"Türkiye'de Kürtler: Barış Süreci İçin Temel Gereksinimler" Konferansı

Diyarbakır'da düzenlenen konferansta konuşan Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkan Yardımcısı Orhan Miroğlu, teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın, "1921 Anayasası'nın örnek alınması" şeklindeki sözlerini hatırlatarak, "Öcalan'ın sürece ilişkin görüşleri kanaatimce önem taşımaktadır" dedi.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Tiyatro Salonu'nda düzenlenen "Türkiye'de Kürtler: Barış Süreci İçin Temel Gereksinimler" konulu konferansın açılış konuşmasını yapan Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu, sorunun büyük acılara, ağır insani, sosyal ve ekonomik tahribatlara yol açtığını belirtti. Tarihin çözümün şiddette ve inkarda olmadığını tüm çıplaklığıyla ortaya koyduğunu söyleyen Tanrıkulu, "Ne Kürtler inkar, telin ve tercih politikalarıyla ortadan kaldırılmışlar ve ne de silahlı şiddetle insani,

ulusal ve bir o kadar da haklı talepleri konusunda sonuç almışlardır" dedi.

Alman Heinrich Böll Foundation Vakfı Başkanı Ulrike Dufner ise, Türkçe, Kürtçe ve Almanca "Hoş geldiniz" diyerek başladığı konuşmasında Türkiye'de önemli bir sürecin yaşandığını kaydetti. Parlamentoya giren DTP'li milletvekillerinin yeni Anayasa'yı tartışmalarının olumlu olduğunu ve tabu sayılan konular üzerinde konuşulamaya başlandığını söyleyen Dufner, Kürt sorununun acil tartışılması gerektiğini savundu. Türkiye'de sadece barışa değil demokrasiye de katkı sunmak istediğini belirten Dufner, silahların

susmasının demokrasi için yeterli olmadığını ifade etti.

Silahların kullanılmasının ardından sivil döneme geçmenin kolay olmadığını bildiklerini belirten Dufner, "Güç kullanmak normal görülüyor ve savaş sonrasında bu güçten vazgeçmek kolay değil. Çatışma, savaşların var olması için gereklidir. Hareketin ilk hedefi doğru olsa da sonra değişiyor. Otoriter zihniyet birçok şeyden vazgeçmektedir. Demokrasi otoriter yapıyla bağdaşmaz. Başka bir ırkın bitmesi için kız çocuklarına ve kadınlarına tecavüz yapılmaktadır. Başka bir ırktan aşk ve evlilik dahi

yasaklanmaktadır" diye konuştu.

Etnik ruhun çoğaltılması için kadınların çok fazla mağdur olduğunu belirten Dufner, "Bazı sorunlar şimdiden çözülmeye başlanıyor. Kürt sorununun çözümü kolay olmayabilir, ama ne kadar erken adım atılırsa o kadar yararlıdır. Kürt sorununu tamamen kabul etmeyebiliriz. Biz sadece düşüncelerimizi savunanları davet etmedik. Farklı düşüncelere sahip olan insanları da davet ettik. Eleştirilere açığız" şeklinde konuştu.

"ÇATIŞMALAR ULUSLARARASI BİR SORUN"

Çatışma ve iletişim konularında bağımsız uzman İrlandalı Clem Mc Cartney da, Türkiye'ye 30 yıl önce geldiğini ifade ederek, "Konferansa davet edildiğim için çok mutluyum. Kürt sorunu konusunda en az şeyi bilen benim, birinci konuşmacı olmam çok ironi. Tarafların kendilerine sorma ihtiyacı duydukları soruları kendimize sormalıyız. Benim amacım bu soruları kendimize sormak. Kuzey İrlanda'dan geliyorum. Çatışmalar hakkında konuşulduğunda rahatsız olurdum. Çünkü çatışma bizim etrafımızda olan bir şey.

Uluslararası bir sorundur çatışmalar. Herkesin kendi kafasını temizlemesi lazım çatışmaların bitmesi için. Hepimiz çatışma çözmekte başarılıyızdır. Sorunun doğasından ele alınması lazım. Kuzey İrlanda'da derdik ki, 'Bu çatışma hiçbir yerdekine benzemiyor'. Oysaki çatışmaların ortak yönleri ve ilkeleri olduğunu kabul etmeliyiz. Daha sonra nesnel bakmalıyız" dedi.

Konferansın ilk oturumuna başkanlık yapan Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkan Yardımcısı Orhan Miroğlu, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın avukatları aracılığıyla son süreçle ilgili yaptığı açıklamaları aktardı. Miroğlu, "PKK liderlerinin ve özellikle Öcalan'ın sürece ilişkin görüşleri kanaatimce önem taşımaktadır. Öcalan şöyle diyor; (1921 Anayasa'sı örnek alınmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, bütün kültürlerin demokratik şekilde varlığını ve kendini ifade etmelerini kabul eder. Bu

cümle yeterlidir. Birçok şeyin önünü açar. Bu cümleyi Anayasa'ya koysunlar, 2 ay içinde PKK silah bırakır, gizli örgütlenmede biter. Ondan sonraki aşama demokratik yasalarla düzenlensin. Bu söylediklerim mümkündür. Akan kanı durdurabiliriz) diyor" diye konuştu.

"PKK HAK İHLALLERİ İŞLEDİ"

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'ndan (TESEV) Dilek Kurban ise, köye geri dönüş projesi kapsamında sadece insanların yüzde 10'unun geri döndüğünü söyleyerek, "Yaşanan çatışmalar büyük acılara yol açmıştır. Bölgede yaşanan çatışmalar sırasında insan hakları ihlallerine bulaşmış olan güvenlik görevlilerinin bir an önce güvenlik sektöründen uzaklaştırılmaları gerekiyor. Bu bağlamda PKK'nın da yaptığı ihlaller var. Kürtler bundan pek söz etmiyor biliyorum, ama bunun da konuşulması gerekiyor. Onların

ne yapılacağının da ayrıca ele alınması gerekiyor" şeklinde konuştu.

PKK ve Kürt sorununun genel bir afla mümkün olabileceğini ifade eden Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Mithat Sancar da, "Bir proje içinde silahsızlandırma olmadan silahlı örgütün kendiliğinden çözülmesini beklemek şimdiye kadar bildiğimiz örneklere bakınca pek mümkün görünmüyor. O zaman nihai askeri zafer de mümkün olmuyorsa; toplumun benimseyebileceği yollar denenmeli. Aksi taktirde çatışmalar derin izler bırakmayı sürdürecek" dedi.

Türkiye, Amerika, İspanya ve Almanya'dan çok sayıda akademisyen, yazar ve siyasetçi ile AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Abdurrahman Kurt ve Kutbettin Arzu, DTP milletvekilleri ve belediye başkanlarının katıldığı konferans, yarın sona erecek.

(AY-AŞ-CC-ÖK-Y)

Haberler