"Hayvan Dedim, Rahatladım"

Türk popunun en sevilen isimlerinden biri olan İzel ; altı yıllık sessizliğini, 'Aşk En Büyüktür Her Zaman' adlı albümüyle bozdu. Geçtiğimiz yıl babasını kaybettikten sonra ortalıklarda görünmeyen İzel ; " Berlin'de altı ay kalmak beni olgunlaştırdı ve acılara karşı dayanıklı olmayı öğretti" diyerek yaşadığı kötü günleri geride bıraktığı söylüyor. İzel'le son albümünü, sözleriyle ve klibiyle adından söz ettiren 'Drakula' şarkısını ve toparlanma sürecini konuştuk.

ŞARKI BULAMADIM

Uzun bir aradan sonra müzik dünyasına döndünüz. Kendinizi neden bu kadar çok özlettiniz?

Gerçekten beni, ben de özlemişim! Aslında ben iki yıl önce Türk sanat müziği albümü yapmıştım. Ancak dediğin gibi; pop tarzında altı yıldır albüm yapmıyordum. Sanat müziği albümünü de annem ve babam için yapmıştım. Çünkü onlara böyle bir albüm yapacağım konusunda söz vermiştim. Albümü tam da zamanında bitirmişim. Çünkü babama dinlettikten sonra kendisi yoğun bakıma kaldırıldı ve maalesef hayatını kaybetti. Bu olayın ardından biraz ara vermek istedim. Ama bu arada istediğim şarkıları da bulamadım.

Günaydın'ı Twitter'da takip edin http: //twitter.com/gunaydingazete

"MÜZİK BİTTİ" DEDİM

Bu albümde bambaşka bir İzel'le karşı karşıyayız. Müzik tarzınızda yaptığınız bu değişiklik sizi tedirgin etmedi?

Hayır etmedi çünkü 'bu kadar da lüksüm olmalı' diye düşündüm. Ayrıca ben yenilenme dönemlerinde, hep farklı şeyler denemek isterim. Daha önce de dans etmeye karar vermiştim ama maymun iştahlı olduğum için sıkılıp bıraktım. Son zamanlarda etrafıma baktığımda; şarkı sözlerinin, ritmlerin, aranjörlerin birbirlerini tekrar ettiklerini fark ettim. Kendi kendime de 'ya müzik bitti, ya da ben bu işten anlamıyorum' dedim. Bir süre beklemek istedim ama sonunda beni heyecanlandıran şarkılar çıkıp geldi.

Yıllardır Sinan Akçıl'la çalışıyordunuz ama neden bu kez albümü farklı isimlerle hazırladınız?

Açıkçası benim yenilenmeye çok ihtiyacım vardı. Hep aynı kişilerle birlikte çalışmayı doğru bulmuyorum. Bir kere insan birbirinden sıkılıyor. Bu albümde farklı bir şey yakaladığım için çok mutluyum. Ama bu Sinan'la bir daha çalışmayacağım anlamına da gelmiyor! Üstelik aynı anda albüm çıkarmış, iki iyi arkadaşız biz. Birbirimizin albümlerini de dinledik, beğenilerimizi ilettik. Bu albümde birlikte çalıştığım Onur Özdemir ve Alper Narman ise; benim hayatıma o kadar çok şey kattı ki! Hayatımı bana geri verdiler. Onların şarkıları sayesinde; acılarımı unutmak üzereyim, ayaktayım, mutluyum!

KAMPA GİRDİM

Neden bir süre Berlin'e kaldınız?

Alper ve Onur ile şarkılarımızı tamamlamıştık. Aranjör arayışına girdiğimiz bir dönemde; Bülent Ariz ile çalışmaya karar verdik. Bülent, Almanya'da yaşayan çok önemli bir prodüktör. Ayrıca dünyanın en iyi stüdyoları da Berlin'dedir. Bu arada Alper de Berlin'de yaşıyordu. Onur da daha önce bu şehirde yaşamıştı. Onlarla birlikte ben de gittim. Biraz buralardan uzaklaşmak, kendimi dinlemek ve arınmak istedim. Ayrıca albüm aşamasında insanlardan etkilenmemem ve kilo vermem de gerekiyordu. Orada kendimi kampa aldım; sokaklarda gezdim, yürüyüşler yaptım. İçim acıdığında, Berlin sokaklarında ağladım. Kısaca tadilata girdim. Sonuç olarak; hem güzel bir albüm yaptım, hem de kendimi yeniledim.

Babanızı kaybettikten sonra hayatınızda ikinci bir dönem başladı, öyle değil mi?

Ben daha önce hiç bu kadar büyük acı yaşamamıştım. "Bu acıya dayanamam" diyordum. Ama Allah insana baş edemeyeceği bir şey vermiyormuş meğer. Şimdi babamı kendime daha yakın hissediyorum. Sanki hep yanımda; oradan bana yardımcı oluyor, sanki bana enerji gönderiyor.

ARTIK YALNIZLIK KORKUM KALMADI !

Altı ay Berlin'de kaldınız. Orada sizi en çok ne zorladı?

Bugüne kadar hiç yalnız kalmamıştım. Berlin'de yalnız kalma şansım oldu. O güne kadar doktorlarım da benim bir süre yurt dışında yaşamam gerektiğini söyleyip duruyorlardı. Ama cesaretim yoktu çünkü bir-kere Amerika'ya gittim, iki ay sonra dayanamayıp döndüm. Çünkü korkuyorum ben yalnız kalmaktan. Ama Berlin'de yalnız kalınca, her şey değişti benim için. Tek başıma kahve içmeye, yürüyüş yapmaya başladığımda yalnızlığın keyifli olduğunu anladım.

16 YAŞINDA GİBİ

Kuantum felsefesinde korkularla yüzleşmenin önemi anlatılır. Berlin'de yaşamanız sizin için de böyle bir deneyim olmuş...

Ben biraz da yüzleşmek zorunda kaldım. Allah bana "Artık kocaman kız oldun, korkularınla yüzleş" dedi. İlk bir hafta çok zorlandım ancak daha sonra alıştım. Eskiden TV açık olmadan uyumayan bir insanken, şimdi yatak odama sızan minik bir ışıkla, mışıl mışıl uyuyabiliyorum. İnsanın zaman zaman kendisiyle baş başa kalması gerekiyormuş. Şimdi 16 yaşındaki İzel'in heyecanını yaşıyorum. Hayatım ve içim temizlendi.

YİNE KÖPEK GİBİ AŞIK OLACAĞIM

Aşk ne zamandır yok hayatınızda?

En son oyuncu Emre Özcan ile çok güzel bir birlikteliğimiz vardı. Ancak babam aniden rahatsızlanınca, o kadar dağıldım ki; ilişkimizi toparlayamadım. Canım çok yanıyordu. Babamın hastalığına o kadar odaklandım ki, aşk bitti. Sadece ondan biraz daha anlayış beklerdim ama sorun değil, artık geçmişte kaldı. O dönem babamın acısından aşk acısı da çekmedim. Onu üzmek istemezdim ama içim rahat. Umarım o da çok mutlu olur. O zamandan bu yana da aşık olmadım hiç.

Bir nevi kan emiciyim

Gözlerinizin içi gülüyor, karşımda çok tazelenmiş bir kadın var. Yeni bir iİlişkiye hazırsınız gibi geldi bana...

Beyin olarak da, enerji olarak da ilişkiye hazırım. Ama kendimi iyi biliyorum, bu konuda adam olmam ben; yine karşımdakine köpek gibi aşık olacağım. Ama bu kez korkulardan uzak, gelecek kaygısız, fazla sahiplenmeden yaşamaya çalışacağım ilişkimi. Çünkü benim için kadın-erkek fark etmiyor, yanımdakilere sabitleniyorum. Bir nevi kan emici diyebiliriz bana. Bazen dostlarımın enerjilerini de emiyorum.

ESKİ İLİŞKİLERİME GÜLÜYORUM!

Bu süreçte kendinizde yaşadığınız en büyük değişim ne?

Yaşadığım bu değişim bundan sonraki ilişkimde eminim çok daha iyi ortaya çıkacaktır. Çünkü eski ilişkilerime bakış açım bile değişti. Kendi hatalarımı görebiliyorum, artık geçmişteki ilişkilerime gülebiliyorum. Şimdi en güzel yaşlarımdayım. Aldığım her nefesin kıymetini bilerek yaşıyorum. Sanırım bana affetmek de iyi geldi. Birisine öfke duymak ne büyük bir yükmüş! Bu albüm her anlamda benim yeniden doğuş hikayem.

AŞKIN NE HALE GELDİĞİNİ ANLATTIM!

'Drakula' adlı son şarkınız özellikle sivri sözleriyle çok konuşuluyor...

'Drakula' şarkısı insanlarda şok etkisi yarattı. Çünkü benim gibi kibar birisinin 'Hayvan' demesi garipsendi ama bana da iyi geldi. 'Oh be!' diyerek içimdekileri şarkılara döktüm. Drakula ayrıca sadece sevgiliye değil, hayatınızda sizi sömüren herkese söylenebilecek bir şarkı. Yıllar önce deri pantolon ve sutyen ile sahneye çıkıp dans ettiğimde beni eleştirenler, aynı şeyleri bu şarkı için de söylüyorlar. Ben buna rağmen şarkıya o kadar inandım ki; hiç pişman değilim. 'Hayvan', 'Aptal', 'Sevişmeyi bilmiyor' gibi sözleri, insanlara ağır geliyor olabilir ama emin ol, bu cümleleri ilişki yaşayan birçok insan kuruyor.

Drakula kelimesi son yıllarda ilişki uzmanlarının da sıklıkla kullandığı bir kelime haline geldi. Özellikle kadın-erkek ilişkilerinde, erkekleri vampir olarak tanımlıyorlar.

Ben de öyle düşünüyorum. Şarkının sözleri maalesef milenyum aşklarının ne hale geldiğini anlatıyor. Bu şarkı, bir çığırdır. Bu şarkıda; öfke de var, eğlence de var. İnan bana "Hayvan" diyip bağırırken çok rahatladım. Erkekler bana alınmasın ama, 20 yıllık evli oldukları kadınlara gelince her konuda "Başım ağrıyor, yorgunum" diyen ama dışarıdaki sevgilisine gelince aslan kesilenleri görüyorum. Bu çok ayıp bir şey. Şarkı da bunu anlatıyor.

Sabah : http: //www.sabah.com.tr

Sinan Akçıl Berlin İçim İzel Magazin Haberler