TÜM KATEGORİLER
Siirt3bakan Bağış: 5 ve 6'ıncı Yargı Paketi Üzerinde Çalışmamız Gerekecek
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 3'üncü yargı paketinde 33 bin kişinin serbest bırakıldığını hatırlatarak, şu anda üzerinde çalışılan 4'üncü Yargı Reformu Paketi'nden sonra 5'inci ve 6'ıncı Yargı Reformu Paketleri üzerinde de...
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 3'üncü yargı paketinde 33 bin kişinin serbest bırakıldığını hatırlatarak, şu anda üzerinde çalışılan 4'üncü Yargı Reformu Paketi'nden sonra 5'inci ve 6'ıncı Yargı Reformu Paketleri üzerinde de çalışılması gerektiğini söyledi.
Özel bir uçak ile Siirte gelen Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, havaalanında AK Parti Siirt Milletvekili Osman Ören ve Afif Demirkıran, Vali Ahmet Aydın, Bağımsız Belediye Başkanı Selim Sadak ve çok sayıda kurum amiri tarafından karşılandı. Siirt Hükümet Konağı onarımda olduğu için Özel İdare Müdürlüğü'ne geçen Bakan Bağış ve beraberindekiler, daha sonra Avrupa Birliği, Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliği işbirliği ile düzenlene, "Yargı ve Temel Haklar Projesi" konulu toplantıya katıldı.
"4'NCÜ YARGI PAKETİ, TÜRKİYE'Yİ AİHM'DE SANIK SANDALYESİNDEN KURTARACAK"
Türkiye'nin Rusya'dan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde en fazla sanık sandalyesine oturan ikinci ülke olduğunu belirten Bağış, "Türkiye farklı bir noktaya doğru ilerliyor. Mükemmel değiliz hala sorunlarımız var. Türkiye'de daha yapılacak işlerimiz var. Bakın daha bundan 4-5 ay önce 3'üncü Yargı Reformu Paketi sayesinde 33 bin 500 tutuklu serbest bırakıldı. 33 bin 500 aile sevdiklerine kavuştu. Şu anda 4'üncü yargı reformu paketi üzerindeki son çalışmalar tamamlandı. 4'üncü yargı reformu paketi, Türkiye'nin özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içerisinde, hak etmediği bir imaja sahip olmasını inşallah engelleyecek. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, önümüzdeki dava yükü açısından maalesef Rusya'dan sonra en çok davası olan ülkedir. Bu imaj bizim ülkemize, kültürümüze, tarihimize ve bize yakışmıyor. Ama Türkiye farklı bir noktaya doğru ilerliyor. Yani Türkiye artık sanık sandalyesinde oturmuyor. Türkiye'ye devamlı gelip denetleyen, gözlemleyen elçiler vardı. Çok şükür biz denetimden çıkmakla kalmayıp, o yapının Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin başkanlığına bir Türk'ün seçilmesini, Antalya Milletvekilimiz şu anda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı görevini yürüten sayın Mehdi Çavuşoğlu'nun seçilmesini de sağladı. Yani Türkiye temel haklar açısından, ayıplanan, sanık sandalyesinde oturtulan bir ülke iken, çok şükür şimdi parmakla gösterilen bir başarı sağladı" dedi.
"YARGININ KENDİNİ YENİLEMESİ GEREKİYOR"
Sıkıntılı bir süreç yaşayan Türkiye'nin demokratikleşme adına önemli projeleri hayata geçirdiğine dikkat çeken Bağış, süreçle aynı uyum içerisinde yargının da kendisini yenilemesi gerektiğini savunarak, şöyle konuştu:
"Türkiye her geçen gün kendini geliştirebilen bir ülke olma yolunda ilerliyor. Tabi Türkiye'ye baktıkları zaman Türkiye'de gerçekten demokrasi oturmaya başladı. 'Gerçekten bir takım kurumlar, yerlerini netleştirmeye başladı' diyebiliyorlar. Ama bunu sağlarken, bununla birlikte gelen bir de ekonomik başarı var. Türkiye'de kişi başına düşen gelir son 10 yıl içerinde 3 katı artmış, ortalama her yıl yüzde 8 büyüyen bir ekonomisi var. Dünyanın 26'ncı büyük ekonomisi iken dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi oldu. Artık Türkiye kendi bölgesindeki ülkeler için gerçekten bir hayli aşamalar katetti. Ekonomik açıdan da, siyasi açıdan da, kültürel açıdan da, bir itibar kaynağı haline geldi. İşte bu yüzden bizim yargı sürecini çok önemsememiz lazım. Çünkü demokrasiler 3 erkten oluşur; yasama, yürütme yargılama. Vatandaş yasama ve yürütme ile ilgili bir sorunu varsa demokrasilerde onu sandıkla değiştirebiliyor. Yasamadan memnun değilse, Siirt milletvekilinden memnun değilse, bir sonraki seçimde gidiyor bunu değiştirebiliyor. Belediye başkanından memnun değilse, bir sonraki seçimde onu değiştire biliyor. Ama yargıyı, vatandaş direk sandıkta değiştiremiyor. Onun için yargının kendisini yenilemesi için, bu tür eğitim programları çok önemlidir. Yargının kendi standartlarını yükseltebilmesi için bizim hep birlikte üzerimize düşen görevi yerine getirmemiz gerekir ve yardımcı olmamız gerekir. Ben ulusal ajanstan ilk kez yanıma geldiklerinde ilk verdiğim talimat, yargıyla yakın çalışın, mümkün olduğu kadar hakim, savcı, avukat arkadaşlarımız Avrupa'ya gidip görsünler. Kendi içine kapanma sorunu birbirlerinden ve toplumdan soyutlanma sorunu Türkiye'yi çok farklı noktalara taşımıştır. O at gözlüklerinden kurtulabilmemiz için, bizim kendi değerlerimize, kendi kültürümüze daha barışık olabilmemiz için, farklı çabalara ihtiyacı olduğu gibi başka ülkelerle, başka devletlerle barışık olabilmemiz için, onları anlamak lazım."
"YARGININ DA BU SÜRECE O ANLAYIŞLA YAKLAŞMASI LAZIM"
Türkiye'de, Siirt'te yüzyıllardan beri, Arap, Türk, Kürt, Ermeni ve Süryanilerin kardeşçe ve sorunsuz bir şekilde yaşatığını dile getiren Bağış, terörün bitmesi durumunda Türkiye'nin çok güçlü bir ülke konumuna geleceğini anlattı. Bağış, "Türkiye'nin içinden geçmekte olduğu çok önemli bir süreç var. Geçen geldiğimde de sevgili belediye başkanımızla da bunu konuşmuştuk. Türkiye inşallah bu terör belasından kurtulursa Türkiye'den güçlüsü kalmaz. O zaman bizim bireysel özgürlükler anlamında atmamız gereken daha fazla adımları gerçekleştirebilmek için, çok önemli bir motivasyon kazanmış olacağız. Önümüzde bizi adeta bir mıknatıs gibi çeken, önümüzde bizi kilitleyen, o zincirleri kırmış olacağız. Herkese ama herkese çok büyük mesuliyetler düşüyor. Ülkenin yargısına da çok büyük bir mesuliyet düşüyor. Yargının da bu sürece, o anlayışla yaklaşması lazım. Yargının da bu ülkede herkesin bu ülkede birbiriyle kucaklaşabilmesi, birbiriyle helalleşebilmesi, herkesin yeni bir beyaz sayfa açabilmesi için üzerine düşen mesuliyeti hissetmesi lazım. Bu yüzden Avrupa Birliği standartlarında temel hakları, yargıyı, insan haklarını, ifade özgürlüğünü çok iyi algılamamız lazım. Çok iyi özümsememiz lazım ve bunu da inşallah hep birlikte gerçekleştirmemiz lazım" dedi.
"AVRUPA'DAKİ YAŞAM STANDARDINI 81 İLDE DE GÖRMEK İSTİYORUM"
Avrupa Birliği üye olup olmamanın çok da umrunda olmadığını söyleyen Bağış, "Hakikatten üye olup olmamak çok umurumda değil. Türkiye'nin baş müzakerecisi olarak bunu söylüyorum. Ama Almanya'daki otoban standartlarını ben Siirt-Şırnak arasında görmek istiyorum, İsveç'teki demokrasinin bireysel hakkın, hukukun standartlarını Türkiye'nin 81 ilinde de görmek istiyorum. İtalya'daki moda standartlarını, Fransa'daki gıda standartlarını, İngiltere'deki eğitim standartlarını aşarak, Atatürk'ün bize hedef gösterdiği o medeni çağdaş milletler seviyesinin üzerine çıkmış Türkiye'yi inşa edebileceğimize inanıyorum. Onun için bizim farklılıklarımız olacak" dedi.
İsim vermeden Başbakan Erdoğan'ı kasteden Bakan Bağış, "12 Aralık 1997'de Siirt meydanında şiir okduğu için insanların hapsedildiği o karanlık günlere dönmemesi için hepimizin çok önemli görevleri var. Türkiye bugün geleceğine daha umutla yaklaşan bir ülke ama hala halledilmesi gereken meseleleri var. Şu anda bahsettiğim 4'ncü Yargı reformu paketi üzerinde çalışıyoruz, eminim onu bitirdikten sonra 5'nci, 6'ncı Yargı reformu paketleri üzerinde de çalışmamız gerekecek. Biz bu coğrafyadaki diğer milletlerin, diğer ülkelerin, madem ki onlara öncülük yapmaya başladık; o zaman bizim kendi içimizedeki sorunları halletmemiz lazım. O sorunları halledebilmek için de hepimizin bir şeyi kabul etmesi lazım. Biz birbirimizi değiştiremeyiz. Binlerce insan yüzyıllar boyunca birçok kez denedi, ama hiçbiri bunu başaramadı. Ne Aleviler Sünnileri Alevileştirdi, ne Kürtler, Türkleri Kürtleştirebildi, ne Araplar Ermenileri Araplaştırabildi" dedi.
Bağış, daha sonra işadamı Ethem Sancak'ı kastederek, "Ben de çok uğraştım, çok severim Ethem Abi'yi. Ama bir türlü Beşiktaş sevdasından vazgeçirip onu Fenerbahçeli yapamadım" demesi salonda gülüşmelere neden oldu.
