Haberler

Bakanlar Kurulu Toplantısı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, hükümet kurma çalışmaları kapsamında koalisyon görüşmelerine ilişkin "CHP ile yapılan görüşmenin bundan sonraki aşaması şudur; biz birkaç arkadaşı daha ilave ederek her iki heyete, Sayın Koç ile tekrar bir toplantı yapacağız. Bu toplantı önümüzdeki pazartesiden itibaren olacak ama CHP, 'Ne zaman, şu gün, şu saatte, şu arkadaşlarla toplanalım' derse, biz burada kabul durumundayız. Bu görüşmeler devam edecek" dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, hükümet kurma çalışmaları kapsamında koalisyon görüşmelerine ilişkin "CHP ile yapılan görüşmenin bundan sonraki aşaması şudur; biz birkaç arkadaşı daha ilave ederek her iki heyete, Sayın Koç ile tekrar bir toplantı yapacağız. Bu toplantı önümüzdeki pazartesiden itibaren olacak ama CHP, 'Ne zaman, şu gün, şu saatte, şu arkadaşlarla toplanalım' derse, biz burada kabul durumundayız. Bu görüşmeler devam edecek" dedi.

Başbakan Yardımcısı Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Dün gerçekleştirdikleri görüşmede koalisyon çalışmaları konusunda Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bilgi verdiğini kaydeden Arınç, "Bizim önceliğimiz milletimizin bize verdiği görevin hükümet kurmak olduğunu anlıyoruz. Yeniden bir seçimi ikinci bir aşamada esasen 45 günlük sürenin sonundaki tabi bir süreç olarak görüyoruz" diye konuştu.

Milletin bir karar verdiğini ve bu kararı verirken bir şeyler düşündüğünü belirten Arınç, "Düşündüğü şey bize göre şudur: '13 yıldır tek başına iktidardaydınız, şimdi size 20 milletvekili eksik veriyorum. Sizin başka bir parti ile koalisyon ortağı olmanızı hükümeti böyle kurmanızı istiyorum' herhalde 55 milyon seçmene de sorsak 'evet biz bu amaçla oyumuzu kullandık' diyecektir. Biz maceraperest değiliz. İkincisi halkımızın bu takdirine karşı da durmayız. 'Sen ne yaptığını bilemedin hadi seçime gidelim de bu yanlışını düzelt', bu millete karşı bir saygısızlık olur" ifadelerini kullandı.

Heyete birkaç arkadaş ilave edilecek

Birinci aşamadaki düşüncelerinin "çok iyi niyetle ve çok şeffaf bir biçimde hükümet kurma çalışması" olduğunun altını çizen Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hükümeti kurma konusunda CHP ile ilerleyen bir süreç vardır. MHP ile ilk ziyaret yapılmış ama herhangi bir görevlendirme olmadığı için şu ana kadar ikili görüşmeler başlamamıştır. Sayın Ömer Çelik, Sayın Haluk Koç ile yapmış olduğu çalışmaların özetini esasen basına da televizyon önünde anlatmıştı. Bizde de aynısını söyledi. CHP ile yapılan görüşmenin bundan sonraki aşaması şudur; biz birkaç arkadaşı daha ilave ederek her iki heyete, Sayın Koç ile tekrar bir toplantı yapacağız. Bu toplantı önümüzdeki pazartesiden itibaren olacak ama CHP, 'Ne zaman, şu gün, şu saatte, şu arkadaşlarla toplanalım' derse, biz burada kabul durumundayız. Bu görüşmeler devam edecek."

"Hükümetimiz görev başında" diyen Arınç, "Sayın Ahmet Davutoğlu Başbakanımız bizler de bakan olarak görevimize devam ediyoruz. Çünkü anayasa böyle... Yeni hükümet kuruluncaya kadar eski hükümet görevine devam eder, bütün yetkilerini bütün sorumluklarını da kullanır. Ancak tahmin edebilirsiniz ki çok önemli kararların alınması çok kısa zamanlarda gerekebilir, bunun için kurulmuş güçlü yeni bir hükümete ihtiyaç olabilir" diye konuştu.

Arınç, bütün siyasi partilerin hükümet kurma çalışmalarında AK Parti'nin çabalarına destek olmaları gerektiğini ifade ederek, "Yeni kurulmuş bir hükümet, güvenoyu almış bir hükümet, kolları sıvamış bir hükümet, Türkiye'nin meselelerine büyük bir özveri ile sarılacak bir hükümete ihtiyacımız var" dedi. Hükümet kurma çalışmalarında AK Parti'nin tavrı ve üslubunun belli olduğunu belirten Arınç, olumlu bir sonuca ulaşacaklarını söyledi.

"Gereken her türlü işlem yapılmıştır"

CHP'nin Suruç'ta yaşanan olay karşısında ulusal yas ilan edilmesi konusunda verdiği kanun teklifini hatırlatan Arınç, şöyle devam etti:

"Bu konu bildiğiniz gibi Bakanlar Kurulu'nun yetkisi dahilindedir. Bugüne kadar çok acı olaylar yanında daha çok komşu dost ülkelerin devlet başkanlarının vefatından sonra Türkiye hakkında olumlu düşüncelere sahip olduğunu, en azından dostluk, arkadaşlık ve iyi niyet çerçevesinde bir cemili olmak üzere ulusal yas ilan edilmiştir. Bunda da hiç garipsenecek bir durum yoktur. Bu olayla ilgili olarak ulusal yas ilan edilmemiştir. Buna Bakanlar Kurulumuz tarafından şu ana kadar mutlaka gerekli noktasında bakılmadığı için bunu söylüyorum ama gereken her türlü işlem yapılmıştır. Bir taraftan sağlık ekipleri, bir taraftan adli yeni savcıların görevlendirilmesi, soruşturmanın bir an evvel sonuçlandırılması, Gaziantep'teki adli tıpta cesetlerin bir an evvel ailelerine teslim edilmesi, cenazelerin defni sırasında yine hükümetimiz tarafından sağlanan birtakım kolaylıklar... Hem Sayın Başbakanımızın hem bizlerin ayrı ayrı olaydan duyduğumuz üzüntü, lanetlemek terör örgütünü bunu yapanları, bütün bunlarla yas ilan edilmenin karşılığının verildiğini düşünüyoruz."

"CHP'lilerin bir jest olarak kanun teklifi verdiklerini düşünüyorum"

CHP'nin kanun teklifi vermekle baştan bu işin olmayacağını düşündüğünü söyleyen Arınç, "Biliyorsunuz Meclisimiz tatilde. 1 Ekim'e kadar sadece bu kanun teklifini görüşmek için de esasen komisyonlardan geçmesi lazım. Komisyonlar da henüz teşekkül etmedi. CHP'liler bunu bilir ama bir jest olarak belki bir kanun teklifi verdiklerini düşünüyorum. Bu kanun teklifinin görüşülmesi ne komisyonlarda ne genel kurulda ne de yasama dönemi başlamadığı için TBMM'de yapılamayacaktır" diye konuştu.

Ölen gençlerin ailelerinin acılarını paylaştıklarını dile getiren Arınç, "Ama bunun için ulusal yas ilan edilmesini, bu ve buna benzer olaylarda her gün tek tek veya yeri geldiğinde yapmaya kalkarsak anlamını da kaybeder diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

"TBMM 110 kişiyle toplantıya çağrılır, 184 kişiyle açılır"

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, Meclis'i olağanüstü toplantıya davet ettiğini anımsatan Arınç, şunları kaydetti:

"Sayın Demirtaş, İç Tüzük gereğince tatilde bulunan Meclis'i, önce TBMM Başkanını muhatap almak suretiyle onun toplantıya çağırmasını istiyor, 'O çağırmazsa da biz 80 milletvekili olarak imza vereceğiz. Otuz milletvekili daha imza verirse olağanüstü toplantı yapılabilir' diye düşünüyor. Demirtaş'ın, şunu da düşünmesi lazım. 110 kişiyle TBMM toplantıya çağrılır ama en az 184 kişiyle açılır. Dolayısıyla bunun karşılığını hem Meclis Başkanından, hem de imza verecek milletvekillerinden görmemiz lazım. Biz şahsen Hükümet olarak TBMM'nin olağanüstü toplantıya çağrılmasında bir fayda görmüyoruz. Çünkü böyle bir toplantı yapıldığı taktirde, siyasi partiler arasında öylesine büyük tartışmalar yaşanabilir ki mecrasından sapar ve hiç ümit etmediğimiz bir davranışla karşı karşıya kalabiliriz. Ben Sayın Demirtaş'a buradan tekrar bir ricada bulunmak istiyorum. Bütün bunları kapsayan çok daha olumlu bir talebi Sayın Başbakanımız dile getirdi. O da 4 partinin, parlamentoda grubu bulunan 4 siyasi partinin, ortak bir deklarasyonla DAEŞ de dahil olmak üzere bütün terör örgütlerini, bu örgütlerin faaliyetlerini lanetlemesi ve bunu terör eylemlerine karşı yek vücut olarak karşı duracağımızı bizzat yazı ile ifade etmemiz. Bunu Sayın Başbakanımız hep tekrarlayacaktır. Biz de tekrarlayacağız. Bundan kaçmak, buna uzak durmak kesinlikle mümkün değil."

"Birine taraftar olup, diğerini lanetlemek doğru değil"

Arınç, "Terör eylemlerinin bir tanesine taraftar olup öbür tanesini lanetlemek doğru değildir. Terör bir insanlık suçudur. Kim yaparsa, kime karşı yaparsa yapsın, terör ve teröristlerin, terör eylemlerinin mutlaka lanetlenmesi gerekir. CHP Genel Başkanında olumlu bir yanıt aldığımızı düşünüyorum. MHP'nin de böyle bir talebe ben olumlu yaklaşabileceğini düşünüyorum, bugünkü tavırlarının dışında" diye konuştu.

"Önemli olan burada HDP'nin de Sayın Demirtaş'ın da böyle bir deklarasyona imza koymasıdır" ifadesini kullanan Arınç, şöyle devam etti:

"Bu onların lehinedir aslında. Çünkü 'Bütün terör örgütleri' dediğimiz zaman, bunun içerisine DAEŞ'le beraber PKK da girecekse. Başka, işte iki polisimizi şehit eden bu alçak grupların da her birisi, ayrı ayrı saymak gerekmez, bunlar da dahil olacaksa onlara karşı bir tavır göstermesi bakımından Sayın Demirtaş'ın, HDP adına böyle bir deklarasyona imza koyması, onların bir Türkiye partisi olduğunu ve aldıkları yüzde 13'lük oyun hakkını verdiklerini gösterir. Böyle bir deklarasyondan ne kadar kaçınmak isterlerse, ne kadar bunu teemmül etmeye kalkarlarsa üzerlerindeki yaftayı ömür boyunca taşımış olacaklardır. Ben bir kez daha bunu düşünmelerini talep ediyorum."

"Mücadelemiz artarak devam edecektir"

Ceylanpınar'da 2 polisin ölü bulunmasıyla ilgili olaya da değinen Arınç, "Ceylanpınar'daki olay tabii bugün itibarıyla çok yönlü bir soruşturma var. Yani polisler, evlerine nasıl girilmiştir, nasıl böyle bir alçakça bir saldırıya maruz kalmıştır? Susturucu mu kullanılmıştır? Bilinen bir kişi mi kapıyı açmıştır? Bunların hepsi en ince teferruatına kadar inceleniyor" dedi.

Başbakan Yardımcısı Arınç, "Bütün bunlardan sonra ortaya çıkacak olan şey, elbette terör örgütlerinin faaliyetlerine devam ettikleri konusudur. Günahsız insanları alçakça şehit eden bu gruplara karşı, teröristle mücadelemiz dün de devam etmiştir, bugün de artarak devam edecektir. Şunu bir kez daha herkes düşünsün ki Çözüm Süreci demek, bütün terör eylemlerinin devam etmesi, buna göz yumulması demek değildir. Bunu herkes şöylece bilsin" ifadelerini kullandı.

Geçmiş günlerde yaptığı bir açıklamanın, bazılarınca saptırıldığını vurgulayan Arınç, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Evet, silah bırakmadıkları sürece, kendilerine göre ateşkesleri, bize göre böyle bir şeyin kabulü mümkün değil, çatışmasızlık sürecinin devam etmesi için silahtan arındırılması gerekir. Yoksa 'silah bizim her şeyimizdir, hem terör eylemi yapacağız, hem yakacağız, hem yıkacağız hem tehdit edeceğiz, her istediğimizi yapacağız, ama Çözüm Süreci de lafta devam etsin' derlerse artık böyle bir şey yok. Bunu kafalarına soksunlar. Bu eylemleri yapanlara acımasız bir şekilde karşılıkları mutlaka verilecektir."

Çözüm Süreci'nin rasyonel bir şekilde devam etmesi gerektiğinin altını çizen Arınç, "Kamu düzeni ve güvenliğinin esas olduğu, örgütün silahtan mahrum bırakıldığı ve eylemlerine tamamen son verdiğini ilan etmesini anlayabiliriz" diye konuştu.

Eğer böyle bir şey yapılacak olursa bundan sonraki süreçte hangi hükümet kurulursa kurulsun Çözüm Süreci konusunda rasyonel hareket edileceğini vurgulayan Arınç, "Türkiye'nin bütünlüğünü, bölünmezliğini, bayrağımızı, devletimizi asla gölge altında bırakmayacak eylemlere hiçbir zaman fırsat verilmeyeceğidir" dedi.

(Sürecek)

Kaynak: AA / Politika

Selahattin Demirtaş Bülent Arınç Haluk Koç Politika Güncel Haberler

title