Haberler

28 Şubat Davası Emekli Korgeneral Özkılıç.

28 Şubat Davası'nda tutuklu sanık emekli Korgeneral Tefik Özkılıç, tutuklanmasına gerekçe gösterilen BÇG'nda çalışacak personele sürekli giriş kartı verilmesine ilişkin evrakta yanlışlıklar olduğunu savunarak, "BÇG'nun 16-17 kişiden oluştuğu daha"...

28 Şubat Davası'nda tutuklu sanık emekli Korgeneral Tefik Özkılıç, tutuklanmasına gerekçe gösterilen BÇG'nda çalışacak personele sürekli giriş kartı verilmesine ilişkin evrakta yanlışlıklar olduğunu savunarak, "BÇG'nun 16-17 kişiden oluştuğu daha önceki ifadelerden ortaya çıkmıştır. Neden 46 kişinin ismi bu evrakta yer almıştır? Bu evrak resmi olarak hazırlanmamıştır, maddi hataları ile 2007 yılından sonraki bir tarihte hedef alınan bazı personele manipülasyon amacıyla hazırlanmış sahte bir evraktır. Bu hali ile kanıt değerinde olmadığına inanıyorum" dedi.

28 Şubat dönemine ilişkin, 103 sanık hakkında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan açılan davanın 30'uncu duruşması başladı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, sanık yakınları ve avukatlar katıldı. Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı bu duruşmada hazır bulunmuyor. Duruşma tutuklu, tutuksuz sanıklar ile avukatların yoklaması ile başladı.

Savunmasını yapan sanık emekli Korgeneral Tefik Özkılıç, Genelkurmay Personel Başkanlığı General-Amiral Şubesinde görev yaptığını, bu şubede general ve amirallerin terfi, uzama ve atama işlemlerinin yapıldığını, yaklaşık 345 general ve amiralin özlük dosyalarını tutuklarını belirterek, "MGK kararlarını takip etmek için bir çalışma gurubu kurulduğunu duydum" dedi. BÇG'nda çalışacak personel sürekli giriş kartı verilmesine ilişkin evrakta yanlışlıklar olduğunu savunan Özkılıç, "Evrak iki büyük hata ile başlamaktadır. O tarihte yürürlükte bulunan yönergeye göre sürekli giriş kartlarının dağıtılmasını ve geri alınmasını karargah emniyet subaylığı ilgilenir. Evraktaki adres yanlıştır, paraf yoktur, ifadeler ve rütbeler yanlış yazılmıştır. Genelkurmay standartlarında aslı kabul edilmeyecek bir yazıdır" dedi.

-EVRAK SAHTEDİR-

Tutuklanmasına söz konusu evrakın gerekçe gösterildiğini belirten Özkılıç, evrakta isimleri bulunan birçok kişinin tahliye edildiğini ifade etti. Dava dosyasında 103 kişiden 40'nın bu evrak nedeniyle sanık durumuna düştüğünü kaydeden Özkılıç. "BÇG'nun 16-17 kişiden oluştuğu daha önceki ifadelerden ortaya çıkmıştır. Neden 46 kişinin ismi bu evrakta yer almıştır? Bu evrak resmi olarak hazırlanmamıştır, maddi hataları ile 2007 yılından sonraki bir tarihte hedef alınan bazı personele manipülasyon amacıyla hazırlanmış sahte bir evraktır. Bu hali ile kanıt değerinde olmadığına inanıyorum" dedi.

General Amiral Şubesi'nin görevlerinden birisinin de Genelkurmay Başkanı ile Genelkurmay İkinci Başkanının emirleri doğrultusunda takdir belgesi hazırlamak olduğunu anlatan Özkılıç, görevi boyunca 150 civarında takdir belgesi hazırladığını, bunlarında iddianamede suç delili olarak gösterildiğini kaydetti. BÇG'de çalışmadığını, görevlendirilmediğini belirten Özkılıç, "BÇG'nin hiçbir evrakında parafım ve imzam yoktur. BÇG'nin düzenlediği brifinglere katılmadım. Şubede çalışan 14 personelden hiç biri BÇG'de geçici olarak bile olsa görevlendirilmemiştir. Suçlanmama gerekçe olarak gösterilen evrakların hiç biri delil niteliğinde değildir" değerlendirmesinde bulundu.

-GENELKURMAY KOMUTA KATINA BİLE İZİN ANLAMADAN GİREBİLİRDİM-

Özkılıç'ın savunmasının tamamlanmasının ardından çapraz sorgusu yapıldı. Hakim Üye Hakan Oruç'un "BÇG'de çalışmasanız da giriş kartı verilmiş olabilir mi?" sorusuna, Özkılıç, "Bana sürekli giriş kartı dışında başka bir kart hazırlanmamıştır. Benim giriş kartım Genelkurmay komuta katına bile izin anlamadan girmemi sağlıyordu çünkü görev yaptığım şube general ve amirallerle ilgiliydi. Ben kriptolu yer hariç her yere girebiliyordum" yanıtını verdi. Özkılıç, müşteki avukatlarının soruların davaya katılmalarına ilişkin karar alınmadığı için yanıtlamadı.

-MARİFET DOKUNULMASI GEREKENLERE DOKUNMAK-

Özkılıç'ın ardından Avukatı Haluk Pekşen savunma yaptı. Değişim sürecinin hiç de yeni olmadığını, 2003 yılından beri sürecin yaşandığını belirten Pekşen, bir gün Türkiye'de de hukuk kurallarının işlendiği günü umut ettiğini dile getirdi. Gerçek uygarlığın insanın yüreğinde yoksa hiçbir yerde bulunmayacağını, tutuklamalarda TSK mensubu olmanın yeterli kabul edildiğini savunan Pekşen, iddianamelerin medya masalarında hazırlandığını öne sürdü. Özgürlüklerine bedelinin kimse tarafından karşılanamayacağını belirten Pekşen, korkulması gereken tek şeyin adaletsiz yargılanma olduğunu ifade etti. Savcılık sorgusu sırasında müvekkiline 80 soru yöneltildiğini ve bunların iddianameye yansımadığını savunan Pekşen, dokunulmazlara dokunduk demenin marifet olmadığını, marifetin dokunulması gerekenlere dokunması olduğunu belirtti. Duruşmaya verilen aranın ardından öğleden sonra devam edilecek.

Kaynak: ANKA / Güncel

İsmail Hakkı Karadayı Haluk Pekşen 28 Şubat Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title