Bakan Akdağ'dan "Hekimler" Açıklaması

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye'de doktor açığı olduğunu ifade ederek, "Günde bir hekime ortalama düşen iş yükü 40 hastaya kadar çıkmaktadır. Bu normal bir rakam değil. İngilizler Hindistan'dan, Pakistan'dan, hatta Türkiye'den sağlık hizmeti almaktadırlar. İngilizler'in yaşadığı sorunu biz yaşamak zorunda mıyız? Ben halkıma, bu ülkenin hekimlerine bunu reva göremem. Türkiye'deki hekim yetersizliği hekimlere de haksızlık. Bizim nazarımızda hekimin kıymeti çok büyüktür, sağlık çalışanın kıymeti çok büyüktür. Onlar izim için azizdir" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda Türkiye'de yabancı doktor çalışması, radyasyonlu alet kullananların mesaisini artıran ve hekimlerin sigortalanmalarıyla ilgili hükümler getiren 'Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, Sağlık Personelinin Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanun ile Tababet ve Şuabatın San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı' üzerindeki eleştiri ve görüşleri değerlendiren Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yasa ile getirilen bazı düzenlemeleri şöyle anlattı:

"Tasarıyla sağlık hizmetlerimiz açısından, Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla ilgili bir çok pratik noktayı çözmüş olacağız. Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinde de kaliteyi yükseltmiş olacağız. Tasarıda kamuda çalışan hekimlere bu sigortayı yaptırırken, hastanenin veya diğer sağlık kuruluşunun döner sermayesinden bu sigortanın yarı miktarını ödüyoruz. Geri kalan yarı miktarını da hekimlerimizin kendilerinin ödemesini istiyoruz. Böyle bir sigortalamanın yıllık değeri 200 YTL olacaktır. 100 YTL'si döner sermayeden alınacak. 100 YTL'si de kendi döner sermayelerinden ödenecek. Herhangi bir tıbbi sorun olduğunda, bu kusur öncelikle idareye gelir. İdare bununla ilgili tazminatı ödedikten sonra kusuru ödeyen hekime rücu eder. Burada hekim arkadaşlarımıza çok büyük bir imkan getiriyoruz. Hekimlik yaparken kusurlu davranmamak mümkün değildir. Beşerdir, sistem içinde bir yanlış yapılabilir. Bunun tazminatı şu anda mevcut kanunlarımıza göre bu suçu işleyen hekime rücu etmektedir. 20 bin YTL, 50 bin YTL hekime rücu etti. Bunu hekim nasıl ödesin? Hekimlerimizin riskli olduğu bir hususta hekimlerimize yardımcı oluyoruz. Yaptığımız budur. Bunun dışındaki yorumlar şahsi yorumlardır. Önemli bir kısmı da gerçeği yansıtmamaktadır.

Radyasyonla ilgilenen çalışanların mesai saatlerini, günlük mesaisi olan çalışanların mesaisine yükseltmektir. 5 saatle kısıtlanmış olması aslında radyasyonla birlikte çalışan sağlık çalışanlarımızı korumuyor."

Bakan Akdağ, konuşmasında bir insanın yıllık ve 5 yılda aldığı radyasyon miktarının önemli olduğunu belirterek ,"Biz mevcut kanunla normal çalışma sürelerini getirirken radyasyonla ilgili hükümleri koruyoruz. 'Türkiye'deki cihazlar yetersiz, mekanlarda uygunsuzluk var.' Buna katılmak mümkün değildir. Ülkemizde yüzde 70'e yakını ruhsatlı. Ne kadarı bizden önce ruhsatlanmış. Ne kadar 4 yıllık dönemde ruhsatlanmış. Yüzde 86'sı son 4 yılda ruhsat almış. Yanlış duymadınız. Biz bu meseleye bu kadar önem verdik. Ruhsatı olmayan işletmelerin büyük çoğunluğu çekim sayıları çok düşük olan hastaneler, merkezler. Bu hususta çok büyük mesafe almış durumdayız. Atom Enerjisi Kurumu'yla görüştüm gelmeden. 5 yıllık süreler itibariyle bu dozu aşmış kimse olmadığını söylediler. 5 yıllık süre içinde bir sağlık çalışanı, bir radyasyon çalışanının Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nda kaydı yok. Gerçekler böyle ortadayken, Biz sağlık çalışanlarımızın sıhhatini düşünüyoruz. Bütün dünya bunu böyle yaparken 1930'lardaki kanuna takılıp kalmayı yadırgıyorum" ifadelerine yer erdi.

Bakan Akdağ, yabancı hekimle ilgili ise Türkiye'de hekim açığı olduğunu belirterek, "Yabancı tabiplerin Türkiye'de çalışma meselesi. Türkiye'de doktor sayısının eksik olduğundan bahsediyoruz. Bunu bir sağlık bakanı olarak kamuoyunun gündemine bu kadar yoğunlukla taşıyan benim. Her 14 Mart Tıp Bayramı'nda Türkiye'de hekim sayısının fazlalığından birileri bahseder. Türk Tabipler Birliği 2006'nın sonlarında yayımladığı raporda 'Türkiye'de tıp fakültesi mezunları acilen azaltılmalıdır' diye tarihi bir hata yapmıştır. 100 bin hekimden aynı anda 1 günde hasta muayenesiyle ilgilenebilecek hekim sayısı 50 bin civarındadır. Günde bir hekime ortalama düşen iş yükü 40 hastaya kadar çıkmaktadır. Bu normal bir rakam değil. İngilizler Hindistan'dan, Pakistan'dan, hatta Türkiye'den sağlık hizmeti almaktadırlar. İngilizler'in yaşadığı sorunu biz yaşamak zorunda mıyız? Ben halkıma, bu ülkenin hekimlerine bunu reva göremem. Türkiye'deki hekim yetersizliği hekimlere de haksızlık. Bizim nazarımızda hekimin kıymeti çok büyüktür, sağlık çalışanın kıymeti çok büyüktür. Onlar bizim için azizdir. Herhangi bir kişi, sıfatı ne olursa olsun insan sağlığını istismar etmeye çalışırsa, insan sağlığı üzerinden ticari faaliyet sağlamaya çalışırsa biz bunda yokuz. Biz iktidara geldiğimizde hekimlerin yüzde 90'ının muayenehanesi vardı. Bugün hekimlerimizin yüzde 57'si, biz zorlama yapmadık, muayenehanelerini kapattı. Yasa çıkarmadık. Sosyal devlet. Hekimin alın teri ödeniyor. Sağlık çalışanının alın teri ödeniyor" diye konuştu.

(AU-OK-OK-Y)

Haberler