün kaynaklar bu insanların hizmetine sunulsun. Gerçek ne ise ortaya çıksın ve herkeste kabullensin. Bazıları bu açıklamalarımdan rahatsız olmuş ki düğmeye bastılar. Geçtiğimiz dönem Almanya Parlamentosu'nda bir karar alındı. O kararda bu komisyonun desteklenmesi istendi. AB bu öneriyi destekliyor. Bu öneri ilk olarak Almanya Türk Toplumu olarak bizden geldi; fakat birileri bunu görmezlikten geldi ve hedef saptırmaya çalışıldı. Şunu açıkça söyleyebilirim; Başarılı olamayacaklar. Bu konuda farklı ve çeşitli görüşler var. Bunu görmezlikten gelemezler. Bu işin arkasında yıldırma, gözdağı verme stratejisi var. 'Gelin bu konuyu tartışalım' diyoruz fakat kimse yanaşmıyor. 'Biz bunu niye tartışalım, bizim görüşümüzü zaten dünya kamuoyu kabul etti' diyorlar" diye konuştu.

Keskin, Başbakan Angela Merkel'den direkt baskı görmediğini de belirterek, "Sayın Başbakan Merkel'den direkt bir baskı görmedim. İlginç olan Hristiyan Demokrat Birlik Partisi'nden (CDU) bazı kesimlerin bu işe aktif olarak el atmaları. Yeşiller ve CDU beni eleştirmeye başladı. Beni bu tavrından vazgeçirmek gerektiğine inanıyorlar; bu ilginç bir yaklaşım. Hıristiyan Birlikçilerden bazı kesimler benim gördüğüm kadarıyla olayı Hristiyanlık, Müslümanlık mecrasına çekmeye çalışıyor. Oysa olayın bu yöne kaydırılması toplumlara zarar verir" ifadelerini kulandı.

Keskin, konunun çok önem arz ettiğini de belirterek, "Eğer gereken tedbirler alınmazsa bu konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan çocuklarımız ve torunlarımızın önüne bu konu getirilecek. Öğretmen, doktor olmak isteyen bir Türk'e ilk olarak 'soykırımı tanı' diyecekler. Hollanda'da genç arkadaşlarımızla bunu yaşadık. Hollanda'da bazı partiler adaylarını listeden çıkardı. Aynı tabloyu burada da yaşayabiliriz. Aynı olay Berlin Parlamentosu'nda yaşandı. Dayatmalara bugüne kadar boyun eğmedim bundan sonra da boyun eğmem beklenmesin. Türk medyasından isteğim bu konuyu Hakkı Keskin olayından çıkartılıp toplumun sorunu olarak lanse etmeleridir. Federal Parlamento'da Fransa'daki yasaya benzer bir yasa çıkartılmak isteniyor. Bunun önü kesilmeli. Eğer gereken yapılmaz ise suçlu pozisyonuna düşeceğiz" dedi.

(OS-CY-CY-FS-FS-D)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Dünya

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title