TÜM KATEGORİLER
RTÜK Üyesi Öztunç: RTÜK TRT'nin Taraflı Yayınlarını Görmezden Geliyor
RTÜK, TRT Haber'in cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin yayınlarında bir ihlalinin olmadığına karar verirken RTÜK Üyesi Ali Öztunç ise, "TRT Haber, Başbakanın siyasi ve idari faaliyetleri arasında hiçbir ayrım yapmadan tüm faaliyetlerini, açılışlarını ve konuşmalarını canlı olarak ekrana getirme görevini benimsemiş bulunmaktadır.
RTÜK, TRT Haber'in cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin yayınlarında bir ihlalinin olmadığına karar verirken RTÜK Üyesi Ali Öztunç ise, "TRT Haber, Başbakanın siyasi ve idari faaliyetleri arasında hiçbir ayrım yapmadan tüm faaliyetlerini, açılışlarını ve konuşmalarını canlı olarak ekrana getirme görevini benimsemiş bulunmaktadır. RTÜK de mümkün olduğunca TRT'nin taraflı yayınlarını görmezden gelmektedir. TRT ile ilgili tutulan raporlar eksik, yanıltıcı ve TRT yayınlarını aklayıcı niteliktedir. TRT'nin yayınlarının YSK tarafından bizzat yakından denetlenmesinin önemli" dedi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı, 08 Temmuz 2014 tarih ve 1522 sayılı yazısının incelenmesi sonucunda, TRT Haber yayın kuruluşunun 30 Haziran-3 Temmuz 2014 tarihleri arasındaki yayınlarında herhangi bir mevzuat ihlalinin gerçekleşmediğine çoğunluk oyuyla karar verdi.
-"RAPOR EKSİK YANILTICI"-
Karara muhalefet şerhi koyan RTÜK Üyesi Ali Öztunç, "Üst Kurula 04 Temmuz 2014 tarihinde sunmuş olduğumuz dilekçe ile TRT'nin Cumhurbaşkanı adaylarının açıklanmasına ilişkin yayınlarının 2954 Sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun 5. maddesinde öngörülen genel yayın esasları ile 6112 Sayılı Kanunun 8. maddesinde yer alan yayın hizmeti ilkeleri doğrultusunda incelenmesi talep edilmişti" dedi.
Taleplerinin TRT Haber, TRT Türk, TRT Avaz ve TRT 6 kanallarına yönelik olmakla beraber Üst Kurul'un sadece TRT Haber'in yayınlarını esas alan bir raporu gündeme getirdiğinin altını çizen Öztunç, "Bu yönüyle rapor eksik ve yanıltıcıdır. Söz konusu rapor baştan sona taraflı ve objektiflikten uzak bir üslupla raporlaştırılmıştır. Raporun hiçbir tespitinde objektif olma ihtiyacı hissedilmediği gibi TRT'nin yayınlarına kıyasen sunulan Halk TV ve STV gibi yayıncıların örnek olarak sunulması da raporun kaleme alınmasındaki bakış açısını yansıtır niteliktedir" ifadelerini kullandı.
-"EŞİT MESAFEDE DURMAK ZORUNDA"-
Başta raporu düzenleyen uzman olmak üzere tüm çalışanların anayasa ve kanunlar gereği bildiği bir husus olan TRT'nin kamu hizmeti yayıncısı olma niteliğinin, bu kurumun Halk TV veya STV gibi kuruluşlarla aynı düzlemde ele alınmasına engel olduğunun altını çizen Öztunç, "TRT anayasal bir kurumdur. Kendi özel kanununa ve teşkilatına sahiptir. Bir kamu kurumu olarak tüm toplum kesimlerine eşit mesafede durması gerekliliği bir tercih değil, anayasal bir zorunluluktur. RTÜK'ün de bir düzenleyici kurul olarak TRT'nin yayınlarına objektif ölçütler çerçevesinde denetlemesi yine Anayasal bir zorunluktur" ifadelerini kullandı.
TRT Haber'in 30 Mart yerel seçimlerinde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı seçim döneminde de taraflı ve tek yanlı bir yayın gerçekleştireceğinin bir haftalık yayını dikkate alındığında açığa çıktığının altını çizen Öztunç, şunları kaydetti:
"Zira, TRT Haber, Başbakanın siyasi ve idari faaliyetleri arasında hiçbir ayrım yapmadan tüm faaliyetlerini, açılışlarını ve konuşmalarını canlı olarak ekrana getirme görevini benimsemiş bulunmaktadır. Bu çerçevede, muhalefet partilerinin faaliyetlerini ekrana getirmemek veya grup konuşmalarını hiçbir neden bağlı olmaksızın aniden kesmek gibi uygulamaları da kendine görev olarak kabul etmiş durumdadır. Bu yayın politikasıyla uyumlu bir biçimde RTÜK de mümkün olduğunca TRT'nin bu taraflı yayınlarını görmezden gelmektedir. Örneğin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup konuşması aniden kesildiğinde RTÜK'ün konuyla ilgili raporunda bu durum TRT'nin saat başı habere bağlandığı gerekçesiyle aklanmaya çalışılmakta ancak aynı TRT Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın canlı konuşmasını bitirmesi için saat başı habere 10 dakika geç girmekte ve Üst Kurul uzman raporunda bu durum normal görülebilmektedir. Hukuka aykırı bir yayın varsa bu her durumda vardır. Muhalefet partilerinin faaliyetlerine yer vermeyen bir yayın politikası konjonktürel olarak TRT'deki veya RTÜK'teki kamu görevlilerine makul gelebilir. Ancak uzun vadede zarar gören basın özgürlüğü ve demokrasi olacaktır."
-"TRT'NİN YAYINLARININ YSK TARAFINDAN BİZZAT YAKINDAN DENETLENMESİNİN ÖNEMLİ"-
Üst Kurul uzmanının raporunda, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığına ayrı bir önem atfedildiği ve buna ilişkin uzun ve ayrıntılı yayının normal karşılandığına işaret eden Öztunç, "Bu normal görme halinin kanundaki karşılığından ise bahsedilmemektedir. Aynı uzman raporları STV veya Halk TV için tuttukları raporlarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Danıştayın basın özgürlüğü ile ilgili içtihadi kararlarına değinirken TRT'nin orantısız yayınlarında birden gözardı edilmektedir. YSK'nın TRT ile ilgili verdiği birçok ihlal raporundan hiç bahsetmemektedir.
Bu nedenlerle en başta TRT'nin yayınlarının YSK tarafından bizzat yakından denetlenmesinin önemli olduğu kanısındayım. Zira, TRT ile ilgili tutulan raporlar eksik, yanıltıcı ve TRT yayınlarını aklayıcı niteliktedir. Bu durum raporların genel olarak göz gezdirilmesiyle dahi anlaşılmaktadır. Raporda hiç gereği yokken Halk TV ve STV'nin örnek olarak sunulması da bakış açısını en iyi özetleyen bölüm olmuştur" dedi.
Öztunç ayrıca şu değerlendirmede bulundu:
"TRT Haber Yayın Kuruluşu 01 Temmuz 2014 tarihinde AKP'nin Cumhurbaşkanı adayının belirlendiği grup toplantısını canlı olarak ve kesintisiz olarak baştan sona ekrana getirdiği, TRT 1, TRT 6 ve TRT Avaz'ın da bununla uyumlu bir yayın gerçekleştirdiği ve RTÜK'ün de bu duruma sessiz kaldığı bilinmelidir. Tüm bu nedenlerle, TRT'nin ilgili yayınlarının baştan sona tekrar YSK tarafından izlenmesi ve denetlenmesi gerektiği kanaati ile çoğunluğun görüşüne katılmıyorum."
