Mumcu'dan Başbakan'a "Veli Göçer" Benzetmesi
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Beş Yıldır İktidarda Olmasına Karşın Hükümetin Hala "Enkaz Edebiyatı" Yaptığını Kaydederken, "Bu Hükümetin Yaptığı Her Şey Veli Göçer'in Yaptıklarından Hiç Farklı Değildir, Tamamen Aynı" Dedi.
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, beş yıldır iktidarda olmasına karşın hükümetin hala "enkaz edebiyatı" yaptığını kaydederken, "Bu hükümetin yaptığı her şey Veli Göçer'in yaptıklarından hiç farklı değildir, tamamen aynı" dedi.
Grup toplantısına konuşma süresini uzatması nedeniyle Başbakan Erdoğan'a tepki göstererek başlayan Erkan Mumcu, beş yıldır iktidarda olmasına karşın hükümetin hala "enkaz edebiyatı" yaptığını söyledi. Türkiye'de sahte bir bahar havasının her yerden pompalandığını kaydeden Mumcu, şöyle dedi:
"Aynen bugün olduğu gibi. Şubat ayında kar yağması gerekirken ağaçlar çiçek açmış. Birileri çıkıp bunun doğrusu kar yağmasıdır diyor. Kar yağmazsa susuzluk, kuraklık, açlık olur diyen insana birileri kara haber veren deli gözüyle bakıyor. Bir bahar havasında Türkiye altından kalkamayacağı bir maceraya doğru sürükleniyor. IMF'ye olan borcumuzu ödemişiz, borç özel sektörün borcuymuş, hazine buna kefalet etmiyormuş. Bir başbakan bunu söyledikten sonra bana söyleyecek bir şey kalmıyor. Başbakan çıkıp Merkez Bankası'nın rezervinden bahsediyor, Merkez Bankası'nın rezervinin 64 milyar dolara çıktığını söylüyor. Bunun doğrusu Merkez Bankası'nın sıfır rezervle piyasada varolmasıdır. Bunun 64 milyar dolara çıkması demek ülkenin geldiği borçlanmada senin ödemek zorunda olduğun fatura demektir. Bir hükümet utanmadan sıcak paranın saltanatını sürüyor."
VELİ GÖÇER'İN YAPTIKLARINDAN FARKLI DEĞİL
Mumcu, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında depremle ilgili yaptıklarını övünerek anlattığını dile getirirken, "Bu hükümetin yaptığı her şey Veli Göçer'in yaptıklarından hiç farklı değildir, tamamen aynı" dedi. Erkan Mumcu, hükümetin Türkiye'ye sürekli gündem pompaladığını savunurken, şöyle dedi:
"Bir hafta derin devlet, ertesi hafta Kerkük. Ne oldu derin devlete? Millete mi havale ettiniz, ne oldu derin devlete? Sadece olan milletin devletinden kuşku duymasından ibaret kaldı. Ne oldu Kerkük? bir hafta sonrda Başbakan, Kuzey Irak yönetimiyle iyi ilişkiler kurmak niyetinde olduğunu söyledi. Bu tam da Barzani'nin bir Fransız gazetesinde Türkiye'yi bölmekle tehdit eden sözlerinden sonra oldu. Ne oldu Türkiye'nin bölge politikası, birlik politikası? Barzani Türkiye'de AKP'yi desteklediklerini söyledi. Ondan başka ne beklenebilir ki?"
KAMPALAŞMA, KUTUPLAŞMA TUZAĞINA DÜŞMEYİN
Her gün yeni bir anketin ortaya çıktığını ve şu parti baraj altında kalacak, bu parti barajı aşacak gibi manüplasyonlar yapıldığını anlatan Mumcu, seçmenlere şöyle seslendi:
"Ey millet; bu barajlar size konulmuş barajlardır. Yönlendirilmek istendiğiniz yerde sizin iktidarınız yok, geleceğiniz, sizin haklarınız, mutluluğunuz yok. Onların işbirliği içinde kurmak istedikleri düzen var. Bu oyuna gelmeyin. Barajları yıkıp geçmek sizin elinizde. Sizi korkutmaya, çaresizliği dayatmaya çalışıyorlar. Buna meydan okuyun, vicdanınızın sesini dinleyin, ülkenize, milletinize inanın. Sürüklenmek istendiğiniz bir kampalaşma, kutuplaşma tuzağına düşmeyin. Türkiye fukaralığı, geri kalmışlığı, taşeron bir ekonomiyi hak etmiyor. Türkiye itaat etmeyi hak etmiyor, rekabet etmeyi, meydan okumayı hak ediyor."
Başbakan Erdoğan'ın "utanmazca" IMF'ye ödenen borçtan bahsettiğini kaydeden Mumcu, "Niye stand-by anlaşmasını yaparken yaptığınız taahhütlerden bahsetmiyorsunuz?" diye sordu. Mumcu, Cumhurbaşkanı Sezer'in veto ettiği Türk Petrol Kanunu'nda, adından başka hiçbir yerde ne Türk, ne Türkiye ne de Türkiye'nin menfaati olduğunu anlatırken, şöyle dedi:
"Şimdi cumhurbaşkanlığı konusunda beş beş diye bağırıyorlar. Tabi onların işine yaracağı muhakkak. O beş başka bir beş, beşi bir yerde çağrısı. Bugünkü şartlarda yaparlar. Eğer o köşkte onların gönderdiği bir cumhurbaşkanı olsaydı ve bu Petrol Kanunu böyle gitseydi ne olacaktı? Türkiye'nin petrol stratejisi tamamen yabancılara devredildiği gibi, Türkiye Petrolleri de devredilecekti. Ne var bu IMF mektubunda, Türkiye'nin 80 yıldır dişinden tırnağından artırarak elde ettiklerinin adına yabancı sermaye denilen emperyalist bir takım odaklara teslim etme var." (ANKA)