TÜM KATEGORİLER
TBMM Amasra Maden Kazası Araştırma Komisyonu sendikaları dinledi
Amasra'da meydana gelen maden kazasının tüm yönleriyle araştırılarak benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan TBMM Araştırma Komisyonu, kömür madenlerindeki kazalarının önlenebilmesine yönelik sendikaların önerilerini dinledi.
Amasra'da meydana gelen maden kazasının tüm yönleriyle araştırılarak benzer kazaların önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan TBMM Araştırma Komisyonu, kömür madenlerindeki kazalarının önlenebilmesine yönelik sendikaların önerilerini dinledi.
Komisyon, AK Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız başkanlığında toplandı.
Toplantıda, Komisyon tarafından hazırlanacak rapora ilişkin Memur Sen'e bağlı Enerji, Sanayi ve Madencilik Hizmetleri Çalışanları Birliği Sendikası (Enerji Bir-Sen), KESK'e bağlı Enerji, Sanayi ve Maden Emekçileri Sendikası (ESM) ile Kamu-Sen'e bağlı Türkiye Enerji, Sanayi ve Madencilik Sendikası (Türk Enerji-Sen) yöneticilerinin kömür madenlerindeki kaza ve risklere karşı alınması gereken tedbirlere yönelik önerileri dinlendi.
Enerji Bir-Sen adına sunum yapan sendika yetkilisi Fatih Pekdemir, maden kazalarının önlenebilmesinde birinci ve en etkili kuralın maden sahalarının, alanında uzman, liyakatli ve herhangi bir telkin ve tavsiyeye kapalı kişiler eliyle denetlenmesi olduğunu söyledi.
Maden ruhsatlarının verilmesi ve sahaların projelerine uygun olarak işletilip işletilmediğine ilişkin en etkin kuruluşun Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) olduğunu ifade eden Pekdemir, şunları kaydetti:
"Bu görevi yerine getirmekte ana görevli kuruluş olan MAPEG'in bağımsız bir üst kuruluşa dönüştürülmesi, telkin ve tavsiyelere karşı korunaklı, liyakat sistemini önceleyen bir kuruluş haline getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca deneyimli personelin saha denetimlerine katılması elzemdir. Bu amaçla 2017 yılında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca önemli adımlar atıldı. MAPEG bünyesinde alanında uzman, 5 yıl deneyimli yeraltı denetim uzmanları göreve başladı. Bu personelin alımıyla birlikte ülkemiz genelinde maden kazalarında geçmiş yıllara göre önemli azalmalar meydana geldi ancak bu yeterli değil, denetim personelinin eğitiminin sürekliliği sağlanmalı."
ESM Sendikası Madencilik Komisyon Başkanı Mehmet Torun, ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda bir üretim planlaması yapılması gerektiğini, madenlerin, şirketlerin ya da kişilerin kar amaçlı önceliklerine bırakılmaması gerektiğini savundu.
Amasra'da yaşanan maden faciasını sadece teknik bir sorun olarak görülmemesi gerektiğini anlatan Torun, "Mevzuattaki eksiklikler, havzadaki rezervin bölünmesi ve bu nedenle havza madenciliğinden vazgeçilmesi, yasanın emrettiği kamusal denetim görevinin yerine getirilmemesi, örgütsüzlük, teknik eksiklikler, liyakatsiz kişilerin hak etmedikleri makamlara getirilmesi, bu acı sonucu doğurmuştur." ifadelerini kullandı.
Türk Enerji-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Çağlaroğlu, madenlerdeki kaza ve risklerin önlenmesi konusunda yeraltındaki eğitim ve denetimlerin öncelikli olarak ele alınması, yeraltında çalışanların mali ve özlük haklarının iyileştirilmesi ve insan faktörlü kazaların asgariye indirilmesi amacıyla gerekli altyapı ve modernizasyon çalışmalarının zamanında yapılmasının önemli olacağını söyledi.
"(Tamam) derlerse barajlar açılır ve ocağa inilir"
Komisyon Başkanı Yıldız, milletvekillerinin sorularını yanıtlamaları için Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Maden Müessesesi İşletme Müdürü Rıdvan Kapuağası'na söz verdi.
Amasra'daki maden kazasının ardından başlayan yangının durumuyla ilgili komisyona bilgi veren Kapuağası, maden ocağındaki yangının söndürülmesi için yapılan barajların yerlerinde yanlışlık olmadığını belirterek, "Barajlar, yangın bölgesine daha yakın olabilirdi ancak önceliğimiz barajlama yapacak personelin can güvenliğiydi. Şu andaki barajlar yangın için ideal konumda." dedi.
Kapuağası, yangın bölgesinden alınan karbonmonoksit ve oksijen değerlerin sıfıra düştüğünü ifade ederek, "Bu tür durumlarda yangın için en az dört hafta boyunca değerler takip edilir. Değerlerin hep sıfır olması gerekir. Dört haftalık süreçte değerler tamamen sıfırsa bir protokol yapacağız. Barajın açılması gibi önemli bir konuda sadece TTK'nın değil ilgili birimlerden de izin alınması gerekiyor. Onlar da 'tamam' derse barajlar açılır ve ocağa inilir." değerlendirmesinde bulundu.
