Yörük-türkmen Derneği'nden Irak Uyarısı

Gaziantep Yörük-Türkmen Derneği Basın Sözcüsü Ali Çağlayan, Türkiye'nin, Irak'ta yaşayan Türkmenler'in garantörü olduğunu bütün dünyaya ilan etmesi gerektiğini bildirdi.

Çağlayan, yaptığı açıklamada, en temel hak olan yaşama hakkının kutsallığının Türkmenler için de olmazsa olmaz bir koşul olduğunu belirtti. Çağlayan, Irak'ta yaşayan Türkmenler'in can ve mal güvenliklerinin sağlanması için uluslararası platformlarda gerekli adımların atılması gerektiğini kaydederek, "Türkiye, Irak'ta yaşayan Türkmenlerin garantörü olduğunu dünyaya ilan etmelidir. Buna bağlı olarak, Irak Türkmenleri'ne yapılacak bir saldırının, Türk milletine yapılmış sayılacağı ve şiddetle bertaraf edileceği bütün taraflara acilen bildirilmelidir" dedi.

Türkmenler'in, bulundukları coğrafyanın doğal ve vazgeçilmez bir gücü olarak temsil noktasında olması gerektiğini ifade eden, Çağlayan şunları söyledi:

"Türkmenler, yönetimlerde şeklen değil, onurlu ve etkin bir güç olarak temsil edilmelidir. Bunun şartları Türkiye tarafından güvence altına alınmalıdır. Mevcut belirsizlik ve kaos ortamı içinde, Irak coğrafyasında yaşayan bütün etnik, siyasal grupların giderek silahlandığı düşünüldüğünde, kendi savunma kabiliyetini geliştirmeyen tek unsurun Türkmenler olduğu, dolayısıyla her türlü saldırı ve istismara tek açık toplumun yine Türkmenler olduğu görülecektir. Irak Türkmenleri meselesi, bölgesel münferit bir hadise kapsamında sayılmanın ötesinde milli bir hüviyete büründürülmeli ve Milli Türkmen Coğrafyası ilan edilmelidir".

Çağlayan, Kerkük'ün geçmişten bu yana bir Türkmen şehri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Irak petrol rezervinin yarıdan fazlasını elinde bulunduran bu Türkmen kentinin, ABD'nin de göz yumması ve teşviki ile getirilen 600 bin peşmerge ile demografik ve etnik yapısı değiştirilmiştir. Irak anayasasına göre, 2007 yılı sonunda Kerkük'te yapılacak olan referandumda Kerkük'ün Kürtlere verilmesi hedeflenmektedir. Bu şekilde yapılacak bir referandum sonucunu kesinlikle tanımayacağımızı ulusal ve uluslararası kamuoyuna duyururuz. Diplomatik kanallar açık tutulmak kaydıyla, askeri seçeneklere açık kapı bırakılmalı, Habur Sınır Kapısı kapatılmalıdır. Bölgede denge unsuru ve lider ülke konumundaki Türkiye'nin, Anadolu dışındaki Türklere kulaklarını tıkaması, kendi saygınlığını ve uluslararası caydırıcılık gücünü büyük ölçüde zedeleyecektir. Bütün bu gelişmelerden sonra ortaya çıkan en çarpıcı sonuç, zaman geçirilmeden bir Dünya Türkleri Bakanlığı kurulmasıdır".

(OÇ-ST-ÖK-Y)

Haberler