Yargıtay Üyesi Uluç', "Azınlıklar 'Yabancı' Sayılamaz"

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Üyesi Yusuf Uluç, Türkiye'de yaşayan azınlıkların "yabancı' sayılamayacağını, farklı muameleye maruz bırakılamayacağını söyledi. Uluç, azınlıkların bulundukları ülkenin vatandaşı olduklarının altını çizerek, "Vatandaşı oldukları ülke ile aralarında karşılıklılık prensibi söz konusu olamaz" dedi.

Uluç, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan "Vakıflar Hukuku ve Mevzuatı" adlı kitabında konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

-"SÜRYANİLER VE KELDANİLER YABANCI DEĞİL"

Uluç, 1392 sayfalık kitabında Lozan Barış Sözleşmesi, azınlık vakıflarının taşınmaz mal edinmesi ve mütekabiliyet konularına da değinerek Türkiye de yaşayan azınlıkların "yabancı' olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi.

Uluç, Türkiye'de yaşayan azınlıkların neden "yabancı' sayılmaması gerektiğini de kitabında şöyle anlattı:

"Türkiye de bulunan azınlıklar, başka bir devletin uyruğunda değildirler. Tam aksine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdırlar. Mütekabiliyet ilkesi bakımından, en az iki devlet olacaktır. Zira karşılıklılık esası, en az iki devlet arasında uygulanan bir ilkedir. Azınlıklar, bulundukları ülkenin vatandaşı olduklarından, vatandaşı oldukları ülke ile aralarında karşılıklılık prensibi söz konusu olamaz."

Yargıtay Üyesi Uluç, Müslüman olmayan azınlıklardan sayılması gereken ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan "Süryaniler" ile Keldaniler'in bu isimlerle anılan bir devletleri olmadığına dikkat çekerek, "Zaten, "yabancı' statüsünde kabul edilmeleri mümkün olmadığı gibi, mütekabiliyet esasının bunlar açısından uygulanması da mümkün bulunmamaktadır" dedi.

-AZINLIKLARA YABANCI MUAMELESİ YAPILAMAZ

Uluç, azınlıklara "yabancı muamelesi yapıldığına dikkat çektiği yazısında şunları kaydetti: "Lozan Barış Antlaşması ile belirlenen Müslüman olmayan azınlıklar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları oldukları halde, kimi zaman farklı işlemlere tabi tutularak, kendilerine "yabancı muamelesi' yapıldığını söylemek mümkündür. Varlık Vergisi uygulaması, bu konuda örnek teşkil edebilir. Bu tür uygulamaların temelinde, hiç şüphesiz ülkenin sosyal, siyasal, ekonomik nedenleri ile tarihsel geçmişi ve geleceğine ilişkin etkenlerin bulunduğu söylenebilir. Ancak, bunların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olduğu da hiçbir zaman unutulmamalı." (ANKA)

(YG/ZG)

Haberler