2026 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda... Deva Partili Şahin: "Siz, Yargının Bağımsızlığı ve Tarafsızlığından Bahsedebilecek Son İktidar Grubusunuz"
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, TBMM Genel Kurulu'ndaki 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde; “Arkadaşlarımız ‘yeni bir anayasa yapalım’ diyor. Tabii ki yapalım. Ama hiç olmazsa var olana az çok uyalım ki, ondan sonra muhataplarınıza ‘gelin birlikte anayasa yapalım’ diye söz söyleyebilesiniz. Siz mevcuda uymadıktan sonra sizinle kim yeni anayasa yapar Allah aşkına? Yargı düzeninin şekillendiği, yargının mayalandığı ve en üst kurumsal yapı olarak kabul edilen HSK’da bile, üye seçiminde anayasaya aykırı davranılırsa, sağlıklı ve doğru bir yargı işleyişi çıkmasını beklemek mümkün mü? Siz, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığından bahsedebilecek son iktidar grubusunuz” dedi.
(TBMM) - DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, TBMM Genel Kurulu'ndaki 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde; "Arkadaşlarımız 'yeni bir anayasa yapalım' diyor. Tabii ki yapalım. Ama hiç olmazsa var olana az çok uyalım ki ondan sonra muhataplarınıza 'gelin birlikte anayasa yapalım' diye söz söyleyebilesiniz. Siz mevcuda uymadıktan sonra sizinle kim yeni anayasa yapar Allah aşkına? Yargı düzeninin şekillendiği, yargının mayalandığı ve en üst kurumsal yapı olarak kabul edilen HSK'da bile, üye seçiminde anayasaya aykırı davranılırsa, sağlıklı ve doğru bir yargı işleyişi çıkmasını beklemek mümkün mü? Siz, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığından bahsedebilecek son iktidar grubusunuz" dedi.
TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl'ün başkanlığında toplanan TBMM Genel Kurul'nda TBMM Başkanlığı, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçeleri görüşülüyor. Bütçeler üzerinde grubu olan siyasi partiler görüş ve önerilerini dile getiriyor.
Yeni Yol Grubu adına DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin, "Bir vatandaş bize ulaşarak, 'Bağımsız Türk yargısının ruhuna Fatiha okuyun' dedi. Şu an müsait olanlar okusun" diye sözlerine başlayarak, şunları kaydetti:
"Adaletin varlığından bahsetmekte oldukça zorlansak da gerekenleri söyleyecek, hukuk fakültelerinde bize öğretilen temel hukuk yaklaşımlarından da söz edeceğim. Victor Hugo'nun dediği gibi, 'adalet, vicdanın güneşidir, adaletin olmadığı yerde özgürlük de yoktur'. Bugün, Adalet Bakanlığı'nın bütçesini görüşüyoruz. Ancak adalet meselesi bütçe meselesi, para meselesi değil; irade meselesidir. Adil olmak için paraya ihtiyaç yoktur fakat para için adil olmaya gerek vardır. Ne kadar adalet, o kadar ekonomi.
"Ne ekonomide, ne eğitimde, ne de adalette arzu ettiğimiz noktalara gelebildik"
Ne ekonomide, ne eğitimde, ne de adalette arzu ettiğimiz noktalara gelebildik. Onun için diyoruz; 'ne kadar adalet, o kadar ekonomi'. Bütçenin iyi olabilmesinin, ülkenin huzur ve refahına kavuşabilmesinin yol ve yönteminin adaletten geçtiğine inanıyoruz. Bu ülkede gerçekten 'adalet' kelimesinin altı doldurulabiliyor mu?"
AK Partili milletvekillerinin, bütçe görüşmelerinde yaptıkları konuşmaların ardından salondan ayrıldıklarını belirten Şahin, şunları kaydetti:
"2025 bütçesinde 280 milyar, 2026'da ise 390 milyar Adalet Bakanlığı'na ayrılmış. Yani yaklaşık yüzde 39'luk bir artış var. Hakkıyla işini yapanların aldığı para helali hoş olsun. Ancak biliniz ki, adalete harcanan bedel ne olursa olsun adalet buna değerdir. Biz, bu rakamlar üzerinde bir değerlendirme yapmayı da doğru bulmuyoruz. Halkın yaşadığı tablo bambaşka. Eğer adalet tecelli edecekse, tüm yargı teşkilatının aldığı ücretler insanca yaşamaya uygun olmalıdır. İktidarın, yargıya ve adalete bakış açısının nasıl olduğunu, o gün komisyonu takip etmedikleri gibi bugün genel kurul sıralarında adaletin bütçesi görüşülürken, kendi konuşmaları bittikten sonra burayı boşalttıkları kamuoyunun malumu."
"Siz mevcuda uymadıktan sonra sizinle kim yeni anayasa yapar Allah aşkına"
Anayasa'ya uyulmadığına dikkat çeken Şahin, "Arkadaşlarımız 'yeni bir anayasa yapalım' diyor. Tabii ki yapalım. Ama hiç olmazsa var olana az çok uyalım ki, ondan sonra muhataplarınıza 'gelin birlikte anayasa yapalım' diye söz söyleyebilesiniz. Siz mevcuda uymadıktan sonra sizinle kim yeni anayasa yapar Allah aşkına? Yargı düzeninin şekillendiği, yargının mayalandığı ve en üst kurumsal yapı olarak kabul edilen HSK'da bile, üye seçiminde anayasaya aykırı davranılırsa, sağlıklı ve doğru bir yargı işleyişi çıkmasını beklemek mümkün mü? Siz, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığından bahsedebilecek son iktidar grubusunuz" dedi.
"Milletin hakkını taksit taksit ödemeyi bırakın"
Türkiye'de uygulanan hukuk politikalarını eleştiren Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütçe sonrasında 11. Yargı paketini konuşuyoruz. 12. Yargı paketi de parlamentoya gelmek için gün sayıyor. İş bilmezliğin cezasını vatandaşa kesip, 2019'dan bu yana 12 yargı paketi hazırlayıp halen adalete erişemiyorsak bu sizin ayıbınız. Milletin hakkını taksit taksit ödemeyi bırakın. Biz, bozuk saat gibi sadece 2 defa doğruyu gösteren bir iktidar değil, bu reformlara ara vermeden vatandaşın ihtiyacını karşılayacak bir iktidar istiyoruz.
"Can Atalay, Tayfun Kahraman, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala kararları hepsi birer ihlal"
Geçmiş hatalardan ders alıp hiç olmazsa bundan sonra hata yapmayalım. Şu anda Türkiye'deki en büyük sıkıntılardan biri, adalet arzusu ve açlığının arşa çıkması. Ekonomide de dış politikada da adalet eksikliği gün yüzüne çıkıyor. Yarın 10 Aralık İnsan Hakları Günü. AYM ve AİHM'nin kararlarının uygulanmaması, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala kararları hepsi birer ihlal."
"Bunca yargı paketine rağmen, neden cezaevlerimizde 430 bin insanımızın olduğunu konuşmalıyız"
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Birol Aydın da Türkiye'de cezaevlerindeki mahkum ve tutuklu sayılarına dikkat çekerek, "Öncelikle adalet, rakamlarla, bol sıfırlı paralarla ölçebileceğimiz bir şey değildir. Adalet, 'saray' denilen binalarla da değerlendirilemez. İlla rakamlar söz konusu olacaksa, nasıl oluyor da son 10 yılda 3 milyon insanımızla ilgili terör suçlamasıyla soruşturma açılması meselesini konuşmamız gerekiyor. Bunların 500 binin de mahkum edilmesini konuşmamız gerekiyor. Bunca yargı paketine rağmen, neden cezaevlerimizde 430 bin insanımızın olduğunu, bir o kadar da dosyanın sırada beklediğini konuşmalıyız" diye konuştu.
"Ülkemizde ve bölgemizde yaşanan tüm çatışmaların çözüm anahtarı olabilecek bir örnek süreçteyiz"
Gelecek Partisi Bursa Milletvekili Cemalettin Kani Torun, "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ülkemiz hem iç hem dış siyaset anlamında yoğun ve kaotik bir süreçten geçmektedir. Bir yılı aşkın süredir barıştan söz ediyoruz. Ülkemizde ve bölgemizde yaşanan tüm çatışmaların çözüm anahtarı olabilecek bir örnek süreçteyiz. Bu vizyonun en önemli aşaması, ülkemizdeki sürecin ardından Suriye'de de kalıcı bir barışa ulaşılmasıdır. Esad zulmünü sona erdiren devrim, tam demokratik bir Suriye ile taçlanmalı, baskı ve şiddetin yeniden doğmasına izin verilmemelidir. Türkiye olarak biz de ezberleri bozduğumuz, tarihi eşikleri atladığımız bu dönemde entegrasyonun tamamlanması için arabulucu safıyla sahada yer almalıyız.
"Herkesin kazanacağı bir çözüm uzakta değildir"
Bugün nasıl içeride attığımız barış adımları, münfesih terör örgütüyle mücadelede bir zafiyetin yansıması değilse, sınır ötesinde varlığı inkar edilemeyecek SDG ile atacağımız yumuşama adımları da bir zafiyet değildir. Herkesin kazanacağı bir çözüm uzakta değildir."
İsrail'in, Filistin'e yönelik saldırılarına dikkat çeken Torun, şunları söyledi:
"7 Ekim'den sonra topyekün bir katliama dönüşen İsrail saldırıları, insanlık adına açık bir utanç tablosudur. Gazze'de 10 binlerce sivil yaşamını yitirdi, yüz binlerce insan yaralandı, milyonlar yerinden edildi. Ekim ayında uluslararası arabuluculukların sonucunda bir ateşkes ilan edildi. Devamında 17 Kasım 2025'te BM Güvenlik Konseyi, Trump'ın sunduğu planı aynen onayladı. Bu karar, Gazze'ye insani yardımın ulaştırılmasını ve İsrail güçlerinin kademeli çekilmesini öngörmektedir. Ancak ne yazık ki ateşkes ilanından bu yana hava saldırıları, top atışları ve sivil hedeflere yönelik saldırılar devam etti. Bu durum, Gazze'de insani koşulların halen felç olduğunu göstermektedir.
Hükümetin, ateşkes ve BM Güvenlik Konseyi kararının varlığına rağmen güçlü bir itirazını, kamuoyuna yansıyan bir tedbirini göremedik. Türkiye'nin kararlılığı açıkça ilan edilmeden ateşkesin hayata geçirilmesi mümkün değildir."
"Tutuklu bir milletvekili AYM kararına rağmen gelip burada yemin edemedi, Meclis bir üyesinin hukukunu muhafaza edemedi"
Torun, AYM ve AİHM kararlarına uyulması gerektiğini belirterek, "Türkiye'de AYM ve AİHM kararları uygulanmıyor. Tutuklu bir milletvekili AYM kararına rağmen gelip burada yemin edemedi, Meclis bir üyesinin hukukunu muhafaza edemedi. İnsanlar Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın neden serbest bırakılmadığını soruyorlar. AİHM'nin daha kaç karar alması gerekiyor? Adalet Bakanı'mız bulduğu her fırsatta 'Türkiye bir hukuk devletidir' mottosunu paylaşmayı ihmal etmiyor. Ancak bunun bir slogan olarak kalmamasını sağlamak zorundayız" ifadelerini kullandı.
"Amerika'ya rağmen hiçbir adım atılamayacağını tabanınıza ikna etme çabasındasınız"
Saadet Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan, Türkiye'nin ABD ile ilişkilerini eleştirerek, şunları söyledi:
"Bir ülkenin dış politikadaki durumu, o ülkenin gücünü gösteren en net fotoğrafıdır. Dünyanın herhangi bir noktasında zulüm varsa, Türkiye işgal altındadır demektir. Bu işgal, ama psikolojiktir ama ekonomiktir ama siyasaldır. Türkiye gerçekten güçlü ve bağımsız olsaydı, dünyanın en büyük terör örgütü İsrail, Filistin'de yüz binlerce insanı katledemezdi, coğrafyamızda bu kadar rahat at koşturamazdı, atacağı her adımda Amerika'nın ağzına bakacak kadar bağımlı olmazdı. Dünyada ne olacak, bölgemizde ne olacak, Gazze'de Trump karar veriyor. Bütün dünya da bunu normalmiş gibi izliyor. Bu süreçte en üzüldüğüm durum, 23 yıl önce Amerika'ya rağmen iktidara geldiğinizi tabanınızı ikna ettikten sonra bugün, Amerika'ya rağmen hiçbir adım atılamayacağını tabanınıza ikna etme çabasındasınız. Trump ile görüşüyoruz diye seviniyorsunuz."






















