Haberler

Dha Yurt Bülteni-9

ATME KAMPINDA 'YAŞAM SAVAŞI'HATAY'ın Reyhanlı ilçesinin karşısında bulunan Suriye'nin Atme kabasındaki kamp ve çevresinde yer alan çadırlarda, yaklaşık 700 bin Suriyeli, zor şartlarda yaşam savaşı veriyor.

ATME KAMPINDA 'YAŞAM SAVAŞI'

HATAY'ın Reyhanlı ilçesinin karşısında bulunan Suriye'nin Atme kabasındaki kamp ve çevresinde yer alan çadırlarda, yaklaşık 700 bin Suriyeli, zor şartlarda yaşam savaşı veriyor.

PKK/YPG'li teröristlerin önceki gün düzenlediği roketli saldırı sonucu 3 kişinin yaşamını yitirdiği, aralarında çocukların da bulunduğu 15 kişinin yaralandığı Atme kampındaki sağlıksız koşullara ölüm korkusu da eklenirken, sığınmacıların tedirginliği arttı. Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçleri tarafından güvenliği sağlanan kamptaki Suriyelilere, Türkiye'den de gıda yardımı yapılıyor. Reyhanlı'nın sınır mahallelerinden rahatlıkla görülebilen kamptaki gıda, ısınma ve temizlik sorunu, yaşamı zorlaştırıyor. Kamptaki her yaştan binlerce Suriyeli, yıllardır elektriğe hasret yaşarken, durumu daha iyi olan aileler ise jeneratör kullanarak, günün belli saatlerinde enerjiden yararlanabiliyor.

Görüntü Dökümü

------------------------

Yoldan detay

Yoldaki insanlardan detay

İşyerlerinden detay

Atme kampından detay

Atme kampındaki görevliler

Kamptaki çocuklar

Yıkılan duvar

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: İbrahim MAŞE- İdris TİFTİKCİ- Yılmaz BEZGİN/REYHANLI (Hatay),

================================================

SAVAŞIN GÖLGESİNDE BÜYÜK PROJE

SURİYE'deki savaştan en çok etkilenen şehirler arasında yer alan Hatay'da, Büyükşehir Belediyesi tarafından projelendirilen Hatay Deniz Otobüsü (HADO) projesi yarın yapılacak Büyükşehir Belediye Meclisi'nde onaylanırsa, Hatay'dan Mersin, Kıbrıs ve Beyrut'a deniz yoluyla ulaşım mümkün hale gelecek.

Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, bu projeyle Hatay'ın önemli bir kazanç elde edeceğini söyledi. Yaklaşık 6.5 yıldır devam eden bir savaşla karşı karşıya olduklarını, Hatay ekonomisini yeniden canlandırmak için çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Savaş şöyle devam etti:

"Hatay, Suriye'deki savaşın gölgesinde kalmış bir şehir. Özellikle ekonomik anlamda kalkınmak, silkinmek ve ekonomik kazanımlar elde etmek için çaba sarf edilmesi gereken bir şehir. Bu nedenle Hatay'ın 7 ilçesinin denize komşu olması, Akdeniz havzasında 42 ülke olması ve bu 42 ülkeyle komşuluk yapan Hatay'ın bu nimetten faydalanması hem komşu iller hem de komşu ülkelere deniz otobüsüyle ulaşım sağlanması konusunda çalışma yaptık. Bunun için bakanlığımızla 4 aydır çalışıyoruz. Bu işin Hatay'a hem ekonomik hem de turizm anlamında çok katkı sağlayacağını gördük. Hem zaman tasarrufu hem de ekonominin ön planda olmasıyla Hatay bu konuda müthiş kazanımlar elde edecek. Biz ilk planda Samandağ-Mersin, Mersin-Samandağ, İskenderun-Gazimağosa, Gazimağosa-İskenderun ve savaş biterse İskenderun-Samandağ-Lazkiye ve Beyrut arasında 3 güzergah belirledik. Bu güzergahlarda insanları çok uygun fiyata yurt içinden yurtdışına getirmek ve götürmek istiyoruz."

ÜÇ ÖNEMLİ KAZANIM ELDE EDİLECEK

Proje hayata geçerse Hatay'ın çok değerli üç kazanım elde edeceğine değinen Savaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada 3 kazanım elde edeceğiz. Turist getireceğiz ve bizim turistimiz komşu il ve ülkelere gidecek. İkincisi hafif kargo sistemiyle biz taşımacılık yapacağız. Üçüncüsü de Hatay'ın gastronomiyle kazandığı bu UNESCO belgesini dünyayla paylaşmak istiyoruz. Hatay'ın yemeklerini dünyaya taşımak istiyoruz ve bu deniz otobüslerinde de aynı zamanda Hatay'ın yemeklerini sergilediğimiz lokantalarımız olacak. Tabi ki Hatay çok büyük düşünüyor, önce EXPO'yu aldı, daha sonra gastronomi şehir ilan edildi. Eğer yarın yapılacak meclisten bu karar çıkarsa ilk seferi 23 Nisan'da yetiştirmek için elimizden gelen gayreti sarf edeceğiz. Şimdiden hayırlı uğurlu olsun."

Görüntü Dökümü

------------------------

Projenin viedosundan detaylar

Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile röp.

Haber-Kamera: Ramazan ÇELİK/HATAY,

==================================================

BAKAN GÜL: BİZ GAZİ OLURUZ, ŞEHİT OLURUZ AMA ASLA BU ÜLKEYİ BÖLDÜRTMEYİZ

ADALET Bakanı Abdülhamit Gül, "Biz gazi oluruz, şehit oluruz ama asla bu ülkeyi böldürtmeyiz. Bir karış toprağı da vermeyiz, kimse bu hadsizliğe girmesin, düşmesin" dedi.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Gaziantep'te, kente 'Gazilik' unvanının verilişinin 97'nci yıldönümü nedeniyle yapılan kutlama törenlerine katıldı. Gaziantep Valiliğini ziyaret eden Bakan Gül, ardından kutlama töreninin yapıldığı 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'na geçti. Vali Ali Yerlikaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, 5'inci Zırhlı Tugay Komutanı Ali Ekiyor, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldığı törende Atatürk anıtına çelenk bırakan Gül, ardından Türk bayrağına 'İstiklal Madalyası'nı taktı. Burada konuşan Adalet Bakanı Gül, vatan toprağının bağımsızlığını, şehit ve gazilere borçlu olduğumuzu söyledi. Gaziantep'in düşman işgalinden kurtarılışında önemli katkıları olan Şahinbey, Şehitkamil'i anan Bakan Gül, şöyle konuştu:

"Topumuz, tüfeğimiz belki donanım açısından zayıftık, sayıca zayıftık ama iman dolu yürekle, bağımsızlık aşkıyla bu millet milli mücadelede destan yaşadı. Tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi bu meydanda yine Gaziantep bağımsızlık için işgal girişiminde, darbe girişiminde bulunanlara karşı yine 'Ya istiklal, ya ölüm' diyerek bir kez daha bu ruhu ortaya koymuştur. Türkiye 15 Temmuz'da bir kez daha gazi olmuştur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinde 2'nci kez 'Gazi Meclis' olarak anılmıştır. Milletimiz bir kez daha gazi olmuştur. Ama şunu buradan ifade etmek lazım ki, biz gazi oluruz, şehit oluruz ama asla bu ülkeyi böldürtmeyiz. Asla bu ülkeyi kimseye, terör oyunlarına, senaryolara peşkeş çektirmeyiz. Türkiye üzerine senaryolar yazılan, oyunlar oynanan bir Türkiye değil, bunu tarihimiz göstermiştir. Bunu halen Mehmetçiğimiz bugün işte teröre karşı yapmış olduğu operasyonla göstermektedir. Bizim, hiç kimsenin toprağında gözümüz yok ama bu toprağı şehitlerimiz emanet etti. Bir karış toprağı da vermeyiz, kimse bu hadsizliğe girmesin, düşmesin. Bir karış toprağını da veremeyiz, vermeye niyetimiz yoktur. İster gazilik, ister şehitlik bunun karşısında ne olursa olsun. İşte bugün yine şehitlerimiz var. Eğer bu topraklar bağımsızca yaşadıysa, kıyamete kadar yaşayacaksa bu, şehitlerimizin, gazilerimizin sayesindedir. Bu vesileyle terörle mücadele ederken gerek Doğu'da, Güneydoğu'da gerek ülkemiz dışında Fırat Kalkanı'nda, DEAŞ'a teröristlere karşı mücadele ederken şimdi PYD/YPG/PKK'ya karşı teröre, DEAŞ'a karşı mücadele ederken şehit olan bütün Mehmetçiklerimizi, askerlerimizi de rahmetle anıyorum. Milli Mücadeleden bugüne bizlere bu toprakları aziz toprakları emanet eden tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Gazilerimizi minnetle anıyoruz."

Gül, törenin ardından 'Zeytin Dalı Harekatı'nda dün akşam teröristlerin saldırısıyla şehit olan Uzman Çavuş Yunus Emre Doğan'ın cenaze törenine katılmak üzere Kilis'e gitti.

Görüntü dökümü

----------------------------------

İstiklal Marşı'nın okunması

Çelenklerin konulması

Bayrağa İstiklal madalyasının takılması

Şiir okunması

Abdulhamit Gül'ün konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber: Eyyüp BURUN-Kamera: Mustafa KANLI-GAZİANTEP-DHA)

===============================================================

Bakan Özlü: İzmir, dünyanın önde gelen marka kentlerinden olmayı başardı (2)

MESLEK OKULUNUN AÇILIŞINI YAPTI

İzmir'i ziyaret eden Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde (AOSB) yapımı tamamlanan Özel Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin açılışını yaptı. Özlü'nün yanı sıra açılışta İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da yeraldı. Norm Holding Onursal Başkanı Nedim Uysal ise okuluyla gurur duyduğunu belirterek, "Gurur verici bir şey, her arzulayan insanlara Allah nasip etsin. Okulumuzda kıymetli öğretmenlerimiz var. Sık sık okula geliyorum fedakarca çalışıyorlar. Çocuklarla konuşun farkını göreceksiniz. Okulumda gurur duyuyorum" dedi. AOSB Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş ise sanayicinin en büyük sıkıntısının iyi eğitilmiş ara eleman olduğunu belirterek, "Nitelikli teknik eleman ihtiyacını, eleman arayan levhalarda görüyoruz. Ne yazık ki geçmişte velilerimiz meslek liselerini içselleştiremedik. Bunda hepimizin hatası var. Burada örnek bir okul yapalım, bunu gören diğer organize sanayi bölgeleri de takip etsin istedik. Okulların sayısını arttırdığımız sürece Türkiye 2023 hedeflerine çağdaş ülkeler seviyesine yaklaşacaktır. Üretmeden sanayileşmeden bir ülkenin gelişme şansı yok" dedi.

"OKUL TÜRKİYE'YE KATKI SUNACAK"

Her türlü teknik donanımın bulunduğu, öğrencilere çağın gerektirdiği bütün imkanları sunan okulun açılışını yaptığı için mutlu olduğunu söyleyen Faruk Özlü, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu örnek okulun İzmir'e, Türkiye'ye, Türk sanayisine büyük katkı sunacağına inanıyorum. Bu modelin tüm Türkiye'ye yayılmasını temenni ediyorum. Bugün burada, herhangi bir okulun açılışını yapmıyoruz. Bu okul, aynı zamanda sanayileşme yolunda hızla ilerleyen ve büyük bir ivme yakalayan Türkiye'nin, eğitim sistemindeki yeni trendidir. Çünkü büyük bir hızla kalkınan ve sanayileşen ülkemizde, ana dinamo, mesleki ve teknik eğitim olacaktır. Bunun gibi örnek okullar, bir yandan sanayileşme hedefimizin aranan insan kaynağını sunacak, diğer yandan meslek liselerinin bir cazibe merkezi haline gelmesini sağlayacaktır. Çünkü burada sadece klasik lise eğitimi verilmiyor. Aldığınız dersler, öğrendiğiniz beceriler, pratikle birleştirdiğiniz teoriler sizi geleceğin dünyasında, geleceğin Türkiye'sinde birkaç adım öne geçirecek."

"TÜRKİYE'Yİ 4'ÜNCÜ SANİYE DEVRİMİNE HAZIR HALE GETİRECEK"

Okulda kazanılan proje yönetimi, inovasyon, teknoloji yönetimi, girişimcilik gibi alanlardaki deneyimlerin ülke için çok büyük bir kazanç anlamı taşıdığını da vurgulayan Faruk Özlü, şöyle dedi:

"Öğrencilerimizin alacağı uygulamalı eğitimlerin endüstride kullanılan robotik üretim sistemlerine uyumlu olması, onları ve dolayısıyla Türkiye'yi 4'üncü sanayi devrimine hazır hale getirecek. Bu okullar sayesinde, 4'üncü Sanayi devriminin öncüsü olma kararlığında olan Türkiye, yoluna emin adımlarla ilerleyecek. Bu açıdan mesleki ve teknik liseler, ülkemiz için hayati bir öneme sahiptir. Dolayısıyla bu liselere her türlüyü katkıyı sağlayacak, sizler gibi başarılı örneklerin artması için var gücümüzle çalışacağız. Her gencimizin bileğine, en az bir tane altın bilezik takmamız gerekiyor. Bu da ancak mesleki eğitimle, meslek okullarıyla ve teknik kolejlerle mümkün olabilir. Hükümet ve Bakanlık olarak, mesleki ve teknik liseleri son derece önemsiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, Türk sanayisinin iyi yetişmiş, işinin ehli, donanım sahibi elemanlara ihtiyacı var. Bu ihtiyacı karşılamak ve sanayinin hizmetine sunmak, bizlerin boynunun borcudur. Bakanlık olarak tüm OSB'lerde, teknik kolejler açmak için, bütün kaynaklarımızı sonuna kadar seferber ettik. Okul ve sanayi işbirliğinin kanallarını sonuna kadar açtık. Bir yandan yeni teknik liseler açarken, diğer yandan mesleki eğitimin toplumsal algısını düzeltecek düzenlemeleri hayata geçirdik. İşte bu okul, var olan olumsuz algıyı yerle bir eden, güzel bir örnektir. Daha birkaç yıl önce hayata geçen bu eğitim kurumunun, bugün cazibe merkezi haline gelmesi, bunun en güzel göstergesidir. Zekanın ürüne dönüştüğü bu okullara talep arttıkça, hem sanayimiz hem de ekonomimiz önemli bir eşiği aşmış olacaktır" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Törenden görüntü.

Konuşmalardan görüntü.

Haber: Taylan YILDIRIM, kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR

=========================================================

KIZINI KAZADA KAYBEDEN BABA: HAYATTAN BİR BEKLENTİM KALMADI

BURDUR'da 2016 yılı aralık ayında Burdur Belediyesi'ne ait kamyonun çarpması sonucu yaşamını yitiren Medine Gizem Çakal'ın (19) babası Ömer Çakal, "Kız kardeşi ve kuzeni geçen yıl tercih yapmadı. 'Üniversiteye gidenler ölüyor' dediler. Ben 30 yıldır çalışıyorum. Bütün emeğim boşa gitti. Bundan sonra hayattan bir beklentim kalmadı" dedi.

Burdur Belediyesi'ne ait kamyonla 7 Aralık 2016 tarihinde Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü birinci sınıf öğrencisi Medine Gizem Çakal'a çarparak yaşamını yitirmesine neden olan ve hakkında 'ölüme sebebiyet vermek' suçundan dava açılan Ramazan Altınsoy'un yargılandığı davaya devam edildi. Burdur 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz sanık Ramazan Altınsoy, avukatı, Medine Gizem Çakal'ın annesi Teslime, babası Ömer Çakal ve avukatları katıldı.

Duruşmada söz alan Ramazan Altınsoy, "Üzgünüm. Aileye başsağlığı diliyorum" dedi.

'TUTUKLU YARGILANSIN'

Anne Teslime Çakal, sanığın tutuklu yargılanmasını talep ederken, "Benim çocuğum toprak altında, bu adamın elini kolunu sallayarak gezmesi beni öldürüyor" diye konuştu.

'KIZIMI GÖZ GÖRE GÖRE ÖLDÜRDÜ'

Baba Ömer Çakal da "Sanık üçüncü takviyede 20 kilometre hızla gittiğini söylüyor. Bu mümkün değil. Yalan söylüyor. Kızımı göz göre göre öldürdü. Kendini kurtarmak için yalan beyanda bulundu. Tutuklu yargılanmasını talep ediyorum. Kızım 19 yaşında kara toprağa girdi. Mahkemeye güveniyorum. Allah'a havale ediyorum" dedi.

Mahkeme heyeti sanık Ramazan Altınsoy'un tutuksuzluk halinin devamına ve olay yerinde keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

'BİR HAFTA KENDİMİZİ TOPLAYAMIYORUZ'

Baba Ömer Çakal mahkeme çıkışı gazetecilere yaptığı açıklamada, "Kızımı gurbete gönderdim. Gurbette öldü. Acılı anne- baba olarak biz bu davalarla uğraşmak istemiyoruz. Büyük büyük adalet sarayları yapılmış. Bu adalet saraylarında benim bu davalarla uğraşmamam gerekir. Kamu benim adıma bütün davayı incelemesi gerekir. Biz her mahkemeye geldiğimizde bir hafta kendimizi toplayamıyoruz" dedi.

'ADALET BU KADAR YAVAŞ İŞLEMEMESİ LAZIM'

Ailelerinde üniversite sınavına girecek 4 öğrenci olduğunu vurgulayan Ömer Çakal, şöyle dedi:

"Hiç biri okumak istemiyor. Herkes acıyı farklı yaşıyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Kız kardeşi ve kuzeni geçen yıl tercih yapmadı. 'Üniversiteye gidenler ölüyor' dediler. Ben 30 yıldır çalışıyorum. Bütün emeğim boşa gitti. Bundan sonra hayattan bir beklentim kalmadı. Mahkemede delil karartmak için uğraşanlardan bu dünyada da ahirette de davacıyım. Adalet bu kadar yavaş işlememesi lazım. Denizli cumhuriyet başsavcısının kazasına ilişkin dava 6 ayda bitti. Bizim 14 ay oldu, ikinci duruşmadayız. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Büyük büyük saray yapmaya gerek yoktu. Daha çok adalet dağıtılması gerekir."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Adliye dış görünüş

Ömer Çakal'ın açıklamaları

HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ (Güvenlik kamerası 5 Ocak 2017'de geçildi)

-------------------

Kaza anı görüntüler

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ (2) (7 ARALIK 2016'da geçildi)

--------------

Hastanede bekleyen arkadaşları ve yakınları

Anne ve babadan detay

Cenaze aracının gidişi

Haber-Kamera: BURDUR

===================================================

YATALAK KARDEŞİ VE FELÇİ BABASI İÇİN YARDIM İSTİYOR

ELAZIĞ'da, yaşayan Ramazan Kılınç, 9 yaşında yakalandığı kas hastalığı nedeniyle felç geçiren ve yatağa mahkum olan 25 yaşındaki kardeşi Nihat Kılınç ve 20 yaşında geçirdiği rahatsızlık yüzünden felç olan babası 72 yaşındaki Muhittin Kılınç'a, annesiyle birlikte bakmaya çalıştığını ancak babasına bir tekerlekli sandalye ve kardeşini kumandalı ayarlanabilir bir yatağı alacak güçlerinin bile olmadığını belirterek, yetkililerden ve hayırseverlerden yardım istedi.

Merkez Sanayi mahallesinde yaşayan ve 9 yaşında yakalandığı kas hastalığı nedeniyle yatalak olan 25 yaşındaki Nihat Kılınç, yürüyemediği gibi konuşamıyor ve son 3 aydan beri de solunum cihazına bağlı yaşam mücadelesi veriyor. Annesiyle birlikte kardeşi Nihat'ın bakımını yapan ağabeyi Ramazan Kılınç, 72 yaşındaki babası Muhuttin Kılınç'ın da 20 yaşında geçirdiği bir rahatsızlık yüzünden felç olduğunu ve fiziksel engelli olarak yaşamını sürdürdüğünü söyledi.

Kardeşiyle sadece cep telefonu mesajıyla anlaşabildiğini belirten Ramazan Kılınç, "9 kardeşiz. 7 kardeşim evlendi. Ben, Nihat, annem ve babam kaldık. Nihat, yatalak, konuşamıyor ve son 3 aydan beri solunum cihazına bağlı bir şekilde yaşıyor. Yürümeyi, okula gitmeyi ve konuşmayı çok istiyor. Her seferinde yazdığı mesajda bu isteklerini dile getiriyor ama elimden bir şey gelmiyor. Çünkü, ekonomik durumum buna yeterli değil. Babam da 20 yaşında geçirdiği bir hastalık yüzünden felç oldu. Kardeşimin dijital kumandalı ayarlanabilir bir yatak ve babamın da tekerlekli sandalyaye ihtiyacı var. Kardeşim ve babam engelli bakım ve maaşı alıyorlardı. Babam ve kardeşimi hastaneye götürmek için 2006 model bir araç aldım. Bu yüzden babam ve kardeşimin engelli maaşı 8 ay önce kesildi. Annemle birlikte hem babamın hem de kardeşimin bakımını yapıyoruz. Ama artık çok zorlanıyoruz. Yetkililerden ve hayırseverlerden yardım bekliyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Hasta vatandaştan görüntü

-Aileden görüntü

-Ramazan Kılınç ile röportaj

-Genel ve Detay görüntüler

Haber-Kamera: Erkan BAY/ELAZIĞ,

============================================

OTOMOBİLİNE BİNERKEN OTOMOBİL ÇARPMASI SONUCU ÖLDÜ

TEKİRDAĞ'ın Çorlu ilçesinde park ettiği otomobiline binmek isteyen Gökhan Şirin(36), başka bir otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybetti. Kazaya karıştıktan sonra kaçan sürücü Burak A.(25), saklandığı işyerinde polis tarafından yakalandı.

Çorlu'da bir karton fabrikasında işçi olarak çalışan 1 çocuk babası Gökhan Şirin, gece Omurtak Caddesi üzerindeki bir banka şubesi önünde 34 TU 160 plakalı otomobilini yolun sağ tarafına park edip, ATM'den para çekti. Daha sonra otomobili binmek isteyen Şirin'e hızla geldiği belirtilen Burak A. yönetimindeki 59 ZF 516 plakalı otomobil çarptı. Çarpan aracın sürücüsü olay yerinden kaçarken, ağır yaralanan Şirin, ambulansla Çorlu Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Şirin, doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı.

Kazanın ardından kaçan otomobil sürücüsü Burak A.'yı yakalamak için çalışma başlatan polis, otomobili Süleymanpaşa Caddesi üzerinde park edilmiş olarak buldu. Polis, bir kafeteryada garson olarak çalıştığını belirlediği Burak A.'yı işyerinde yakalayarak gözaltına alarak, hakkındaki soruşturmayı sürdürüyor.

Görüntü dökümü

----------------------

-Çarpılan araçtan detaylar

-Olay yeri ekiplerinin inceleme yapması

-Kaza yerinden detaylar

-Hastane tabelası

-Detaylar

Haber - Kamera: Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ),

========================================================

KIRMIZI IŞIKTA KAZA: 4 YARALI

ŞANLIURFA'nın Siverek ilçesinde, otomobilin, kırmızı ışıkta duran başka otomobile arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada 4 kişi yaralandı.

Kaza, sabah saatlerinde, Yenişehir Mahallesi'nde meydana geldi. Siverek- Diyarbakır çevre yolunda, Abdulkadir Manga'nın kullandığı 06 HSC 82 plakalı otomobil, kavşaktaki kırmızı ışıkta bekleyen Mustafa Yılmaz yönetimindeki 48 P 2216 plakalı otomobile arkadan çarptı. Kazada sürücüler ile otomobillerde bulunan Sultan Yılmaz ve Mustafa Bayraktar yaralandı. Yaralılar, ihbar üzerine olay yerine gelen sağlık görevlilerince, ambulanslarla Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Acil serviste tedaviye alınan yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.

Hasar meydana gelen araçların otoparka çekilmesinin ardından bir süre kapatılan yol, ulaşıma yeniden açıldı.

Görüntü dökümü

------------------------------

Kaza yeri

Kaza yerinde ambulanslar

Yaralılara ilk müdahalelerin yapılması

Yaralıların ambulansa alınması

Kaza yapan otomobiller

İnceleme yapan polis ekipleri

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet SEZGİN-ŞANLIURFA-DHA)

======================================================

DEVRİLEN TIR'IN SÜRÜCÜSÜ ALKOLLÜ ÇIKTI

TEKİRDAĞ'ın Malkara ilçesinde kontrolden çıkıp şarampole devrilen TIR'ın kazadan hafif yaralı kurtulan sürücüsü Mehmet Başlık(49), 0,99 promil alkollü çıktı.

Kaza, gece Tekirdağ-Şarköy karayolunun Ballı Mahallesi mevkiinde gece yarısı meydana geldi. İstanbul'dan Şarköy ilçesine tahta palet taşıyan Mehmet Başlık yönetimindeki 34 LA 6348 plakalı TIR, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkıp, 5 metrelik şarampolden devrilerek yan yattı. Çevredeki vatandaşların ihbarıyla gelen sağlık ekiplerince araçtan çıkartılan sürücü Mehmet Başlık ayakta tedavi edildi. Başlık'ın yapılan kontrolünde 0.99 promil alkollü olduğu belirlendi.

Jandarma tarafından gözaltına alınan Başlık ile ilgili soruşturma sürüyor.

Görüntü dökümü

------------------------

-Kaza yerine gelen polis, jandarma, sağlık ekipleri

-Sürücünün TIR'dan çıkarılması

-Ekiplerin çalışması

-Devrilen araç ve kaza yeri

-Sürücüden detaylar

Haber-Kamera: Murat YAYIN/MALKARA(Tekirdağ),

======================================================

OTOMOBİL, MENFEZ DUVARINA ÇARPTI: 2 ÖLÜ, 1 YARALI

KONYA'da kontrolden çıkan otomobilin, şarampoldeki menfez duvarına çarpması sonucu meydana gelen kazada 2 kişi öldü, 1 kişi ağır yaralandı.

Kaza, saat 08.45 sıralarında Konya-Aksaray karayolunun 60'ncı kilometresinde meydana geldi. İddiaya göre Metin Türkoğlu idaresindeki 42 JD 111 plakalı otomobil, kontrolden çıkıp, şarampoldeki menfez duvarına çarptı. Kaza sonrası sürücü Türkoğlu ile birlikte araçta bulunan Cevdet Türkoğlu ve Halil Türkoğlu araç içerisinde sıkıştı. İhbar üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık görevlilerinin tüm müdahalesine rağmen Metin Türkoğlu ve Cevdet Türkoğlu, hayatını kaybetti. Halil Türkoğlu ise ambulansla Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Halil Türkoğlu'nun hayati tehlikesinin devam ettiği belirtildi. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

(Görüntü Dökümü

-------------------

Araçtan detay

Cesetlerden detay

Jandarmanın inceleme yapması

Genel ve detay

Haber- kamera: Tolga YANIK KONYA DHA))

=============================================

'OKUL OLGUNLUĞU TESTİ'YLE KAYGIDAN KURTULUN

GAZİANTEP Özel Hatem Hastanesi Psikoloji Bölümünde psikolog Elif Beydağı 4- 6 yaş aralığındaki çocukların okula, okulun gerektirdiği kurallara ve öğrenmeye hazır olup olmadığını saptamak amacıyla yapılan 'Metropolitan Okul Olgunluğu Testi' yapmasının önemli olduğunu söyledi.

Özel Hatem Hastanesi psikoloğu Elif Beydağı, 'Metropolitan Okul Olgunluğu Testi' ile ailelerin küçük yaştaki çocuklarını okula gönderme konusunda yaşadığı kaygıların önüne geçilebileceğini ifade etti.

"TESTİ YAPTIRMAK ÇOCUK İÇİN ÇOK ÖNEMLİ"

Testin amacı ve uygulama şekli hakkında bilgiler veren Beydağı, şunları dedi:

"Metropolitan Okul Olgunluğu Testi çocukların okula, okulun gerektirdiği kurallara ve öğrenmeye hazır oluşlarıyla ilgili bize bilgiler vermektedir. Okula yeni başlayan 1'inci sınıf öğrencilerinin yönergeleri anlamaya hazırlıklı olup olmadığı konusunda ve bu özelikleriyle başarılarını ölçmeye yönelik hazırlanmış bir testtir. Metropolitan Okul Olgunluğu Testi, okula hazırlanırken fizyolojik, çevresel, zihinsel ve psikolojik değerlendirmede kullanılır. Test 6 alt ölçekten oluşmaktadır ve 100 maddelik bir ölçektir. Alt maddelerimiz kelime anlama, cümleler, eşleştirme, sayılar, kopya etme gibi ölçeklerdir. Testin sonucunda çocuğununuz okul için gereken olgunluğa sahip olup olmadığı konusunda bize sağlıklı bilgiler verir. Özellikle son zamanlarda 5 yaşındaki çocukların okula başlayıp başlamaması konusunda aileler kaygı yaşamaktadır. Bu tür kaygıları olan aileler bir uzmandan destek alarak bu testi uygularsa sağlıklı bilgiler edineceklerdir. Aynı zamanda bu aşamada çocuğunuzun bu testi yapması çok önemlidir çünkü çocuk olgunluğa ulaşmadıysa eğer okulda sorunlar yaşayacaktır ve kendisi ile ilgili olumsuz inançlar edinmeye başlayacaktır. Çocuğun okuldan soğuma ihtimali vardır. Bu aşamada bu test okul öncesi çocuklar için önemli bir testtir."

"TESTİ HER PSİKOLOG UYGULAYAMAZ"

Testin uygulama şekliyle alakalı da bilgiler veren Elif Beydağı, testin 4-6 yaş çocuklara uygulanabildiğini ve 24 dakika sürdüğünü kaydetti. Testi her psikoloğun uygulayamadığını aktaran Beydağı, "Bu testi her psikolog uygulayamaz ancak uygulayacak psikoloğun Metropolitan Okul Olgunluğu Testi Uygulama Sertifikasına sahip olması gerekmektedir. Bu testi yaptıran aileler, gönül rahatlığıyla çocuklarını okula gönderebileceklerdir. Hiçbir kaygı yaşamadan çocuğun okula hazır oluşlarını fark edip hazır değiller ise verilecek öneriler ile onları hazır bir şekilde okula yollayabileceklerdir" şeklinde konuştu.

Görüntü dökümü

----------------------------------

Psikolg Elif Beydağ'ın hastalarıyla konuşması

Beydağı'nın konuşması

- Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Eyyüp BURUN- GAZİANTEP -DHA)

=========================================

RABİA İŞARETİNİ AHŞABA İŞLEDİ

SİVAS'ta ahşap oyma sanatçısı Süleyman Daştan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile özdeşleşen Rabia işaretini üç boyutlu olarak işledi.

Yıllardır Sivas Belediyesi, İhramcızade Kültür Merkezi'nde ahşap oyma kursu veren ve birçok örnek çalışmaya imza atan Süleyman Daştan, bu kez Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" sloganıyla özdeşleşen Rabia işaretini kendine referans aldı. Ahşaptan yaptığı üç boyutlu Rabia figürünün ilk örneğini de makamında ziyaret ettiği Belediye Başkanı Sami Aydın'a hediye etti. Süleyman Daştan, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Kolombiya ziyaretinde gördüğü el şeklindeki oymalar üzerine, 'Bunlardan biz de Rabia şeklinde yapsak' demişti. Kendime bu sözden vazife çıkararak Rabia işaretini ahşaptan üç boyutlu yaptım. Toplam 20 adet olan çalışmanın ilk örneğini de başkanımıza getirdim" dedi.

Başkan Aydın da Daştan'a çalışmasından dolayı teşekkür etti.

Görüntü Dökümü:

-Başkanı ziyaret

-Yaptığı Rabia işaretlerini takdim etmesi

-Başkanın teşekkürü

Haber: SİVAS,

===========================================

KEMER'DE ESNAFA BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

KEMER Emniyet Müdür vekili Murat Karaman, bilgilendirme toplantısında esnafla bir araya geldi.

Kemer Emniyet Müdür vekili Murat Karaman, ilçe merkezinde esnafla bir araya geldi. Emniyet Müdürlüğü'nde görevli komiserlerin de katıldığı toplantıda yaz sezonunda yaşanabilecek olumsuzları minimuma indirebilmek için bilgilendirme yapıldı.

Toplantıda konuşan Murat Karaman, esnafın ve vatandaşın polisle beraber hareket etmesi gerektiğini söyledi. PKK terör örgütünün yaptığı eylemler hakkında esnafı bilgilendiren Karaman, "Terörün bize getireceği birçok sıkıntı var. Bunun başında turizmi etkiler ve bölgedeki ekonomi tamamen biter. Bunun güvenliği her şeyden daha önemli. Bizim beklentimiz esnafla işbirliği yapmak" dedi.

Bölgedeki terör olayından herkesin zarar göreceğini vurgulayan Murat Karaman, "Vatandaşın her gördüğü olumsuz şeyi ihbar etmesini istiyoruz. Mesela adam internetten video izliyor. İzlediği videonun örgüte ait olduğunu görüyorsun. Böyle ayrıntılarda polisi uyarırsanız bir olumsuzluk yaşanmasını engelleyebiliriz. İhbar mekanizmasını ne kadar çok çalıştırabilirsek polis de o kadar çok çalışır. Buradaki mevzu Kemer'in güvenliği" diye konuştu.

Kemer'de terör eylemi olmasını engellemeyi amaçladıklarını kaydeden Murat Karaman, "Bu turizm sezonu Antalya ve Kemer için yoğun geçecek. Terör örgütleri için böyle yerler bulunmaz nimet. Birlikte çalışırsak bunları engelleriz" dedi.

Kemer'de günübirlik evlerin de sorun teşkil ettiğini anlatan Karaman, şöyle dedi:

"Bu evlerde kalan herkes şüpheli değil. Ama bu evlerin bazılarının denetimi yok. Otellere uyguladığımız kimlik bilgilendirme sistemi var. Otellerde kaçak çalışanlar var ve bunlara ciddi cezalar yazıyoruz. Yaptığımız uygulamalarda Suriyelilere denk geliyoruz. Adamın üzerinden silahla çekilmiş fotoğrafı çıkıyor. Bu adamı bize bildirmezseniz ne yapabileceği potansiyelini bilemeyiz. Günübirlik evlerde de böyle bir sıkıntı var. Kimlik bildirimi sistemi bize bunu sağlıyor. Bu evlerin çoğu sisteme kayıtlı. Ama izni olmayan evlerde kalanları denetleyemediğimiz zaman sıkıntı oluyor."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Genel detay

Emniyet Müdür vekili Murat Karaman konuşma

Anlatım sırasında ellerden yakın detay

Esnaftan genel detay

Emniyet Müdür vekili Murat Karaman yüzü yakın detay

Emniyet Müdür Vekili Murat Karaman konuşma

HABER- KAMERA: Levent YENİGÜN/KEMER(Antalya),

==============================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Reyhanlı Türkiye Suriye Politika Güncel Haberler

title