İÜ'de "Mütarekeden İstiklale: 1921 Yılında Milli Mücadele" sempozyumu düzenlendi

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü ve Türk Ocakları İstanbul Şubesi, "Mütarekeden İstiklale: 1921 Yılında Milli Mücadele" başlıklı uluslararası sempozyum düzenledi.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kurul Salonu'nda yapılan sempozyum, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle gerçekleştirildi.

Yurt içi ve yurt dışından alanında uzman akademisyenlerinin çevrim içi konuşmacı olarak katıldığı sempozyum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşunu sağlayan Türk İstiklal Harbi'nin 100. yılında, verilen mücadeleyi her yönüyle daha iyi anlamak, geleceğe güvenle yürümek amacıyla hazırlandı.

İ.Ü Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Alkan, İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından başlayan programın açılış konuşmasında, Milli Mücadele'nin, Balkan Savaşları ile başlayan ve Cihan Harbi ile devam eden sarsıcı, karanlık ve yokluk içindeki neslin azmiyle noktayı koyduğu ve dirilişini dünyaya haykırdığı varlık mücadelesinin destanı olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Alkan, bu destanın Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, Türk milletinin bağımsızlıktan başka bir yol tanımayacağının dünyaya kabul ettirilmesi olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"'Ya istiklal, ya ölüm!' diyen lider ve millet bu şanlı mücadele ile yalnızca Türk bağımsızlığını kazanmamış birçok millete bağımsızlık yolunu açan meşaleyi de ateşlemiştir. Bu uluslararası sempozyum, Milli Mücadele'mizin nasıl bir varlık mücadelesi olduğunun anlaşılması açısından takdire şayan bir etkinliktir. Biz gençlerimize güveniyoruz, Türk gençliği kuşak tartışmalarının çok ötesinde vatanın varlık bilinciyle kuşanmış bir gereksinim olduğundan sorumluluk üstlenecek bir şuura sahiptir. Sempozyum etkinliğinin bilim ile gençliğimiz arasında köprüler oluşturmasına yapacağı katkılar son derece önemli olacaktır bu vesileyle emeği geçenlere teşekkür ediyorum."

"Türk milletimiz, tarihinin her aşamasında küresel tehditlerle karşı karşıya gelmiştir"

İ.Ü Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cezmi Eraslan da, sempozyumdaki katkıları dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığına minnet duygularını aktararak, emeği geçen üniversitenin düzenleme kuruluna ve İstanbul Türk Ocağı'na teşekkür etti.

Prof. Dr. Eraslan, milletin istiklalinin kaybedildiği, Türk milletinin esir olmanın eşiğine getirildiği ve son çare olarak iradesini birlik ve beraberlik şanıyla şahlandırıp, bağımsız bir Türk devleti kurma sürecinin yaşandığını ifade ederek, şunları kaydetti:

"Şehit ve gazilerimiz canlarını hiçe saydı, ruhları şad olsun. Şanlı Türk milletimiz tarihinin her aşamasında bölgesel veya küresel tehditlerle karşı karşıya gelmişlerdir. Tehdit gerçeği, günümüzde de varlığını sürdürüyor, 1918-1923 döneminde gerek ulusal gerekse uluslararası alanda yaşanan çok önemli bir tecrübedir."

"Mücadelemizin her anı ve adımı şanlı bir tarih oldu"

İstanbul Türk Ocağı Başkanı Dr. Cezmi Bayram, Türk tarihinin Ergenekon benzetmesi yapılabilecek dönüm noktaları olduğunu, bunlardan birinin de Milli Mücadele olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Yüzyıl önce 1. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı devletinin yıkılması ve vatan topraklarının işgal edilmesi o kadar öldürücüdür ki, 5 asırlık Türk başkenti İstanbul dahil olmak üzere Anadolu'nun her köşesini kaplamıştır. Tıpkı Ergenekon gibi... Genç nesillerin bu ağır mağduriyeti çok iyi anlaması ve hiç unutmaması gerekir. Özellikle Batılı güçlerin desteği ve teşvikiyle 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkan Yunan kuvvetleri, Ege Bölgesi'nde ve Sakarya Nehri boyunca iç Anadolu'ya doğru Polatlı'ya ilerledikten sonra Türkün ateşle imtihanı en kritik noktaya ulaştı. 1919'da Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkması bu mücadelenin dönüm noktası oldu. Türkleri Ergenekon'dan çıkartacak Bozkurt artık iş başındaydı. Türk milleti için uzun ve meşakkatli milli bir mücadele gerekti, bu mücadelemizin her anı ve adımı şanlı bir tarih oldu."

"6 Ekim Türk'ün en büyük bayramı olarak kutlanmıştır"

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Mümin Yıldıztaş, Milli Mücadele günlerinde yaşanan olayların çok acı olduğunu anlattı.

Yıldıztaş, şunları kaydetti:

"8 Kasım 1919 itibarıyla İstanbul'da çıkarmalar, mahsur bırakmalar gibi olaylar yaşandıktan sonra şükürler olsun ki İstanbul temizlendi. İstanbul İstanbul olalı böyle sıkıntı veren günler yaşanmamıştı. Sıkıntılardan kurtuluş, halk tarafından karşılanan ve İzmit'i bekleyen demir tümen İstanbul'a gelmeye başlamış ve 6 Ekim'de Türk'ün en büyük bayramı olarak kutlanmıştır."

Yarın sona erecek sempozyumun ardından Milli Mücadele'nin gerçekleştiği İstanbul, Ankara, Polatlı, Eskişehir, Afyon, Kütahya gibi bölgelere öğretim üyeleri ve öğrencilerin iştirak ettiği tarih ve kültür gezisi düzenlenecek.

Sempozyum İstanbul Haberler