Kuzu: Yapmaya Çalıştığımız Süreci Desteklemek

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, ''Hükümet olarak yapmaya çalıştığımız bu süreci (Ergenekon davası) desteklemek, bunun arkasında durmak, savcı ve hakimlerimize sağdan soldan gelecek müdahaleyi durdurmak. Ama bu süreci durdurduğunuz zaman Türkiye hiçbir zaman bu şansı yakalayamaz'' dedi.

Kuzu, Genç İdealistler Hareketi'nce Ali Emiri Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''28 Şubat ve Demokratik Süreç'' konulu panelde yaptığı konuşmada, demokratik mücadelenin tarihte çok zor yürüdüğünü, Türkiye'de de Tanzimat döneminde başlayan bu mücadelenin halen verildiğini söyledi.

Türkiye'nin bu süreç içinde bir çok ihtilal yaşadığını, son olarak 28 Şubat, 27 Nisan e-muhtırası, yeni ortaya çıkan ''Balyoz'', ''Sarıkız'', ''Ayışığı'' gibi darbe planları olduğunu ve ''denize olta atılınca balık yerine mermilerin çıktığını'' dile getiren Kuzu, ''Böyle bir Türkiye var. Nedir bunlar diye sorulduğunda cevabını bulamıyor arkadaşlar. Biz kimsenin mağdur olmasını istemeyiz, ama bunların cevabını bulmamız gerekiyor. Sahiden bu bir plan mıdır, oyun mudur, gerçekten bir senaryo mudur bunu yargı ortaya çıkaracak'' diye konuştu.

Burhan Kuzu, 28 Şubat sürecinin elbette 12 Eylül, 27 Mayıs gibi bu doz ve düzeyde açık bir darbe olmadığını, ''post modern'' denilen yıldırma, sindirme, öteleme, bezdirme, 'lanet olsun deyip gitme' yöntemi olduğunu söyledi.

Kuzu, bugün de Ergenekon sürecinde Anamuhalefet liderinin ''Atatürkçüler, laikler böylesine düzgün insanlar, böylesine suç işler mi?'' gibi açıklamalar yaptığına işaret ederek, şunları söyledi:

''Bizim hükümet olarak yapmaya çalıştığımız bu süreci desteklemek, bunun arkasında durmak, savcı ve hakimlerimize sağdan soldan gelecek müdahaleyi durdurmak. Yaptığımız bu. Bu süreç bitecek gerçek ortaya çıkacak. Hiç kimsenin mağdur olmasını istemeyiz. Ama süreci durdurduğunuz zaman Türkiye hiçbir zaman bu şansı yakalayamaz. Darbelerle bir yere varılmadığını görüyorsunuz. Türkiye'yi sürekli geriye götüren bir yaklaşım. Efendim 'TSK bunların içinde bulunur mu?' Geçmişte bulunmuş. Bulunmamasını gerektirecek ben bir gerekçe göremiyorum. Geçmiş yıllarda yapmış. İlk defa böyle bir şey yok ki. Gerçekleşmiş olanları var. Bütün bunları da rejimi koruma, kollama göreviyle yapıyorlar. Şu anda Türkiye'de çok daha tehlikeli bir tablo var. O da şu; 'Artık TSK darbe yapmaz' şeklindeki bir zihniyetten uzaklaşmaya çalışıyor. Bu güzel. Ama bunun yerine hükümetle ve siyasilerle yargının didişmesi, boğuşması şeklinde Türkiye'de yeni bir dönem başlıyor. Sıkıntı bu. Yargıçla biraz konuştuğun zaman, 'yargıya müdahale ediyorsun' deniliyor. Yargının bağımsızlığı tamam, tarafsızlığı ne olacak? Dolayısıyla Türkiye'de ciddi bir Anayasa değişikliği gerekiyor. Taşların yerine oturması gerekiyor.''

Gazeteci Nazlı Ilıcak da, bugünkü darbe iddiaların gerçeklik payının çok fazla olduğunu ve bunlara dayanak savcıların tutuklamalar yaptığını, büyük davalar açtığını söyledi.

Bugün ortaya çıkarılan darbe planlarının 28 Şubatın bir dalgası olduğunu, 28 Şubatta 'Biz istediğimiz uydurma, psikolojik harekat düzenleyerek, bir takım iddialar ortaya koyarak istemediğimiz iktidarı devirip, istediğimizi getirebiliriz' düşüncesine sahip olanların, 2009'da ''Ergenekon Analiz Yeniden Yapılanma Yönetim ve Değiştirme Projesi'' hazırlandığını dile getiren Ilıcak, dünyada da bunun böyle yapıldığını, dezenformasyon ve suikastın kullanıldığını savundu.

-SORULARI CEVAPLADILAR-

Toplantıda katılımcıların sorularını yanıtlayan Burhan Kuzu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 5'i hakim olmak üzere 7 üyeden oluştuğunu ve 5 hakim üyenin hep aynı yönde karar verdiğini belirterek, kurulun yapısını eleştirdi.

Bu kurulun geniş tabanlı olması ve içinde üniversitelerden, barodan ve Meclis'ten de atamanın yapılacağı 16-17 kişilik bir yapının oluşturulması gerektiğini ifade eden Kuzu, ''Maksat oranın kast sistemine dönüşmemesi. Şu anda mesleki taassup var. Anayasa Mahkemesi'nin yapısı da sıkıntılı. Dünyanın her yerinde üyelerin en az yarısını Meclis seçer. Bazı ülkelerde üyelerin tamamı Meclis tarafından seçilir. Türkiye'nin kendine göre farklı yapısı var. Tamamen siyasetçiye bırakmak doğru değil. Karma sistem daha doğru geliyor'' dedi.

Nazlı Ilıcak da, Başbakan Recep Tayyup Erdoğan'ın köşe yazarlarını gazete patronlarına şikayet etmesine yönelik sorular üzerine, Başbakanın bu yanlıştan dolayı özür dileyeceğini düşündüğünü söyledi.

Panelde konuşan Mehmet Altan da, Başbakanın bu sözünün çok talihsiz olduğunu ifade ederek, ''Bu söz Başbakanın geri kalan ömründe hep arkasından gidecek bir söz. Tashih edeceğini düşünüyorum. Daha büyük üzüntüm, yazarla ilgili düşüncesi. Nasıl bu kadar talihsiz bir laf eder anlayabilmiş değilim. Onun için Türkiye'den ürküyorum. Onun için bu ülkenin ilkeyle yönetilmesi lazım'' diye konuştu.

Haberler