Haberler

Dha Yurt Bülteni - 2

Dha Yurt Bülteni - 2 1)Şevval 1000'İnci Vaka Oldu İzmir'de 9 Yıldan Bu Yana Ayrılmadan Birlikte Karaciğer Nakillerine İmza Atan Doç

DHA YURT BÜLTENİ - 2

1)ŞEVVAL 1000'İNCİ VAKA OLDU

İZMİR'de 9 yıldan bu yana ayrılmadan birlikte karaciğer nakillerine imza atan Doç. Dr. Murat Kılıç, Doç. Dr. Murat Zeytunlu ve Profesör Dr. Mehmet Alper'in 1000'inci vakaları 9 aylık Nazlı Şevval Memiş oldu. Anne karnında kansere yakalanan minik Şevval karaciğer nakliyle sağlığına kavuşurken, iki meslektaşıyla Türkiye'de en büyük nakil serisini gerçekleştiren Doç. Dr. Kılıç, ''Şevval, nakil yaptığımız bininci hastamız olarak yeri daha anlamlı olacak' dedi.

Lisede başlayan arkadaşlıklarını üniversite ve uzmanlıkta da ayrılmadan sürdüren Doç. Dr. Murat Kılıç ile Doç. Dr. Murat Zeytunlu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğrenci ve öğretim üyesi oldukları dönemde ayrılmaz ikili oldu. Karaciğer nakline başladıklarında ikiliye Plastik Cerrah Prof. Dr. Mehmet Alper eklenirken, cerrah üçlüsü gelecekleriyle ilgili kariyer planlarında da ayrılmama kararı aldı. Nitekim Ege Üniversitesi'nden Özel Kent Hastanesi'ne birlikte transfer olan ekip, burada da karaciğer nakil programını başlattı. Nakil programının sorumluluğunu Doç. Dr. Kılıç sürdürürken, ekip bir hafta önce 1000'inci vakaları olan Nazlı Şevval Memiş adlı bebeğe yeni bir hayatın kapılarını açtı. Şevval bebeğin, dünyaya hepatoblastom denilen karaciğer tümörü ile geldiğini belirten Kılıç, ''Şevval Bebek, 20 günlükken ilk ameliyatını olmuş. 7 kür kemoterapi görmüş. Bir ay önce ikinci ameliyatını olmuş. Bu yollarla iyileşme sağlanamadığından nakil için bize gönderildi. Annesi Mesture Memiş'ten aldığımız karaciğer parçasını naklettik. Şimdi sağlık durumu çok iyi. Şevval nakil yaptığımız 1000. hastamız oldu' dedi.

''YUNANLI BEBEKLER İTALYA'YA GÖNDERİLİYOR'

Doç. Dr. Kılıç çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi: ''2001 yılından bu yana üç öğretim üyesi olarak karaciğer nakillerine yoğunlaştık. Diğer cerrahilerle ilgilenmiyoruz. Yılda 100-120 arasında nakil yaptık. bu yıl bu sayıyı 150'e çıkarmayı hedefliyoruz. Çocuk nakillerinde uzman olduğumuz bir gerçek. Yaptığımız nakillerin 3'te birini bebeklik grubu oluşturuyor. Türkiye'de gerçekleşen bebek, çocuk nakillerinin yarısını bizim ekibimiz yapıyor. Yıllık bazda da en fazla nakil hastanemizde gerçekleşiyor. Türkiye'de organ naklinin geldiği seviye çok iyi, standartların üzerinde başarı elde ediliyor. Bizim yakaladığımız başarı yüzde 85-90 oranında, Avrupa, Amerika standartlarının üzerinde. Bizdeki nakillerde canlı vericiler ağırlıklı. Dörtte üçü canlıdan. Batı dünyasında daha ağırlıkla kadavradan yapılıyor, ancak orada da son dönemlerde canlı nakiller arttı. Kadavra bağış ne kadar çok olursa olsun organ yetişmiyor, canlı vericiler kurtarıcı oluyor. Canlı vericili nakillerde Avrupa'nın birinci merkeziyiz. Hastalarımızın yüzde 20-25'i İzmir ve çevresinden. Yani hastalarımızın yüzde 80'i diğer illerden, bölgelerden. Gürcistan, Filistin, Azerbaycan, Kosova'dan da hasta geliyor. Avrupa'dan da hasta bekliyoruz, sıkışık durumda olup kadavra yetişmeyecek ama canlı vericisi olan hasta olabilir. Avrupa canlı vericide bizim kadar uzman değil. Bize birkaç kent dolaşıp gelen çocuklar oluyor. Bu nakillerin Türkiye'de yapılması büyük şans. Bir Yunanlı bebeği karaciğer yetmezliği halinde İtalya'ya gönderiyorlar, bu bebekler bize gelebilir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı ve SGK organ nakillerini destekliyor, hastaların ek ödeme yapmadan nakil olması çok önemli bir güvence.'

''HEP İYİ ŞEYLER DÜŞÜNDÜK'

Öte yandan hamileliği sırasında çekilen ultrason görüntülerinde bebeğinin bir böbreğinin büyük olduğu, doğduktan sonra küçük bir operasyonla sorunun aşılacağının söylendiğini belirten Mesture Memiş (24), ''Eşim Hakkı Memiş (25) ile Kuşadası Güzelçamlı Beldesi'nde oturuyoruz. Kontrollerim, bebeğimin ameliyatları İzmir'deki hastanelerde oldu. Bebeğim doğduğunda karnında tümör olduğu söylendi, 20 günlükken ameliyat edildi. Olmadı, üzerine kemoterapi gördü. Sürekli kontrollerini yaptırdık, karaciğerinde kitle olduğu, alınacağı söylendi. Bir ay önce ameliyata aldılar. Tümör büyükmüş, karaciğerin çoğunun alınması gerektiği için açıp kapattılar. Sonra da nakil için Özel Kent Hastanesi'ne sevk ettiler. İyi ki bu yöntemler, iyi ki bu ekipler var. Kızım bininci vaka imiş. Bizim için sonuç çok önemli. Zaten hep iyi şeyler düşünmüştük sonuç iyi oldu. Doktorlarıma teşekkür ediyorum' dedi.

Görüntü Dökümü:

- --------------------

- Anne Mesture Memiş ile röp.

- Anne ve bebekten detay

- Doç. Dr. Murat Kılıç ile röp. Haber: Nesrin COŞKUN - Kamera: Hakan GÜNGÖRDÜ / İZMİR, (DHA)

========================================================================

2)PANCAR ÜRETİCİLERİ BAYRAMI TARLADA GEÇİRDİ

MUŞLU üreticiler tarlalarına ektikleri pancarları bir an önce şeker fabrikasına teslim etmek için Kurban Bayramını çocukları ile birlikte çapa yaparak geçirdi.

Pastırma sıcaklarının yaşandığı bu günlerde çiftçiler, yağmur ve kara kalmadan pancarları tarladan çıkartmanın çabası içinde. Eş, dost ve yakınları ile tarlada bayramlaşabildiklerini söyleyen Haluk Dizdaroğlu, bu yıl pancar alımlarının çok ağır gittiğini bildirdi. Şeker Fabrikası ve 5 alım merkezinde bayram süresince pancar alımları devam ettiğini, çiftçilerin ellerinde bulunan pancarları teslim etmek için merkezlere başvurmalarını hatırlattı. Şenova Köyündeki pancar alım merkezinde çalışan işçilerden Yunus Akın da, "Bayramda bile pancar alıyoruz. Bayramı çalışarak geçiriyoruz. Bizde burada üreticilerle bayramlaşıyoruz" diye konuştu. Yağışlar gelmeden pancarları teslim etmek isteğini anımsatan Mevlit Bingöl, "Pancar tarlamı nehir suları bastı. Çocuklarımla tarladan zorlukla pancar çıkarıyoruz. Bayramlaşmak için komşuya dahi gidemedik" dedi. Diğer çocuklar gibi bayramı evde değil tarlada çalışarak ailesine yardım ettiğini söyleyen Melek Bingöl de, pancarın tek geçim kaynakları olduğunu söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

- ------------------------------ - Tarlada pancar çıkaran işçiler

- Traktörlerin pancar çıkarmada çalışması

- Pancar üreticileri ile röportajlar

- İşçilere patronları tarafından şeker tatlı ikram etmeleri.

- Küçük çocuklarla röportaj

- Pancar alımlarından detaylar

- Pancar alım merkezinde çalışanlarla röp.

Haber-Kamera: Mehmet AYDIN/ MUŞ,(DHA)

========================================================================

TATİLE GELDİ, AŞIK OLDUĞU TÜRK GENCİYLE EVLENİP KÖYE YERLEŞTİ

3)MOSKOVA'DAN AKDAM KÖYÜ'NE

Evlendikten sonra dinini ve ismini değiştirerek, eşinin memleketi olan Antalya'nın Alanya İlçesi'ndeki Akdam Köyü'ne yerleşen Rus asıllı 36 yaşındaki Hatun Tuncer, yaz aylarında turizm sektöründe çalışıyor, kış aylarında ise seralarında çalışıp inek sağıyor. Moskova'dan 15 yıl önce tatil için geldiği Alanya'da Ali Tuncer ile evlenerek, eşinin köyü olan Akdam Köyü'ne yerleşen Elena, dinini de değiştirerek müslüman oldu. Müslüman olduktan sonra 'Hatun' adını alan Tuncer, yaz aylarında turizm sektöründe satış elemanlığı ve rehberlik yaparak eşine destek olurken, kış aylarında ise köyde seralarında çalışarak eşine destek oluyor. Sera ve bahçelerinde salatalık, domates ve fasulye ekip zeytin toplayan Tuncer, bazen de inekleri sağıyor. Eşi Ali ve oğlu Musa Tuncer ile birlikte Akdam Köyü'nde mutlu bir yaşam sürdürdüğünü belirten Hatun Tuncer, "Eşime ilk görüşte aşık oldum ve evlendik. Önceleri dil, töre, iklim ve yaşam farklılığı nedeniyle köy hayatına alışmakta biraz zorlandım. Ancak sabır ve birbirimize saygıyla alışmayı başardım. Şu anda Rusya'ya gittiğimde yabancılık hissediyorum. Türkiye için asker de büyütüyorum. Nasip olursa bu memlekette öleceğim" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

- -------------

- Hatun Tucer'in köy yolunda yürüyerek seraya gitmesi

- Komşuları ile konuşması

- Hatun Tuncer'in serada çalışması

- Hatun Tuncer'in serada çalışırken Rusça şarkı söylemesi

- Hatun Tuncer ile serada röp

- Hatun Tuncer'in komşularının konuşması

- Hatun Tuncer'in ineği otlatırken görüntüsü

- Hatun Tuncer'in konuşması

- Hatun Tuncer ile röp

- Musa Tuncer'in konuşması

- Hatun Tuncer'in Rus derneğinde çalışırken görüntüleri

- Hatun Tuncer ile Rus derneğinde röp

HABER -KAMERA: Teoman ERİŞ /ALANYA, (DHA)

========================================================================

4)BEKÇİ, FOSEPTİK ÇUKURUNA DÜŞTÜ

Antalya'da 6 metre derinliğindeki foseptik çukuruna düşen gece bekçisi 55 yaşındaki Nazım Abdullaher, olay yeri yakınında boya yapmaya gelen işçiler tarafından kurtarıldı. Abdullaher, olay yerinde gezinen çocuklara, "Dolaşmayın buralarda. ya siz düşseydiniz?" diye uyarıda bulundu. Olay önceki gün saat 08.00 sıralarında, Zümrütova Mahallesi'nde Hatice Saraç Sitesi yanındaki bir işyerinin bahçesinde meydana geldi. İşyerinde gece bekçisi olarak çalışan Nazım Abdullaher, nöbetinin bitmesine dakikalar kala etrafa dökülen yaprakları toplamak için yeri süpürmeye başladı. Geri geri yürümeye başlayan Abdullaher, etrafına ince beton dökülmüş rögar kapağına bastı. Abdullaher'in ağırlığını taşıyamayan kapağın etrafındaki beton kırılmasıyla talihsiz adam yaklaşık 6 metre derinliğindeki fosseptik çukuruna düştü. Olay yerinin yakınında boya yapmaya gelen işçiler tarafından tesadüfen fark edilip kurtarılan Abdullaher, olay yerinde gezinen çocuklara ise "Dolaşmayın buralarda. Ben düştüm, ya siz düşseydiniz" diye uyarıda bulundu. Görüntü Dökümü

- -------------

- Nazım Abdullaher'in çukurdan çıktıktan sonraki görüntüsü

- Nazım Abdullaher'in bahça hortumu ile yıkanması

- Abdullaher'in düştüğü foseptik çukurunu tahtalarla kapatması

- RÖP: Nazım Abdullaher

- Nazım Abdullaher'i düştüğü foseptik çukurunda bulan boyacı ile röportaj

- Abdullaher'in çocuklara buradan uzaklaşın düşersiniz demesi

- Çukurun ağzı tantalarla kapalı görüntüsü

- Binanın dış plan görüntüsü

HABER: Süleyman EKİN -KAMERA: İsa AKAR/ANTALYA-DHA)

========================================================================

Sevgililerim hep züğürttü

5)BÜLENT ERSOY'DAN ANTALYA'DAKİ KONSERİNDE ESKİ SEVGİLİLERİNE GÖNDERME

ANTALYA'da bayram konseri veren Bülent Ersoy, eski sevgililerine göndermede bulundu, "Hepsi züğürttü, ben baktım" dedi.

Antalya'nın popüler eğlence kulübü Club Boleyn'de sahneye çıkan Türk Sanat Müziği'nin 'Diva'sı Bülent Ersoy, sesiyle olduğu kadar şarkı aralarındaki sözleriyle de bayramın ikinci gününe damgasını vurdu. Gecede siyah omuzları püsküllü kostümle sahneye çıkan Ersoy, sesiyle olduğu kadar esprileri ve sözleriyle de geceye damgasını vurdu. Eski sevgililerine göndermede bulunan Ersoy, "Eski sevgililerimin hepsi züğürttü, ben baktım" dedi. Geçen günlerde de "Çıtır erkeklerden hoşlanıyorum" diye açıklama yapan Ersoy, bu sözleriyle hayranlarını kahkahaya boğdu. Sevilen şarkılarını seslendiren ünlü şarkıcı, üçüncü şarkıdan sonra kostümünün tüllü parçasını çıkarttı. Düşen pırlanta küpesini alan Bülent Ersoy, küpeyi çıkartarak menajerine verdi.

Ersoy, şarkılarını kimi zaman ayakta kimi zaman ise sahneye kendisi için konulan koltuğuna oturarak seslendirdi. Hayranlarının kendisine gönderdiği kırmızı gülleri öperek tekrar sahibine veren ünlü sanatçı için sahneye çok sayıda şampanya gönderildi.

Yaklaşık bin kişinin izlediği Bülent Ersoy'un gece kulübündeki konseri iki saat sürdü.

Görüntü Dökümü;

- -------------

- Kulüpten genel görüntüler

- Bülent Ersoy'un sahnede

HABER: İbrahim LALELİ -KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN /ANTALYA, (DHA)

DHA FEED

============== 6)FATİH ÜREK COŞTU, COŞTURDU

KURBAN Bayramı'nın ikinci gününde Antalya'da sahneye çıkan Fatih Ürek, izdihama yol açtı.

Eğlence kulübünün önünde saatler öncesinden sıraya giren Antalyalılar, Fatih Ürek'in şarkılarıyla coştu.

Antalya'nın popüler eğlence kulübü Arma Lara'da sahneye çıkan Fatih Ürek, hayranlarına unutulmaz saatler yaşattı. 'Hadi Hadi' isimli şarkısı ile gecenin açılışını yapaN Ürek, kıvrak göbek dansıyla da izleyenlere neşeli saatler yaşattı. İlk şarkısının ardından hayranlarının bayramını kutlayan Ürek, gecede şampanya ve viski yağmuruna tutuldu. Sesiyle olduğu kadar neşesi ve esprileriyle de sahneden pozitif enerji saçan Ürek, 3 saat sahnede kaldı. Kadın hayranlarının sevgi seliyle karşılandığı gecede, sahneye atılan gülleri fanatiklerine fırlatan başarılı şarkıcı, bayram eğlencesine damgasını vurdu. Kurban Bayramı süresince Antalya'da olduğunu belirten Ürek, "Artık ben de Antalyalı oldum, bir ay içinde iki kez buraya gelmezsem rahat edemiyorum" dedi.

Ünlü şarkıcı, sahnesini bitirdikten sonra hayranlarının ısrarını kıramayarak tekrar sahneye çıkıp iki şarkı daha seslendirdi.

Görüntü Dökümü;

- -------------

- Fatih Ürek'in sahnede

- Eğlenenlerden detaylı görüntüler

HABER: İbrahim LALELİ -KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN /ANTALYA, (DHA)

DHA FEED

===========

Çalışmak kaderim ama kaderimi seviyorum 7)GÜLŞEN ALANYA'DA SAHNEYE ÇIKTI

KURBAN Bayramı'nın ikinci günü Antalya'nın Alanya İlçesi'ndeki bir otelde sahneye çıkan Gülşen, her bayram olduğu gibi bu bayramda da çalıştığını belirterek, "Bu benim kaderim ama kaderimi çok seviyorum" dedi. Alanya'nın Okurcalar Beldesi'ndeki bir otelde sahneye çıkan şarkıcı Gülşen, hayranlarına müzik ziyafeti çekti. Mini siyah elbisesinin sırt dekoltesi, sarı saçları ve makyajıyla dikkat çeken Gülşen, sahneye çıkmadan önce kuliste gazetecilerin sorularını yanıtladı. Her bayram olduğu gibi bu bayramda da çalıştığını söyleyen Gülşen, şunları söyledi: "Bu benim kaderim ama kaderimi çok seviyorum. İyi ki de böyle oluyor. Her özel günde, bayramlarda, yılbaşında insanların daha çok eğlenmek ve daha iyi vakit geçirmek istediği zamanlarda onların karşısında olmaktan ve mutluluk vermekten çok mutluyum. Benim misyonum bu ve bunu en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorum."

Hayranlarının yoğun tezahüratı eşliğinde sahneye çıkan Gülşen'i yaklaşık 300 kişi dinledi. Söylediği şarkılarla hayranlarını coşturan Gülşen'in sağ bacağındaki hafif morluk dikkat çekti. Özellikle kadın dinleyicileri tarafından bol bol fotoğrafları çekilen Gülşen, yaklaşık 2 saat sahnede kaldı. GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

- -------------

- Gülşen'in açıklamaları

- Sahneye çıkışı

- Dinleyicilerden detay

- Gülşen'in sağ bacağındaki morluklardan detay HABER -KAMERA: Teoman ERİŞ/ALANYA (Antalya), (DHA)

DHA FEED

===============

Zayıfladığın söyleyen Nadide Sultan: Türk erkeği etli butlu kadın sever

8)NADİDE SULTAN AFYONKARAHİSAR'DA SAHNE ALDI

AFYONKARAHİSAR'da bir termal otelde sahneye çıkan Nadide Sultan kilo verdiğini belirterek, "Hanımlar beğeniyor ama erkekler beni sevmiyor. Öyledir ya, Türk erkeği biraz etli butlu hanımları sever" dedi.

Kurban Bayramı'nın 2'nci günü, Afyonkarahisar'daki termal oteller konserlerle şenlendi. Oruçoğlu Termal Otel'de Nadide Sultan, Korel Termal Otel'de Mustafa Keser, İkbal Termal Otel'de ise Hüner Coşkuner, sevenleriyle buluştu.

Oruçoğlu Termal Otel'deki konseri sırasında, kilo verdiğini ve bu durumdan memnun olduğunu belirten Nadide Sultan, "Hanımlar beğeniyor ama erkekler beni sevmiyor. Öyledir ya, Türk erkeği biraz etli butlu hanımları sever. Derler ya hanımlar, hanımlara güzel görünmek isterler, öyle bir durum vardır" diye konuştu. Yeşil, uzun ve derin göğüs dekolteli kıyafetiyle dikkat çeken Nadide Sultan, kendi albümlerindeki şarkıların yanı sıra popüler şarkıları da seslendirdi. Nadide Sultan, Seyhan Turan adlı bir izleyicisinin de doğum gününü kutladı.

Korel Termal Otel'de sahneye çıkan Mustafa Keser ise, anlattığı hikayelerle izleyenleri güldürürken, İkbal Termal Otel'de konser veren Hüner Coşkuner de bir hayranıyla karşılıklı oynadı. Görüntü Dökümü:

- -------------

- Nadide Sultan'ın sahnede şarkı söylemesi

- Nadide Sultan'ın Türk erkeğinin sevdiği kadın şeklini tarif etmesi

- İzleyenlerin tempo tutması

- İzleyenlerin oynaması

- Bir izleyicinin doğumgününün kutlanması

- Nadide Sultan'ın izleyicisini tebrik etmesi

- Mustafa Keser'in sahnede şarkı söylemesi

- Hüner Coşkuner'in sahnede oynaması

HABER- KAMERA: Murat ARISOY /AFYONKARAHİSAR, (DHA)

DHA FEED

======================

9)Prof. Dr. Alparslan Gökalp:

"DİŞ ÇÜRÜKLERİ ÖLÜME NEDEN OLABİLİR"

KONYA'da Selçuk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Alparslan Gökalp, diş çürüklerinin tedavi edilmemesi durumunda ciddi enfeksiyonların olaşabiliceğini ve vücuda yayılarak ölüme neden olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Alparslan Gökalp, diş sağlığına yeterince önem verilmediğini belirterek, özellikle çocukların diş sağlığına çok dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Çocuklara gece yatarken anne sütü ya da meyve suyu verilmemesini ifade eden Prof. Dr. Gökalp, "Anne sütünün şeker içeriği, inek sütüne oranla daha fazladır. Meyve suyu ise içerdiği asitlerden dolayı dişlere büyük zarar verir. Çocuğun doyurulduktan sonra dişlerinin temizlenip daha sonra uyutulması gerekir. Uyuması için biberon vermek, emzirmek yada meyve suyu içirmekten ailelerin kaçınması gerekir."dedi.

Prof. Dr. Alparslan Gökalp, diş çürüğü oluştuğunda, hemen tedavi edilmesini aksi halde önemli hastalıkları davetiye çıkartabileceğini belirterek şunları söyledi: " Diş çürükleri çok önemlidir. İnsanlarımız fazla dikkate almıyor. Ama küçük yaşlarda oluşan ve önemsenmeyen diş çürükleri zamanla ciddi enfeksiyonlara yol açar. Bu da bütün vücuda yayılarak ciddi hastalıklara davetiye çıkartır. Hatta ölüme neden olabilir. O yüzden diş çürüklerinde erken tedavi çok önemlidir."

(Görüntü Dökümü

- -----------------------

- Prof. Dr. Alparslan Gökalp röp.

- Gökalap'ten detay

Haber- Kamera: HAKAN KAYA KONYA DHA))

=======================================================

10)MEKE GÖLÜ TUZLAŞTI

KONYA'nın Karapınar ilçesi'nde bulunan ve 'Dünyanın nazar boncuğu' olarak tanınan Meke Gölü, kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle tamamen yok olma noktasına geldi. Krater bir yapıya sahip Meke Gölü'nde az miktarda kalan suyun buharlaşması sonucu gölün büyük bir bölümünde kristalleşme ve tuzlanma oluştu.

Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Yrd. Doç. Dr. Fethullah Arık, Meke Gölü'nün sönmüş bir volkan kraterinin suyla dolmasıyla oluşan ve ortasında adacıklar bulunan bir göl olduğunu belirtti. Arık, geçtiğimiz ay gölde yaptıkları incelemede, acı bir tabloyla karşılaştıklarını söyledi. Arık, " Gölün çevresinde yaptığımız araştırmalar sonucu gölün büyük bir bölümü kurumuş. Sadece kuzeybatı tarafında çok az bir su kalmış. Buna bağlı olarakta gölde kristalleşme ve tuzlanma başlamış" dedi. Gölün bu hale gelmesininin nedeninin kuraklık ve bilinçsiz tarımsal sulama olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Fethullah Arık, şunları söyledi: "Yeraltı suyunun aşırı kullanımı ve kuraklık gölün kurumasında en önemli etken. Yöre halkı tarımla ilgileniyor. Doğal olarak o bölgede sulama için başka bir kaynak olmadığından insanlar yeraltı su kaynaklarına yöneliyor. Tarımla uğraşan kesim eğer bilinçlenirse, suyun azalması birazda olsa azaltılabilir. O bölgedeki insanları tasarruflu su kullanmaya ve yeni modern tarımsal sulama yöntemlerine teşvik etmemiz gerekir. Böylelikle yeraltı su seviyesinde azalma olmaz."dedi. Yrd. Doç. Dr. Fethullah Arık, Meke Gölü'nün yeraltı su seviyesinin düşürülmemesi halinde ve dışardan su takviyesiyle, gölün eski haline dönüştürülebileceğini söyledi. Arık, Meke Gölü civarındaki diğer göl ve sulak alanlarında yine bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle kurduğuna dikkat çekti. Arık, "Meke Gölü'nün güneyinde Ereğli-Karapınar arasında bulunan Akgöl vardı. Şimdi orada öyle bir göl yok. Orası şu an tamamen tarım arazisi olmuş durumda. Daha kuzeye doğru devam edersek, Eber, Akşehir Gölü, Beyşehir Gölü'nün sularında da azalma olduğu gözleniyor. Bunun nedenleri de kuraklık ve yeraltı su kaynaklarının bilinçsiz kullanımı "dedi. Görüntü Dökümü - ---------------------

- Fethullah Arık'ın açıklamaları

- Meke Gölü'nden detay Haber-Kamera: Tolga YANIK KONYA DHA))

==============================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title