Haberler

Google 'Kuzgun Acar' Doodle nedir? Kuzgun Acar kimdir, nereli, mesleği ne? 28 Şubat Google Doodle ne oldu?

Güncelleme:

Google 28 Şubat'ta Kuzgun Acar için Doodle yaptı. Doodle'nin adı "Kuzgun Acar" oldu. Peki doodle ne demek? Google arama motoru önemli gün ve haftalar için doodle eklemeye devam ediyor. Kuzgun Acar kimdir, nereli, mesleği ne? Google'ın Doodle yaptığı Kuzgun Acar kimdir?

Google önemli günler ve kişiler için Doodle yapmaya devam ediyor. 28 Şubat tarihinde Kuzgun Acar'ın özel Doodle'si yapıldı. Peki Kuzgun Acar kimdir, aslen nereli, mesleği neydi? Kuzgun Acar'ın hayatı ve biyografisi haberimizde.

GOOGLE KUZGUN ACAR DOODLE'I NEDİR?

Google 28 Şubat 2021 tarihi için yeni doodle'ı tanıttı. Yeni Doodle'ı "Kuzgun Acar" oldu. Yeni Doodle resmine aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Google 'Kuzgun Acar' Doodle nedir? Kuzgun Acar kimdir, nereli, mesleği ne? 28 Şubat Google Doodle ne oldu?

KUZGUN ACAR KİMDİR?

Abdülahet Kuzgun Çetin Acar (28 Şubat 1928, İstanbul - 4 Şubat 1976, İstanbul), Türk heykeltraş.

Demir, çivi, tel ve ahşap gibi malzemeler kullanarak gerçekleştirdiği yapıtlarıyla tanınır. Türkiye'de çağdaş heykel sanatının öncülerindendir. 1966 yılında yaptığı İstanbul Manifaturacılar Çarşısı'ndaki "Kuşlar" heykeli ile Ankara Kızılay Meydanı'nda bulunan Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü'nün cephesine yaptığı tunçtan kabartma "Türkiye" heykeli sanatçının önemli çalışmalarıdır.

KUZGUN ACAR HAYATI, BİYOGRAFİSİ VE ESERLERİ

Libya kökenli Ayşe Zehra Hanım ile Nazmi Acar Bey'in oğlu olarak 28 Şubat 1928 günü İstanbul'da doğdu. Annesinin isteği ile "Çetin" adı verilmesine rağmen ailesi onu "Kuzgun" diye çağırdı ve bu adla tanındı. Anne ve babası o küçük yaşta iken ayrıldı; annesi ile bilikte kenar mahallelerde, dar muhitte, yoksul bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirdi. İlkokulu nerede ne zaman okuduğu bilinmez. İlköğrenimini tamamladıktan sonra Sultanhahmet Ticaret Lisesi'ne devam etti. Bir yandan da babasının açtığı ayakkabı bağı imalathanesi dükkanında çalıştı. Okuldaki resim öğretmeni onu resim çalışmaya yönlendirdi.

Liseden mezun olduktan sonra 1949'da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi heykel bölümüne girdi, Rudolf Belling'in öğrencisi oldu. Daha sonra Ali Hadi Bara ve Zühtü Müridoğlu'nun atölyesine geçerek öğrenimini onların yanında tamamladı. Öğrencilik yıllarında Bara'nın sanat anlayışından etkilenerek soyut çalışmalara yöneldi ve soyut heykele tutku derecesinde bağlandı. 1953 yılında Akademi'den mezun oldu.

Acar, mezuniyetinden sonra serbest çalışmaya başladı ve aynı yıl ilk kişisel sergisini düzenledi. Demir, çivi, tel ve ahşap malzeme ile heykeller üretti. Türk Heykeltraşları Cemieti'ne üye oldu. Bu yıllarda ilk evliliğini yaptı. Avukat Münire Abduşef ile evlendi. Adalet Cimcoz'un açtığı ve kamusal bir kültür projesi haline gelen Maya Sanat Galerisi'nin kapanmaması için 1954 yılında açılan "Kurtarıcı Sergi"'de Şadi Çalık ve Nusret Suman ile birlikt heykel alanında yer aldı. Aynı galeride 30 Ekim'de Genç Ressam ve Heykeltıraşlar Sergisi'ne Ali Teoman Germener ile katıldı. Bu ilk dönem eserlerinde tahta yontular ağırlıktaydı.

Yeni bir üslup ve anlatım arayışı içinde olan Acar, 1956 yılında malzeme olarak teli kullanmaya yöneldi. İnce telleri büküp kıvırarak yaptığı figüratif ve soyut denemeleri Şehir Galerisi'nde genç sanatçılarla birlikte düzenledikleri sergide sergiledi. Aynı yıl Venedik Bienali'nde telden yaptığı bir heykeli sergiledi. Bienal sergisi daha sonra Lübnan'da tekrarlandı. 1957 yılında ilk kez telden bulutsu heykeller sergiledi.

Çivilerle gerçekleştirdiği bir çalışması, 1961'de Paris'te düzenlenen Uluslararası Genç Sanatçılar Bienali'nde Paris Kenti Birincilik Ödülü'ne değer görüldü. Bu birincilik, hayatında bir dönüm noktası oldu. Çünkü ödülle birlikte sanatçılara tahsis edilmiş iki burstan birisini kazanmıştı. Kuzgun Acar, aldığı bursla Fransa'ya gitti. 1962 yılında Paris Modern Sanatlar Müzesi'nde sergi açtı, sergideki bir yapıtı ve iki deseni müze tarafından satın alındı. Bu başarısından sonra kendisine Boulogne Ormanı'nda tahsis edilen bir atölyede 1962 yılının Kasım- Aralık ayları boyunca çalıştı. Paris'te İtalyan sanatçı Anselmo ile birlikte Galeri La Clouche'ta bir sergi açtı. Sergi, iki yıl açık kaldı. Bu sergiden fazla gelir sağlayamayınca mine takı yapmaya yöneldi. 1962 yılında 23. Devlet Resim ve Heykel Sergisi'nde, demir bir heykelle birinciliği kazandı.

Acar, Dışişleri Kültür Dairesi'nin tarafından 1964-1965 yılında açılan "Çağdaş Türk Sanatı" konulu serginin oluşumuna katkı verdi. 1965'te İstanbul'a giderek eşi Münire Hanım'dan ayrıldı. Paris'e dönerek aktris Bige Perker ile yaşamını sürdürdü. Atölyedeki zor kış şartları nedeniyle şehirde bir odaya taşındıktan sonra sinemaya ilgi duydu ve anime film kuklaları yapmaya başladı. 1965 yılında geçici olarak İstanbul'a dönmeye karar verdi. Heykeli, işhanı ve otel gibi yapılara bir süsleme unsuru olarak katmak için girişimlerde bulunan Acar, bir daha geri dönemedi ve Paris'teki çalışmaları kaybolup gitti.

İkinci evliliğini Biga Perker ile yapan Kuzgun Acar'ın oğlu Emre Yunus 1966'da dünyaya geldi. Aynı yıl Rodin Müzesi'ndeki ulusal heykel sergisine katıldı ve Avrupa sanat çevrelerinde de tanındı. 1966- 1967 arasında çok yoğun olarak heykel çalışmaları yaptığı bir dönemdir. Bu önemde yaptığı İstanbul Manifaturacılar Çarşısı'ndaki "Kuşlar" heykeli ile Ankara Kızılay Meydanı'nda bulunan Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü'nün cephesine yaptığı tunçtan kabartma "Türkiye" heykeli sanatçının önemli çalışmalarıdır.

Sinema ile de ilgilenen sanatçı, 1966 yılında "Sinema Tanık" topluluğu içine yer aldı. Tamamlamadığı belgesel filmler çekti.

60'lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi'ne girmesinden sonra yapıtlarına alıcı bulamaz hale gelince balıkçılık, meyhanecilik gibi işler yaptı.

1968 yılında Mehmet Ulusoy'un başlattığı sokak tiyatroları için masklar da üreten Acar, 1975'te Mehmet Ulusoy daveti ile Paris'e giderek Ulusoy tarafından sahnelenen Kafkas Tebeşir Dairesi adlı oyun için masklar üretti. Savaştan kalma eski çelik ve lastik malzemeleri kullanarak üretilen bu 140 adet mask, onun önemli çalışmalarındandır. Bu dönemde ikinci evliliğini de sonlanmış, tiyatro sanatçısı Fersa Pulhan ile üçüncü evliliğini yapmıştır.

Sanatçının yapıtları arasında DİSK-Maden-İş'in Gönen'deki eğitim ve dinlenme tesislerinin duvarına yaptığı duvar heykeli, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'ne alınan üç metal heykeli, Gülhane Parkı'na konulan "50. Yıl Heykeli", ölümünden kısa bir süre önce tamamladığı Antalya'daki Haşim İşçan Anıtı, Bayrampaşa Belediyesi için hazırladığı Mustafa Kemal Anıtı yer alır.

Sanatçı, Marmara Adası'na konulması tasarlanan bir anıt hazırlamaya başladı, ancak tamamlayamadı. Acar, bir duvar rölyefi üzerinde çalışırken merdivenden düştü ve beyin kanamasına bağlı olarak 4 Şubat 1976 günü 48 yaşında hayatını kaybetti. Mezarı Zincirlikuyu Mezarlığı'ndadır.

Kaynak: Haberler.com / Gündem

28 Şubat Google Doodle Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title