Emep Genel Başkanı Aslan: "İnsan Onuruna Yaraşır Bir Çalışma Düzeni Talebini Yükseltmek Zorundayız"
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, asgari ücretin artırılması ve işçilerin birleşerek mücadele etmesi gerektiğini vurguladı. Aslan, mevcut koşullar altında işçilerin yoksulluk içinde yaşadığını belirtti.
(İSTANBUL)- Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, "Asgari ücret talebimizi yükseltmek zorundayız. İnsan onuruna yaraşır bir çalışma düzeni talebini yükseltmek zorundayız. Onun için Emek Partisi olarak bütün işçileri birleşmeye, mücadele etmeye çağırıyoruz. 2026 yılında daha özgür bir yaşamı kurmaya, daha demokratik, daha adil bir ülkede yaşamaya ve mücadeleye davet ediyoruz" dedi.
EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, saat 06.00'da İstanbul'da Esenyurt Namık Kemal işçi durağında asgari ücrete ilişkin partinin bildirisini dağıttı. Aslan, şunları söyledi:
"Milyonlarca işçi her sabah alarm sesiyle değil, yoksullukla, sefaletle ve açlık koşullarında bir yaşama uyanıyor. Bu ülkede saray rejimi, saray iktidarı işçilerin ve emekçilerin, bizim çalışma ve yaşama koşullarının nasıl olduğunu bilmiyor. Oluşturulan bütçe sermaye için oluşturuluyor, bütün kaynaklar sermayeye aktarılıyor.
2025 yılında belirlenmiş olan asgari ücret şubattan beri açlık sınırının altında. Yeni bir asgari ücretin belirlenme sürecinde görüyoruz ki bu saray iktidarı, işçi sınıfının ve emekçilerin yoksulluk ve sefalet ücretinde çalışmaya devam etmesi için politikalar üretmeye devam ediyor. Bugünkü asgari ücret yoksulluk sınırının beşte biri. İşçiler beşte biri olan bir asgari ücretle yaşamını sürdürürken, bu yıl saray iktidarı, saray rejimi günde 58 milyon lira harcayarak da sarayın bütün ışıklarını yakarak işçilerin ve emekçilerin alın terini, emeğini çalmaya devam ediyor.
"Örgütlenmek yerine 'Küstüm, oynamıyorum' demenin bir anlamı yok"
Konfederasyonlar bu yıl asgari ücretle ilgili, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun demokratik olmadığını ifade ederek katılmıyorlar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, 'Bir o masaya gidiyoruz, bir bu masaya gidiyoruz, biz onların düşüncelerini öğrenmeye çalışıyoruz' diyor. Buradan konfederasyonlara seslenmek istiyorum: Milyonlarca asgari ücretle yaşamını sürdüren işçilere dönük, biz emekçilere dönük onların taleplerini dinlemek, örgütlemek, işçileri mücadeleye hazırlamak yerine 'Küstüm, oynamıyorum, çocuk gibi masaya gitmiyorum' demenin bir anlamı yok.
Yapılması gereken, fabrikalarda, iş yerlerinde işçileri ve emekçileri örgütleyerek mücadeleye çekmektir. Onların haklarını, taleplerini elde edebilecekleri bir mücadelenin içerisine çekmektir. O yüzden bir kez daha şunu ifade etmek istiyoruz: Şimşek programı, IMF'siz IMF programı, Orta Vadeli Program işçilere, emekçilere daha fazla sefalet, daha fazla yoksulluk, daha fazla açlık getiriyor. Onlar ne kadını düşünüyor, ne genci düşünüyor, ne işçiyi düşünüyor, ne de emekliyi, ne de üretici köylüyü düşünüyor.
"Bu sermaye takımına karşı örgütlenmek zorundayız"
İş cinayetleri devam ediyor, çocuklarımız MESEM'lerde ölmeye devam ediyor. Buradan işçi sınıfına, emekçilere bir kez daha çağrımız şudur: Bizler örgütlenmeden, bizler birleşmeden, bizler güçlerimizi bir araya getirmeden bu yoksulluktan, bu sefaletten, bu düzenden kurtulamayız. Milyonlarcayız, onlar bir avuç. Bu asalak takımına, bu sermaye takımına karşı fabrika fabrika, iş yeri iş yeri örgütlenmek zorundayız.
Asgari ücret talebimizi yükseltmek zorundayız. İnsan onuruna yaraşır bir çalışma düzeni talebini yükseltmek zorundayız. Onun için Emek Partisi olarak bütün işçileri birleşmeye, mücadele etmeye çağırıyoruz. 2026 yılında daha özgür bir yaşamı kurmaya, daha demokratik, daha adil bir ülkede yaşamaya ve mücadeleye davet ediyoruz."









