CHP'li Sarıbal'dan Altın Madeni Tepkisi: "Bu Ülkenin Kaynaklarını Babalarından Dan Kalan Miras Gibi Görüyorlar"
Bilecik'in Pazaryeri ilçesinde, bölgede yapılması planlanan altın madeni projesine karşı halk bilgilendirme toplantısı düzenlendi. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, projenin ekonomik tahribatını ve maden çıkarımına karşı halkın direnişini vurguladı.
(BİLECİK) - Bilecik'in Pazaryeri ilçesine bağlı Bozcaarmut Köyü mücavir sınırları içerisinde yapılması planlanan ve Bursa'nın İnegöl ilçesine bağlı bazı köyleri de etkileyeceği belirtilen altın madeni projesine karşı halk bilgilendirme toplantısı düzenlendi.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, projeye ilişkin İnegöl'ün Güneykestane Köyü'nde yapılan toplantıda konuştu.
İktidarın, bu ülkenin bütün kaynaklarını babasından kalan bir mirasmış gibi değerlendirdiğini söyleyen Sarıbal, "Burada yaşayan halkın, binlerce yıllık kültürün, binlerce yıllık tarihsel birikimlerin ve bundan sonra da burada yaşayacak insanların yaşamının hiçbir öneminin olmadığını net bir şekilde görüyoruz" dedi.
Ülkenin ekonomisinin batırıldığını, bu ekonomik tahribatın sorumlusunun yurttaşlar değil, bizzat yöneticiler olduğunu ifade eden Sarıbal, "O yönetenler bu ekonomik krizin bedelini yine sizin sırtınızdan, sizin yaşam alanlarınızdan çıkarmak istiyorlar" diye konuştu.
"Her yerde maden çıkarılmaz"
Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü'ne Maden Kanunu'nda yapılan düzenlemeyle müthiş bir yetki verildiğini söyleyen Sarıbal, şunları kaydetti:
"Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yetkilerini aldılar. Sormuyorlar bile. Yani bugün ne tarım ilçenin ne tarım il müdürlüğünün ne orman il müdürlüğünün ne de orman bölge müdürlüğünün yetkisi var. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü bir yerde bir şey yapacaksa kararı o veriyor. Her yerde maden çıkarılmaz. Niçin çıkarıyorsunuz, insanların mutluluğu için insanların refah düzeyi artsın diye. Peki, yıllardır bu ülkede çıkan madenlerden dolayı; altın, gümüş, bakır ve diğer madenlerden dolayı hangi bölgemizin ekonomik gücü arttı? Ege'yi başta Bergama olmak üzere talan ettiler. İkizköy olmak üzere her yeri talan ettiler."
"Bu topraklar babalarından miras kalmadı"
Sarıbal, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na birçok kez "Maden çıkardığınız yerleri ıslah edip tekrar insanların insanca yaşadığı bir örnek gösterin" dediklerini anlatarak, şöyle devam etti:
"Hiç gösteremediler. Söyleyemediler, yok. Dolayısıyla bu işin politik bir iş olduğunu ve iktidarın bunu bilerek yaptığını bilin. Para gelsin de nereden gelirse gelsin. Hani millet iradesiydi? Hani millet ne derse oydu? Niye gelip buraya bunu söylemiyorlar? Neden sizin izninizi almıyorlar? Bozcaarmut Köyü'nün görüşünü aldılar mı? Diğer köylere sordular mı?
Bir sınav veriyoruz değerli dostlar, bunu bir milletvekili olarak değil, bir çiftçi olarak söylüyorum. Bu toprakları kaybedersek bağımsızlığımızı kaybederiz. Buralardan bizi kovmak istiyorlar. Ama gitmeyeceğiz. Mücadele edeceğiz. En başta söyledim; babalarından miras kalmadı bu topraklar. Bu toprakları bize emanet ettiler. Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı, bütün bu mücadeleler şimdi birileri gelip babalarından miras kalmış gibi bir grup madenciye, yerli ya da yabancıya peşkeş çekileceği yerler değil.
"Devlet, millet biziz arkadaşlar"
O yüzden gün o gün; anlatın komşularınıza, kentte yaşayan komşularınıza anlatın, gelip gidenlere anlatın. Buralar sizin tarihiniz, geçmişiniz.
O yüzden bu bir mücadele gerektiriyor. Yüzlerce örnek var. Hemen yanı başımızda Eymür mücadelesi var. Kazanıldı. Burayı da kazanırız. Yeter ki bir arada olmayı becerelim. Yeter ki sesimizi yüksek çıkaralım. Yeter ki o kaymakam, valiye, her kimse, Türkiye Cumhuriyeti'nin kaymakamı, valisi olduğunu hatırlatalım. Devlet, millet biziz; karar vericiler değil. İstersek başarabiliriz. Jandarma bizim jandarmamız, polis bizim polisimiz. Ama ne yazık ki onların koruması gereken ormanları, üretim alanlarımızı biz koruyoruz. Onlarsa şirketlerin karlarını koruyorlar. O yüzden burada ciddi bir sorun var. Bu sorunu hep beraber aşacağız."
Halk buluşmasına Türkiye İşçi Partisi, Doğader, Bilecik ve Bursa Kent Konseyi yöneticileri ile Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri de destek verdi.
















