Haberler

Anayasa Mahkemesi, "Aile İçi Şiddetin Takibi İçin Şikayet Aranmaz"

Anayasa Mahkemesi, Basit Tıbbi Müdahalelerle Giderilebilecek Ölçüdeki Yaralama Suçlarında Üçüncü Kişiler Hakkında Soruşturma ve Kovuşturma Yapılabilmesi İçin Şikayet Şartı Aranırken, Üstsoya, Altsoya, Eşe veya Kardeşe Karşı İşlenen Aynı Nitelikteki Yaralama Suçunun Şikayet Olmaksızın Doğrudan Takip Edilmesinin ve Cezanın Yarı Oranda Artırılarak Verilmesinin Anayasa'ya Aykırı Olmadığına Karar Ve...

Anayasa Mahkemesi, basit tıbbi müdahalelerle giderilebilecek ölçüdeki yaralama suçlarında üçüncü kişiler hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikayet şartı aranırken, üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı işlenen aynı nitelikteki yaralama suçunun şikayet olmaksızın doğrudan takip edilmesinin ve cezanın yarı oranda artırılarak verilmesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına karar verdi.

Anayasa Mahkemesi, Türk Ceza Kanunu'nda yer alan basit yaralama suçlarına ilişkin düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği yönünde 34 ayrı yerel mahkemenin yaptığı başvuruyu inceledi.

-KARAR OYÇOKLUĞUYLA ALINDI

Başvuruyu oyçokluğuyla reddeden Mahkeme, söz konusu yasa maddesinin anayasaya aykırı olmadığına karar verdi.

Yerel Mahkemeler, yasanın maddesinin iptali talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne yaptıkları başvuruda, aile yakınlarının üçüncü kişilere göre söz konusu yasa maddesi nedeniyle daha ağır cezalara çarptırıldığını, şikayetten vazgeçme hakkının sınırlandırılmasının aile içi şiddetin artmasına neden olduğunu, bu durumun aile birliğini bozduğunu, etkili eylemde bulunan kişilerin iki defa cezalandırılma sonucuyla karşı karşıya kaldığını, evlilik birliği dışında yaşayan çiftler arasındaki basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek yaralamaların şikayete bağlı olması nedeniyle eşit korumanın sağlanamadığını ve aynı şekilde TCK'nın cezanın miktarı, mağdurlar üzerindeki sosyal ve psikolojik etkisi ve benzer yönleriyle yaralama suçundan daha ciddi bir suç olan aile içi cinsel saldırı suçunun takibi şikayete bağlı olduğu halde, basit yaralama suçunun re'sen takip edildiği belirtilerek, Kural'ın Anayasa'nın Başlangıç'ı ile 14 ayrı maddesine aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü.

34 farklı yerel mahkemenin hem takibin re'sen yapılmasına hem de cezanın yarı oranda artırılarak verilmesine ilişkin yaptığı iptal başvurusunu değerlendiren Anayasa Mahkemesi,oyçokluğuyla başvurunun reddine karar verdi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ve üç üye karşı oy kullanandılar.

-İŞTE, KILIÇ'IN AİLE İÇİ ŞİDDETE İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

Kılıç ve karşı oy kullanan üyeler Ahmet Akyalçın, Serdar Özgüldür ve Serruh Kaleli karşı oy yazılarında şu görüşleri dile getirdiler:

"Aile içi şiddeti önleme ve bu nedenle de caydırıcı önlemler alma (yaptırımlar öngörme), işaret edilen suç ve ceza siyasetinin doğal sonucu olarak kabul edilebilir. Aile içi şiddetin hoşgörülmesi hukuken asla tasvip edilmemekle birlikte, bu fiillerin faillerine öngörülecek ceza ve bunun yargılama yöntemi bakımından, şikayetin geri alınması ya da uzlaşma olanaklarından yoksun kılınma suretiyle, hiçbir zaman geri dönüşü olmayacak şekilde faillerin mahkum edilmesi halinde, bunun aile içi şiddeti önlemede olumlu katkısı olacağı düşüncesi yerinde değildir. Aile içinde baskı olmaksızın birbirini affetmenin veya bağışlamanın olamayacağının varsayılarak, bu varsayıma hukuki sonuçlar yüklenmesi Anayasa'nın 2. maddesine aykırıdır. Diğer bir deyişle, aile bireylerine ve yakın akrabalara şikayet etme ve şikayetten vazgeçme hakkının tanınmamasının Anayasa'nın 2. ve 5. maddelerinde belirtilen "toplum huzuru' ve yine 2. maddesinde belirtilen "adalet anlayışı' ile bağdaştırılması mümkün değildir.

Yakın aile üyelerine karşı basit de olsa yaralama fiilini işleyen aile mensubunun cezasının yarı oranında artırılması, yasa koyucunun bu konuda öngördüğü amaca elverişli bir yaptırım mahiyetinde ise de; aynı suçu işleyen üçüncü kişilere karşı soruşturma açılmasının şikayete bağlı tutulması, aile bireylerinin ise bundan mahrum bırakılması şeklinde beliren yasakoyucu takdirinin, ailenin huzurunu sağlama bakımından bir değerlendirmeden yoksun oluşu, bilakis bu kuralla ailenin huzurunun onarılmaz biçimde yaralanacağı gerçeği karşısında, Anayasa'nın 41. maddesine aykırı düştüğü açıktır. Gerçekten, "şikayetten vazgeçme' imkanının tanınmaması aile içinde yargıya yansıyan durumların, tarafların barışmaları, şikayet ve cezalandırma iradelerinin artık olmamasına karşın, aile huzurunun bozulması ve ailenin temeli olan karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı özel alanın zedelenmesi sonucunu doğuracaktır. Bu bakımdan, iptali istenen kuralın ailece bir koruma alanı yaratmadığı gibi yaptırımın sonuçları itibarı ile diğer aile bireylerine de eza getireceği durumunun şikayet ve Anayasa'nın 41. maddesi ile uyarlı olmadığı kuşkusuzdur."(ANKA)

(YG/ZG)

Kaynak: ANKA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title