Kıbrıs Rum Basınına Göre Talat-hristofyas Görüşmesine İlişkin Görüşler
Kıbrıs Rum Kesiminde Yayınlanan Haravgi Gazetesi ve Diğer Gazeteler, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat Arasında Geçtiğimiz Cuma Günü Gerçekleştirilen Görüşmenin Yankılarının Sürdüğünü Belirterek, Bu Yönde Gerek Yabancı Gerekse Rum Siyasilerin Yaptığı Açıklamalara Yer Verdiler.
Kıbrıs Rum Kesiminde yayınlanan Haravgi gazetesi ve diğer gazeteler, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat arasında geçtiğimiz Cuma günü gerçekleştirilen görüşmenin yankılarının sürdüğünü belirterek, bu yönde gerek yabancı gerekse Rum siyasilerin yaptığı açıklamalara yer verdiler.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband, Talat-Hristofyas görüşmesini yorumlarken yaptığı açıklamada, görüşmenin, bölgede ilerleme sağlanmasına yönelik bir adımı ve de Kıbrıs'ın yeniden birleşmesi için gerekli olan "lider tipini" gösterdiğini belirtti.
Miliband, bakanlığının internet sayfasında yer alan açıklamasında, ülkesinin Kıbrıs'ın yeniden birleşmesi yönünde çalışma taahhüdünü yeniden teyit etti ve uzmanlar düzeyinde çalışmaya başlanmasının özellikle cesaret verici olduğunu ifade etti.
Lokmacı kapısının açılması gibi hareketlerin de ortamı iyileştireceğini ifade eden Miliband, Kıbrıs'ta başarılı görüşmelerin olmasını diledi ve "İki liderin, BM desteğiyle müzakerelerin tekrarlanmasını mümkün kılacak olan cesaret ve kararlılığını, ayrıca iki tarafın, bütünlüklü bir çözüm sağlanmasına değin sıkı bir biçimde çalışacaklarını göstermeyi sürdürmelerine" ilişkin temennisini de dile getirdi.
Simerini gazetesine göre, Rum Meclis Başkanı ve DİKO Başkanı Marios Karoyan, Cuma günü yapılan Talat-Hristofyas görüşmesinden "ne abartılı bir iyimserlik ne de kötümserlik beklenmesi gerektiğini" söyledi.
Karoyan, dün bir anma töreninden sonra yaptığı açıklamada, "Ulusal Konsey ve tüm siyasi dinamiklerin ifade ettiği bilinen değişmez tezlerin hayata geçirilmesi için soğukkanlı olunmasına gereksinim olduğunu" belirtti.
DİKO partisinin 8 Temmuz anlaşmasının hayata geçirilmesinde ısrarlı olduğunu kaydeden Karoyan, partisinin bunu, "zeminin iyi hazırlanması için yegane bir süreç olarak gördüğünü" de ifade etti. Karoyan ayrıca partisinin, Kıbrıs sorununa ilişkin sürekli bir işbirliğinin olabilmesi için Başkan Hristofyas'la işbirliği içerisinde olduğunu vurguladı.
Öte yandan Rum Meclis Başkanı Marios Karoyan, Haravgi gazetesine verdiği söyleşide, Talat-Hristofyas görüşmesinin sonuçlarını değerlendirerek, teknik komiteler ile çalışma komitelerinin doğru ve verimli çalışması durumunda, 8 Temmuz anlaşması temelinde bir hareketliliğin yaşanacağını, Rum tarafının, tezlerinde istikrarlı olması ve soğukkanlılığını koruması gerektiğini belirterek, iki toplum lideri düzeyindeki müzakerelere götürecek olan özlü sonuçların da alınmasını diledi.
BM Genel Sekreteri'nin Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Lynn Pascoe'nin gelecek hafta Kıbrıs'a gelmesiyle ilgili bir soru üzerine Karoyan, bir kimsenin yeni bir süreçten bahsetmesinin mümkün olmadığını, önlerinde olan şeyin 8 Temmuz anlaşması olduğunu, DİKO'nun, 8 Temmuz anlaşmasının sulandırılmasını arzulamadığını dile getirerek, tavrını değiştirmesi ve imzasına saygı göstermesi gerekenin Türk tarafı olduğunu savundu.
Bir soru üzerine Türkiye'deki gelişmelere de değinen Karoyan, AKP'nin kapatılması davasına işaret ederek, Türkiye'deki siyasi krizin görmezlikten gelinmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Karoyan ayrıca Türkiye'nin dış siyaseti ve Kıbrıs sorununa ilişkin var olan haklarından feragat etmeksizin kendi rollerini tekrarlayan "derin devlet ve Türk ordusunun da" tutumunun bulunduğunu savunarak Erdoğan'ın karşı karşıya kaldığı iç nedenleri gerekçe göstererek AB ve uluslararası topluma Kıbrıs sorununda baskı yapmamaları için mesaj yollayacağını söyledi.
DİSİ Partisinin Başkanı Nikos Anastasiadis, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas ile Kıbrıs Türk lideri Mehmet Ali Talat arasındaki görüşmede anlaşmaya varılan konuların "8 Temmuz anlaşmasına dayalı olup olmadığı konusunda mızmızlananların" ortak hedefe yardımcı olmadıklarını söyledi.
Anastasiadis, bu kişilere, "Katolikler gibi şikayet etmeyi bırakmaları ve Hıristiyan Ortodoks olmaları" çağrısında da bulundu.
Rum Gizli Örgütü EOKA'cı üç örgüt mensubunun anılması töreninin ardından açıklama yapan Anastasiadis, ele alınacak konuların yorumlara ve de etikete gereksinimi olmadığını söyledi.
Anastasiadis, aynı olumlu adımların ileriki haftalarda olacağını, ayrıca özellikle teknik komitelerin çalışması ve kurulmasıyla ilgili olarak iki toplum lider temsilcisinin bugün gerçekleştirileceği görüşmede olumlu adımlar sağlanacağını belirterek, ayrıca vaktinde bilgilendirilmeleri ve tutumlarda anlaşmaya vardıkları sürece DİSİ'nin Başkan Hristofyas'a yönelik desteğini de yineledi.
Fileleleftheros gazetesinin haberine göre, Rum Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos, Talat-Hristofyas görüşmesini ihtiyatlı iyimserlikle karşıladığını belirtti.
II. Hrisostomos, kendilerinin, "İnsan haklarının uygulanmasından, evlere ve mülklere geri dönülmesinden daha fazla bir şey istemediklerini" söyleyerek, "Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların daha önce olduğu gibi sevgiyle yaşaması Talat'a tavsiyede bulunuyoruz" dedi.
Haravgi ise, İngiltere'nin Atina Büyükelçisi Simon Guss'un "To Vima" gazetesinde yer alan Kıbrıs sorununa ilişkin açıklamalarına yer verdi.
Simon Guss, ülkesinin, BM Genel Sekreteri ve iki lider tarafından üstlenilecek olan yeni bir girişime yardımcı olma arzusunda olduğunu söyledi.
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'ın ilk hareketlerinden bir tanesinin Kıbrıs Türk lideri Mehmet Ali Talat'la görüşmesi olmasını cesaret verici olarak değerlendirdiğini belirten Guss, en azından BM Genel Sekreteri'nin, yaşayabilir bir çözüme yol açması mümkün olan bir süreci başlatmaya cesaretlendirilmesi için iki tarafın ortaklaşa çalışması konusunda istekli olduğu hissinin yaratılacağını da ifade etti.
Zaman takvimleri konusuna da değinen Guss, büyük bir zaman baskısının yanlış olacağını savunarak ilerleme sağlanması mümkün olan bir zemin çerçevesine sahip olunduğunu, bunun da 8 Temmuz anlaşması olduğunu söyleyerek, "Her iki taraf için bu konuda esnek bir yaklaşımın var olması iyi olurdu" ifadesini kullandı.
Guss, Brüksel'in yardımda bulunabileceği konulardan birinin Kıbrıslı Türklerin durumunun düzeltilmesi olduğunu belirterek, Kıbrıslı Türklerin uluslararası toplumun daha da yakınına gelmesi gerektiğine inandığını, bu inancının temel nedenin, Kıbrıs sorununun çözümüne katkı sağlayacağına inanması olduğunu söyledi.
"İngiltere Kıbrıs'taki rolüyle ilgili olarak suçluluk hissediyor mu ve garantörlük sistemi korunmalı mıdır?" sorusuna karşılık olarak Guss, böyle bir suçluluk hissetmediklerini, bu konudaki doğru kelimenin ise, Kıbrıs sorununa çözüm sağlanmasına dayalı olan sorumluluk kelimesi olduğunu düşündüğünü belirtti.
Haravgi ve diğer gazeteler, DİKO Partisi Basın Sözcüsü Andreas Konstantinu'nun açıklamasına dayanarak, DİKO Genişletilmiş Yürütme Bürosu'nun geçtiğimiz Cumartesi günü gerçekleştirdiği toplantıda, DİKO'nun Kıbrıs Rum toplumu lideri olarak Başkan Hristofyas'a, Kıbrıs sorununa, ilkeler zemininde çözüm aranmasıyla ilgili süreçlerin ilerlemesinde destek vereceğinin belirtildiğini yazdılar.
Habere göre toplantıya ilişkin olarak açıklama yapan DİKO Basın Sözcüsü Andreas Konstantinu, DİKO Başkanı Marios Karoyan'ın, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'tan elde ettiği bilgiler çerçevesinde kendilerine Talat-Hristofyas görüşmesinin içeriği konusunda bilgi verdiğini söyledi.
Konstantinu toplantıya ilişkin nihai siyasi kararların ileriki günlerde açıklanacağını belirtti.
(MG-NO-NO-BA-D)