44. Yıl Sporun Zirvesi Semineri...

Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin (TSYD) düzenlediği "44. Yıl Sporun Zirvesi" seminerinin son gününde sabah yapılan "futbolun ekonomisi" konusunda görüşlerini bildiren futbol federasyonu yönetim kurulu üyesi Erdal Ardal Erdal Batmaz, mevcut dernekler yasasıyla kulüplerin ileriye gidemeyeceğini söyledi.

Batmaz, toplantıda "Futbol gelirleri için yeni atılımlar yapmalıyız. Şu anki dernekler yasasıyla kulüpler ileriye gidemez. Bu yasalarda en kısa süre içinde çağdaş yenilikler yapmak zorundayız" dedi.

Batmaz, sözlerine şöyle devam etti:

"Lig A.Ş adı altında bir şirket kurulmalıdır. Spor Toto ve İddaa'nın özelleştirilmesi gerekmektedir. 3. Ligin 4 yıl içinde kaldırılarak, yerine bölgesel amatör ligler kurulmalıdır. Bu ve buna benzer yeni atılımların Türk futbolunun

önünü açacağına inanıyorum."

Avrupa'nın 5 büyük ligini İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya ve İtalya'nın oluşturduğunu ifade eden Batmaz, "Bu ligler futbol pastasının yüzde 54'üne sahiptir" diye konuştu.

Batmaz, konuşmasına böyle devam etti:

"Toplam gelirde kaydedilen büyüme daha çok yenilenen yayın anlaşmalarıyla sağlandı. Eşit sayıda maç oynanan İngiltere ve İspanya ligleri seyirci başına en yüksek hasılat yaratma kapasitesine sahip oldu. En düşük pay ise, Fransa ligine aittir. Maaş ve ücretler geçmişten bu yana en büyük harcama kalemini oluşturuyor. Hollanda, İskoçya, Portekiz, Avusturya, Danimarka ve İsveç 5 büyük ligin ardından gelen ülke ligleridir. Bunun nedeni de liglerin birkaç takımın baskısı altında olmasıdır. Şampiyonlar liginde şampiyon olan kulüp 30.6 milyon Avroyu aşan bir gelir elde ediyor."

Futbol piyasasında vergilendirmenin her zaman bir engel olduğunu vurgulayan Batmaz, "İngiltere Futbol Federasyonu'nun hükümete ödediği vergi her geçen gün artıyor. İngiltere Ligi 195 ülkede pazarlanıyor. Sponsorluk gelirlerinin yüzde 44'ü Avrupa'ya geliyor. Yani futbolda kutuplaşma Avrupa'da yoğunlaşıyor. Futbol ekonomi ve politikada propaganda ve reklam aracı olarak kullanılan sektör haline geldi" dedi.

Erdal Batmaz, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un halka açılmalarının 4 ayrı biçimde gerçekleştiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Fenerbahçe 29.9, Trabzonspor 24.5, Galatasaray 21, Beşiktaş ise 13.9 milyon dolarlık arzla halka açıldı. Halka açılan şirketler olarak en yüsek hasılata Beşiktaş, en yüksek net kara da Fenerbahçe ulaştı. 24.6 milyon dolar ile en yüksek temettü ödemesini ise Galatasaray yaptı. Şu an itibariyle 4 büyük kulübün havuzdan aldığı toplam para 21 milyon YTL. Fenerbahçe gelirlerin dağılımı açısından ilk sırada yer alıyor. Yine en yüksek piyasa değeri açısından da birinci sırada Fenerbahçe var. Bu kulübü Galatasaray, Beşitaş ve Trabzonspor takip ediyor."

Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Başkanı Türker Arslan ise, kuruldaki 13 yıllık görev süresince, kimsenin etkisi altında kalmadan hukukun gereklerini yerine getirdiklerini söyledi.

Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Başkanı Türker Arslan ve Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu Başkanı Raportörü Serdar Özersin'in katılımıyla, "Futbolda disiplin ve tahkim kurullarında alınan kararların yöntemi, yankıları" konusu tartışıldı.

Arslan, verecekleri kararlarla ilgili olarak kendilerine gelen talep ve baskılarla ilgilenmediklerini, hukukun

gereğini yerine getirdiklerini belirterek, "Gece yarıları bana kimlerin telefon ettiğini söylesem şaşarsınız" diye konuştu. Verdikleri kararların her zaman arkasında olduklarını vurgulayan Türker Arslan, şöyle konuştu:

"Verdiğimiz kararlarda tarafların memnun olması ya da memnun olmaması çok normal. Kararlarımızı verdiğimizde onun arkasındayız. Bu kararları verene kadar bize talepler baskılar geliyor mu? Bunlar bizi hiç ilgilendirmiyor. Ben 13 yıldır bu görevin içindeyim. Gece yarıları bana kimlerin telefon ettiğini söylesem şaşarsınız, ama bu konuları dikkati almadan hukukun gereğini yaptığımızdan emin olabilirsiniz."

Arslan, kulüp yöneticilerine verilen hak mahrumiyeti cezalarının kapsamı konusunda, çok açık bir hüküm bulunmadığını belirterek, "Hak mahrumiyeti cezasının amacına ulaştığı inancında değilim. Pratikte bir sonucu olduğu fazla görünmüyor" dedi.

Arslan, bugüne kadar 4 federasyon başkanıyla çalıştığını ve şimdiye kadar hiç birisinden 'Şu karar şöyle olabilir mi' şeklinde bir telkinle karşılaşmadığını da vurguladı.

Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Başkanı Türker Arslan, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun (PFDK), çok dar bir zaman içerisinde çalışarak, geniş bir araştırma yapma şansına sahip olmadığını, karşılaşmayla ilgili gelen raporları değerlendirerek, bir an evvel olayı sonuçlandırmak zorunda olduğunu vurgulayarak böyle bir örnek verdi: "Mersin İdmanyurdu'nun bir karşılaşmasıyla ilgili iki oyuncu Selim ve Birkant'la ilgili temsilcilerin raporlarında maç sonunda hakemlere ağır küfürler ettikleri, hatta fiziki müdahaleye yeltendikleri, ancak olayların önlendiği bilgileri vardı. Bu oyunculara 4'er maç ceza verilmişti. Olayla ilgili görüntüler ibraz edildi,

izledik. Halbuki bırakın Selim'in küfür etmeyi, olayları yatıştırmak için çok büyük çaba sarf ettiğini görüntülerden tespit ettik. Temsilci de bu olaylarla ilgili açık bir şey yazmamış. Gözlemci ve temsilciyi kurula çağırdık. Sonuçta olayların 3 - 5 numaralı oyuncular (Selim ve Birkant) değil, 7-10 numaralı oyuncular olduğunu tespit ettik. Böylece biz bir hukuki hatanın oluşmasını engelleme imkanı bulduk."

Geçen sezonlarda Beşiktaş forması giyerken Fenerbahçe ile yaptıkları mücadelede, Nobre'ye yaptığı bir hareketten dolayı Emre'nin ve Fenerbahçe'nin Trabzonspor ile yaptığı maçta Semih'e verilen cezaların kaldırılmasıyla ilgili fikri sorulan Arslan, "Ne Emre'nin ne Semih'in cezaları kaldırılmazdı. Her iki kararı da doğru bulmuyorum" diye konuştu.

Disiplin Kurulu Raportörü Serdar Özersin, sezon içinde kendilerine gelen dosyaların büyük çoğunluğunun, saha olayları olduğunu söyledi. Özersin, kurullarının işleyişiyle ilgili bilgiler vererek, aldıkları kararlarda özellikle

disiplin talimatı hükümlerinin eksiksiz yerine getirilmesine dikkat ettiklerini belirtti. Özersin, disiplin cezalarını katı veya yumuşak olarak uygulanmaktan ziyade, ortada bir standardın olmasından yana olduklarınıda vurguladı.

Antalyaspor Teknik Direktörü Yılmaz Vural, adalet dağıtmada genç hakemlerin daha iddialı olduğunu söyledi.

Vural, futbolcularıyla birlikte katıldığı seminerde, "Müsabaka döneminde bir takımın gelecek maça hazırlanması" konulu uygulamalı olarak bir sunum yaptı.

Yılmaz Vural, ilk yarıda Beşiktaş ile oynadıkları karşılaşmanın, 1 haftalık hazırlık periyodunu görüntüler yardımıyla basın mensuplarına anlattı.

Sezonun ilk yarısında güzel bir futbol oynamalarına rağmen, mücadelenin uzatma bölümlerinde yitirilen puanlar nedeniyle 16. sırada kaldıklarını ifade eden Vural, "Bu takım gizli ikincidir. Rakiplere 19 puan ikram ettik. Ancak futbol oynamaktan başka amacı olmayan bu takım ikinci yarıda iyi işler yapacak" diye konuştu.

Vural futbolcularına "şampiyonluğa oynayacağız" dediğinde kendisine güldüklerini, "Türkiye'de futbol oynayarak şampiyon olunmuyor" şeklinde görüş bildirdiklerini belirterek şöyle konuştu:

"Biz sahaya çıkıp oynayacağız. Onlara sahaya 22 futbolcu ve 3 hakemden başka kimsenin giremeyeceğini anlattım. Korku insanın beyninde yarattığı öcüdür. Rakip büyükmüş, 50 bin seyircisi varmış, bunları kafanızda büyütürseniz hiçbir şey yapamazsınız. Türkiye'de genç hakemler adalet dağıtmakta daha iddialı. Bu hoşuma gidiyor. Yanlışları tecrübesizlikten kaynaklanıyor."

Yılmaz Vural, günlük hayatta mülayim bir kişiliğe sahip olduğunu, fakat futbolda başarısızlığa tahammülünün olmadığı için stres nedeniyle 51 yaşında bypass ameliyatı olduğunu anlattı. Vural'ın sahada yapılan taktik uygulama sırasında futbolculara seslendikten sonra, "Türkiye'ye yabancı teknik direktör getirmeyin.

Ben Türkçe anlatamıyorum, onlar nasıl anlatacak?" biçimindeki sözleri dikkat çekti.

Haberler