Asgari Ücret İnisiyatifi: 28 Bin 75 Lira Emekçiye Açlık Dayatmasıdır
Asgari Ücret İnisiyatifi, 2026 yılı için asgari ücretin 28 bin 75 lira olarak belirlenmesine karşı basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı yapan Serap Gülhan Gündüz, belirlenen asgari ücretin şimdiden açlık sınırının altında kaldığına dikkat çekerek, “Bu rakam ağırlaşan geçim koşulları altında, önümüzdeki yıl boyunca emekçinin nefessiz bırakılması, barınma ve beslenme gibi en temel hakların birer lükse dönüştürülmesi, milyonların açlıkla boğuşmaya mahkum edilmesi demektir” dedi.
(İZMİR) - Asgari Ücret İnisiyatifi, 2026 yılı için asgari ücretin 28 bin 75 lira olarak belirlenmesine karşı basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı yapan Serap Gülhan Gündüz, belirlenen asgari ücretin şimdiden açlık sınırının altında kaldığına dikkat çekerek, "Bu rakam ağırlaşan geçim koşulları altında, önümüzdeki yıl boyunca emekçinin nefessiz bırakılması, barınma ve beslenme gibi en temel hakların birer lükse dönüştürülmesi, milyonların açlıkla boğuşmaya mahkum edilmesi demektir" dedi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun 2026 yılı için asgari ücreti yüzde 27 artışla 28 bin 75 lira olarak belirlemesine tepki gösteren Asgari Ücret İnisiyatifi, İzmir'in Konak ilçesinde basın açıklaması yaptı. ÖSYM binası önünden yürüyüşe geçen inisiyatif üyeleri, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Asgari Ücret İnisiyatifi adına basın açıklamasını okuyan Serap Gülhan Gündüz, açlık sınırı altında kalan asgari ücretin yoksulluğu derinleştireceğini ifade etti.
Gündüz: Hükümet ve patronlar el ele vererek işçinin sesini boğdu
Açıklanan asgari ücretin milyonlarca vatandaşı açlığa mahkum edeceğini belirten Gündüz, "22 Aralık Salı akşamı, milyonlarca emekçinin geleceği ipotek altına alındı. Bakan Vedat Işıkhan tarafından açıklanan yüzde 27'lik artış ve 28 bin 75 TL'lik asgari ücret, sermaye sınıfı ve onun iktidarının adeta emekçiye açtığı bir savaş ilanıdır. TÜRK-İŞ'in masada bulunmadığı bu süreçte, hükümet ve patronlar el ele vererek işçinin sesini boğmuş, milyonların kaderini tek taraflı bir dayatmayla belirlemiştir. Bu rakam; ağırlaşan geçim koşulları altında, önümüzdeki yıl boyunca emekçinin nefessiz bırakılması, barınma ve beslenme gibi en temel hakların birer lükse dönüştürülmesi, milyonların açlıkla boğuşmaya mahkum edilmesi demektir" dedi.
"Emekçinin alım gücü 2026 yılına daha başlamadan gasp edilmiştir"
Enflasyon rakamlarına dikkat çeken Gündüz, "Biliyoruz ki tek adam rejiminin ekonomi politikaları zenginliği bir avuç patrona aktarırken, emekçileri derin bir sefalete sürüklüyor. Yapılan zamla bile açlık sınırının altında kalan bir asgari ücret tekrar güncellenmezse, bu ülkenin yarısı için geçim artık imkansız hale gelecektir. Resmi verilere göre bile 11 aylık enflasyonun yüzde 29,74 olduğu bir ülkede, yapılan yüzde 27'lik zam, asgari ücreti daha emekçinin eline geçmeden enflasyonun altında ezmektir. Daha da vahimi, açıklanan 28 bin 75 TL'lik asgari ücret, TÜRK-İŞ'in açıkladığı 29 bin 828 TL'lik açlık sınırının dahi altında kalmış; emekçinin alım gücü 2026 yılına daha başlamadan gasp edilmiştir" diye konuştu.
"Yetkili konfederasyonların masayı sahipsiz bırakması kabul edilemez"
TÜRK-İŞ'in komisyonda işçi temsili olarak masaya oturmamasını da eleştiren Gündüz, şu ifadeleri kullandı:
"Asgari ücretin miktarını, kar hırsıyla gözü dönmüş patronlar ve sermayenin sadık bekçiliğini yapan siyasi iktidar değil; bizzat bu zenginliği yaratan emekçilerin iradesi belirlemelidir. Yetkili konfederasyonların sorumluluktan kaçarak masayı sahipsiz bırakması, sessizliğe bürünerek bu sefalet dayatmasına dolaylı yoldan ortak olması kabul edilemez. Asgari ücret zammının belirleneceği süreçte boşalan her mevziyi dolduracak olan, emekçilerin politik öncüleridir. Bizler, hem bu mücadelenin öncüsü hem de ailesiyle birlikte milyonlarca asgari ücretlinin geçim koşullarını etkileyecek olan sahici bir müzakerenin, emekten yana tarafı olduğumuzu ilan ediyoruz. Asgari Ücret tespit Komisyonu baskın bir toplantıyla kararını açıklamış olabilir, ancak bizim için bu süreç bitmemiştir. Asgari ücret; insan onuruna yaraşır düzeyde, milli gelir ve gerçek enflasyon baz alınarak yılda 4 kez güncellenecek şekilde belirlenene kadar durmayacağız."
Akın: Asgari ücreti kabul etmeyen bir anlayışla bu mücadelenin devam etmesi gerekiyor
Açıklamada konuşan DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın, açıklanan ücrete karşı topyekun mücadele çağrısında bulunarak şunları söyledi:
"Meclisten 60 günlük bir maratonun ardından bütçe geçti. Bütçe içerisinde özellikle emeklilere ve asgari ücretlilere ayrılan pay açısından bakıldığında, korkunç bir sorun olduğunu hep birlikte izledik. Asgari ücret, bizim ülkemizde başka ülkelerde olduğu gibi yalnızca en alt sınırı ifade eden bir rakam değil. Çalışanların yaklaşık yüzde 65'i ya asgari ücretle ya da asgari ücrete yakın ücretlerle çalışıyor. Bu nedenle asgari ücretin belirlenmesi ülkedeki çalışma hayatını belirlediği gibi bütün çalışanların hayatını belirliyor. Bu yüzden bakanlığın belirlediği sınırlar içerisinde kabul edilebilecek bir asgari ücret politikası değil. Bu nedenle Asgari Ücret İnisiyatifi'nin sürdüreceği mücadelenin, geleceği açısından son derece önemli. Fabrikalarda, iş yerlerinde bu asgari ücreti kabul etmeyen bir anlayışla bu mücadelenin devam etmesi gerekiyor.
"Bunu kabul etmek mümkün değil"
DEM Parti olarak bizim önerimiz 46 bin liraydı. Ancak şu anda 28 bin liralık rakam hem enflasyon bakımından hem de TÜRK-İŞ'in belirlediği asgari yaşam koşulları bakımından da kötü bir rakamdır. Bunu kabul etmek mümkün değil. Türkiye'nin dört bir yanında emekçilerin ve çalışanların bu duruma itiraz ederek mücadeleyi ortaklaştıracağını, bu tür inisiyatiflerle mücadelenin büyütüleceğini düşünüyoruz."











